
Yeni bölümden herkese selam.
Bakalım neler olacak.
Keyifli okumalar.
***
Son kez aynadan kendime baktım. Üç gündür işime başlamıştım. Henüz iş almamıştım ama en kısa sürede alacağımdan emindim. Zaten daha üç gündür işimin başına geçtiğim için henüz dava almamam çok normaldi.
Çantamı alıp odadan çıktım. Çıkar çıkmaz gördüğüm manzara ile olduğum yerde durdum. "Şiyar sen ne yapıyorsun?" Diye sordum.
"Topuklu ayakkabılarını topluyorum" çok açıklayıcı oldu ben zaten görmüyordum. "Sebep" dedim hemen.
"İşe başladın bütün gün ben yanında olamayacağım. Doğuma kadar spor ayakkabı giy. Allah korusun düşrsen falan" derken bir yandan da ayakkabı kutularının poşete koyuyordu.
"Sen ne kadar düşünceli birisinin Şiyar ya seni çok seviyorum" dedim hemen. Sanırım ben hayattaki tüm şansımı Şiyardan yana kullanmıştım.
"Tamam işim bitti hatunum çıkalım artık" dedi poşetlerin yukarıdaki dolaba yerleştirerek. "Tamam" demem üzerine evden çıkıp arabaya bindik.
"Sinemler iki hafta sonra nişan yapacakmış Gaziantep te gideriz değil mi Şiyar" diye sordum. Sinmem de Kerem de ailelerine ilişkilerini anlatmış ve aileler onayalamıştı.
"Tabiki gideriz hatunum sen yeterki ki iste biz seninle dünyanın öbür ucuna bile gideriz" dedikten sonra elimi avucunun içine alıp öptü.
"Sen yeter ki yanımda ol ben hiç bir yere gitmesem de olur" dedim Şiyara bakarak. Şiyar beni öyle bir seviyordu ki onun karşısında ona deliler gibi aşık olmuştum.
"Ben her dayım senin yanındayım" diyince kocaman gülümsedim. Konuştuğumuzdan dolayı galiba yol çok erken bitmişti.
"Ben hastaneden çıkınca gelip seni alacağım hatunum" dedi Şiyar. Kafam ile onu onayladım. "Hayırlı işler hayatım" dedikten sonra yanaklarından sulu sulu öptüm.
"Teşekkür ederim hatunum. Size de hayırlı işler. Ayrıca bu öpücüğün devamının başka türlüsünü evde isterim" dedi Şiyar.
"Teşekkür ederiz babaları ama bunun devamı olmayacak" dedim hemen. Eğilip karnımı öptü daha sonra doğrulup aniden dudağımı öpüp geriye doğru çekildi.
"Baba isterse her şey olur değil mi çocuklarım. Annenize bunu anlatın olur mu?" Dedi karnıma doğru konuşuşarak. Sinir ile arabadan indim.
"Pisliksin" dedim kapıyı sert bir şekilde çarparak. Daha sonra çantamı unuttuğumu fark ettim arabanın kapısını tekrardan sert bir şekilde açtım.
"Kapıyı kırdın Avzem hatun" diyen Şiyara pis pis baktım. "Gerçekten kırarım görürsün" dedim çantamı elime alarak. "Kafamı kırama da kapıya ne yaparsan yap" dedi dalga geçer gibi gülerek.
"Onu da kırarım" dedim kapıyı sert bir şekilde kapayarak. Ben henüz bir iki adım atmıştım ki oda arabadan indi. "Avzem" dediği an sert bir şekilde dönüp ona baktım.
"Sen çok kötü bir kocasın Şiyar. Hamile karınla uğraşıp onu üzüyorsun" dedikten sonra büronun içine girdim. Hamilelik hormonları yüzünden sinirlerim alt üst olmuştu.
Odama doğru yürürken dönüp arkama baktım. Kocaman bir boşluk. Arkamdan gelip gönlümü almaya bile tenezzül etmemişti.
Sinirli adımlarla odama girdim. "Pislik herif" dedim sinir ile. "Kim pislik" diyen ses ile olduğum yerde sıçradım. "Allah seni kahretmesin Buket ödüm koptu" dedikten sonra elimi karnımın üzerine koydum. "Annecim iyi misiniz" dedim.
