

Yeni bölümden herkese selam.
Keyifli okumalar.
***
AVZEM MERVANİ
Sonunda Şanlıurfa'ya gelmiştik. Özlemiştim güzel Urfa'mı. Uçaktan indikten sonra babamın göndermiş olduğu araba ile evin yolunu tutuk.
Kısa bir süre içinde konağın önünde duran arabadan indik. Ablam konağın kapısını açtı ve içeriye girdi. Bende arkasından girdim.
Annem babam ve Agit avluda duruyorlardı. Ablam koşar adım babamın yanına gitti daha sonra elini öptü "hoş geldin benim güzel kızım" dedi ablama sarılarak. Ardından annem "bırak bende sarılayım" dedi ve o da sarıldı. Bende arkadan onları izliyordum.
"Abla" dedi Agit ablamın yanına giderek. "Paşam" diyerek ablam ona da sarıldı. Bende birkaç adım atıp babamın yanına gittim. Üsten bir şekilde bana baktı. "Öpeyim baba" dedim. Elini uzatınca eğilip öptüm.
Ona sarılmak için bir hamle yapacaktım ki "tamam tamam" dedi ve elini git dercesine salladı. Bende mecburen susup köşeye çekildim. Bu defa gidip annemin yanın elini öptüm. O da babam gibi beni uzaklaştırdığı ve "Çok şükür geldin Avzem hanım. Bu annem ne yapar diye düşünmeden gittin evin tüm yükü bana kaldı" dedi iğneleyici bir şekilde.
Ses çıkarmadım çünkü diyecek bir lafım yoktu. "Abla" diyerek Agit bu defa benim yanıma geldi. "Ablam" diyerek sarıldım. "Tamam Agit bırak da ablanı gidip çay koysun da Dilçem'im içsin özlemiştir" dedi.
"Anne?" Diye uyarı verdi ablam ama annem umursamadı. "Gel otur da neler yaptın anlat bize" dedi annem, ablama. Onların oturması ile bende mutfağa gittim.
"Hoş geldin Avzem" dedi yıllardır burada bizim ile beraber çalışan kadın. "Hoş buldum Heja abla" dedim gülümseyerek. "Bir şey mi istemiştin" dedi benim dolaba uzandığımda. "Çay koyacağım" dedim elime demliği alarak.
"Ver ben demlerim sen git dinlen" dedi çaydanlığı elimden alarak. "Şey ben burada oturayım o zaman" diyerek mutfak masasına oturdum. "Peki madem" diyen Heja abla işine döndü.
Şimdi çayı almadan avluya gidersem annemden fırça yerdim. En iyisi olana kadar burada oturmaktı.
Gözlerimi mutfak camından dışarıya diktim. Nedensizce gözümün önüne Şiyar abi geldi. İlk kez kütüphane de gördüğüm garip hali. Daha sonra da Ferzan abinin evinde gördüğüm ilk halinden de daha garip halleri. İstemsizce yüzüme gülümseme yayıldı.
Diyar abiyle birlikte çok iyi bir ikiliyi. Hiç benzemeyen yüzleri ve yine hiç benzemeyen huyları. Eyer Şiyar abi doğu ise Diyar abi de batıydı. Bu kadar farklılık varken aralarında bir o kadar da uyum içerisindeyi ikisi de.
"Avzem" adımın seslenişi ile dudaklarımdan bir "hm" çıktı. "Çay hazır. Deminden beri sana sesleniyorum duymuyorsun" diyen Heja ablaya mahçup bir şekilde baktım. "Kusura bakma abla dalmışım" dedim oturduğum yerden kalkarak. "Farettim" dedi bu kez gülerek. Tezgahın üzerinde duran tepsiyi alıp mutfaktan çıktım.
Bizimkiler hala avluda oturmuş sohbet ediyorlardı. Ablam bir şeyler anlatıyor babam ve annem de gülerek cevap veriyorlardı. Bazen abamın yerinde olmak için nelerimi vermezdim diyordum, sonra ise o mutlu olsun bana yeter diyordum.
