
Aşağıdaki yıldızımızı parlatirsaniz çok çok sevineceğim 🌼🌼🌼 °°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°
Eve gittiğimde evde kimse yoktu. Yengesi uyuyordu. Eee tabii ne de olsa koskoca evi temizliyordu kolay mı. Amcası ve Yusuf da yoktu sonra, çok sonra Yusuf geldi. "İştahım yok" deyip hiç Hasret'in yüzüne bakmadan odasına girdi. Hasret çok üzülmüştü, daha birkaç saat olmadan Yusuf hasretten kaçmaya başlamıştı. İşte kabus şimdi başlıyordu. Yengesi de amcası da bu olaya şaşırmış amcası oralı bile olmamıştı. Yengesi şimdilik sessiz duruyordu ama sonra yapacağını elbette yapacaktı.
Hasret çoktan kalkmış üzerini giyiniyordu daha doğrusu tüm gece boyunca ağlamış Yusuf'un kendisinden neden kaçtığını düşünüyordu. Odasının kapısı birden açıldı giren yengesiydi. Kapıyı kapatıp: -Ne oldu kız Yusuf'la kavga mı ettiniz? Ne bu hal? -Yok yenge,ne kavgası, ne varmiş ki halimizde? - Çocuk dün yüzüne bile bakmadı. -Yok yenge siz yanlış anlamışsınız, dün Yusuf biraz rahatsızdı belki ondandır. -Sus kız konuşma yalancı, işte sonunda o da senden bıktı! diye bağırmaya başladı.
O sırada bir komşu kadın imdada yetişti. Yengesini çağırdı. Bu sırada Hasret'te kurtulmuş oldu. Hasret üzgünken daha da çok üzülmüş, okul saatinin yaklaştığını fark edince gözyaşlarını silip kitaplarını da aldıktan sonra dışarıya çıktı. Tam Yusuf'a çağıracaktı ki vazgeçti. Madem yüzünü görmek istemiyordu sabah sabah da ona zorla yüzünü göstermemeliydi.Nasıl olsa Yusuf'u okulda görür az da olsa özlemini giderdi. Tam bahçeye açılan kapıyı açıyordu ki bir ses: - Hasret nereye ? dedi. Bu Yusuf du. Hasret duymamazlıktan gelip ayakkabılarını giydi ve tekrar kapıyı açma hamlesi yaptı. -Hasret nereye gidiyorsun? dedi şaşkınlıkla. - Okula Yusuf. - Peki beni neden çağırmadın? -Bilmem belki bugün okula gelmezsin diye düşünmüştüm. -Niye gelmeyeyim ki? -Belki sevgilinle bir yerlere gidersiniz diye düşündüm. -Yok yok okula gideceğim bekle ben beni.
Demek sevgili olmuşlardı. Hasret Yusuf'un halinden memnun olduğunu düşünüyordu. Buna elbette üzülmüştü ama Yusuf'un mutlu olduğuna da seviniyordu. Okula giderken ikisi de susmuştu. Hasret, Yusuf ve Yasemin'in sevgili olduğunu biliyor ama ayrıntılardan haberi yoktu ama fazlasıyla öğrenecekti ayrıntıları.
Yasemin koşarak yanlarına geldi: - Günaydın aşkım ! dedi. Yusuf da sessizce: -Günaydın, dedi ve Hasret'ten izin alarak biraz ileride Yasemin ile konuşmaya başladı. - Kimsenin yanında bana aşkım deme hele de Hasretin yanında hiç deme ben hoşlanmıyorum. -Tamam aşkım, der ve onu öper. Bu sırada Hasret olanları görmüştür. Hasret artık bu senaryolara alışmalıydı onlar sevgiliydi artık her gün bunları görecek duyacaktı.
" Ah Yusuf ah! Mühür gözlüm! Seni elden sakınırım kıskanırım Uçan kuştan,esen yelden sakınırım kıskanırım ama gel gör ki kendi gözümden bile sakındığım yarimi ellere yar ettim ." -Hasret Hasret hadi okula gidelim. -Tamam geliyorum.
Hoca raporlu olduğu için iki ders boştu erkekler futbol oynamak için bahçeye çıkmıştı tabii Yusuf da. Kızlarda onları izleyecekti güya. Yasemin olanları büyük bir abartıyla Hasret'e anlatmak için can atıyordu bu fırsatı da bulmuştu. Hemen hasreti okulun tenha bir köşesindeki banka sürükledi. İkisinin gözünden de olaylar anlaşılıyordu birisi can atıyor çırpınıyordu anlatmak için, diğeri ise inatla direniyor bu kabus olayı dinlemek istemiyordu. Ama heyecanla parlayan o gözler galibiyeti aldı evet Hasret mağlup olmuştu olanları dinleyecekti. Ama olacaklardan duyacaklarından habersizdi zavallıcık. O küçük dünyası bir kez daha yıkılacak Hasret yine yığınlar arasında aşk için çırpınacaktı ama bu seferknin altından kalkması bayağı zor olacaktı.
- Biliyor musun Hasret konuşmamız çok güzel gecti. Görmen lazım neler oldu neler? Yusuf beni öptü ve beni sevdiğini söyledi! Zaten o da benden hoşlanıyormuş ama kimseye söyleyememiş bende böyle bir hamle yapınca çok sevinmiş. Dün okulun arkasında ki parkta konuştuk.Salıncaklara oturmuştuk konuşurken daha sonra Yusuf kalkıp beni salladı çok romantikdi ! Sonra da salıncağı yavaşlatıp arkamdan belime sarıldı ve beni sağ yanağımdan öptü inanabiliyor musun beni öptü rüya gibi.
Hasret bunları duyacağını hiç düşünmemişti. O an dünyası başına yıkıldı. Evet Yasemin yalan söylüyordu ama Hasret bunu bilmiyor ki içinde azda olsa Yusuf'un ondan hoşlandığına dair bir düşüncesi vardı. Ancak tüm bu olaylar ortalıkta hiçbir şüphe bırakmamıştı. Şüphesiz Yusuf hasretten hoşlanmıyor ve Yasemin'i seviyordu.
Hasret ağlayamiyordu ama içi kan ağlıyordu dışarıya mutluyum mesajları veriyor etrafı kandırıyordu kan ağlayan kalbini kimse görmüyordu. Yasemin Hasret'e bunları Yusuf'a söylememesi için sıkı sıkı tembih etmişti. Akşam olmuştu Hasret ve Yusuf beraber okuldan çıktılar. Hasret hiç konuşmuyor Yusuf'a soğuk davranmak istiyordu. Yusuf da konuşsak diye can atıyordu. Çünkü Yasemin'le çıkmaya başlayalı 24 saat ancak olmasına rağmen Hasret ondan soğumuştu.
-Hasret bugün ne konuştunuz Yasemin'le? - Hiç öyle havadan sudan -Yok canım daha neler! Yasemin'in ağzı kulaklarına varıyordu neredeyse? -Dün konuşmuşsunuz ya onu anlatıyordu. Çok mutlu olmuş o yüzden mutluyduk yani. - Mutlu muydunuz? Gerçekten mutlu mu oldun Hasret ? dedi. Sevilip sevilmediğini anlamak için. - Evet ikiniz mutlusunuz e benim mutlu olmamam için bir sebep var mı ki ? - Haklısın yok çok mutluyuz biz her şey çok güzel gidiyor HASRET! Yusuf artık onu sevmese de ona bunları söylüyordu çünkü kırılmıştı. Hasret onu sevmiyordu Yasemin'le çıkmasına bozulmuyor hatta mutlu bile oluyordu. Yusuf kardeşlik istemiyor aşk istiyor du Hasret'ten. O birkaç ay böyle yalandan mutluluklar Yasemin'i söylediği ilerlemiş aşk olayları, Yusuf'la Hasretin göz göre göre yok olması ile geçmişti.
Haset için bu birkaç ay çok zor ve hep hüzünle geçmişti ki bu Yusuf için de aynıydı ikisi de mutsuz du ama ikisi de kaybederim diye bu saçma kadere göz yumdular. Tabii Yasemin hiç rahat durmadı. Olmayanları var etti olanları yok etti yalanlar sıraladı durdu. Ne olursa olsun Hasret Yusuf'tan vazgeçmedi ona sanki her gün daha aşık oluyordu. Hasret artık son zamanlarını baba evinde geçiriyordu. Sanki olacaklardan haberdarmış gibi evi düzenliyor yaşanacak bir hale getiriyordu. Tabii ki her gün ceviz ağacının yanına gitmeyi onunla dertleşmeyi unutmuyor ona acılarını anlatıyor onu gözyaşlarıyla suluyordu o kurumaya yüz tutmuş ceviz ağacı tekrar yeşermiş filiz bile vermişti.
Aslında tekrar yeşermesi imkansız görünüyordu ama Hasretin sevgisi onu tekrar yeşertmişti. Evin birkaç kırık camı takılması ve boyanması gereken birkaç kapısı vardı. Bir de boya bulabilseydi o toprak ev daha güzel görünecekti. Dışı babasının marifeti ile beton kaplandığı için yeni evden bir farkı yoktu.
Yusuf Hasretin bu projesinden haberdar değildi. Ancak bir gün Yasemin'le dolaşırken evi ve ceviz ağacını fark etmişti. O ağacın yeşermesi Yusuf'u da diğer köylüleri de çok şaşırtmış ve etkilemişti. Kuru bir ağaç nasıl yeşerebilirdi ki.
Hasret, Yusuf'a : "Eğer bir şeyin olmasını gönülden istiyorsan ona tüm sevgini kat ulaşmak istediğin şeyin kat kat fazlası eline geçecektir" demişti. Eee Hasret de bu eve uğradığına göre demek ki hasret o ağaca tüm sevgisini vermişti. Hasret yine kendi evindeydi çünkü Yusuf ve Yasemin beraber gezerlerken orada olmak istemiyordu. Hasret evinde kendine bir köşe yapmıştı orada Yusuf'un ve de kendisinin okumaktan hoşlandığı kitaplar vardı. Yusuf ve Yasemin buluştuklarında Hasret de kitapları ile buluşuyordu. böylece onları düşünüp üzülmemiş oluyordu...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 10.4k Okunma |
546 Oy |
0 Takip |
41 Bölümlü Kitap |