"Ay korkacağını düşünmedim. İyi misin? Bebebişler iyi mısınız?" Diye endişe ile sordu. "İyiyim iyi" dedim yerime otururken.
"Sevil su getir" dedi Buket karşıma oturarak. "Kim pislik herif" diye sorduğunda yine sinirlendim. "Kim olacak Şiyar" dedim hemen.
"Kim ben mi pislik herif. Aşk olsun hatunum" diyen sese doğru döndüm. Bir elinde kocaman papatya buketi diğer elinde su vardi. "Evet sen" dedim. Ne ara gidip papatya almıştı acaba.
"Ben gideyim de siz kavga edin" diyen Buket odadan çıkıp kapıyı kapattı. Şiyar su ve papatyayı masanın üzerine koydu. "Benim hatunum bana trip mi atıyor" dedi. Onu umursamdan suyu alıp içtim.
"Bana bak kadın" diyen Şiyar az önce Buketin oturduğu sandalyeyi çekip karşıma oturdu. "Bakmıyorum" dedim karşımdaki boşluğa bakarak.
"Bana bak hatun" diyen Şiyar elini yanaklarıma koyarak ona dönmemi sağladı. Kaşlarımı çatarak Şiyara baktım.
"Bana trip atarsan" dedikten sonra kısa bir şekilde öptü. "Bana kaşlarını çatarsan" yine kısa bir şekilde öptü. "O mavilerini benden kaçırırsan, arabamı, kafamı kırarsan seni daha çok severim" dedi yine kısa bir an öperek.
"Alla alla" dedim. Gülümemek için zor duruyordum. "Bak hala direniyor beni çıldırtma hatun" dedi yine kısa bir an öperek.
"Benim sana kızma sebebim neydi" diye sordum hemen. "Seni öpmem" derken bir daha öptü. "Şuan sen ne yapıyorsun" dedim kaşlarımı çatarak.
"Hatunumu öpüyorum" dedi. Bu adam beni öldürdürecekti. "Hiç kaşlarını çatma hatun seninde hoşuna gidiyor" diyince hayret dolu bir ifade ile ona baktım.
"Ne münasebet" dedim hemen. Hoşuma gittiğini bilmesine gerek yoktu. "Kurban olduğum hayde gardını indir gülsün şu güzel yüzün de hastaneye gideceğim geç kaldım" dedi.
"Git git işin beklemesin" dedim hemen. Fazla mı abratmıştım acaba. "Gitmiyorum. Senin yüzün gülmeyene kadar da gitmeyeceğim. Kovsunlar beni, sen çalışırsın bende evde oturur yemek yapar çocuklarıma babalık yaparım. Sen bize bakar para getirirsin bende çocuklarıma bakar ev işi yaparım" diyince kahkaha atmaya başladım.
"Ne gülüyorsun kariyer de yaparım karı yer de olurum" diyince daha fazla gülmeye başladım. "Şiyar ya manyak mısın?" Dedim gülerek.
"Sana manyağım" dedikten sonra ayağa kalktı. "Seni güldürdüğüme göre gideyim ben artık gerçekten kovulacağım. Seni almaya gelirim. Asma o güzel yüzünü" dedi.
"Tamam affetim git" dedim hemen. Şiyar odadan çıkarken Buket odaya girdi. "Allah'ım bana da Şiyar gibi seven bir koca yaRabbim bu Buket kulunu duy" diye dua etmeye başladı Buket.
"Amin amin inşAllah" dedim. Buket sandalyeyi alıp eski yerine koyup oturdu. "Sevil vazo getir" dedim elimdeki papatya buketini alıp koklayarak.
"Buket sen ev işini nasıl yaptın' diye sordum. O sıra Sevil vazo getirdi. "Sizin üst kat kirası çok fazla geldi başka bir yer ayarladım" dedi Buket.
"Nerede" diye sordum merak ile. "Sizin üst kat" diyince kaşlarımı çatarak baktım. "O nasıl oluyor" diye sordum hemen.
"Alaz ev arkadaşlığı teklif etti bende kabul ettim. Fiyat yarıya düştü. Bugün konağa erken gidip eşyalarımı alıp geçeceğim" dedi.
"İyi yapmış Alaz ikiniz de teksiniz zaten" dediğimde kafası ile beni onayaldı. "Ay ben senin yanına dava için geldim bugun bana dava geldi birlikte bakalım" diyince biz müvekkilin dosyasına bakmaya başladık.
