

Yeni bölümden herkese selam.
Bakalım neler olacak.
Keyifli okumalar.
***
YAZARIN ANLATIMIYLA
Şiyar ve Avzem kendilerine şok ile bakan ailesine baktıktan sonra dönüp birbirlerine baktılar.
İşte şimdi herkes Şanlıurfa'nın en şansız kızı olarak bildikleri Avzemin nasıl şanslı olduğunu görmüştü..
Mirşat ağa ayağa kalktı. Vedat ağa da hemen babası ile beraber ayağa kalktı. "Bu ne demek oluyor Vedat" diye sordu Mirşat ağa. Ne diyeceğini bilemiyordu.
"Şiyar sana sürpriz yapmak istedi baba" dedi Vedat ağa sakin bir şekilde. Mirşat ağa tekrardan yerine oturdu. Haşmet ağa ise Avzeme tüm öfkesi ile bakıyordu. Öfkesinin sebebini galiba kendisi bile bilmiyordu.
Hamiyet xanım doldu dolu gözlerle baktı Avzeme. Onu ne kadar çok özlediğini o an daha iyi anladı. İçinden şükretti. İyiki Avzem ve Şiyar evlendi de Avzem bu cehennemden kutuldu dedi.
Avzem, Mervani konağında kalmaya devam etseydi yada Serkat ile evlenseydi hayatı berbat bir şekilde devam edecekti. Ama Şiyar ile evimiş hayatı mükemmel olmuştu.
Avzeme öfke ve nefret ile bakan bir başka isim Serhatti. Serhatin iki yıl önce evlendiği kadın da Serhatin öfkesine baktı. Genç kadın Avzemin bu pislik heriften kurtulduğunu için çok mutluydu ama bilmeden kendisi bu pisliğin eline düştüğü için çok mutsuzdu.
Yıllar önce Şiyar ile evlenme hayali kuran Şanlıurfa'nın şansız kızı Avzemden nefret eden geç kızların hepsi Avzeme imrenerek bakıyordu.
Avzem ve Şiyar tam anlamıyla ortada durdular. Yönlerini birbirlerine döndüler. Şiyar, Avzemin duvağından tutup kaldırdı. Ardından eğilip Avzemin alnından öptü. Şiyarın öpmesiyle beraber Avzem gözlerini sıkıca yumdu.

Dilçem gelip kardeşinin başındaki duvağı tamamen aldı. Arından da elindeki çiçeği. Genç çift ortada durmaya devam ederken Ahmet Kaya'nın Şiyire - Gazele şarkısı çalmaya başladı.
Genç çift yine şarkının bütün sözlerini birbirlerinin gözünün içine bakarak söyledi. Şarkı bittiğinde Şiyar geriye doğru çekildi. Şarkı değişti.
Kerem gelip Şiyarın eline papatya dolu bir sepet verirken Kayahan'ın Bir aşk hikayesi şarkısı çalıyordu.
Avzem şaşkın şaşkın Şiyara baktı çünkü bunu beklemiyordu. Şiyar papatyaların hepsini Avzemin başından aşağıya döktü. Herkesin korktuğu koskoca Bedihi aşiretinin ağasının bunu yapması herkesi şoka uğrattı.
Bilndiklerin ötesinde gül yerine papatya dökmesi de ayrı bir şaşkınlık konusuydu. Ama Şiyar ve Avzemin arasındaki bağ dikenli gül değildi. Masumiyeti temsile eden papatyaydı.
Şarkının bitmesi üzerine Şiyar ve Avzem kendi yerlerine doğru yürümeye başladı. "Sen ne yaptın öyle" dedi Avzem hayran hayran. "Az bile yaptım hatunum" dedi Şiyar.
Şiyar, Avzemin oturmasına yardımcı olduktan hemen sonra gidip kendi yerine oturdu. İkilinin oturduğunu gören Hamiyet xanım hemen ayağa kalktı.
Haşmet ağa ayağa kalkan karısının elini tutup "otur" diye uyarıda bulundu. "Kes sesini" diyen Hamiyet xanım elini çekip hızlı hızlı Avzemin olduğu yere gitti.
Avzemin önünde durur durmaz "kızım" diyip kollarını Avzeme sardı. Hamiyet xanım kızına sarılır sarılmaz ağlamaya başladı. "Anne" diyen Avzem de onun gibi ağlıyordu.
Bu an Avzem için tarif edilmez bir şeydi. Hamiyet xanım geriye doğru çekilerek kızının yüzüne baktı. "Avzemim kızım çok güzel olmuşsun annem su gibi" dedi.
"Çok teşekkür ederim anne" dedi Avzem yaşlı gözlerle. Hamiyet xanım biraz daha Avzem ile sohpet edip kendince hasret giderdi. Bir süre sonra Faruk'un, Şiyarı kaldırması ile beraber Şiyar halay çekmeye başladı.
Avzem olduğu yerde hayran hayran Şiyara bakıyordu. Yanında da Buket ve Sinem onun gibi halay çekenlerin izliyordu. "Avzem, elticim düşman çatlatmayalım mı?" Diye sordum Avzemin yanına gelen Payiz.
"Zevkle elticim" diyen Avzem ayağa kalktı. Onlar sahnenin ortasına geçerken şarkı değişti. İki elti düşman catlatrıcasına ortada oyandılar. Herkes ise onlara hayran hayran bakıyordu.
Payiz ve Avzemin oynaması bitmek üzere iken Zozan xanım gelip ilk gelininin de karşında oynamaya başladı. Onların bu hallerine de tüm aşiretler imrenerek bakıyordu.
Dilçem ve Zerya da onlara katıldı. Hepsi ortada güzelligi, asilliği, samimiyeti ve gülüşleri ile herkesi kendilerine hayran bıraktı.
Hamiyet xanım bile kıskançlık ile onlara bakıyordu. İki kızının da kendisinden çok Zozan xanımı sevmesini haz etmiyordu.
Cida halay çalmaya başlayınca herkes halaya geçti. Avzem yerine oturmayı tercih ederken Şiyar başı çekiyordu. Tüm aşiretler oynuyordu. Uzun bir süre bu düğünün konuşulacağı belliydi.
İnsanlar halay çekmeye devam erken nikah memuru geldi. Avzem ve Şiyar çifti bugün nikah tazeleyeceklerdi.
Vedat ağa hemen gidip, gelen nikah memurunu karşıladı. Salona giren nikah memuru ile halay şarkısı durdu. Şiyar yerine Avzemin yanına otururken halay çeken misafirlerimiz de yerine geçti.
Nikah memeurunun yerine oturmasiyla beraber şahitler de yerlerini aldı. "Nikah akdine başlayalım" dedi nikah memuru. Avzem heyecan ile Şiyarin elini tutu. Şiyar elini tutan Avzemim elini sıktı.
Her ikisi de birbirinden heyecanlıydı. Bu ilk nikahları değildi ama heyecanları ilk kez ortakti.
"Gelin hanım adınız soy adınız" diye sordu Nikah memuru. "Avzem Mervani" dedi Avzem. Soy adı hala Bedihiydi ama formalite icabı kızlık soy ismini söylemişti.
"Anne adınız, baba adınız" diye sordu bu defa. "Hamiyet Mervani, Heşmet Mervani" diyen Avzem babasının ismini söylerken babasına bakti. Ve her zamanki gibi somurtan bir surat ile karşılaştı.
"Damat bey adınız soyadınız" diye sordu bu defa da Nikah memuru. "Şiyar Bedihi" diye cevap verdi. "Anne adınız baba adınız" dedi nikah memuru. "Zozan Bedihi, Vedat Bedihi" diye cevap verdi Şiyar.
"Siz sayın Avzem Mervani hanımefendi yanınızda oturan Şiyar Bedihi beyfendiyi hiç kimsenin tesiri ve etkisi altında kalmadan kendi hür iradeniz ile kocalığa kabul ediyor musunuz?" Diye sordu Nikah memuru.
Avzem dönüp Şiyarın gozunun içine baktı. Kendi mavilerini Şiyarın karalarına kenetledi. "Evet, evet, evet" dedi gür bir sesle. Herkes alkışlamaya başladı. İkili birbirine gülümsedi.
"Siz sayın Şiyar Bedihi yanınızda oturan Avzem Mervani hanımefendiyi hiç kimsenin tesiri ve etkisi altında kalmadan kendi hür iradeniz ile karılığa kabul ediyor musunuz?" Diye sordu.
Şiyar ağa tutmuş olduğu eli daha fazla sıktı. Avzemin yaptığı gibi kendi kararlarını Avzemim mavilerinden kenetledi. İlk kez gördüğü ve aşık olduğunu mavilere. "Sonsuza dek evet" dedi Şiyar ağa Avzem gibi gür bir sesle. Yine herkez alkışladı.
"Siz şahitlik ediyor musunuz?" Diye sordu nikah memuru bu defa da şahitlere. Faruk ve Buket aynı anda "evet" dediler. Şiyar ve Avzemin ilk nikahında şahit Burak olduğu için bu defa da Faruk'u yapmışlardı. "Bende belediye başkanının bana vermiş bilmiyorum yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum" diyen nikah memuru üzerine yine bir alkış tufanı.
Nikah memurnunun uzatmış olduğu defteri herkes tek tek imzaladı. Daha sonra nikah memuru ayağa kalktı. Elimdeki nikah cüzdanınını Avzme verdi. Avzem almış olduğu nikah cüzdanını havaya kaldırdı.
Avzem gülümseyerek Şiyara baktı ve ayağına bastı. İlk nikahları aklına gelen Şiyar, Avzeme doğru eğilip. "Ayağıma basmana gerek yoktu aslında karıcığım üstünlük şimdiden sende emrine amadeyim" diye fısıldadı. Bu sözler üzerine Avzemin de aklına o gün geldi. "Hanımcılik kazandı yani" dedi Avzem o günkü gibi.
Siyar yine fısıltı ile "sana ayağıma basmak düştüyse bana da öpmek düşer" dedikten hemen sonra Avzemin alnına öpücük bıraktı.
Şiyar geriye çekilince ikili birbirlerine bakıp güldüler.
Nikah memuru giderken Vedat bey ona eşlik etti. Diğerleri de yine halay oynamaya başladı. Diyar, Payizi yanına almış başı çekerken Ferzan, Dilçem, Zerya, Ronahi ve Agit de onların elinde oynuyordu.
"Hayırlı olsun Şiyar abi" diyen Kerim geldi. Şiyar, Kerime teşekkür ederken gözleri etrafı aradı. Avzemin hemen yanında duran Buket ile göz göze geldi. "Buraya gel" dedi fısıltı ile. Buket, Şiyarın ne dediğini hemen anlayıp gidip yanında durdu.
Kerim, Avzem ile konuşurken Şiyar, Buketin kulağıma doğru fısıldayarak "sana söz verdiğim çocuk bu Buket beğenirsen aranızı yapacağım" dedi. Buket kafasını kaldırıp Avzem ile konuşan Kerime bakti.
"Zevklisin enişte tipi iyi" dedi Buket beğeni dolu bir şekilde. "Burak'ın kardeşi Kerim bu sizinle yaşıt" diyince Buket kuaförde adının geçtiğini hatırladı. Herkese düğün Kerim'in demişlerdi.
"Tipini beğendiysen ayarlim sana içinin güzelliğine ben kefilim" dedi Şiyar. Şiyar ağa birine söz verdi mi tutmazsa olmazdı. İlla verilen söz tutulacatkı. "E hayde ben sana ayarla dedim çocuk beni istemezse nasıl yapcan" dedi Buket hemen.
"Ben elimden geleni yaparım kader olmazsa onu bilemem. Kerim olmazsa başka ayarlarım ama söz verdim" dedi Şiyar ağa. Buket kafasi ile onu onayladı.
"Siz ne konuşuyorsunuz fısır fısr" diyen Avzem üzerine dönüp ona baktılar. "Hiç öye sen Kerim ile sohpet edince bende Buket ile edeyim dedim" dedi Hemen Şiyar ağa.
"Bu arada tanıştırayım ben sizi. Kerim bu Avzemin arkadasi Buket, Buket bu da Burak'ın kardeşi Kerim" dedi hemen Şiyar sanki az önce Bukete, Kerim'i anlatmamış gibi. "Memnun oldum" diyen Kerim elini Bukete doğru uzattı. Buket de hemen Kerim'in elini sıkıp bende memnun oldum dedi.
Avzem o sıra Şiyara ne oluyor dercesine baktı. Şiyar da ikiliyi işaret edilnce Avzem hemen anladı. "Şiyar abi bizde halaya gidelim mi?" Diyen Kerim üzerine Şiyar kalktı. İkili halaya giderken Avzem ve Buket oturtup halayı seyretti.
Bir süre sonra "Avzem hayde gidelim" diyen Sinem üzerine kızların hepsi kalkıp gelin odasına gitti. Avzem gelin odasında hazırlanırken halayda olan Şiyarın gözü Avzemi arıyordu.
Bir süre sonra cida halay şarkısı durdu. Herkes neden halayın durduğunu merak ederken bir anda Ferbahçenin marşı çalmaya başladı. Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken bakışlar girişi buldu.
Avzem gelinliğinin üzerine Ferbahçe formasi giymiş, arkasında da kızlar sarı-lacivert meşaleler yakmışti. Avzem arkasındaki kızlarla salona giriş yaparken Şiyar şok olmuş bir şekilde Avzeme bakıyordum.
Onca aşiretin içinde bunu yapmak büyük olay konusu olacaktı. Ama bu Avzemin umrunda değildi.
Avzem ortaya yetiştiğinde Şiyarın etrafında dönerek oynamaya başladı. Bir yandan da çalan Fenerbahçe'nin marşına eşlik ediyordu. Şiyar kocam gülümseyerek karısına bakıyordu.
Marşın bitmesi ile Avzem, Şiyarın karşında durdu. "Avzem hatun" dedi Şiyar ağa şaşkın bir şekilde. "Fenerbahçe tutkunu eşime küçük bir sürpriz" dedi Avzem gülümseyerek.
"Fenerbahçe tutkunu eşin sana kurban olsun" dedi Şiyar hayran hayran. Bu ikili bugün aşirete bol bol malzeme vereceğe benziyordu.
Avzem tekrardan gelin odasına gidip üzerindeki formayı indirerek yerine döndü. Şiyar ile yan yana oturup oynayanları seyretmeye başladı.
"Her yaptığın hareketle beni kendine daha çok aşık ediyorsun Avzem hatun" dedi Şiyar ağa yanında oturan karısına. "Sen bir şey yapmasan da beni aşık ediyorsun Şiyar ağa onu nasıl yapacağız" dedi Avzem.
"Bilmem" dedi Şiyar ağa gülümseyerek. "Sence kaç gün konuşulur bu düğün" dedi Avzem merak ile. "Sanırım oğlumu evlendirene kadar. Çünkü ona da kendime yaptığım gibi olay bir düğün yapacağım. O güne kadar da benimki konuşulacak" dedi Şiyar ağa.
"Oğlun mu var senin" dedi Avzem dalga geçer bir şekilde. "Olmadığı olmayacağı anlamına gelmiyor" dedi Şiyar ağa, Avzeme göz kırparak. Avzem ise sadece güldü.
