27. Bölüm

27-Herşey Son Buluyormuş Gibi

nur_yvn
nur_yvn

Selam sevgili okurlarım<3

Nasılsınız?

Şimdi bölüme geçmeden önce oy vermeyi unutmayın. Satır aralarına da yorum yapınızz🎀

İyi okumalar dilerim🧚🏻‍♀️

 

🍂

 

Kendimi meyve ağaçlarının arasında gördüm. Tek başıma aralarında geziyordum. Mevsimlerin saniye saniye değişmesine ise şaşkın ve mutlu gözlerle bakıyordum. Yine o mevsim gelmişti. Herşeyin başrolü olan o mevsim.

 

Sonbahar.

 

Yapraklar tepemden aşağı dökülürken bir tur etrafımda döndüm. Ama sonra yapraklar şiddetini hızlandırdı.

 

"Ne oluyor?" diyebildim sadece. Hepsi canımı acıtacak şekilde tepeden aşağı dökülüyordu. Dallar kırılıp beni bir çıkmazın içine aldığında kalbimin korku dolu sesini duydum.

 

Artık anlamıştım bu yapraklar hayatımda olan bütün kötü anları temsil ediyordu. Artık bir tane bile turuncu yaprak görmek istemiyordum. Dallardaki dikenler kollarıma batarken acı ile bir çığlık attım ama olduğum yerde o bile yankılanmadı.

 

"Kaya ile Esma berdel olmuştur."

 

Bilincimin açılması ile beni tutan adama baktım. Tarık beni tutmuştu.

 

"Kaya degill." dediğinde ayakta durabildigimden emin olmaya çalışıyordu. Kenara tutunup onu bıraktım. Arkamdan belime sarılan elle Tarık ileri gitti. "Adım Kaya değil, Tarık." diyerek ileri gitti ve ortada duran Kaya abi ve Esma olduğunu düşündüğüm kız yanaştı.

 

"Bilader müsadenle." diyerek Kaya abiyi ittiginde Kaya abi hay hay dercesine oradan uzaklaştı. Kenarda sandalyede oturan ve hala ağlayan Zehraya baktım. Gözleri bana döndü. Aramızda binlerce sessiz kelime döküldü. Bizde bunu dile getirmedik. Kaya abi Zehrayı kimseyi umursamadan kucağına aldı ve dudaklarına bir öpücük kondurarak buradan götürdü.

 

"Tam zamanında." dedi Umut. "Yenge aklım çıktı." demesiyle kafama bir şeyler dank etmiş gibiydi. "Biz seninle de berdel yapabilirdik." dememle korkuyla geri çekildi. Ama Esma ondan büyüktü.

 

"Tarık?" dedi Rezan aga. "Seni buradan gidecek diye haber aldık." demesiyle Tarık bana döndü. "Zaten gidecektim ama işte. Nasip." dediğinde kaşlarımı çattım.

 

"O zaman hocayı getirin." diyen Ferzan aga ile bir adam içeri girdi.

 

Bu konağın görmediği bir rezillik kaldı mı demek istiyorum ama galiba kalmadı.

 

Esma ile Tarıgın arasında bir bakışma geçti. Esma Tarıgın elini tutan eline bakıyor ve gözlerini kaçırıyordu.

 

"Yaşadığım en aksiyonlu ve en korkunç gün oldu." O da bana katılıyormuş gibi kafasını salladı. Sert çehresi bir tık da olsa şaşkınlıkla bezenmişti.

 

İmam nikahı kıyıldıktan sonra konağa gelen nikah memurunu kesinlikle beklemiyorduk. Rezan aga kızına sinirli olduğu için ikisi için de bir düğün yapmak istememişti. Nikah kıyıldıktan sonra Mirkan adının Yeşim olduğunu öğrendiğim kızı da alıp gitmişti. Hamza bey de bu olaylar olurken yanımızdaydı ama tek kelime etmedi en son çıkmadan önce bana dönüp. "Kızım seninde canını sıkmışlar. Hakkını helal et." demişti. Bende "Helal olsun." diyip geçiştirmiştim. Tarık ve Esma ise şok geçirmişlerdi. Haje hanım kızı Zana'nın yolda olduğunu söylediğinde çok sevinmiştim. Zana hala iyi biriydi.

