24. Bölüm

24. Bölüm (Sonsuza kadar)

Nur
nurrunuuz

Yeni bölümden herkes selam.

 

Bakalım neler olacak.

 

Keyifli okumalar.

 

***

 

Kızlar şaşkınlığını üzerinden atmaya çalışırken bir bana bir Şiyara baktılar. "Sen evli mıydın" diye sordu Buket. Kafam ile onu onayladım.

 

"Avzem gerçekten kusura bakma. Ben evli olduğunu bilmiyordum. Paramaginda yüzük de görmeyince. Az önce söylediklerim için kusura bakama" dedi Sinem mahçup bir şekilde.

 

"Az önce ne oldu ki" diye sordu Şiyar. Sinem utanarak bakışlarını kaçırdı. "Önemli bir şey yok. Yüzüğümu konakata unutmuşum" diye de küçük bir açıklamada bulundum.

 

İzmir'e geleceğimiz gün duş alırken çıkarmış sonra da takmayı unutmuştum. "Biz gidelim o zaman" dedi Buket. Kafam ile onu onayladım. Sinemin yüzünde hala mahçup bir ifade vardı.

 

Kızlar giderken ben de Şiyarın yüzüne bile bakmadan arabaya bindim. O da arkamdan gelerek arabaya bindi.

 

"Hatunum ne oldu neden somurtuyorsun" diye sordu Şiyar. Çatık olan kaşlarım ile ona baktım. "Son gülen iyi güzel Şiyar" dedim. Anlamaz gözlerle bana baktı. "Nasıl" dedi anlamaya çalışarak.

 

"Kızlara diyorum ne de güzel gülüyordun" dediğimde gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. "Avzem hatun yok sen beni mi kıskandın" diyince gözlerim kocaman açıldı.

 

"Ne münasebet niye kıskanayım ki?" Dedim hemen. Şiyarın anında yüzü düştü. "Haklısın niye kıskanasın ki" diyince kafam ile onu onayladım. Ama yüzünün neden düştüğünü anlamadım.

 

***

 

Günler su misali akıp giderken nedensiz bir şekilde Şiyar o günden beri bana mesafeli davranıyordu. Pek anlam veremesem de sorgulamiyordum.

 

Ben okula iyice alışıp derslerim ile ilgilenirken Şiyar da işe başlamıştı. İkimiz de yoğun olduğumuz için doğru dürüst oturup konuşamıyorduk bile. İkimiz de eve gelince birlikte yemek hazırlayıp yedikten sonra biraz film izleyip uyuyorduk.

 

Günlerimiz böyle rutin gidiyordu. "Avzem" diye seslenen Şiyar ile çantamı alıp odadan çıktım. "Efendim" dedim salona geldiğimde. "Diyar aradı yarın bize geleceklermiş. Birkaç saate yola çıkacaklarmış arabayla geliyorlarmış" diyince içime bir heyecan doldu.

 

İki aydır hiç birini görmüyordum. Hepsini çok özlemiştim. "O zaman sen beni bugün okuldan alma ben erken çıkayım gelip hazırlık yapayım" diyince kafası ile beni onayladı.

 

Aklıma gelen şey ile yüzüm düştü. "Ne oldu Avzem hatun" diye sordu Şiyar. "Şiyar bizimkiler nerede kalacak. Evde iki oda var biri bizim oda diğeri de oturma odası" dedim. Evimizin küçük olmasından hiç bir zaman şikayetçi değildim bize yetiyordu.

 

Ama şimdi hepsi gelecekti ve kalacak oda yoktu. "Ben Diyar ile konuştum otel ayarlamış" dedi. Bu durum onunda canını sıkıyordu belliydi. "Ablamlar tamam da Vedat baba ve Zozan anneye ayıp olacak" dedim sıkkın bir nefes vererek.

 

"Canını sıkma Hatunum. Onların bu durumu sorun edeceklerini zannetmiyorum" diyince kafam ile onu onayladım. Onlar bu durumu sıkıntı etmezdi biliyordum çok anlayışlı insanlardı.