Genç çift biraz daha oturmaya devam ederken Diyarın ikiliyi kaldırması ile başa geçip halay çekmeye başladılar. Yine ve yeninden herkesi kendilerine hayran bıraktılar genç çift.
Halayda biraz daha oynayan ikili bir anda kendilerini ortada buldular. Şiyar ve Avzem birbirinin karşında omuz atarak oynarken tüm aşiretler onalara hayran hayran bakıyordu.
Düğünün sonuna doğru yine yerlerine oturdular. Halay şarkısı durdu. "Evet artık takı törenine geçelim" diyen Ferzan üzerine herkes yerine oturdu.
Giriş kısmında elindeki cam fanus gibi olan kare kutuların içinde altınlarla beraber Zerya, Dilçem, Payiz, Sinem, Buket, Melek ve Canan geldi.
Kızların, Avzemin yanına yetişmesi üzerine Zozan hanıma gelip gelininin yanında durdu. Kutunun içindeki altınları tek tek çıkarıp gelininin üzerine taktı Zozan xanım.
Düğün yapmamasına rağmen ilk evliliğinden bir sürü altın takılan Avzeme şimdi onun iki katı altın takıldı. Zozan xanım altınları takıp geriye doğru çekildi.
Arından altın takacak olanlar gelip Avzem ve Şiyara altın taktı. Para takacak olanlar ise gidip Şavbaş kutusuna para atılar.
Her takılan altın ve verilen para sonrası takan kişinin adı ve verdiği miktar sesli bir şekilde söyleniyordu.
Takı töreni bittikten hemen sonra yeniden halay şarkısı çalmaya başladı.
Avzem bu defa gidip başa geçti yanında da Şiyar vardi. Onlar halay çekerekken Vadat ağa geldi.
Gelininin önünde duran Vedat ağa elindeki iki yüzlüklerden oluşan bir deste parayı Avzemin ayaklarının altına attı. Ardından başka bir desteyi de Şiyarın ayaklarını altına attıktan sonra gitti.
"Düğününümüzü bitirmeden hemen önce kuşak bağlama merasimimiz olacakmış" dediler. Bunun üzerine Avzem sahneye geçerken herkes yerine oturdu.
Haşmet ağa olduğu yerden ilk kez ayağa kalktı. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. İyi baba pozları vermeye çalışıyordu.
"Gelin hanımın kuşağını amcası Hasan bey bağlayacaktır. Hasan beyi de sahneye alalım" bu sözleri duyan Haşmet ağa öfkeden deliye döndü. Sahte bir gülen yüzü düştü. Kalktığı gibi oturdu.
Hamiyet xanım olduğu yerde kocasının bu haline güldü. "Kızın babası dururken amcasının kuşak bağladığı nerede görülmüş" dedi Haşmet ağa öfkeyle.
"Değil mi Haşmet, babası dururken amcası olan sen neden bağlayasın kuşağı" dedi Hamiyet xanım. Haşmet ağa öfkeli bakışlarını karısına çevirdi.
"Gerçi bu kuşağı bağlamayı ne Avzme babalık yapmayıp bizim üstümüze atıp giden Hasan hak ediyor. Ne de Hasan'ın öfkesi ile Avzeme etmediğini bırakmayan sen hak ediyorsun" dedi Hamiyet xanım.
"Kes sesini Hamiyet onun babası benim" dedi Haşmet ağa öfkeyle. "Kızı öldüresiye vururken sahip çıkmıyordun. Öz babası yakın olunca mi sahip çıkasın geldi" dedi Hamiyet xanım.
Avzem, amcası kuşağını bağlarken ağlıyordu. Keşke babam bana iyi bir baba olsaydı da o bağlasaydı diyordu. Genç kız nereden bilebilirdi ki kuşağını bağlayan amcasının aslında öz babası olduğunu..
***
Bir bölümün daha sonuna geldik
Bölümü nasıl buldunuz.
Hemen yorumlarınızı alayım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 51.41k Okunma |
3.63k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |