28. Bölüm

28. Bölüm (Kırmızı)

Nur
nurrunuuz

Yeni bölümden herkes selam.

Bakalım neler olacak.

 

Keyifli okumalar.

 

***

 

Banyodan çıkıp odaya girdiğimde Şiyar ayakta durmaktaydı. "Şiyar ya bensiz neden ayağa kalkıyorsun" dedim kızarak. Yanına gittim. "Yeter ben iy-iyiyim bak kendim kalkabiyorum" dedi. Onu duymazlıktan gelerek kolunun altına girdim.

 

"Ya Zozan anne görüyor musun oğlun beni hiç dinlemiyor" dedim salona doğru yürüyerek. Herkez gitmişti. Bizim de Urfa'ya gelmemizi istemişlerdi Şiyar iğileşene kadar. Ama ne Şiyar ne de ben gitmek istemiştik. Bunun üzerine Zozan anne bir süre daha kalmaya karar vermişti.

 

"Oğlun şu kızın sözünden çıkma diyorsum sana. Valla hasta falan demem döverim" dedi Zozan anne mutfaktan yanımıza gelerek. "Gelin kaynana bir olmuşsunuz nasıl başa çıkacağım acaba sizinle" dedi Şiyar oturarak.

 

"Boş yere başa çıkmayı deneme o zaman" dedi Zozan anne. Bende ona katılırcasına kafamı salladım. "Avzem hazırlan da dışarıya çıkalım" dedi bu defa da Zozan anne.

 

"Aşk olsun anne kaç gündür dışarıya çıkacağım izin vermiyorsun. Avzemle çıkıyorsun" dedi Şiyar. "Oğlum soğuk başın ağrıyacak" dedi Zozan anne. Ama Şiyar yavru kedi gibi bakıyordu.

 

"Zozan anne, Şiyarda gelsin bir yarıma saat sahilde yürürüz. Hem boncuk da evde sıkıldı" dedim. Ben Şiyar ve boncuk eve geldiğimizden beri hiç dışarıya çıkmamıştık ve bunalmıştık.

 

"Peki o zaman giyinin çıkalım" diyen Zozan anne üzerine Şiyarı da alıp odaya gittim. Ben banyoda giyinirken o da odada giyiniyordu. "Ah" diyen Şiyarın sesi ile kendimi odaya attım.

 

"Şiyar ne oldu" dedim hemen korkuyla. "Sweatshirt giyerken ameliyatım acıdı bir şey yok korkma" dedi. Normade gömlek giyordu kafasından dolayı.

 

"Giydireyim mi" dedim. "Yok yok giydim" dedi giyerek. Bende aynanın önünde geçip saçımı topuz yaptım. İkimiz de siyah giymiştik.

 

 

 

 

Ben yine Şiyara destek olurken birlikte salona geçtik. Zozan anne de salonda hazır bir şekilde bizi bekliyordu. "Tü tü maşallah benim çocuklarıma" diyen Zozan anne üzerimize nazar duası okuldu. Zerya abla ve Zozan anne böyle sürekli nazar duası okuyordu.

 

Montlarımızı giyip aşağıya indik. Ben Şiyara destek olurken Zozan anne de boncuğu koymuş olduğu kafeste taşıyordu. Evimizi sahile çok yakın olduğu için beş dakikalık bir yürüyüş mesafesinde vardık.

 

Biraz yürüdükten sonra bir banka oturduk. "Ben si-simit alayım" dedi Şiyar. O ayağa kalkmadan ben kalktım. "Otur sen otur bu halle simit alacak beyim" dedim gülerek. Gidip iki simit aldım. Şiyarlara doğru yürürken önümden pamuk şeker satan adam geçti.

 

"Şiyar kendime pamuk şeker de alayım" mi dedim kahkaha atarak. "Bak bir de da-dalga ge-geçiyor" dedi somurtarak. Bu halinin ne kadar tatlı olduğunun farkındamıydı acaba?

 

"E oğlum kız bulmuş fırsatını dalga geçmesin de ne yapsın" dedi Zozan anne. Şiyarın yüzü daha fazla düşerken ben daha fazla güldüm. "Aşk olsun sa-sana da anne ben se-senin oğ-oğlunum" dedi alıngan bir şekilde.

 

"Sen benim oğlum isen o da benim kızım" dedi Zozan anne. Ben elimdeki bir simiti Zozan anneye verirken Şiyarın yanına oturdum. "Ya tamam kızma hayatım takılıyorum sadece sana" dedim elimdeki diğer simiti ikiye bölüp birini Şiyara vererek.

 

"İğ-İğleşeyim bir ben sana takılacağım" dedi kulağıma doğru fısıldayarak. Ardından kahkaha atarak "kırmızı yakıştı" dedi. Utançtan kızarmıştım yine. "Zozan anne Şiyar fazla hava aldı galiba hayde eve gidelim" dedim ayağa kalkarak.

 

Boncuğu da yerden aldım. "Ha-Hatunum bana destek olmayacak-olmayacakmısın" diyen Şiyara baktım. "Bende bu kadar destek yeter kendin yürüye bilirsin" dedim sabah onun bana dediği gibi.

 

BİRKAÇ AY SONRA

 

Sonunda Şiyar eski haline geri dönmüştü. Konuşması da artık düzelmiş zorlanmıyordu konuşurken. Ama hala ben çok korkuyordum. Her an bir şey olacakmış gibi hissediyordum.

 

Geçen ay Zozan anne artık Şiyar iğileşti diyip kaçarak gitmişti. Ya buradan çok sıkılmıştı yada Vedat babadan ayrı kalmak zor gelmişti. Çünkü apar topar gitmişti.

 

Bu sürde okul açılmış ben ikinci yılıma başlamıştım. Ne ara üniversiteye başladım da ikinci yıla geçtim. Zaman çok hızlı geçiyordu.

 

 

Giymiş olduğum beyaz takım elbisemim üzerine yeşil bandanamı takmaya karar verdim ama bir türlü bulamadım. Biraz düşündükten sonra en son ablamın düğününde taktiğim aklıma geldi. O gün nereye koymuştum acaba.

 

"Ne arıyorsun hatunum" dedi Şiyar odaya gelerek. Olduğum yerden doğrulup ona baktım. "Yeşil bandanamı ama sanırım kaybetmiş çünkü ablamın düğününden beri hiç görmedim" dedim.

 

Şiyar gidip kendi dolabını açtı ve içinden çıkardığı yeşil bandanayı bana uzattı. "Bunun sende ne işi var" dedim merak ile. "Bayıldığın zaman düşmüştü bende alıp salladım" dedi.

 

"O günden beri sende mi?" Dedim şaşkın bir şekilde. "Şaşırıyor bir de kızım sana aşığım diyorum neye şaşırıyorsun" dediğinde domates gibi kızardığıma emindim. Bu adam beni gerçekten kalpten götürecekti.

 

Ben tam bir şey şöylecek iken telfonum çaldı. Ben telefonu alıp bakarken Şiyar da odadan çıkıp gitti. Arayan ablamdı. Biz biraz sohpet ettikten sonra duyduğum şey ile şok oldum. Telfonu kapatır kapatmaz "Şiyar" diye bağırdım.

 

"Şiyar" dedim salona doğru koşarak. "Ne oldu hatunum" dedi endişeli bir sesle. "Şiyar" dedim yine. "Artık söyleyecek misin" dedi o da hem merak hem endişe ile.

 

"Teyze oluyorum" dedim çığlık atarak. "Ne" dedi anlamayarak. "Diyorum ki teyze oluyorum ablam hamile" dedim hemen. Şiyarın jeton geç olsa da düştü. "Ne amca oluyorum" dedi oda heyecan ile.

 

"Evet" dedim bende. "Ben hemen Ferzan abiyi arayayım" dedi Şiyar telefonunu eline alarak. Ferzan abiyle konuşurken ablam da yanındaydi ikisi de heyecandan konuşamıyordu.

 

Biz konuşurken aradan Diyar abinin de sesi gelmeye başladı. "Arkadaş benden sonra evlendiler benden önce çocuk yaptılar" diye kızıyordu. Diyar abi kıskançlığını burada bile belli ediyordu.

 

"Sizi durduran mi vardı oğlum yapsaydınız" dedi Ferzan abi hemen. "Şiyar bari siz beni bekleyin tamam mı en son siz evlendiniz" dedi Diyar abi bu defa da. Şiyarla kısa bir süre göz göze geldik.

 

"Bizim iki yıl daha okulumuz var Diyar. İki yıl süreniz var sonrası bizi ilgilendirmez" dedi Şiyar. Biz biraz daha sohpet ettikten sonra telefonu kapattık.

 

"Hatunum senin bugün ders yoktu sen neden hazırlandın" dedi Şiyar. "Alışveriş yapacağım" dedim. Anladım dercesine kafasını salladı. "E hayde gidelim ben seni bırakıp işe gideyim" dedi.

 

"Yok Melek abla gelip beni alacak. Sinem ve Bukette gelecek sen git" dedim. İkimizde ayağa kalktık. "Şiyar kendine dikkat et olur mu bir şey olursa beni ara aklım sende kalıyor" dedim. Hala çok korkuyordum ona bir şey olacak diye.

 

"Korkma hatunum. Geçti her şey ben iyiyim" dedi. İyiyim diyordu ama tedavisi hala devam ediyordu. O illet hastalık tekrardan çıka bilirmiş. "Olsun sen yine de dikkat et" dedim. Gelip yanağımdan öperek. "Tamam hatunum" dedi.

 

"Hayırlı işler hayatım" dedim. Teşekkür edip gitti. Bende bir süre bekledikten sonra Melek ablanın gelmesi ile birlikte aşağıya indim. Biz mağazaya giderken Buket ve Sinem de bizi orada bekliyordu.

 

Alışverişe başlarken gözüm hep bebek kıyafetlerine takılıyordu. Hepsini anlamak istiyordum. Acaba cinsiyeti neydi. Hemen cinsiyeti belli olsa da bir sürü kıyafet alsam.

 

Ben yine dayanamayıp beyaz bir patik ve birkaç beyaz bir zıbın almıştım. Cinsiyeti belli olmadığı için beyaz almıştım.

 

Zıbınların birinin üzerinde "teyze balı" birinin üzerinde "müjde teyze oluyorsun" diğerinin üzerinde ise "bu güzellik nereden sanıyorsun teyzemi tanıyorsun yazıyordu"

 

 

 

 

 

Her ne kadar daha fazla şey almak istesem de cinsiyeti belli olduğunda bir sürü şey alacağım için şimdilik bunlar yeterdi.

 

"Avzem yoksa hamile misin" dedi Sinem elindeki patikleri alarak. "Allah'ım teyze oluyorum" dedi Buket heyecan ile. "Ya kızım ne saçmalıyorsunuz ablam hamile" dedim hemen. İkisinin de yüzü düştü.

 

"Avzem hayde hızlı ol daha kırmızı elibise seçip kuaföre gideceğiz" dedi Melek abla. Kafam ile onu onaylarken yeğenim için aldığım kıyafetleri alıp çıktım mağazadan.

 

Kırmızı elibise seçerken çok fazla zorlanmıştım o kadar güzellerdi ki hepsini almak istemiyordum. Sonunda hepimizin ortak beğendiği bir elbise alıp mağazadan çıktık.

 

Bu defa gidip elbisenin altına uyugun bir ayakkabı aldık. Bu arada kızlar da gözüne takılan ayakkabıları aldılar. Buket sineme nerede giyeceksin boşuna alma diye kızarken Sinem onu umursamadan alıyordu.

 

Sonunda kuaföre geldik. Önce güzelce bir bakım yaptık. Sinem saç rengimi sarı olarak değiştirmem için uğraşırken onu dinlemedim. Benim saçımın rengi çok güzeldi. Ayrıca sarı da bana hiç yakışmazdı.

 

Melek ablanın ısrarı üzerine tırnaklarıma kırmızı oje sürdüm. Normalde açık pek belli etmeyen renkleri kullanıyordum.

 

Tırnak işi bitince saç ve makyaj yapımına geçtik. Saçlarımı yine hafif dalga yaptırdım. Buket her ne kadar karşı çıksa da bandanamı taktım. Onu takmasam kendimi eksik hissediyordum.

 

Makyajımı sade yapmıştım ama kuaför kırmızı ruj sürüp makyajı patlatacağını söylemişti. Sonunda hazır olduğumda aynanın karşısında kendime baktım.

 

 

Bir bütün olarak harika olmuştum. Ama sanki biraz falza abartılı olmuştum yada alışık olmadığım için bana garip gelmisti. "Kızım çok güzel oldun" dedi Sinem ıslık çalarak. Ona gülümseyerek baktım.

 

" Çok güzel oldu ama sanki biraz fazla iddialı oldu" dedim. Kendimi çok garip hissediyordum. "Bizde iddialı olmanı istiyoruz zaten. Avzem Şiyar seni yemeğe götürmekten anında vaz geçecek" diyen Melek abla ile beraber kızlar kahkaha attı.

 

Birkaç saat önce Şiyara akşam yemeğini dışarıda yiyelim diye mesaj atmıştım. "Ay elbisesi gibi kızardı" dedi Buket. Bu defa daha fazla güldüler.

 

"Ay yeter hayde gidelim" dedim eşyalarımı toplayarak. Telfonumu çantama koyarken Şiyar eve geldiğini ve nerede kaldığımı yazmıştı. Birazdan geliyorum yazıp gönderdim.

 

Biz Melek ablanın arabasına binerken önce kozları yurda bıraktı Melek abla ardından da beni eve. Yol boyu hepsine teşekkür edip durdum. Bugün onlar olmasaydı hiç bir şey yapmazdım sanırım.

 

Evde geldiğimde anahtarla kapıyı açıp içeriye girdim. "Avzem sen mi geldin" dedi Şiyar. Sesi odadan geliyordu. "Evet" dedim elimdeki poşetlerin köşeye bırakarak.

 

Kalbim ağzımızda atıyordu resmen. Şiyar beni görünce ne tepki verecekti acaba. Heyecan ve meraktan kalbim duracaktı. Şiyar odadan çıkarken koridorun ortasında duran bana bakmadı. Gömleğini iliklemek ile uğraşıyordu.

 

"Hazırlanda çıkalım" dedi bir yandan da. Kafanı kaldırıp baksana adam. "Hazırım zaten" dedim. Sonunda kafasını kaldırmayı başardı beyefendi. Bana baktı ama tekrar bakışlarını gömleğe çevirdi. Birkaç saniye sonra aniden kafasını takrarsan kaldırdı.

 

"Avzem!" Dedi şoka girmiş bir şekilde. Her ne.kadar onun bu haline gülmek istesem de "efendim hayatım" dedim normal bir tavırla. "Kırmızı gitmişsin" dedi. Hala anlamaya çalışıyordu.

 

"Evet yakışmış mı" dedim etrafımda dönerek. "Ço-cok" dedi. Şaşkınlığını hala üzerinden atamıyordu. "Sana ilk günkü gibi kırmızı giyerek geldim Şiyar ama bu defa bilerek isteyerek" dedim. "Avzem bu demek oluyor ki" dedi ve durdu. Kafam ile onu onayladım.

 

"Seni seviyorum Şiyar" dedim bir anda. Heyecandan kalbim deli gibi çarpıyordu. "Allah'ım sana çok şükür" diyince onun bu haline güldüm. Gelip dibimde durdu. Beni kapı ile kendi arasında bıraktı.

 

"Bir daha söyler misin hatunum" dedi. Gülümseyerek "seni seviyorum hayatım" dedi. Gözlerimin içine baktı en deririnine. "Bende seni çok seviyorum Avzem hatun" dedi.

 

Ben daha ne olduğun anlamdan dudakları dudaklarım ile buluştu. Bu beni ilk öpüşü değildi ama sanki ilk gibi hissettirmişti.

 

Şiyar geriye doğru çekilirken kıkırdamaya başladım. "Hayırdır hatunum seni güldüren şey ne" diye sordu merak ile. "Kırmızı yakışmış" dedim gözlerim ile dudağını göstererek.

 

"Karıma dair her şey üzerime yakışır" dedi çapkın çapkın gülerek. "Hayde gidelim artık" dedim. Biraz daha böyle durmaya devam edersek ben kalpten gidecektim.

 

"Yemeği iptal mi etsek" diyince aklıma Melek ablanın biraz saat önce söylediği şey geldi. "Hayır tabiki de hem ben çok açım" dedim şirin şirin bakarak. "Senin bakışlarına kurban olurum" dedi geriye doğru çekilerek.

 

Ben el çantamı alınca evden çıktık. Birlikte arabaya bindik. "Bu yemeğin bitmesini dört gözle bekliyorum Hatunum" dedi Şiyar çapkın bir şekilde. Onun bu haline gülmeden edemedim.

 

Şiyar ile anlaşmalı bir evlilik yaparken bu günün geçeceği hiç aklıma gelmezdi..

 

***

 

Bölümü nasıl buldunuz.

 

Siz

i merakta bırakmam istemem ama diğer bölüm bomba gibi.

 

Oy verip takip etmeyi unutmayın.

 

Yorumlarınızı bekliyorum.

 

Tiktok; nurrunuzq

 

Instagram; nurrunuuz

 

Bölüm : 22.12.2024 15:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Nur / Ağa'nın Rüyası / 28. Bölüm (Kırmızı)
Nur
Ağa'nın Rüyası

51.4k Okunma

3.63k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...