
Yeni bölümden herkese selam.
Bakalım neler olacak.
Keyifli okumalar.
***
Nasıl yani hissetmiyorsunuz" dedi doktor bey. "Tam olarak nerenizi hissetmiyorsunuz" diye ekledi. Korku ile Şiyara baktı. "Vücudumun ta-tamamını hissetmiyorum" dedi. O an sanki kaynar su başımdan aşağıya döküldü.
"Peki hemen kontrol edelim" dedi doktor bey. Gidip Şiyarin tam yanında durdu. Tek yapa bildiğim korkulu gözlerle onlara bakmaktı. Doktor bey Şiyarin kollarını sıktı. "Hissediyormusunuz şuan" diye sordu.
"E-evet" diyen Şiyar ile içime su serpildi. Doktor bey bu defa da Şiyar bacaklarına dokundu. "Hissediyormusunuz" diye sordu tekrardan. "Evet" dedi Şiyar.
İçimden binlerce kez sükrettim. "Sorun yok Şiyar bey. Fazla uyumaktan vücudunuz uyuşmuş. Ben şimdi çıkıyorum siz dinlenin" diyip hemşire ile beraber çıkıp gitti.
Hemen ardından aile üyeleri geldi. Herkes tek tek Şiyara sarıldı. Diyar abi ise neden bıçaklandin diye kızıp durdu. Onu sakinleştimek biraz zor oldu. En son heşire gelip hepimize çıkmamız gerektiğini söyleyip gitti.
"Hemşire haklı" dedi Şiyar. "Ne konuda ablacım" diye sordu Zerya abla. "Çıkında karımla baş başa kalayım" dedi Şiyar. Utanç tüm bedenime hücum etti. "Yanlız herkes kategorisine Avzem de giriyor ikizcim" dedi Diyar abi.
"O herkes değil ikizcim" dedi Şiyar zorakli bir şekilde konuşarak. "Öyle mi Şiyar bey. Biz herkes miyiz" diye sordu Diyar abi alıngan bir şekilde. "Diyar uğraşma çocukla hasta zaten. Heyde çıkalım" diyen Vedat baba üzerine herkes çıkmaya başladı.
Bende tam çıkacakken Şiyar kolumdan tuttu. "Nereye hatunum" diye sordu. "Dışarıya dinlenmen lazım" dedim. Şiyar kolumu tutmaya devam ederken "sen beni yormuyorsun dinlendiriyorsun karıcığım" dedi.
"Hem" dedi ve ben daha ne olduğunu anlamadan tutmus olduğu kolumdan çekti. Ben onun üstüne düşerken ben korku ile çığlık attım o ise acı ile. "Şiyar ne yapıyorsun delirdin mi sen. Birşey oldu mu iyi misin" diye sordum üstünden kalkmaya çalışarak ama izin vermedi.
"Sana deliyim" dedi acı ile yüzünü buluşturarak. "Şiyar bırak canın aciyor" dedim ağirliğimi ona vermemeye çalışıyordum. "Yok bırakmam. Almam gereken bir şey var" dedi.
"Ne" dedim anlamaz gözlerle ona bakarak. "Hatırlıyormusun evden çıkmadan önce beni öptün" dedi. Utançla gözlerimi kaçırdım. "Bende sana bunla yetinmem dedim" dedi.
"Gözlerimin içine bak" dedi bu defa da. Dediğini yapıp gözlerinin içine baktım. Hafiften kafasını kaldırıp dudağını dudaklarım ile bulusturdu. Anında gözlerimi kapattim.
Kısa bir süre sonra geriye çekildi. "Kırmızı yakışmış" dedi gülümseyerek. "Nasıl" dedim anlamaya çalışarak. "Yanakların al al oldu" dedi çapkınca gülerek.
"Şiyar" dedim kızar bir şekilde sonunda üstünden kalkarak. "Şiyar değil Avzem hatun, kocacığım diyeceksin" dedi.
"Uyu Şiyar uyu" dedim ismine vurgu yaparak. "Keçi" dedi gülerek. "İnatçı keçi"
YAZARIN ANLATIMIYLA
Şiyarın uykuya dalması ile Avzem odadan çıktı. Onu gören Diyar hemen gelip yanında durdu. "Kim yapmış sordun mu" dedi merak ile. İçinden onu yapanı bulursam ölümü benim elimden olacak diyordu.
"Hayır Diyar abi hemen uyudu. Yeni uyandı diye sormak istemedim" diye açıklamada bulundu Avzem. "İyi yaptın güzel kızım" dedi Zozan hanım.
"Kim yapa bilir ki bunu düşmanı falan da yok" dedi Mirşat ağa. Şiyar öyle başına bela alıp düşman edinecek biri değildi. "Belki vardır" dedi Vedat ağa. O an Ferzan kalkıp Avzemin yanına geldi.
"Varmı öyle biri Avzem belki sen biliyorsundur" diye sordu. Avzemin aklına biri geliyordu. "Aklıma biri geliyor ama emin değilim" dedi Avzem. O sıra da Vedat ağa da ayağa kalktı.
"Serhat yapmış ola bilir" dedi. O sırada Diyar sinir ile soludu. "Tabi ya Serhat iti' dedi sinir ile. Ronahi de ayağa kalktı. "Ee nerede bula biliriz bu iti. Avucum da kaşınıyor" dedi Ronahi.
"Kümeste" dedi Ferzan, Diyara bakıp pis pis sırıtarak. "Çocuklar ne ara bulup kümese tıktınız" diye sordu Vedat ağa. Avzem hariç herkes anlamıştı. "İlk Şiyar geldiğinde şüphelenip adamlara haber verdim" dedi Diyar.
"İşte Mirşat ağa'nın torunları" dedi Mirşat ağa gurur ile. "Diyar" dedi Payiz ama Diyar onun sözünü kesti. "Sakın beni hu defada durdurmaya çalışma Payiz" dedi Diyar.
"O tavuğun suyunu çıkarmadan bırakma diyecektim Diyar" dedi Payiz. Diyar da eşine bakarak sırıttı. "E hayde gidelim" dedi Ferzan. O sıra Vedat ağa araya girdi. "Oturun oturduğunuz yerde polisler Şiyarın ifadesini alsın sonra" dedi Vesat ağa.
"Tamam baba buna da tamam" dedi Diyar sinir ile yerine oturarak.
•••
Birkaç saat sonra Avzem, Şiyarın yanına gitti. O sırada Şiyar da yeni uyanmıştı. "Nasılsın" diye sordu Avzem. "İyiyim hatunum merak etme" dedi Şiyar gülümseyerek.
Avzem, Şiyara bunu kim yaptı diye soracağı sırada odanın kapısı açıldı ve iki üç polis geldi. "Şiyar bey eğer iyiyseniz ifadenizi alacağız" dediler. Şiyar yerinden zoraki bir şekilde doğrulup. "İyiyim alın" dedi.
"Kimse olmadan. Sizinle tek" dedi polislerden biri Avzeme bakarak. "Kimse değil o benim eşim. Eğer alacaksınız o da olsun" dedi Şiyar sinir ile. Avzeme bir yabancı gibi bahsetmeleri sinirini bozuyordu.
"Ben çıkarım sorun değil" dedi Avzem kapıya yönelerek. "Avzem hatun" dedi Şiyar uyarır bir şekilde. Avzem o ses tonunda sonra olduğu yerde durdu. "Başlaya bilirsiniz memur bey" dedi Şiyar.
"Bu olay nasıl oldu? Kim yaptı bunu size?" Diye sordu memur bey. Avzem de merak ile Şiyara baktı. "Eşime takıntılı biri var. Ben tatlı almaya çıkmıştım. Yolda karşılaştık. Çok sarhoştu. Karşılıklı atışmaya başladık. Bir anda bıçak çıkardı. Sonuç bu" dedi Şiyar normal bir şey anlatır gibi.
"Kasten adam yaralama yani" dedi memur bey. O sırada Avzem kendini suçlayıp duruyordu. Benim yüzümden oldu diyordu. "Kasten değil memur bey sarhoştu. Ben şikayetçi değilim" dedi Şiyar. Avzem şaşkın bir şekilde Şiyara baktı.
"Neden şikayetçi değilsiniz" diye sordu Memur bey. Avzem de bunun cevabını çok merak ediyordu. "Dediğim gibi mamur bey kasten değildi. Şikayetçi değilim. İzninizle dinlenmek istiyorum" dedi Şiyar.
Polisler odadan çıkınca Avzem gelip Şiyarın yanında durdu. "Neden şikayetçi olmadın" diye sordu hemen. "Şikayetçi olsam Diyar beni öldürüldü" dedi Şiyar. Avzem anlamaz gözlerle ona baktı.