Elimdeki tepsiyi masanın üzerine bıraktım ardından içindeki çay dolu bardakları çıkarıp tek tek bizimkilerin önüne indirdim. "Ellerine sağlık Avzem" diyen ablama tebessüm ettim. Daha sonra gidip boş olan sandalyeye oturdum. Daha doğrusu oturamadım. Ben tam oturacak iken annem "Avzem gitt de ablan ve kendi bavulunu boşalt" diyince oturamadan kalktım,
"Anne bırak da kız biraz soluklansın" dedi hemen ablam. Annem ablama göz devirip tekrardan bana döndü "hayde Avzem daha burada mısın?" Dedi tok bir sesle. Bende el mecbur onu kafam ile onaylayıp içeriye girdim.
Merdivenlerden çıktım ilk olarak ablamın odasına gittim. Çalışanların getirmiş olduğu bavulu açıp dolaba özenle koymaya başladım. Arada kirli yada kırışmış olanları ayırdım. Kirli olanları çamaşır odasına götürdüm. Kırışmış olanları da o odada ütü için ayrılmış kısma götürdüm ve hızlı bir şekilde ütüledim.
Daha sonra onları da gidip astım. Ardından kendi odama gittim. Ablamınkine yaptığım işlemlerin aynısını kedime de yaptım. Çamaşır makinesini da çalıştırdıktan sonra gidip üzerimi değiştirdim. Yeteri kadar yorulmuştum.

Masanın üzerinde duran kitaplarımı alıp küçük kitaplığın önünde durdum. Özenle elimdeki kitapları yerleştirdim. Aklıma yine Şiyar abiyi gördüğüm gün geldi. O gün o kitaba o dokunmasaydı alıp okuyacaktım. Ve çok merak ediyordum. İlk fırsata gidip kendime o kitabı almayı aklımın bir köşesinde not ettim.
ŞİYAR BEDİHİ
Konağın önüne yetişince sinsi bir şekilde güldüm. Ferzan abi bavulunu sürüyerek yanıma geldi. "Hayrola Şiyar seni güldüren şey ne?" Diyince Ferzan abi biraz daha gülümsedim. "Birazdan içeride olacaklar abi" diyerek göz kırptım anlamış olacak ki o da güldü.
"Hayırdır neye gülüyorsunuz" diyen kişi Diyardı. Ferzan abi ile birbirimize bakıp aynı anda "hiç" dedik. Diyarın yüzü sertleşti "bi gidin ha" diyerek çıkıştı. Ferzan abiyle beraber gülmemek için kendimizi zor tutuk. Payiz de anlamış olacak ki hiç ses etmedi.
Diyar önden gidip büyük kapıyı açtı ve "ben geldim canım ailem" diye bağırdı. O an anneme ait olan ses "Şiyarım" diyince Ferzan abi ile kahkaha attık. Annemin sözleri üzerine Diyarın yüzü düştü "anne ben" dedi küçük çocuklar gibi. "Hoş geldin oğlum. Şiyar nerede" dedi hızlı hızlı konuşarak.
"Buradayım annem" diyerek avluya girdim. Annem beni görür görmez kocaman gülümsedi. "Oy benim canım gelmiş. Nasılda özlemişim" diyerek yanıma geldi ve bana sarıldı. Bende ona sıkı sıkı sarıldım. Geri çekilip elini yüzüme koydu ve beş yaşındaki bir çocuğu sever gibi sevdi. "Ayıp oluyor ama anne" dedi Diyar. "Alınganlık yapa Diyarım sen abisin hem senin yerin ayrı" dedi annem ama Diyar yine de yüzünü eşitti.
"Abi falan değilim, hatırlatırım biz ikiziz" diyen Diyara şaşkın bir ifade ile baktım. "Hayrola Diyar abi az önce yolda abinim diyordun" dedim abi kelimesinin üzerine basarak. Diyar ise sadece bana göz devirdi. "Tamam Diyarım sen benim bir tanemsin" dedi annem Diyarın gönlünü almak istercesine. Bu defa da gidip Diyara sarıldı.
"Yenge ben" diyerek Ferzan abi geldi bu defada. "Gel gel bizim ilk göz ağrımız" diyerek bu kez de Ferzan abiye sarıldı. Geri çekilip "hani benim gelinim" dedi kaşlarını çatarak. "Buradayım anne" dedi masumane bir sesle. "Gel annem" diyince Payiz annemin yanına gitti ve bu defa onlar hasret giderdi.
"E hani benim dedem ve diğerleri" dediği an Ferzan abi bir ses geldi. Herkes o yöne döndü. Dedem yeni içeriden çıkmış varlığını belli etmek istercesine boğazını temizliyirdu. Ferzan abi başta olmak üzere hepimiz tek tek gidip dedemin elini öptük. Sonra da dedemin yanında olan babamın. Dönüp en arkada duran ablama baktım. "Abla" dedim harfleri uzatarak. Ablam da aynı şekilde "Şiyar" dedi. Gülerek gidip ona sarıldım.
Dedem yine sahte ve sesli bir şekilde boğazını temizledi. Bu ses ciddi olun demekti. Biz de el mecbur ablam ile susup köşeye çekildik..
•••
Elimdeki çay bardağını önümde duran sehpaya indirdim. Dikkatli bir şekilde dedemin konuşmasını bekledim. "Demek mervani aşiretinin kızı?" Dedi herkes pür dikkat dedeme bakıyordu. Gözlerimi bu kez Ferzan abiye kaydı. "Evet dede" derken sesinde bir kısıklık vardı. Dedemin kabul etme etmemesinden korkuyordu.
Dedem dik duruşundan taviz vermedi. Yine o tok ve otorite sesiyle "çok mu seviyorsun?" Dedi bu defa. Ferzan abi renkten renge girmişti. Dedemin yanında böyle şeyler konuşmak kolay değildi. Diyarı hatırlıyorum da o Ferzan abiden daha da çok renk değiştirmişti. "Evet" dedi içine kaçmış bir sesle. Bir süre yere baktı sanırım hali desenini ezberlemişti. Sonunda kafasını kaldırıp dedeme baktı. Sanırım ne cevap vereceğini tahmin etmeye çalışıyordu.
Ferzan abiden bakışlarımı çekip dedeme baktım. Yüzünde tek bir mimik bile hareket etmemişti. Hala aynı ciddiyet ve sertlik bir ifade vardı. Bir süre düşündü aklında bir şeyler dartıp biçiyordu galiba. Dönüp babama baktı. Zaten dedeme bakan babam kaşlarını çattı. Sonunda dedem konuşmaya karar verdi.
"Mervani aşiretine haber ver Vedat. Müsait oldukları ilk anda isteyelim kızı" dedi dedem. Ferzan abinin yüzündeki mutluluk her yerden belli oluyordu ama dedemden dolayı dışa yansıtamıyordu. "Sağ ol dede" dedi sesindeki heyecanı gizleyememişti. Bende rahatlar bir şekilde çayımdan bir yudum daha aldım.
Dikçem yengeyi istemek demek Avzemi görmek demek..
Dedem oturduğu yerden kalktı. Herkes onunla beraber ayağa kalktı. "Allah rahatlık versin" dedikten sonra ağır aksak adımlarla salondan çıktı ve gözden kayboldu. Tam o an Ferzam abi otuz iki diş sırıttı. "Hayırlı olsun Ferzan" dedi babam. "Sağol amca sağol" dedi içindeki heyecanı dışarıya vurarak.
"Önce bir kızımı gelin ettim telli duvaklı. Sonra bir kız aldım. Şimdi yine bir kızım daha olacak" dedi annem en az Ferzan abi kadar heyecanlı bir şekilde. "Üçüncü gelini de alma zamanı geldi anacım" diyen Diyara döndü tüm bakışlar.
"Şiyarı diyorum" dedi kaş göz yapıp beni işaret ederek. Oturduğum yerden geriye yaslandım ve "bakalım hayırlısı" dedim. Tüm şaşkın bakışlar beni buldu. "Bir dakika bir dakika Şiyar kendi evliliği hakkında hayırlısı mi dedi yoksa ben rüya mı gördüm" dedi ablam. Ne vardı yani bunu bu kadar büyütecek.
"Yok abla yok doğru duydun" dedi Payiz. Çok fazla abarttılar bence. "Kim bu şanslı kız Şiyar" dedi eniştem. Şanslı olan o değildi bendim. Avzem gibi birine aşık olduğum için çok şanslı biriydim. "Kimse yok enişte öylesine söyledim" dedikten sonra ayağa kalktım. "Ben kaçar herkese Allah rahatlık versin" dedim ve yürümeye başladım. Diyar arkamdan "Ahan da kaçıyor kesin aşık" dedi annem dahil herkes ona katıldı.
Ben ise onları duymazlıktan gelip odama çıktım. Banyoya gidip en başta abdest aldım daha sonra üzerimi değiştirip banyodan çıktım. Seccademi serip yatsı namazımı kıldım. Namazım bittikten sonra ellerimi semaya açtım "Allahım ilk kez bir kız benim içimi ısıttı. Yaptığım ne kadar doğru bilmiyorum ama ben onu aklımdan çıkaramıyorum. Sen nasip etmeyecğin şeyi hayal ettirmezsin. Ya onu bana nasip et yada nasip etmeyeceksen onu aklımdan, kalbimden çıkar" dedikten sonra elimi yüzüme sürüp "amin" dedim.
Seccademi toparlayıp aldığım yere koydum. Gidip bir duvarı ful kaplayan kitaplığımın sürgülü kapısını açtım. Orta rafta olan kitabı elime aldım. Suç ve ceza. Avzemi görmemi sağlayan kitap. Kitabı özenli bir şekilde açtım. Defalarca okumuştum bu kitabı ama yine okumak istedim çünkü her bu kitabı gördüğümde aklıma Avzem geliyordu.
Gerçi hiç aklımdan çıkmamıştı ki..
AVZEM MERVANİ
Sonunda annemden çıkan izinle beraber koşar adım merdivenlerden çıktım. Bu gün temizlik yapmaktan her yerim ağrıyordu. Kedi odama gitmeden önce ablamın odasına gittim. Gel komutu ile odaya girdim. Alıcı bir gözle ablama baktım "çok güzel olmuşsun" dedim dudak büzerek. "Gerçekten mi?" Dedi masumane bir sesle. "Tabiki gerçekten" dedim yanına daha da yaklaşarak.
Giymiş olduğu mavi elbise ile bir bütün olmuştu. Yapmış olduğu sade makyaj yüzne çok yakışmıştı. "Sen hazır değilsin" dedi kızar bir sesle. "Gidiyorum. Bak hatta gittim" dedim odadan çıkarak. Acele etmezsem ablamın istemesine yetişemeyecektim.
Hemen gidip kısa ılık bir düş aldım. Dolaptan kırmızı dizlerime gelen elbisemi alıp hızlı bir şekilde giyindim. Aynanın karşısına geçip saçlarımın yarısını alıp bağladım ve bağladığım yere kırmızı bir bandana taktım. Makyaj yapmayı sevediğim için oturduğum yerden kalkıp ayakkabılarımı giyindim.

Odamdan çıkıp ablamın yanına gittim. Oturup birbirimize övgüler yağdırıp durduk. Yaklaşık yarım saat sonra Agit gelip misafirlerin geldiğini söyledi. Ablamla beraber aşağıya indik. Heyecandan kalbı durmak üzereydi. "Gün boyu benim dışımda kimsenin yanına oturma" diyen annemin tehditkar sesini duydum. Başım ile onu onayladım.
Bir süre sonra kapı çaldı. Ablam heyecanla kapıyı açtı. İçeriye ilk olarak Ferzan abinin dedesi girdi daha sonra babası ve bir kaç kişi daha. Onların arkasında ise elinde kocaman gül demeti ve çikolata kutusuyla beraber Ferzan abi geldi. Zaten ağzı kulaklarında olan ablam daha fazla güldü. Elindekileri ablama verip içeriye girdi.
Görüş alanıma bu defa Diyar abi ve yanında gelen Şiyar abi girdi. Şiyar abi ile göz göze geldik. Hemen bakışlarımı çektim çünkü yanlış anlaşılmayı istemezdim. Onlar da içeriye girerken Ferzan abinin yengesi geldi. Onlar da annem ile beraber içeriye gittiler.
Son olarak içeriye Payiz abla geldi. Ablam ile birbirlerine bakıp kısa çaplı bir çığlık attılar. "Biz şimdi elti mi oluyoruz" dedi heyecan ile Payiz abla. Ablam da aynı şekilde "oluyoruz valla" dedi. Bende onların bu haline güldüm.
Bir süre sonra ablam ile kahve yapmaya başladık. Ablam hiç acımdan Ferzan abinin kahvesine karabiberi bastı. Çocuk buradan çıkıp hastaneye gitmezse iyiydi. Ablam ilk kahve tepkisini alıp içeridekilere dağıttı. Ben ikinci tepsiyi götürürken o da Ferzan abinin kahvesini getirmeye gitti. Şiyar abiye kahvesini uzatırken yine göz göze geldik. Yine hemen bakışlarımı çektim.
Ferzan abi sonunda sağ bir şekilde kahveyi bitirince dedesi ablamı istedi. Babam da güle oynaya veri ablamı. Daha sonra yüzükler takıldı büyüklerin elleri öpüldü dualar okundu. Bu günü de böyle kapatmış bulunduk.
Sonunda etrafı toparlama işi bitince saat gecenin ikisi olmuştu. Düş bile almaya üşenip üzerimi değiştirdikten hemen sonra kendimi yatağa attım. Gözlerimi kapattığım gibi Şiyar abinin gözleri, gözümün önüne geldi.
Hemen ani bir şekilde gözlerimi açtım. Sanırım bu gün defalarca göz göze geldiğim için bu olmuştu..
ŞİYAR BEDİHİ
Konağa ilk girdiğim andan beri bir türlü gözlerimi Avzemden alamamıştım. İlk rüyanda gördügümdeki gibi kırmızı bir elbise giymişti. Elbise ona o kadar çok yakışmıştı ki? Bir de bunun yanında saf ve doğal güzelliği vardı.
Çoğu kez göz göze gelmiştik. Ben hayran olduğum maviler bakarken Avzem hemen bakışlarını çekip beni o mevilerden mahrum bırakıyordu. Çok denedim ona bakmamayı bir görürse yanlış anlar diye. Dedeme odaklanmaya çakıştım ama olmadı. Böyle bir güzellik varken bakmamak mümkün değildi.
Dikkatimi çeken bir diğer şey Avzemin her defasında gidip annesinin yanına oturması ve annesinin Avzem oturur oturmaz bazen de daha oturmadan ona bir şeyler söyleyip göndermesi oldu. Gece boyunca Avzemin oturma süresini hesaplasak on dakikayı geçmezdi. Neden böyle yaptığı hakkında hiç bir fikrim yoktu yada böyle olmasına rağmen Avzemi neden tekrar tekrar annesini yanına oturduğundan..
Bu günün göz kamaştırıcı çifti Ferzan abi ve Dilçem yenge olmuştu. Yüzlerindeki mutluluk tarif edilemezdi. İkisinin de yüzü parlıyordu. Heyecanlarını ailelerin yanında her ne kadar dışa vurmamaya çalışsalar da beceremiyorlardı. Çünkü her yerden belliydi.
Acaba biz de Avzemle beraber böyle ola bilecek miydik..?
***
Bölümü nasıl buldunuz?
Aileleri nasıl buldunuz?
Karakterler hakkında neler söylemek istersiniz?
Şiyar, Avzemden gözünü alamıyor.
Yeni bölümde bizleri neler bekliyor acaba.
Beğenip yorum yapmayı unutmayın.
Duyurular için takipte kalın.
Tiktok; nuurunuuz
İnstagram; nurrunuuz
Yeni bölümde görüşmek üzere. 🌼
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 51.4k Okunma |
3.63k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |