20. Bölüm

20. Bölüm (Seni asla bırakmayacağım)

Nur
nurrunuuz

Yeni bölümden herkes selam.

 

Bakalım bizleri neler bekliyor.

 

Keyifli okumalar.

 

***

 

Açtığım telefon ile tüm korku bedenime hücum etti. Nedenini bilmediğim halde içimi korku sarmıştı.

 

"Efendim Şiyar" dedim titrek bir sesle. Nedensin bir şekilde elim kalbimin üzerine gitti. Şiyarin sesini duymayana kadar içim rahat etmeyecekti. Ama ben Şiyarin sesini duyamamıştım. Onun yerine bir kadın sesi.

 

"Siz Şiyar Bey'in eşi mi oluyorsunuz" demişti karşıdaki ses. "E-evet siz kimsiniz. Neden Şiyarın telefonunu siz açtınız" dediğim an Ferzan abi ve ablam da ayağa kalkıp yanıma geldi.

 

"Şiyar bey bıçaklandı. Şuan devlet hastanesine kaldırıldı" devamını dinlemeden telefon elimden düştü. "Şiyar" dedim fısıltılı bir şekilde. "Ne oluyor Avzem" dedi Ferzan abi.

 

"ŞİYAR" diye çığlık attım. Kapıya koşmaya başladım. "SİYAR" diye bağırmaya devam ettim. "Ne oluyor" diyen ablamalarda arkamdan gelmeye başladı.

 

"Ne oldu artık söyle Avzem" dedi ablam. Avlunun ortasında dönüp onalara baktım. "Bı-bıçaklamışlar Şiyari abla beni ona götürün" derken önümü döndüm.

 

"Oğlum" dedi avluya adım atan Zozan anne. Ben ise onların arasından koşarak çıktım avludan. "Beni hastaneye götürün" dedim kapıda duran korumalara.

 

Dakikalar sonra tüm aile hastaneye geldik. Girişteki hemşire ameliyatta olduğunu söyledi. Koşarak oraya doğru gittim. Ameliyathanenin önünde ayakta Payiz abla ve yerde perişan halde oturan Diyar abi vardı.

 

Sanırım şuan armızda en kötü halde olan Diyar abiydi. "Payiz abla o nasıl. Nasıl olmuş bu" diye sordum acele ecele. "Hiç bir şey bilmiyorum Avzem hiç bir şey" dedi ağlamalı sesi ile.

 

Göz yaşlarım bir bir akarken içimden dualar ediyordum. Ona bir şey olursa ben yaşayamazdım. Dakikalar birbirini kovalarken ameliyathaneden kimse çıkmamıştı.

 

Bizden hemen sonra Zerya abla, Ronahi abi ve ailesi de gelmişti. Zerya ablanin sağlamaktan gözleri şişmiş perişan bir haldeydi.

 

Bir süre sonra yanımıza telaşlı bir şekilde annem, babam ve Agit geldi. Annem direkt olarak yanıma gelip "kızım" dedi ve bana sarıldı. "Anne ona bir şey olursa ben yaşayamam" dedim hıçkıra hıçkıra ağlamayarak. Ama elimi anneme sarmadım.

 

"Şhh tamam güzel kızım ona bir şey olmayacak. Şiyar güçlü çocuk" dedi. Geriye doğru çekilip anneme baktım. Onun bu merhamet dolu sözleri bakışları beni şaşırtsada bunu düşünecek halde değildim.

 

Ameliyathanenin kapısının açılması ile bakışlarımı annemden çekip doktora doğru koşmaya başladım. "Doktor bey o nasıl" diye sordum telaşla. Herkes etrafa dolmuştu. Herkes iyi bir haber bekliyordu.

 

"Biz elimizden geleni yaptık. Şiyar bey şuan yoğum bakımda. Her şey yolunda fakat" dedi ve durdu. Nefesimi tutmuş ne diyeceğini bekliyordum. "Fakat ne Sedat hocam fakat ne" diye sinirle çıkıştı Diyar abi.

 

"Şiyar Bey'in felç kalma olasılığı çok yüksek" sanki o an dünya durdu. Sanki o an kalbim durdu. "ŞİYAR" diye acı bir çığlık attı Zozan anne. Duvara yumruk atarak "buna sana yapanı bulursam ölümü benim elimden olcak kardeşim" dedi Diyar abi.

 

Ben ise olduğum yerde donup kalmıştım sanki. Adımın süslenmesi ile kendime geldim. Adımı seslenen kişiyi umursamadan doktora taraf döndüm.

 

"Ben onu göre bilir miyim ne olur" dedim yalvarırcasına. "Ne zaman uyanırsa o zaman görürsünüz" dedi doktor. Ama ben onu şimdi görmek istiyordum. "Lütfen izin verin simdi göreyim" dedim.

 

"Sedat hocam izin verin beş dakika olsa da görsün" diyen kışı Payiz abla oldu. "Tamam ama şuan değil bir iki saat sonra" diyince kafam ila onayladim. Uyananana kadar bekleyeceğime bir iki saat beklerdim.

 

ŞİYAR BEDİHİ

 

Yine oradaydım. Avzemi ilk kez rüyamda gördüğüm yerdeydim. Ama günden farklıydı bu kez. Yerinde duran bu kez Avzemdi. Koşan kişi de bendim. Canımın çok fazla yandığını hissediyordum.

 

Bu kez Azvem benden değil, ben Avzemden yardım istiyordum. Ona beni kurtarması için yalvarıyordum. Ama o sadece olduğu yerde ağlıyordu. Aydınlık yavaş yavaş beni içine çekiyordu.

 

Şiddetli olan ışığa doğru koşuyordum. "Hastanın kalbi duruyor" diye bir ses duydum. Ama sesin nereden geldiğini bilmiyordum. Tek bildiğim bu siddetli ışığın beni yavaş yavaş yutmasıydı.

 

"Maalesef" diye bir ses işittim bu kez de. Sanki ruhumun canımdan çekildiğini hissediyordum. "Siyar gidemezsin bana söz verdin" diye haykıran Avzemin sesi geliyordu. Ama nereden geldiğini bilmiyordum.

 

"Siyar uyan bak söz sana bir daha abi demicem Şiyar " diye bağırdı bu kez de. Tepki vermek istiyordum ona Buradayım gitmedim demek istiyordum ama başaramıyordum. "Seni seviyorum Şiyar. Seni çok seviyorum. Bırakma beni yalvarırım. Söz verdin Şiyar" avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

 

Hiç bir şey yapamıyordum. Sadece bu şiddetli ışığın içinde yok oluşumu bekliyordum. Her şeyin sonuna gelmişim gibi hissediyordum. Avzeme bir kez olsun onu sevdiğimi söyleyemeden gidiyordum..

 

Gözlerim yavaş yavaş açılmaya başladı. Bulanık bir zeminle göz göze geldim. Gözlerini birkaç kez kıpıştırdım. "Uyandın Şiyar uyandın" diyen Avzemin sesini duydum.

 

Görüş açımı nerleştirmeye çalışırken aklımda olan tek şey ikinci defa görmüş olduğum rüya..

 

AVZEM BEDİHİ

 

Sonunda doktor beyin izini ile Şiyarin kaldığı odaya gittim. Ruhsuz bir şekilde uyuyordu. Halbu ki yanımdan ayrıldığına böyle degildi.

 

O sadece gidip tatlı alıp gelecekti. Bizde kaldığımız yerden kahkahalar eşliginde yiyecektik. Yine kahkahalarimiz boğazımızda kalmıştı. Yine hayat bizi şaşırtmamıştı.

 

Artık gülmekten korkar olmuştuk. Her gülüşün ardında saklı olan bir acı vardı. Tıpkı her acının arkasinda olan bir gülüş gibi..

 

Şuan tek istediğim Şiyarın buradan sağ salim çıkmasıydi. Eğer doktor beyin dediği gibi aksi bir durum olursa..

 

Olmayacak Avzem dedim kendi kendime. Şiyara hiçbir şey olmayacak. Eskisi gibi ayakta yürüyerek çıkacak bu hastaneden. Daha bizim yaşayacağımız onca güzel günler varken Şiyara bir şey olmamalıydı, olamazdı..

 

Ellerini Şiyarin saçlarına daldırdım. Çok yakışıyordu ona kıvırcık saç. Ama o sevmiyordu. Her sabah uyandığında türlü türlü kremler ile saçını düzleştiriyordu. Halbuki kıvırcık daha güzeldi.

 

Sürekli elimi saçlarına geçirip oynamak istiyordum saçları ile. Ama yapmıyordum. Sadece uzaktan izlemek ile yetiniyordum.

 

Kısa bir an tebessüm ettim.

 

Şiyara her geçen gün daha çok bağlanıyordum. İzleri gide bilecek miyiz bilmeden. Şuan ona bu denli bağlanmam hiç iyi bir şey değildi. Olur da bir gün Şiyar boşanalım derse ondan nasıl ayrılacaktım ben.

 

Bu ihtimal bile beni korkutuyordu. Umarım o gün hiç bir zaman gelmezdi. Bu istemek bencillik biliyorum ama Şiyardan ayrı kalmak istemiyordum.

 

Umarım bir gün o beni, bende onu severdim. Evliliğimiz normal olurdu.

 

Beni bu düşüncelerimin arasından çekip alan Şiyarin gozleri olduml. Açıp kapatıyordu. Allah'ım şükürler olsun uyanmıştı.

 

"Şiyar" dedim hemen ayağa kalkarak. Beni görmesini sagladim. "Şiyar beni görüyor musun" dedim hemen. "E-evet" dedi konuşmakta zorluk çekerek.

 

"Tamam tamam yorma kendini konuşma ben doktor beyi çağırıp geleceğim" dedim acele acele. Hemen odadan çıkıp kapının önünde olan hemşireye haber verip geri içeriye girdim.

 

"Şiyar şükürler olsun ki iyisin. Ne kadar çok korktum bilemezsin" dedim tekrardan ellerimi saçlarına atarak. "Ko-korkma iyiyim" dedi zoraki bir şekilde. "Seni asla bırakmayacağım" dedi bu defa.

 

"Bundan şüphem yok kocacığım" dedim gülümseyerek. O sırada doktor bey ve hemşire geldi. "Uyanmışsınız Şiyar bey" dedi yanında durarak. Elimi Şiyarın saçlarından çektiğim an göz göze geldik.

 

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz" diye sordu doktor bey. Şiyar bakışlarını benden çekip doktora baktı. "His-hssetmiyorum desem" dedi. Korku ile kalbim çarptı. Hissetmiyorum ne demek oluyordu. Allah lütfen lütfen düşündüğüm şey olmasın.

 

"Nasıl yani hissetmiyorsunuz" dedi doktor bey. "Tam olarak nerenizi hissetmiyorsunuz" diye ekledi. Korku ile Şiyara baktı. "Vücudumün ta-tamamını hissetmiyorum" dedi. O an sanki kaynar su başımdan aşağıya döküldü.

 

***

 

Bölümü nasıl buldunuz.

 

Sizce bir dahaki bölümde neler olacak.

 

Oy verip yorum yapmayı

unutmayın.

 

Takipte Kalın.

 

Tiktok; nurrunuzq

 

Instagram; nurrunuuz

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

 

Bölüm : 15.12.2024 15:37 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Nur / Ağa'nın Rüyası / 20. Bölüm (Seni asla bırakmayacağım)
Nur
Ağa'nın Rüyası

51.41k Okunma

3.63k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...