"Diyar onu çiğ çiğ yemezse beni yer Avzem hatun bakma öyle. Diyarın gazabına uğramak istemem" dedi. Şiyar lafını bitirir bitirmez odanın kapısı açıldı. İçeriye Diyar, Ferzan ve Ronahi geldi.
"O adam yaptı değil mi?" Diye sordu Diyar. Şiyar kafası ile onaylayıp "evet" dedi. Diyar pis pis sırıtarak Ronahiye baktı. "Enişte elinin kaşıntısını geçirelim mi?" Diye sordu. Ronahi de pis pis sırıtarak "zevkle" dedi.
"Gençler bensiz tavuk çorbası yapamazsınız aşçı lazım" dedi Ferzan. "Buyrun şefim" diyen Diyar üzerine üçü de çıkıp gitti.
"Tavuk, kümes olayı ne Şiyar" diye sordu Avzem merak ile. "Diyar tavuğu yani Serhati çiftlikteki kümeste bizim tavukların yanına misafir ediyor" dedi gülerek.
"Gerçekten hepiniz ruh hastasınız" dedi Avzem. "İşte bunu doğru dedin Avzem hatun" dedi Şiyar pis pis sırıtarak.
AVZEM BEDİHİ (BİRKAÇ GÜN SONRA)
Yatakta uyumuş olan Şiyara baktım. Artık tam anlamıyla iğleşmek üzereydi ama çok fazla uyuyordu. Bunun sebebini henüz çözememiştim.
Şiyarın uyuyor olmasını fırsat bilerek onun kıvırcık saçları ile oynuyordum. Hastaneden geldiğimiz günden beri o ne zaman uyuyor olursa bende onun saçları ile oynuyordum. Bu çok hoşuma gidiyordu.
Beni düşüncelerimden çekip alan bir çift siyah göz oldu. Şiyar ile göz göze gelmemle beraber utançla gözlerimi kaçırdım. "Kızım kaçırma şu mavilerini benden" dedi. Tekrardan ona baktım. Bu defa utanç ile ellerimi saçlarımdan çektim.
"Neden ellerini çektin. Ayrıca neden gizlice oynuyorsun saçlarımla. Gizlemene gerek yok" demesi üzerine kaşlarımı çattım. "Nasıl" diye sordum. "Galiba sen saçlarımla oynadığında uyanık oluyorum" diyince gözlerimi kocaman açtım.
"Şiyar" dedim kızar bir eda ile. "Ne Şiyar. Gizli gizli oynuyordun ne yapayım. Hem neden gizliyiyorsun saçlarım senin başka biri mi oynayacak" dedi. Sinir ile olduğum yerden doğruldum.
"Başka biri?" Dedim şüphe dolu bir sesle. O da olduğu yerden doğruldu. "Sen benimi kıskandın hatunum" dedi serseri dolu bir bakışla. "Ne kıskanacağım be" dedim çirkef çirkef.
"Hıhı belli oluyor" dedi gıcık bir tavırla. "Şiyar!" Dedim omzundan iterek. Yatağın üzerine düşüp "ah" diye bağırdı yarasını tutarak. "Şiyar iyi misin bişi oldu mu" dedim korku ile. Ah salak Avzem adam hasta ne diye itiriyorsun.
"Bana bir şey olmadı ama sana oluyordu az kalsın" diyince anlamaz gözlerle ona baktım. "Kocasız kalıyordun az kalsın" dedi ukala ukala. Şiyar bey öyle yapıyorsa bende ona ayak uyudururdum.
"Neden kocasız kalayım ki kırkın çıkar çıkmaz ev-" dedim ama lafımı tamamlayamadım. Dudağıma değen dudak ile sus pus oldum. Şiyar geriye çekilip sinirli sinirli bana baktı.
"Hayde Avzem hatun sıkıysa lafının devamının getir" dedi. Utanç ile domates gibi kızardığıma emindim. "Pisliksin" dedim sinir ile yataktan kalkıp banyoya girdim. O ise arkandan pis pis sırıtarak bakıyordu.
Kapıyı kapatıp sırtımı kapıya yasladım. Burası çok mu sıcak olmuştu?