 

Zeynep anne ve Haje hanım bu kadar krizin ardından odalarına çekilmişlerdi. Salonda Furkan, Ben, Tarık ve Esma oturuyorduk. Esma utangaç bir şekilde elindeki kırmızı cüzdana bakıyordu.

 

"Bana gelseler bu gün evleneceksin deseler götümle gülerdim." diyen Tarık ile Furkanda ona katıldığını belirtircesine kafasını salladı.

 

"Seni kim çeker?" dedi tahammül edemiyormuş gibi. Esma onları dinliyor bir yandan da elindeki kırmızı evlilik cüzdanına bakıyor.

 

"Kocasının ismini nikah memurundan duyan ilk insan olarak tarihe geçebilirim." dedi Esma dakikalar sonra. Tarık ona bakıyor sanki bu kadar incelencek ne olduğunu düşünüyor gibiydi. Ama ben neyi inceldigini gayette biliyordum. Tarıgın yüzüne bakmaya utandığı için evlilik cüzdanından bakıyordu.

 

"Ezberlemeye mi çalışıyorsun?" diye soran Tarık ile Esma başını kaldırdı.

 

"Ezberim kuvvetli olduğu için bu kadar bakmama gerek kalmaz." dedi meydan okurcasına.

 

"İnanmam." dediğinde Esma "567********" diye bir şeyler mırıldandıgında Tarık şokla bakmıştı. "TC mi nasıl ezberledin?" dediğinde omuz silkti.

 

"Siz de artık evinize mi gitseniz?" dediğimde Tarık gözlerini kısarak bana baktı. "Şimdi böyle mi olduk? En son evlenme teklifi ediyordun." dediğinde şokla açıldı ağzım.

 

"Esmanın yerineydi o." dediğimde Esma şokla baktı. Tek şok olmayan Furkandı.

 

"Başkasının yerine evlenme teklifi edilmez küçük Kılıç."

 

"Babam Furkanın yerine etmişti ama!" diye sinirle yükseldim.

 

"Beni alakadar etmez. Kendimi üç çocukla ortada bırakılmış gibi hissettim. Küstüm." diye sinir bozucu bir şekilde söylemesiyle sinirle "Siktir git evimden." demem kaçınılmaz olmuştu.

 

"Hiç misafir perver değilsin. Kalk karıcım gidiyoruz." dediğinde bu duruma hepimizin ayak uydurması da çok tuhaftı. Esma ayağa kalktığında Tarık elini tuttu ve merdivanlara ilerlediler.

 

"Kız sen ne kadar güzelmişsin." diyerek Esmanın beline elini attığında Furkandan bir öksürme sesi geldi. Tarık kahkaha atarak Esmaya daha da sokuldu ama Esma şok ve şaşkınlıkla konuşamıyordu.

 

"Dengesiz herif." diyerek homurdandıgında bende güldüm. Bu gün neredeyse ilk defa bu kadar içten güldüğüm için Furkan bana döndü.

 

"Nasılsın?" dediğinde derin bir nefes aldım şu anda Kaya abi ve Zehrayı yanlız bırakmak adına yanlarına gitmiyordum. Adımlayarak kocamın yanına sokuldum.

 

"İyiyim sen nasılsın?" dediğimde burnunu saçlarıma sürterek bir nefes aldı. "Korktum." dedi sadece. "Hayatımda ilk defa bu kadar korktum. Seni üzebileceğini bildiğim her şey için korktum." dediğinde gözlerimin dolduğunu hissettim. Kurtuluş ve Özgüre Zeynep anne bakıyor olmalı ki onlar daha aglamamıştı.

 

"Bende çok korktum." dedim. "Kardeşimi üzecek olan bir şeye müsade edeceğim diye çok korktum. Eğer nazlanmasaydı bu kadar olmayacaktı." dememle güldüğünü hissettim. Saçlarıma derin öpücükler konduruyordu.

 

"Bana güvendiğiniz için mi sustunuz?" dememle durdu. "Çok mu belli ettik?" demesiyle kıkırdadım.

 

"Abim panikledi yanımdan gitmesin diye onu tutuyordum." dedi ve dikleşerek ona baktım. "Senin aşağı indiğini görünce benim orada söz hakkım bitti." demesiyle içimden gelerek yanağına sımsıkı bir öpücük kondurdum.

 

Biz konuşurken gözlerim içeri giren ikiliye kaydı. Zehra ve Kaya abi geliyordu. Ağlamaktan gözleri kızarmış kadına baktım. Onun gözleri ise beni görünce daha da sulandı.

 

"Avukat hanım." dedim ayağa kalkarak. "Oluyor mu hiç böyle. Aldık davayı." dediğimde gülerek bana koştu. Bende ona koştum. En sonunda birbirimize sımsıkı sarıldım.

 

"Kimsenin yapamadığını yaptın." demesiyle daha da sıkı sarıldım.

 

"Yeğenim iyi mi?" dedim sadece. Artık bu konuyu kapatmalıydık. Saatlerdir yaşanan şeyler hiç de güzel değildi.

 

"İyi." dediğinde sakince geri çekildim. Kaya abi bana bakıyordu.

 

"Eyvallah yenge. O piçi evlenmeye nasıl ikna ettin onu hala anlamadım doğrusu." diyerek elini Zehranın beline atarak koltuklara yönlendirdi. Onlar otururken ben kıkırdadım.

 

"Evlenme teklifi ettim biliyor musunuz?" diyerek bütün herşeyi en baştan anlattım. Onlar dinledikçe hem güldüler hemde şok oldular. Kaya abi ve Zehra bana minnetle bakarken ben sadece abartmamalarını istedim. Evet bir şey yapmıştım ama zamanında Furkanın karşısına benim için dikilen kardeşim için yapmıştım. Minnet istemiyordum. Ben ona minnettarım asıl.

 

"Zana hala geliyormuş." dedim. Furkan bildigi için beni onayladı.

 

"Bütün bebekleri halama verip gezmeye ne dersiniz?" diyen Kaya abiye döndüm. "Evlatlarımı bırakamam." dedim ve arkamı döndüm. "Hatta şu anda gidiyorum." dediğimde arkamdan gülme sesleri duydum ama adımlarımı bozmadan ilerledim. Zeynep anne bizim odamızdadır diye düşünerek odaya ilerledim. Yanılmamanın verdiği haklı tebessümle odaya girdim.

 

"Zeynep anne." dememle beşiği sallayan eli durdu ve korkuyla irkildi. "Kızım." dedi ve elini göğsüne koydu. "Aklım çıktı." dediğinde ona mahcup bakışlarımı sundum. Dalmış olmalıydı.

 

"Seni üzmediler inşallah." dediğimde gülümsedi. "Yok onlar babaannelerinin bir taneleri." dedi ve güldü.

 

"Sakıncası yoksa sizi düşündüren şeyi sorabilir miyim?" dedim kibar olmaya çalışarak.

 

"Aklıma eski günler geldi. Bizde Ayhan aga ile zorla evlenmiştik. Anamın babamın zoruyla varmıştım." demesiyle yatağa oturdum. Yani hemen yanına. Dikkat kesildim.

 

"Sonra tabi ben genç kızım birde yamanım beni bir gör. Taşı sıksam suyunu çıkartacak deli cesareti var. Hiç istemedim Ayhan agayı." dediğinde gözünle çöktü omuzlarım. "Ama o da pek yaman bir delikanlıydı. Onun bende gönlü vardı. Beni sevdiğini söylemiş anasına atasına. Ondan gelmişlerdi istemeye. Evlendik ama ben yatağıma bile almak istemiyorum." dediğinde bizim ilk günümüz aklıma geldi.

 

Sarmaş dolaş uyumuştuk.

 

"Eee anne sonra ne oldu?" dedim merakla. Ona sadece anne dememle gülümsemesi derinleşti. Hafif utangaç bir eda ile "Sonra anlattı evlendigimiz gece bana derdini. Sevgisinden bahsetti. Bende o gece beni bu kadar seven bir insanı niye istemeyeyim dedim. Kayanın ilk olduğu zamanlar geldi aklıma." dedi ve tekrar aklına gelmiş gibi genç kız gibi güldü. "Ay bu deli bir sevindi bir sevindi ama bütün Mardine duyurdu." demesiyle bende güldüm.