 

Şiyar beni okula bırakıp işe gitti. Ben öğlene kadar olan derslere katıldıktan sonra okuldan çıktım. Önce markete uğrayıp eksik şeyleri aldım. Ben her ne kadar itiraz etsem de Şiyar her sabah bana para bırakıyordu. Eksiğim olmadığı için bende o parayı mutfak için harcıyordum. Şiyarın ayriyeten mutfak için bıraktığı parayı da birikim amaçlı saklıyordum.

 

Eve gelince kolumu sıvadım. İlk yaprak sarma yapıp dolaba atıktan sonra birde içli köfte yapıp buzluğa attım. Şiyar ve benim için akşam yemeği hazırladıktan sonra Diyar abinin sevdiği tatlıyı yani Kıbrıs tatlısı yapıp buz dolabına attım. Yarına kadar soğur dinlenirdi.

 

Şiyar için de revani yaparken birkaç şey daha hazırlamıştim. İşim bitince duş alıp çıktım. O sırada kapı çaldı. "Hoş geldin" dedim kapıyı açarak. Şiyar içeriye girerken "hoş buldum" dedi.

 

"Saçın yine ıslak Avzem" dedi kızarak. "Defalarca dedim sana saçımı kurmayı sevmiyorum" dedim hemen. "Bende defalarca sevmesen de kurutacaksin dedim" dedi. Evlendiğimiz günden beri her duş sonrası kavgamız buydu. Tabiki en sonunda Şiyarin dediği oluyordu.

 

"Ben üzerimi değişene kadar kurutmazsan ben kurutacağım" diyince el mecbur gidip kuruttum. İşten yorgun gelmişti birde üstüne saçım ile uğraşsın istemiyordum.

 

Birlikte yemek yedikten sonra yine rast gele bir film açıp izledik. Film bitince gidip uyuduk.

 

Sabah erken uyandım. Bugün benim dersim yoktu. Hafta sonu olduğu içinde Şiyar işe gitmemişti. İlk iş olarak dün yaptığım yemekleri çıkarıp pişirmek oldu. Saat öğleden sonra 1 i gösterince kapı çaldı. Heyecan ile kapıya doğru gittim. Şiyar da arkamdan geldi.

 

Kapıyı açınca ilk görüş alanıma Zozan anne ve Vedat baba girdi. Hemen arkalarında ise Payiz abla, Diyar abi, Ferzan abi ve Ablam vardı. "Hoş geldiniz" dedim sesimdeki heyecana engel olamayarak.

 

Zozan anne ve Vedat babanin ellerini öpereken tek tek sarıldım. Onlar içeriye girip Şiyar ile sarılırken ben de diğerine sarılıp içeriye aldım. "Abla" dedim ablama sarılarak. Ne de çok özlemiştim. "Ablam" dedi o da bana karşılık verirken.

 

Hep beraber içeriye gidip oturduk. Uzun uzun sohpet ederken ben kalkıp mutfağa gittim. Mutfak masasına yemekleri indirirken Zozan anne geldi. "Nasılsın kızım" diyince kafamı öne eğdim.

 

"Zozan anne ben çok özür dilerim. Benim yüzünden Şiyarla ayrılmak zorunda kaldınız" dedim direk olarak. Bunu yapmaya hakkım yoktu. Bir anneyi evladından ayırmaya kimsenin hakkı yoktu.

 

"Şşh kızım bunu bir daha duymayayım. Olur mu öyle şey. Sen en iyi olan şeyi yaptın. Ben bu sayede Şiyarla gurur duydum. Kendi kendime dedim ki Zozan öyle bir çocuk yetiştirmişsin ki gurur verici" diyince gülümsedim.

 

"Siz mutlu olun gerisi önemli değil" dedi Zozan anne. Bu kadın gerçekten mükemmel biriydi. "Çok teşekkür ederim" dedim ona sarılarak. O sırada mutfağa Şiyar geldi "kıskanıyorum ama anne bana bile böyle sarılmadın" dedi. Bunun üzerinde güldüm.

 

"Koskoca adam oldu hala kıskanıyor" dedi Zozan anne azarlar bir şekilde. Sıra sıra herkes mutfağa gelirken yemek yedik. Yemekten sonra biz kızlar mutfağı topayip çay ve tatlı indirdik.

 

Diyar abi Kıbrıs tatlısını görünce gözünde parıltı oluştu. "Yenge benim için Kıbrıs tatlısı mi yaptin" dedi hemen. Kafam ile onu onayaldım. "Aşk olsun baldız benim için bir şey yapmadın mi " diye sordu Ferzan abi alıngan bir tavır ile.

 

"Aslında senin hangi tatlıyı sevindiğini bilmiyorum" dedim lafı dolandırmadan. "Hepsini seviyorum" dedi gülerek.

 

"Avzem bu arada yüzüğünü unutmuşsun Şiyar söyledi getirdim ben Şiyara verdim ondan alırsın" dedi abalam. Kafamı tamam dercesine salladım.

 

"Arabanını da getirdik kızım" dedi Vedat baba arabmin anahtarini bana uzatarak. "Keşke getirmeseydiniz. Kullanmayı bilmiyorum boş boş duracak kapının önünde" dedim anahtarı alarak.

 

"Niye boş boş dursun. İyi yaptın baba daha bende kendi arabamla Avzeme sürmeyi öğretip ehliyete yazacaktım" dedi Şiyar. Onca şeyin arasında bana alınan araba bile aklıma gelmezken ehliyete de yazılmayı hiç düşünmemiştim.

 

Bir süre sonra boş tatlı tabaklarını alıp mutfağa giderken ablam da arkamdan geldi. Biz mutfakta sohpet ederken Ferzan abi elinde su bardağı ile yanımıza geldi. "Avzem bu bardağı al" dedi bardağı bana uzatarak. Ben bardağı elime alırken düştü.

 

Yere düşen bardak şaşırtır bir şekilde kırılmazken dibinde olan su kazağıma döküldü. "Avzem çok özür dilerim" dedi hemen Ferzan abi mahçup bir ifadeyle. "Sorun değil benim hatam" dedim hemen.

 

"Avzem git değiştir üstünü hemen hasta olursun" diyen ablam bardağı yerden kaldırdı. Onu kafam ile onaylarken yatak odasına doğru gittim. Tam odaya gireceken içeriden gelen seslere durdum.

 

"Avzeme her şeyi söyledin mi Şiyar" diyordu Diyar abi. Şiyar bana ne söyleyecekti ki? "Diyar sonra. Hayde gidelim" dedi. Kafamda soru işaretleri oluşurken kapı açıldı. Beni gören ikilinin yüzünde korku ifadesi vardı.

 

"Avzem sen ne zaman geldin" diyen Diyar abinin sesinde panik vardı. "Şimdi" dedim sanki hiç bir şey duyamamış gibi. "Ne oldu Hatunum' dedi Şiyar.

 

"Üzerime su döküldü değiştirip geleceğim" dedim odaya girerek. Kafamda kocaman bir soru işareti vardı. Şiyar bana ne söyleyecekti..

 

Bizimkiler erken bir şekilde kalkıp otele gitmişti. Her ne kadar daha fazla kalmalarını istesem de yol yorgunu oldukları için dinlemeyen ihtiyaçları vardı.

 

Onlar gittikten sonra ben mutfağı topayıp odaya giderken. Şiyar da oturma odasını toplayıp arkmadan geldi. Banyoya gidip üzerimi değiştirdim.

 

Odaya geri döndüğümde Şiyar yanıma geldi. "Bir daha bunu çıkarma Avzem duşa girsen bile" dedi elindeki yüzüğü göstererek. Kafam ile onu anlaydım.

 

Yüzüğü alıp parmağıma taktı. "Sonsuza kadar bu parmakta kalması dileği ile" dedi. Afallamiş bir şekilde ona baktım. Ben okulum bittikten sonra boşanalım der diye beklereken bu sözleri söylemesi beni şaşırtı..

 

 

***

 

Dün yani pazar günü hep beraber gezdik. Çok eğlenmiştik. Bir arada olmak çok güzeldi ama yarın herkes gidecekti. Hiç gitmelerini istemesem de macburen gideceklerdi.

 

Bu gün Şiyar işe giderken bende mecburi katılmam gereken dersler için okula geldim. Bizimkiler de bizde kalacaklarını dışarıya çıkmayacaklarını söylediler.

 

"Sinem ben bundan sonraki derse katılmayacagım" dedim yanımda oturan Sineme. "Tamam canım" diyen Sinem üzerine sınıftan çıktım.

 

Sinem o gün Şiyarın benim eşim olduğunu öğrendikten sonra defalarca özür dileyip çok mahçup olduğunu söyledi. Buket ise onunla uğraşıp dalga geçti.

 

Ben okuldan çıkarken her zaman Şiyarin beni beklediği yerde Diyar abi, Payiz abla ve ablam vardı. "Siz neden geldiniz ben dönerdim" dedim yanlarına giderek.

 

"Sus kız alıyoruz daha şikayet ediyor" diyen Diyar abi üzerine güldüm. "Ondan demedim yoruldunuz diye dedim" hemen. "Aman boşver sen yorgunluğu Avzem diyorum ki kız kıza bir gün yapalım" dedi Payiz abla.

 

"Payiz bende aranızdayim yalnız" dedi Diyar abi. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Kocacım sen bize arabayı ver biz gezelim" dedi Payiz abla şirin şirin.

 

"Sen iste yeter ki balım. Ama önce beni eve bırakın" diyince hep beraber arabaya bindik. Arabayı Payiz abla kullandı. Diyar abiyi bıraktıktan sonra birlikte alışveriş yaptık.

 

Ablamın ısrarı ile hepimiz aldığımız elbiseleri üzerimize giydik. Daha sonra kuaföre gidip kendimize bakım yaptık. Arada da sanki akşam bir yere gidekmişiz gibi saç makyaj yaptık.

 

Düz siyah bir elbise giydiğim için rahattım.

 

 

Biz kuaförden çıkarken artık akşam olmuştu. Ben çok fazla acıkmıştım. Biz taksiye binerken telefonum çaldı. Şiyar arıyordu.

 

"Efendim Şiyar" dedim telefonu açar açmaz. "İşiniz bitti mi hatunum" diye sordu direkt olarak. "Evet eve geliyoruz" diye cevap verdim.

 

"Hatunum eve gelmeyin. Şu geçen gün Faruklarla gitigimiz restorana gelin biz oradayız yemek söylemek için sizi bekliyoruz" dedikten sonra telefonu kapattı.

 

"Ne diyor Avzem" diye sordu ablam. "Yemeğe çıkmışlar oraya gelin diyor" dediğinde ikisi de kafası ile beni onayaldı. Ben taksiye gideceğimiz yeri söyledikten bir on, on beş dakika sonra taksi istediğimiz yerde durdu.

 

Biz arabadan inip restorana doğru yürümeye başlarken "burada kimse yok sanki" dedim. Geçen gün geldiğimizde çok kalabalıktı. "Vedat amca kalabalığı pek sevmiyor ya belki kapatılmıştır" dedi ablam.

 

"Evet evet kesin öyle oldu" dedi Payiz abla. Bende anladım dercesine baktım. Restoranında içine girdiğimizde içerisi çok karanlıktı. "Abla burası neden karanlık" dedim panikle. Karanlıktan korkuyordum.

 

"Abla?" Dedim ama ses çıkmadı. "Payiz abla" dedim bu defa da ama yine ses yok. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Korku tüm bedenimi esir aldı. "Şiyar" dedim içime kaçmış bir sesle.

 

"Kor-" daha ben lafı

mı tamamlamadan bir şey patladı.

 

***

 

Bölüm sonu.

 

Sizce ne patladı.

 

Hemen yorumlarınız alayım.

 

Bakalım yeni bölümde neler olacak.

 

Bölüm : 17.12.2024 01:01 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Nur / Ağa'nın Rüyası / 24. Bölüm (Sonsuza kadar)
Nur
Ağa'nın Rüyası

51.41k Okunma

3.63k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...