Ne kadar saat çalıştık bilmiyorum ama akşam olmak üzereydi. "Avzem hanım misafirleriniz geldi" dedi Sevil içeriye girerek. "Al içeriye" dedigimde çıktı.
Bir süre sonra önden sevil arkadan da o ikisi odama girdi. Bunların burada ne işi var. "Hayırlı olsuna geldik kızım" dedi Hamiyet xanım. Dönüp Sevile baktim.
"Hanımefendi ve beyefendiyi Buketin odasıda ağırla Sevil, ben müsait değilim. Onlar gidene kadar ikramda kusur etme" dedim hemen.
"Kızım neden-" demesine izin vermeden takrardan konuştum. "Sevil hayde" diyince Sevil önden çıktı. Onlar henüz kapıya yetişmiş iken Sevil terardan döndü.
"Avzem hanım, Kayınvalideniz ve kayınpederiniz gelmiş onları da mı Buket hanımın odasına alayım" diyince dönüp onlara baktım.
"Saçmalama Sevil hemen odama al annem ve babamı. Buket biz davaya yarın da baka bilirsiz" dedim gözlerinin içine baka baka. Sevil tamam diyip çıkarken onlar da çıktı.
Onlar çıkar çıkmaz elimi kalbimin en koydum. "Canın yandı diye onlarinki de yansın istedin" diyen Bukete baktım.
"Ben bu değilim ama" dedim. Ben intikam almazdım ki. Ben kötülüğe kötülük ile karşılık vermezdim ki. Buket bir şey söylemeden Vedat baba ve Zozan anne girdi içeriye.
"Hoş geldiniz" dedim hemen yanlarına giderek. "Hoş bulduk kızım hayırlı olsun" diyen Vedat baba elimdeki beyaz gül buketini elime verdi. "Teşekkür ederim Vedat baba çok güzeller" dedim elimdeki çiçeği göstererek.
"Gelinim kadar güzel olmasa da güzeller" diyince kocman gülümsedim. "Size de hayırlı olsun Buket xanım" diyen Vedat baba elindeki diğer kırmızı gülleri Bukete verdi.
"Çok teşekkür ederim Vedat amca sen bir tanesin" dedi Buket hemen. "Hayırlı olsun kızım" diyen Zozan anne gelip bana sarıldı. "Teşekkür ederim Zozan anne" derken bende ona sarıldım.
Biz otururken Sevil kahve yapıp getirdi. Onların da gittiğini söyledi. Onlar suçlu olmasına rağmen neden onlara böyle davrandığım için kendimi kötü hissediyordum.
"Ben gideyim artık geç olmadan eve yerleşeyim" diyen Buket çıkıp gitti.
Biz de sohbet etmeye devam ettik. İkisi de sürekli nasıl olduğumu sorup duruyordu.
"Kızım ben sana bunu vermeyi unuttum" diyen Zozan anne elindeki poşeti bana uzattı. "Bu ne Zozan anne" dedim poşete bakarak. "Aç bak" diyince poşeti açtım.
İçinden hediye paketi vardı. Çıkarıp onu da açtım. İçinden masa üstüne koymak için gümüş bir isimlik vardı. Üzerinde Avukat Avzem BEDİHİ yazıyordu.
"Bu çok güzel Zozan anne çok teşekkür ederim" dedim hemen. Arından elimdeki isimliği masanın üzerine yerine koydum. "Güle güle kullan güzel kızım" diyince kocaman gülümsedim.
"Biz kalkalım artık" diyen Vedat baba ayağa kalktı. "Biraz daha oturun Vedat baba hem birazdan Şiyar gelecek. Birlikte yemeğe gider oradan da bize geçeriz. Sizinle.uzun zamandı vakit geçiriyoruz. Ablamları ve Diyar abileri de çağırırız" dedim hemen.
"Peki madem sen nasıl istersen" diyen Vedat baba tekrardan oturdu. "Diyarlar bu gün nöbette akşam çağırdınız da gelmezler eve geçip uyurlar. Olur da gelirlerse de hemen uyurlar" dedi Zozan anne.
"Biz şansınızı deneriz" dedim hemen. Diyar abi olunca ortam daha güzel ve eğlenceli oluyordu. "Şiyar geç geçilecek mi kızım" diyen Vedat baba saate baktım.
"Geldim" diyen Şiyar odaya girdi. "İyi insan da lafın üzerine gelirmiş. Hoş geldin oğlum" dedi Zozan anne. "Hoş buldum valide sultan" diyen Şiyar gelip Zozan annenin yanaklarından öptü.
Şiyar da geçip boş bir yere oturdu. "Yemeğe gidelim diyoruz Şiyar" dedim hemen. "Gidelim" dedikten sonda dönüp Vedat babaya baktı.
"Baba ben sabahtan beri Diyara ulaşamıyorum. Evde uyuyor mu?" Diye sordu Şiyar. "Yok oğlum nöbete onlar akşam eve gelecekler. Belki hastane kalabalık diye girmemiştir aramanı" dedi Vedat baba.
"Ben ona ulaşamayınca acile indim. Bugün nöbete gelmemiş. Bende belki evde uyuyordur diye düşündüm" dedi Şiyar endişeli bir şekilde. "Dün akşam onlar nöbet için evden çıktılar" dedi Zozan anne panik ile.
"Ben bir Payiz ablayı arayayım" dedim telefonu elime alarak. Şiyar da ben yine Diyarı arayacağım diyip telfonunu eline aldı. Telefon defalarca çaldı ama Payiz abla açmadı.
"Açmadı" derken bir daha aradım. "Diyar da açmıyor" diyen Şiyar endişe ile ayağa kalktı. Payiz abla yine telefonu açmadı.
"Vedat çocuklarıma bir şey mi oldu? Kalka bir şey yap bul ulaş çocuklarım" dedi Zozan anne ağlamaklı bir şekilde. "Tamam tamam sakin ol" diyen Vedat babanın telefonu çalmaya başladı.
"Söyle Reşat" dedi telefonu açar açmaz. "Ne! Ne diyorsun sen Reşat" dedi bir hışım ile ayağa kalkarak. "Tamam tamam geliyorum" diyip telfonu kapattı.
"Ne oldu Vedat, Diyar ve Payize bir şey mi olmuş" dedi Zozan anne de ayağa kalkarak. "Yok onlardan haber yok" dedi Vedat baba. "Ne oldu o zaman Vedat baba" dedim bende ayağa kalkarak.
"Babam büyük ağaları ve bekar aşirete kızlarını konağa toplamış" diyen Vedat babaya anlamaz gözlerle baktım. "Sebep?" Dedi hemen Zozan anne. "Diyarın çocuğu olmuyor kuma alıncak demiş"
"Ne"
"Ne"
"Ne"
Üçümüz de aynı anda aynı tepkiyi verdik. Bunu hiç birimiz beklemiyorduk. "Hayde konağa gidelim. Avzem ve Şiyar siz ikiniz ne yapıp edin Diyar ve Payize ulaşın" diyen Vedat bana üzerine yola çıktık.
"Babam nasıl böyle bir şey yapar. Onların çocuğu olmuyor değil ki onlar şimdi istemiyor" dedi Zozan anne. Benim de aklıma almıyordu Mirşat dede nasıl böyle bir şey yapıyordu.
"Diyar telefonun kökten kapatmış" dedi Şiyar telefonu sinir ile fırlayarak.
"Demek ki duymuş" dedi Zozan anne.
"Diyarlar konağa geldiğinde onları sakinleştirin bir kaza bela çıkmasın" Vedat baba. "Sakinleştireceğim ben onu önüne adamları atarak" dedi Şiyar.
"Payiz abla konağı tarasa yeri" dedim bende hemen. "Ben kime ne anlatıyorum" dedi Vedat baba sabır çekerek.
Sonunda konağa geldiğimizde acele ile arabadan inip konağın içine girdik. Konak tıka basa insan doluydu. Bir sürü aşiret vardı.
"Baba sen ne yapıyorsun" dedi Vedat baba hemen. "Çok önceden yapmam gerek şeyi" dedi Mirşat dede rahat bir tavırla. "Baba" diyen Vedat babanın lafını Mirşat dede böldü.
"Bak şurada duran dört kızı beğendim. Diyar hangisini beğenirse onu alacağım" diyince dönüp oraya baktım. Ne kadar saçma bir şeydi. Mal miydi bunlar da satılığa çıkar gibi hangisini beğenirse. Bunların aileleri nasıl böyle bir şeye izin vermiyordu anlamıyordum. Gerçi cahil insanlara her şey normal gelirdi.
Kızlara biraz dikkatli bakınca gözlerim kocaman açıldı. Aralarında olan kızlardan biri bizi Şiyar ile ilk evlendiğimiz zamanlar Şiyara göz koyan ve ben ile Payiz ablanın dövdüğü kızdı.
Bu ne saçmalık. Ben bunu Şiyar için dövmüştüm şimdi de buraya Diyar abi için mi gelmişti. "Şiyar avucum kaşınıyor" dedim yanımdaki Şiyara.
"Kaşıntısını gider o zaman karıcım ama kendine ve bebeklere dikkat et" diyen Şiyar üzerine bir kaç adım atıp kızların yanında durdum.
"Seni para göz pislik" der demez kızın yüzüne bir tokat geçirdim. Tokat sesi konakta yankılanırken herkes şaşkın şaşkın bize baktı. "Sen nasıl benim bacıma el kaldırsın" diyen bir adam kolumdan tutup beni geriye doğru çekiti.
"Çek lan o elini" diyen Şiyar adamın yüzüne tokat attı. "Mirşat ağa bizi buraya toplayan sensin şimdi torunun ve gelinin yaptığına bak" dedi yaşlı adamlardan biri.
"Bu tokatın acısını çıkaracağım Şiyar ağa" dedi az önce Şiyarin tokat attığı adam. "Şimdi çıkar" diyen Şiyar adamın yakasına yapıştı. "Şiyar ağa kardeşimi bırak yoksa kötü olur" dedi başka bir adam.
"Ne yaparsın" diyen Ferzan abi de o adamın yakasına yapıştı. "Bırakın abilerimi. Hep senin yüzünden bunlar oluyor ş-' az önce tokat atığım kız lafını tamamlamadan saçına yapıştım.
"Tamamla lafını bak ne oluyor" dedikten sonda bir tane daha tokat attım. "Bırak lan kardeşimi ağa karısıymış, hamileymiş dinlemem" adam lafını tamamlamadan Şiyar peş peşe yumruk atmaya başladı.
"Ne yaparsın lan ne yaparsın adi serefiz. Gel bana yap ne yapacaksan" diyen Şiyar adamı dövüyordu. Bir anda herkes onları ayırmak için etrafımıza toplandı.
Ben daha ne olduğunu anlamadan hepsi birbirine girdi. "Gel bakalım sen buraya" diyen bir el tutup beni çekti. Hiddet ile dönüp beni tutan kişiye baktım.
"Benim ben korkma" dedi Şiyar biraz daha geriye doğru çekilerek. Şiyara bakmayı bırakıp kavga eden kalabalığa baktım. Kavgayı başlatan ben, Şiyar ve Ferzan abi köşede durmuş kavga eden topluluğa bakıyorduk.
"Şu salak da anca dayak yiyip durdu. Kalıbından utan bari" diyen Ferzan abi yerde yatmış dayak yemekte olan adama bakıyordu. "Şiyar kavgayı biz başlattk bunlar birbirlerini yiyorlar ayırmayacak mıyız?" Dedim.
"Sazan gibi atlamasaydılar. Bırak birbirlerini yesinler" diyen Şiyar kollarını bana doladı. "Afferin Şiyar ben size sakin olun dedim daha Diyar gelmeden kıyameti kopardiniz" dedi Vedat baba.
Havaya birkaç el ateş edildi. Dönüp konağın kapısına baktım. El ele tutuşmuş diğer ellerinde de birer silah olan Diyar abi ve Payiz abla görüş alanıma girdi.
Havada patlayan silah sesi ile kavga eden herkes durup konağın girişine baktı.
"Yakarım lan ben bu konağı kim bana kuma gelmeye cesaret edip buraya kadar geldi. Hepinizi öldürürüm" diye bağırdı Payiz abla.
***
Kestikkk.
Hemen yorumlarınızı alayım.
Bir dahaki bölümde neler olacak sizce.
Oy vermeyi unutmayın.
Takipte Kalın.
Tiktok; nurrunuzq
Instagram; nurrunuuz
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 51.4k Okunma |
3.63k Oy |
0 Takip |
54 Bölümlü Kitap |