 

"Furkan?" dedim onunda hikayesini dinlemek istercesine.

 

"Furkan biraz daha abartı oldu. Ne kadar aşiret var herkes duymuştu." dediğinde güldüm. Ayhan baba çılgın biriymiş o zaman gençliğinde. Bu kadar yaptığına göre.

 

"Aslında içimde büyük acılar var ama şimdi bunları boşverelim." dediğinde konuşmak istemediğini var sayarak sustum. Beşikleri salladık beraber.

 

"Gelin, kaynana pek bi huzurluyuz maşallah." diye içeri giren Furkan ile güldüm. Zeynep anne de bu dediğine gülerek ayağa kalktı.

 

"Ben gideyim de bir yemekleri kontrol edeyim." demesiyle çıkmıştı kapıdan.

 

"Karıcım." diyerek yanıma oturan adama baktım. "Ben diyorum ki şu üçüncü çocuğun temellerini atsak mı?"

 

Duyduklarım ile bebeklerime baktım. "Sen doguracaksan neden olmasın?" dediğimde kaşları yavaşça çatıldı.

 

"Ben mi doguracagım?" diyerek sormasıyla buna normalde gülerdim ama sadece kaşlarımı çattım. Onca saatin ardından yorgunluktan geberirken bana üçüncü çocuk diyordu ve ne bekliyordu. Hemen üzerine atlamamı mı?

 

"Evet bu sefer sen doğur yada yapmayalım." dediğimde ciddiyetle bana baktı. Şimdilik susuyormuş gibi önüne döndü.

 

"Tarıgın çocuğunun olmama nedeni ne?" dedim ama bana bir cevap vermeyerek şakagıma bir öpücük kondurdu.

 

İkimizde bebeklerimizin beşigini sallarken kıkırdadım. "Zehra ile hep çocuklarımızın evleneceğini düşünürdük. Yani benim fırlama oğlum onun zilli kızıyla evlenecekti. Ama bu artık imkansız." dememle Furkan da buna güldü. "Abim kendi yeğeninin bile topuğuna sıkar." dediğinde bunu hayal ederek güldüm.

 

"Herşey bitmiş gibi hissediyorum. Sanki artık herşey son buluyormuş gibi." dedigim cümle ile Furkanın kaşları çatıldı.

 

"Bizim bir sonumuz olacaksa bu eminim ki çok güzel olurdu. Sen kadar güzel hemde." diyerek kollarını bedenime sardı. "Düşünsene bölüm sonu canavarı gibi Kerem canlanıp geliyor." dediğimde bu ihtimal bile onu sinirlendirmiş olacak ki benim gülüşüme bile kötü kötü baktı.

 

"Bence bölüm sonu canavarı benim." dediginde gülüşüm soru dolu bir şekle büründü. "Canavarlar prensesleri yediğine göre -ki bu benim öznel fikrim- bende seni yiyebilirim." diyerek üzerime tamamen egildiginde kıkırdayarak ondan kaçmaya çalıştım.

 

Baş karakterler canavar olmazdı! Biri kesinlikle ona bunu söylemeliydi.

 

7 Yıl Sonra

 

Herkes toplanmış ailecek yaptığımız pikniğin tadını çıkartırken bense herkesin bebeğini incelemekle meşguldüm. Daha doğrusu Zehranın ve kendi çocuklarımı.

 

"Kurtuluş, annecim biraz daha Sarenin peşinden gidersen ben bile seni Kaya amcanın gazabından koruyamayacagım." dediğimde Kurtuluş bana döndü. 7 yaşında çok zeki bir çocuktu. Her hali ile babasına benziyordu.

 

"Anne, Sare beni öptü ve kaçtı." dediğinde şokla gözlerim açıldı.

 

Sare, Zehra ve Kaya abinin kızıydı. Kız olduğunu öğrenince Kaya abiden mutlusu yoktu.

 

"Sus bagırma." diyerek Özgür yanımıza geldiğinde bakışları Kaya abiye kaydı. "Amcam sabahtan beri sana tuhaf tuhaf bakıyor kardeşim. Annem haklı. Sareye biraz daha yaklaşırsan seni parçalayabilir." diyerek konuştuğunda kıkırdadım. Elimi karnıma attım.

 

Hamileydim.

 

Ve bu sefer bir kız çocuğum olacağını öğrenmiştim.

 

Bir tane olacağına dikkat çekmek isterim.

 

"Baba, baba!" diyerek Kaya abiye koşan Sareye döndü bakışlarım. Annesi gibi kumral saçları ve yeşil gözleri vardı. Galiba Kaya abi de en çok bu özelligini seviyordu.

 

"Efendim babam." diyerek mangalı yellemeyi bırakarak aşağı eğildi. Bu sırada bize doğru gelen Furkanı fark ettim.

 

Özgür gelmekte olanı biliyormuş gibi direk Furkanın elini tuttu. Furkan hayırdır adlı bakışını atarken o da Kurtuluşu gösterdi. Babası gibi olan kara kaşlarını çatmış Sareye bakıyordu.

 

"Dirseğim kafasına çarptığı için Kurtuluşun yanağına özür öpücüğü kondurdum ama o bunu yaptığım için beni kovalıyor." dediğinde Zehra bir kahkaha attı. Hemen yanıma gelip oturduğunda Kaya abinin bakışları Kurtuluşa döndü. Kaşlarını çatarak baktı ona.

 

Ama Kurtuluşa bu bakışlar zerre etki etmiş gibi değildi.

 

"Kızımdan uzak dur." dediğinde Furkan bu hallerine gülerek Özgürü kucağına aldı.

 

"Kaya amca kızın benden uzak dursun. Benim sevdiğim var diyorum hala dibime giriyor." diye sinirle konuşmasını hepimiz gülerek dinliyorduk.

 

"Senden başka oyun oynayacak kimse yok. Ayrıca bende birini seviyorum boş yapma." diyerek omuz silkti. Kaya abi şok ile kızına bakıyordu.

 

"İyi güzel o zaman benden uzak dur. Haspinallah ya!" diyerek iyice kaşlarını çatarak arkasını döndü.

 

"Her yeri babası." diyerek Kurtuluşun yanağını okşayarak masaya ilerledi Zeynep anne "Küçükken kaşlarını çatmadan gezmedi." diyerek Furkanı gösterdi.

 

"Özgür ile oyun oynanmıyor baba!" diyerek Kaya abiye iyice sokuldu Sare. O konudan bağımsız hareket ediyordu.

 

"Baba, Sare bana sen ağaç ol dedi." diyerek şikayet etmesiyle kahkaha attık Zehra ile.

 

"Boşuna mı sırık gibisiniz ya!" diyerek cırlayan kız ile kulaklarımı kapattım. Annesi gibi sesi yüksekti.

 

"Hadi gelin sofraya." diyen Zeynep anne ile sofraya baktım. Ayhan baba yine en başa oturmuştu. Haje hanım, Zana hala hepsi vardı.

 

Herkes oraya giderken elimi karnıma attım. Bir adım attığım gibi ikinci adımı atamadım. Üzerimdeki beyaz elbisenin altından akan sıvı ile adımlarım tamamen olduğu yere çakıldı.

 

"Şimdi sakin olmam gerek. Bu ikinci, herşey basit." diyerek kendime telkin verdim. Ama olay şu anda benim bile sakin olamayacağım bir yerdeydi.

 

"Arkadaşlar. Canım ailem." diyerek onların ilgisini çekmek için bağırdım. "Ben doğuruyorum." dememle Furkanın bakışları bana döndü. "Doguruyorsun." dedi ve hızla bana geldi. "Doğurma dur doğurma." diyerek beni hızla kucağına aldı. Bunu yapmamalıydı ama.

 

"İndir beni." dediğimde hızla koşarak beni arabaya bindirdi. Zehra ve Kaya abinin de koşarak geldiklerini görüyordum. Zehra hızla arabaya bindiğinde beni Zehranın yanına bıraktı Furkan. Zehra beni kendisine yasladıgında öne binen Kaya abinin "Yenge haklı bir düşünürün güzel bir lafı var bak." dedigini duydum.

 

Ben burada doğuruyorum haklı düşünür ne demiş olabilir!

 

"Bak çıkmadık candan ümit kesilmez-"

 

"Kocam o değil diğeri." diyen Zehra ile tekrar bana döndü. "Alma mazlumun ahını-"

 

"Bu adamında devreler yandı." diyerek Zehra bana derin derin nefesler almamı söylüyordu.

 

"Yenilen pehlivan güreşe doymazmış." dediğinde Kaya abiye ilk defa olarak düşündüğüm sert bakışımı attım.

 

"Ben doguruyorum pehlivan ne yapıyor ya!" diyerek ağlamaya başladığımda Zehra beni sakinleştirme derdindeydi. Furkan kesinlikle konuşmuyor yola odaklı gidiyordu.

 

Sonrasında ise hastane koridorunda yine bir dejavu yaşadık. "Bir daha dogurmayacagım." dedim.

 

"Bu konuda sana söz vermem." diyerek tekrar beni öpmüştü.

 

Sonrasından bebeğimi alıp gitmişlerdi. Odada da sadece Furkan kalmıştı.

 

"Kız olmasını en başında beri istiyordun değil mi?" dediğimde kafasını salladı gülerek. "Gitsene." dediğimde yanıma oturdu ve alnıma bir öpücük kondurdu. "Benim ilk kızım burada." dediğinde gözümden bir damla yaş süzüldü.

 

Bu gün bir şeyi en iyi şekilde fark etmiş ve son karara varmıştım.

 

Furkan Kılıç çok iyi bir babaydı.

Furkan Kılıç çok iyi bir eşti.

Furkan Kılıç çok iyi bir evlattı.

Furkan Kılıç çok iyi bir sevgiliydi.

Furkan Kılıç hatalarını telafi etmesini çok iyi bilen kurnaz bir insandı.

 

O herşeydi.

 

Bu gün bir kez daha kendi içimde sorudugum soruya cevap vermiştim.

 

Bunları tekrar yaşayacağını bilsen tekrar tekrar o acıları çekeceğini o lafları işitecegini bilsen yine de onu seçer miydin?

 

Bin kere daha bu dünyaya gelsem Bin kere daha onu seçerdim.

 

Kızımızı bize getirdiklerinde kapıda gördüğüm bedenlerde gülümsemem genişledi. Özgür ve Kurtuluş kapıda bekliyor bize bakıyorlardı. Özgür heyecan ile içeri girerken Kurtuluş yine kaşları çatık ve bir ağır abi edası ile girmişti.

 

"Anne kardeşimiz mi?" diye sorarak bakmak isteyen minik oğluma gülümsedim. Furkan onu hemen kaldırıp yatağa oturtmuştu. Ama bebeğim daha gözlerini açmamıştı.

 

"Anne gözleri neden kapalı?" Dedi babasının kopyası olan gözleri ile. Kurtuluş da yanımıza geldiğinde Furkan onu da kaldırıp diyerek yanıma otutturdu.

 

"Açılır birazdan annem." dediğimde herşeyi ile benim kopyam olan minik kızıma döndüm.

 

"Şimdi biz onun abisi mi olacağız?" diye soran Kurtuluşa "Heralde aslanım. İkinizde göz kulak olacaksınız." diyerek Furkan cevap vermişti.

 

"Peşine takılan erkekleri vurmak serbest mi?" dediğinde hızla ona döndüm. "Silah kullanmak ve birilerini öldürmek yok." dediğimde kaşlarını çattı.

 

"Anne ben Kılıç aşiretinin agası olucam." dediğinde Özgür gülerek "Sen anca kaldırım agası olursun." dedi. Ama Kurtuluştan aldığı darbe ile bu fikrinden vazgeçmiş gibiydi.

 

"Baba ya!" diyerek Furkana sokulan oğluma baktım. "Annecim çok ayıp." dedim Kurtuluşa dönerek.

 

"Ben aga olacağım."

 

"Agalıgı al da başına çal! Ben asker olucam." diyerek kaşlarını catarak Kurtuluşa baktı. Biz onları gülerek izlerken onlar laf dalaşına girmiş birbirlerine sataşmışlardı. Bunu can yakmak için değilde sıkıldıkları için yaptıklarının farkındaydım.

 

Tekrar kızıma döndüm. Karnı doymuş olacak ki emme işini bırakmıştı. Üzerimi düzelterek saçlarını okşadım. Bir kaç saniyenin ardından açılan gözleri ile bana baktı.

 

Masmavi gözleri ile bana baktı.

 

"Furkan." diyerek gülümsedim.

 

İki can parçam sevdiğim adama bir tanesi de bana benziyordu. Daha ben ne isteyebilirdim ki?

 

Furkan yavaşça kızını kucağına aldığında sabırla gözlerini izledi. Kurtuluş ve Özgür yavaşça yanıma sokulduklarında artık üçümüz de Furkana bakıyorduk.

 

"Adı ne Anne?" dedi Özgür merakla.

 

"Ya bi dur sakin bir ortamı da bozma be!" diyerek Kurtuluşun çemkirmesi ile bu sorusu sabote edilmişti.

 

"Gök gözlüm." diye bir mırıltı döküldü Furkanın dudaklarından dakikalar sonra. "Senin adın ne olacak?" dediğinde kendine soruyormuş gibiydi.

 

"Bu sefer sıra sende. Aslında karışırım da 4.'yü talep edersin diye bir korku var içimde." dediğimde bana döndü ve göz kırptı.

 

Zaten isteyeceğim ve alacağım bakışı attı gibi geldi.

 

"Gökçe." dediğinde gülümseyerek ona baktım. Aslından böyle bir isim koyacağını elbette tahmin ediyordum.

 

"Aile fotoğrafı!" diyerek içeri giren Zehraya baktım. Arkasından kucağında Sare ile Kaya abi girmişti.

 

Furkan Gökçe'yi bana verirken Kurtuluş ve Özgürü de kucağına almış iki koluna otutturmuştu. Ben yatakta öylece duruyor ve kucağımda kızımla selfi yapan Kaya abiye bakıyordum. Zehra da hemen kızıyla yanıma gelmiş kameraya bakıyordu.

 

Herkes gülümserken o fotoğraf çekildi ve biz o fotoğraf karesinin içinde mutlu kaldık. Evet o karenin içinde mutlu mesut yaşadık. Onca çektiğimiz acı bedenlerimizden ruhlarımıza işledi belki ama hepsini ruhlarımızdan saniye saniye kazıdık. Beraber çektiğimiz acıları sevdik onlara bile değer verdik.

 

Ben Leyla Kılıç. Bu benim hikayem.

 

Ve benim hikayemde benim yanımda olan herkese teşekkür ederim iyiki varsınız. Kendinize her zaman çok iyi bakın. Yalandan Oyunlar oynamayın ve hep dürüst olun.

 

"Finalde de bana laf sokmazsın hatun."

 

_____________________

 

Selam sevgili okurlarım.

Finale özel artık şu güzel oylarınızı bekliyorum.

Artık bazı şeylerin sonuna geldik ama bu bölüme final yazmaya elim gitmedi.

Kitabımızda olan her çiftimize özel bölüm yazacağım.

Kurtuluşa aşık olanlarımız var mı? Tam babasının oğlu 💋❤️‍🔥🔥

Şimdi hepinizi Allaha emanet olun canlarım.

Tahminimce bu bölümle beraber yeni kitabımın ilk bölümünü de yayınlarım diye düşünüyorum o yüzden aşiret kurgusu sevenleri yeni kitabıma davet ediyorum🌸🧚🏻‍♀️💌 ama tabi kitappad yeni kitabımı kabul ederse. Bir türlü buraya yükleyemiyorum.

Tiktok: nur_yvn

İnstagram: nur_yvn

Ben yeni kitabımın linklerini ve özel bölümlerin linklerini instagram hesabımdan açtığım gruba atacağım. Katılmanız önemle rica olunur💞💕❤️‍🩹

Kimse olmasa bile ben o gruba tahminimce linkleri atarım. Ve ufak bir özellik var sizler de konuşabiliyorsunuz. Yani mesaj yapabiliyorsunuz.

 

 

İlk özel bölümümüz;

 

 

⚖️Kaya&Zehra⚖️

 

 

Bölüm : 07.02.2025 20:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...