•••
Urfa'nın sıcağı artık dayanılmaz bir hale gelirken sıcaktan bayılmak üzereydim. Hızlı hızlı odama çıktım. Şiyar büyük ihtimalle klimayı açmışti. Gidip hemen serinlemem gerekiyordu.
Odaya geldiğimde ne klima açıktı nede Şiyar odadaydi. Ama az önce ondaya çıkmıştı. Etrafa bakarken odanın balkonunda olduğunu gördüm. Bende hemen balkona çıktım.
"Şiyar çok sıcak burada ne" ben lafımı tamamlamadan Şiyarın kötü bakışları beni buldu. "Ne oldu" dedim korku ile. Çok kötü bakıyordu bana. "Sen söyle Avzem xanim ne oldu" dedi katı bir sesle.
"Bilmiyorum ne oldu" dedim. Neden öyle bakıyordu bana. Yoksa istemeden bir şey mi yapmıştım. "Şiyar ben istemeden" diyecek oldum ki araya girdi.
"Bu ne Avzem" dedi elindeki benim telfonumu göstererek. "Ne-ne" dedim korku ile. Ne olmuş ola bilirdiki "evet ne bu" dedi yine katı bir sesle. Telfonu açıp bir şeyler yaptı. Daha sonra telefonu bana çevirip gösterdi.
"Dokuz Eylül hukuk fakültesini kazanmışsın" dedi. İlk bir kaç saniye ne dediğini anlamadım. "Avukat hanım üniversiteniz belli olmuş" dedigi an kendime geldim.
"Ne!" Diye çığlık attım. "Tebrik ederim hatunum" dedi gülümseyerek. "Aptal herif ödüm koptu bu haber böyle mi verilir" dedim sinir ile. Gerçekten kötü bir şey olduğunu zannetmiştim.
"Aşk olsun karıcım ben sana güzel haber veriyorum sen ne yapıyorsun" dedi alıngan bir şekilde. "Verme şekline bak Şiyar korkudan sevinemedim" dedim.
"Özür dilerim hatunum biraz aksiyon yaratmak istedim" dedi. Kolumdan tutup çekip bana sarıldı. "Kazanmışım" dedim sesimdeki heyecana engel olamayarak. "Evet kazandın" dedi Şiyar da en az benim kadar heyecanlı bir şekilde.
"Gidip ablama söylemem gerekiyor" dedim Şiyardan ayrılarak. "Koş hemen git söyle" demesiyle gerçektende koşmaya başladım. Zaten evde ablam, Ferzan enişte, Payiz abla ve Diyar abi dışında kimse yoktu.
Merdivenlerden koşarken bir yandan da abla abla diye bağırıyordum. Kendimi salona atar atmaz "abla dokuz Eylül üniversitesini kazanmışım" dedim. Ama der demez olduğum yerde utanç ile kalakaldım. Çünkü salonda Zozan anne, Vedat baba ve Mirşat dede de vardı.
Utanç tüm bedenimi ela alırken Şiyar da arkamdan salona giriş yaptı. "Şiyar ben sana demedim mi Harran üniversitesi olmadığı sürece bu kız okuyamaz" dedi Mirşat dede katı bir sesle.
"Yazdım çıkmadı dede. Ayrıca bende sana nere olursa olsun okuyacak dedim dede" dedi Şiyar kesin ve net bir şekilde. Benim yüzümden kavga ediyorlardı.
"O vakit boaşanırsınız. Bu kız da nerede okumak isterse gider" dedi Mirşat dede. Boşanma lafını duyunca içimde garip bir hissiyat oluştu.
"Ben boşanmayacağım dede. Bizi Avzemle beraber İzmir'e gideceğiz 4 yıl sonra geri döneceğiz" dedi Şiyar kesin ve net bir şekilde. Okumak için can atarken bu durumu hiç düşünmemiştim.
"Bu konaktan çıkıp gittiğin an benim için bitersin Şiyar. Bir daha bu konağa dönüşün olmaz" dedi Mirşat dede. Ne demek benim için bitersin. "Tamam dede sen bilirsin" dedi Şiyar.
Gelip elimden tutup benimle beraber salondan çıktı. Odaya girdiğimizde kolumu bıraktı. "Şiyar dedene neden karşı geldin. Deden haklı. Onunla aran kötü olacağına ya ben okumam yada biz" dedim ama lafımı böldü.
"Sakın o lafın devamını getirme Avzem sakın" dedi sinirle. Bana ilk kez bağırmıştı. O kadar sinirliydi ki..
"Sadece bavulunu hazırla" dedi derin derin nefes alıp veredek.
"Şiyar bunu yapmak zorunda değiliz" dedim hemen. Şiyar sinir ile yumruğunu sıkıyordu. "Bavulunu hazırla" dedi sakin kalmaya çalışarak.
Gidip dolabın üzerinde duran kendi bavulunu eline aldı. Yatağın üzerine koyup içini kıyafet doldurmayan başladı. Bende el mecbur bavulumu aldım elime.
O sırada odaya Mirşat dede hariç diğer herkes geldi. "Şiyar" dedi Vedat baba. İçimden umarım vaz geçirebilir diye dua ettim. "Ne zaman neye ihtiyacınız olursa beni ara. Elim kolum hep üzerimizde olacak" diyen Vedat baba üzerine gözlerimi kocaman açtım.
"Vedat baba bari sen yapma vaz geçir Şiyarı" dedim hemen. Ben o ikna eder diye umuyordum. "İstediğim kadar konuşayım güzel gelinim ama Şiyar kafasına bir şey koydu mu yapar. Hem haklı da" dedi Vedat baba.
"Yarın sizi ben bırakırım Hava alanına kuzen" dedi Ferzan enişte. "Yok Ferzan abi araba ile gideceğiz" dedi Şiyar. Bu defa Diyar abi konuştu "ben hemen ev ayarlayayim mi Şiyar" diye sordu.
"Yok Diyar ben hallederim. Kendi başımın çaresine kendim bakarım" dedi Şiyar. Şiyarın bu kadar dik başlı olduğunu bilmiyordum. Ailesi her ne kadar onay verse de bu doğru bir şey değildi.
"Siz orada düzen kurun biz hep size geliriz ziyarete" diyen kişi de Zozan anne olmuştu. Ben kötü kaynana gibi saçıma yapışıp oğlumu bizden ayırdın der diye düşünmüştüm halbuki.
"Dört yıl sonra siz dönersiniz. Her halükarda babam seni affeder" dedi Vedat baba. Bizi ikna edip durduracaklarina biraz daha gaz verip gittiler.
Akşam yemeğine inmemiştik. Tahminimce kimse inmemişti. Ben son olarak kişisel eşyalarımi toplarken Şiyarda banyondan çıktı. Ben onu ikna etmek için tekrar konuşacaken bağırış sesleri geldi.
"Avzem çık dışarıya!" Diye bağıran kişi babamdan başkası değildi. "Avzem çıkma sakın" dedi Şiyar aşağıya inerken. Ben onu dinlemeyip aşağıya indim.
"Ne bağırıyorsun Haşmet ağa" dedi Vedat baba. "Kızımı alacağım Vedat ağa. Oğlun kim oluyorda kızımı başka şehire götürüyor" dedi babam. Umrunda olmadığım babamın bu korumacı hareketi de neyin nesiydi.
"Karım o benim karım! Kocası olarak görüyorum" diye bağırdı Şiyar. O sırada ben avludan tam anlamıyla çıktım. Ben çıkar çıkmaz babam kolumdan tutup çekti beni. "Sana çıkma dedim Avzem!" Diye bağırdı Şiyar.
"Benim kızım benimle geliyor! İzmir'e falan gitmiyor" dedi babam beni çekiştirerek. "Bırak! Benim karım ve biz gideceğiz" dedi Şiyar. Sinirden kıpkırmızı olmuştu.
"Avzeme soralım o zaman" dedi babam bana doğru dönerek. "Bu adamla mi gitmek istiyorsun yoksa benimle ev mi gelmek istiyorsun kızım" diye sordu babam.
Bakışlarimi Şiyari buldu. Ona bunu yapmazdım. Ona bu kötülügu yapmazdım. Dönüp babama baktım.
"Seninle eve geleceğim" dedim..
***
Ben bölüm başlığı bulamadım. Okuyup bitirdikten hemen sonra buraya bölüm başlığı ne olmalı
yazın.
Bölümü nasıl buldunuz.
Hemen bölüm hakkında yorumlarınız alayım.
Bol bol yorum yapıp yıdızı parlatmayı unutmayın.
Takipte kalın.
Tiktok; nurrunuzq
Instagram; nurrunuuz
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 51.41k Okunma |
3.63k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |