43. Bölüm
Nur / Ağa'nın Rüyası / 43. Bölüm (Tutuklandı)

43. Bölüm (Tutuklandı)

Nur
nurrunuuz

Yeni bölümden herkes selam.

 

Bakalım neler olacak.

 

Keyifli okumalar.

 

***

 

Bir elim belimde bir elim karnımda karşındaki kıyafet yığınına bakıyordum. En son bakmaktan pes edip kendimi yatağın üzerine attım. Derin bir nefes aldım. Sinirlerim çok bozulmuştu.

 

"Şiyar" diye içerideki Şiyara bağırdım. Şiyar yatak odasına girip "efendim hatunum" dedi. Somurtarak ona baktım. "Ne oldu" dedi yanıma oturarak.

 

"Yarın Sinemin nişanı var ve giyecek hiç bir şeyim yok" dedim ellerimi göğüsümün altında birleştirerek. "Bunlar arasında beğenmedin mi bir şey" diyen Şiyar elbise yığınına baktı.

 

"Of Şiyar kör müsün karnım hafiften çıkmış hiç biri bana olmuyor" dedim. Bu hamilelik hormonları bana hiç iyi gelmemişti. Her şey sinirimi bozuyordu.

 

"Sen buna mi üzüldün hatunum. Bugün iş çıkışı gelir seni alırım dolabı yenileriz sevgilim. Sen neden boş yere kendini üzüyorsun" diyen Şiyara baktım. "Tamam" dedim hemen.

 

Alışveriş de belki bana iyi gelirdi. Bu aralar çok agresif biri olmuştum. Biraz hava almak belki sinirlerime iyi gelirdi.

 

"Tamam o zaman çıkalım" diyince kafam ile onu onayladım. İlk olarak Şiyar ile birlikte dağıttığım elbiseleri yerine yerleştirip evden çıktık.

 

Şiyar beni bırakıp hastaneye gitti. Ben ofisime geldiğimde Buket çoktan gelmişti. Buz kız sabah gözünü açar açmaz buraya geliyordu galiba. Odasında oturmuş önündeki davaya odaklanmış Bukete günaydın diyip odama geçtim.

 

Kabanımı çıkarıp astıktan sonra yerime oturdum. O sırada kapı çaldı ve Sevil içeriye girdi. "Avzem hanım bir kadın geldi sizinle görüşmek istiyor. Avzem hanım henüz gelmdi dedim beklerim dedi yarım saat önce geldi. Adı Sevtapmış" diyen Sevil üzerine nedensiz bir şekilde kalbim hızlı hızlı atmaya başladı.

 

"İçeriye al Sevil" dediğimde odadan çıktı. Nedensiz bir şekilde kendimi onu tekrardan görmeye hazırladım. Onu ilk ve son görüşüm o pavyon olmuştu. Ondan sonra sadece Alazın söyledikleri ile ne yaptığını öğrenmiştim.

 

Önden Sevil arkasından da o geldi odama. "Sevil iki kahve yap bize" dedim ona bakarak. "Sade" dedi Sevile doğru. Sevil odadan çıkarken o elindeki papatya buketini masama indirdi.

 

"Sen papatya seviyorsun" dedi. Neden kendimi garip hissediyordum. "Teşekkür ederim. Ayakta kalma otur" diyince karşımdaki sandalyeye oturdu.

 

"Hayırlı olsun demeye geldim. Beni içeriye almazsın diye düşündüm aslında ama aldın" diyince alaycı bir şekilde güldüm. "Senin aksina ben hemen atıp vaz geçemiyorum" dedim. Gözlerini benden kaçırdı.

 

"Haklısın" dedi. Tekrardan dönüp bana baktı. "Alaz beni oradan çekip aldı" diyince kafamı salladım. "Eğer en başta her şeyi bilseydi daha önce yapardı" dedim hemen.

 

"Belki de" demek ile yetindi. O sırada Sevil gelip kahvelerimizi indirip gitti. "Hamilelik sana çok yakışmış" dedi beni baştan aşağıya süzerek. "Teşekkür ederim" dedim.

 

"Avzem" ismimi onun ağzından duymak bana garip hissettiriyordu. "Sana ve Alaza beni hemen affedin diyemem ama bana bir şans verin. Önceden uzaktan da olsa sizin yanınızdaydım ama şimdi tamamen sizin yanınızda olmak istiyorum. Bana izin verin lütfen" bu sözleri gözleri dolu dolu söylüyordu.

 

"Sende annesin kızım" son söylediği kelime ile kalbim deli gibi çarpmaya başladı. "Beni en iyi sen anlarsın. Lütfen bana bir şans ver" dedi. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Ne hissedeceğimi ne düşüneceğimi.

 

"Üç gün sonra evime yemeğe çağırmak istiyorum sizi. Alaza söyledim kabul etti. Sen ve Şiyar da gelin olur mu? Lütfen beni kırma" dedi. Oraya gitmek istemiyordum. Beni doğurduğu gün bırakıp giden kadını affetmek istemiyorum.

 

"Geliriz" gelir miyiz? Bu nereden çıktı şimdi. Ben kabul etmeyecektim. "Çok teşekkür ederim Avzem. Beni ne kadar mutlu ettiğini bilemezsin" dedi. Sesi heyecandan titriyordu.

 

"Ben artık gideyim" diyip ayağa kalktı ve çıkıp gitti. Kapı kapanır kapanmaz göz yaşlarım bir bir akmaya başladı. İstem dışı elimi kalbimin üzerine koydum.

 

"Avzem şu dos-" odaya giren Buket beni görür görmez lafını tamamlamadan sustu. "Avzem ne oldu iyi misin?" Diyerek gelip yanımda durdu.

 

"O kadın geldi Buket. Ben ne yapacağımı ne hissedeceğimi bilmiyorum" dedim hemen. Artık yorulmuştum. Çok fazla.

 

"Kıyamam ben sana" diyen Buket kollarını bana sardı.

 

***

 

İşler ile uğraşmak kafamı dağıtmama sebep olmuştu. Sabahın aksine şuan çok iyiydim.

 

"Yarın sende bizim ile gel Buket. Boşuna ayrı gitme" dedim hemen. Zaten biz gidiyorduk. "Oraya tek gideceğimi mi sanıyorsun asla partnersiz gitmem. Alaz ile gideceğim" diyen Bukete baktım.

 

"Siz benim ikiz ile hayırdır ne iş" dedim hemen. Buket anlamaz gözlerle bana baktı. "Ne, ne iş" diye sordu hemen.

 

"Önce aynı eve çıkmalar yok partner olmalar. Buket hanım görümce mi oluyorum" diyince hayret dolu bir şekilde bana baktı.

 

"Ne alaka Avzem. Biz Alaz ile çok iyi iki arkadaş olduk. Hata kanka olduk kanka" dedi hemen savunmaya geçerek. "İnandım inandım. Gelin xanım" dedim.

 

"Çok kötüsün Avzem" diyen Buketi umursamdan telefona baktım. Şiyar geldiğine dair mesaj atmıştı. "Benimki geldi ben kaçar gelin hanım" dedim yerimden kalkarak.

 

"Bak hala devam ediyor sus" diyen Buketi umursamdan odadan çıktım. Bürodan çıktığımda Şiyar arkası dönük bir şekilde beni bekliyordu.

 

"Şiyar sakın arkanı dönme" dedim hemen. "Avzem sakın" dedi ama umursamdan koşarak sırtına atladım. Hemen kollarını arkasına atıp beni tutu.

 

"Kızım manyak mısın hamile halinle atlıyorsun" dedi Şiyar şikayet ederek. "Aa nereden bildin manyak olduğumu" dedim hemen. Şiyar tutup beni çekip kucağına aldı.

 

"Hayvan herif nasıl tekte kucağına aldın" dedim hemen. Az önce sırtındaydım. Kucağına geçmem saniyeler içinde olmuştu.

 

"Hayvanlık nedir görmemiş" diyen Şiyar beni yere indirdi. "All alla" derken gidip arabaya bindim. Oda arkamdan gelip arabaya bindi.

 

Alışveriş merkezine geldiğimizde arabadan indik. Şiyar hemen gelip elimi tutu. Uzun bir süre alışveriş merkezinde alışveriş yaptık. Günlük bir sürü alışveriş yaparken nişan için hiç bir şey bulamamıştım.

 

Ben AVM de bir şey bulmayınca bu defa çarşıya gittik. Sonunda orada kendime güzel bir elbise buldum.

 

Biz Şiyar ile el ele çarşının çıkışına doğru yürürken koluma set bir şekilde biri çarptı. Çarpan kişi aynı zamanda avucuma bir kağıt parçası sıkıştırdı.

 

Dönüp arakama baktığımıda çarşaf giymiş sadece korku dolu sürmeli bir çift kara gözlerle karşılaştım. Kadın bana kısa bir an bakıp koşarak gitti. Ben elimdeki kağıdı hemen cebime attım.

 

"Hatunum iyi misin" diye endişeli bir şekilde bana baktı. "İyiyim iyi" demekle yetindim. Aklım o kadında kaldı. Cabimdeki kağıta ne yazıyor acaba.

 

"Hatunum hiç iyi görünmüyorsun kadın sana çarparken bir yerin mi acıdı. Karnına ağrı mi girdi. Hemen hastaneye gidelim" diye peş peşe sıralayan Şiyara baktım.

 

"İyiyim sevgilim iyiyim. Eve gidelim" derken yürümeye başladım. "Emin misin hatunum yüzün soldu" diyen Şiyar da arkamdan yürümeye başladı.

 

"Yok sana öyle gelmiştir iyiyim ben" dedim. Şiyar kolunu belime doladı. "Yemeğe gidelim mi?" Diye sordu.

 

"Yok hayatım eve gidelim ben yemek yapacağım. Diyar abiler bir haftadır bizde sürekli yemek söyleyip duruyoruz ayıp oluyor. Akşam nöbetten gelecekler" dedim. Şiyar sağ olsun ne benim ne de Payiz ablanın yemek yapmasına izin veriyordu. Onun yüzünden sürekli hazır yemek yiyip duruyordu.

 

"Olmaz hatunum alışveriş falan yaptık yoruldun bir de yemek yapmana izin vermem" diyen Şiyara dönüp baktım. "Sus Şiyar yemek yapacağım. Benim canım yemek yapmak istiyor. Yemek yapmaya aşeriyorum" dedim hemen.

 

"Tamam tamam" dedi Şiyar pes ederek. O sırada sonunda arabanın yanına gelmiştik. Arabaya biner binmez cebimdeki kağıt parçasını çıkardım.

 

"Hatunum o kağıt ne?" Diye soran Şiyara baktım. "Bana çarpan kadın avucuma sıkıştırdı" diyince kaşlarını çatarak bana baktı. "Neden ben görmedim" diye sordu bu defa.

 

"Hemen cebime koydum. Belli ki kadın korkuyordu. Elimdeki kağıdı da gizlice verdi. Onun için çarptı. Etrafta kadını tanıyan biri olur diye de cebime attım hemen" diye açıklamada bulundum.

 

"Aç bak" diyince hemen kağıdı açtım. İçinde yazanları sesli bir şekilde okumaya başladım.

 

"Avukat hanım lütfen bana yardım edin. İki hafta sonra kızımın düğünü var. Kızım daha 16 yaşında zorla evlendiriyorlar. Yalvarırım yardım edin. Siz avukatsınız eşiniz en büyük aşiretin ağası sözünüz geçer. Çok çaresizim. Bahoz aşiretine verdiler kızımı"

 

"Bu zihniyetten ne zaman kurtulacaklar acaba bu insanlar" dedim kendimi geriye doğru atarak. "Maalesef bazılarının zihniyeti hiç bir zaman değişmiyor" diyen Şiyar arabayı çalıştırdı.

 

"Kocacığım benim ile düğün basmaya ne dersin" dedim hemen. "Evet derim tabiki" diyince gülmeye başladım. Gidelim de gösterelim herkese küçücük bir kızı evlendirmek neymiş.

 

Yol boyunca hiç konuşmadan ne yapmam gerekiyor onu düşündüm. Ne yapıp etmeli o kızı kurtarmalıydım.

 

Sonunda eve geldiğimde ilk iş olarak üzerimi değiştirip mutfağa gitmek oldu. Ben yemek hazırlarken Şiyar da yanımda durmuş el altımda çalışıyordu güya. Daha çok bana engel oluyordu ama neyse.

 

Sonunda yemeğin hazır olması ile Şiyar filim izlemeye gitti. Bende gidip ilk olarak duş aldım ardından üzerimi giyip çıktım. Şiyar laf etmesin diye de saçlarımı kuruttum.

 

Ben odadan çıkarken kapı çaldı. Gidip açtığımda yorgun iki yüz ile karşılaştım. Payiz abla da Diyar abi de her an oldukları yerde uyuya kalacak gibi duruyorlardı.

 

O ikisi içeriye girereken bende mutfağa doğru yürümeye başladım. "Hemen duş alıp gelin ben sofrayı kuruyorum. Sonunda ev yemeği yiyeceksiniz" dedim bir yandan da.

 

"Bugün aldığım ilk ve tek en güzel haber" diyen Diyar abi odaya gitti. Payiz abla da arkasında gitti. Ben sofrayı kurma işini bitirirken hepsi mutfağa geldi.

 

"Ellerine sağlık Avzem çok güzel olmuş" diyen Diyar abi adeta yemek ile aşk yaşıyordu. "Afiyet olsun. Budan sonra hep yapacağım hazır yemeklerden gına geldi" dedim hemen.

 

"Ay valla bana da gına geldi. Midem çok az bulanıyormuş gibi hazır yemekler daha çok bulandırıyor" dedi Payiz abla bıkmış bir şekilde.

 

"Annemin mis gibi yemeklerini yiyecekisin artık miden bulamaz balım" diyen Diyar abiye baktım. "Konağa mi dönüyorsunuz" diye sordu Şiyar.

 

"Evet annem çok ısrar ediyor. Hem Payizin ailesi güzel haberi duyunca buraya gelmeye karar verdi birkaç gün konakta kalacaklar" diye açıklamada bulundu Diyar abi.

 

"Ama ne güzel hep birlikte yaşıyorduk ben size çok alıştım gitmeyin" dedim hemen. "Kız her gün nöbetteyiz. Nöbete olmadığımızda da uyuyoruz nasıl hemen alıştın bize" dedi Diyar abi.

 

"Alıştım işte" dedim omuz silkerek. "Sus Diyar alışmış kız. Hem bende alıştım burası konaktan daha sakin. Sen merak etme Avzem annemler gitsin biz hep geliriz" dedi hemen Payiz abla.

 

"Kalmaya da gelin ama" dedim. Onlar kalınca çok güzel oluyordu. Hep birlikte güzel vakti geçiriyorduk. "Kalırız eltim kalırız' dedi Payiz abla.

 

"Belki gelir size komşu oluruz" diyen Diyar abi üzerine Payiz abla ona kötü kötü baktı. "Bir daha bu konuyu açma Diyar. Biz konakta kalmaya devam edeceğiz taşınmak yok. Zozan anne bir oğlunun daha gidişine çok üzülür" dedi Payiz abla.

 

"Konu annemin üzülmesi değil de daha çok senin konaktan ayrılmak istememen balım" diyen Diyar abi üzerine Payiz abla geriye doğru yaslandı.

 

"Kalk konağa git Diyar gelmiyorum ben" dedi hemen. "Balım ben şimdi ne dedim ki kızıyorsun. Sen iste yeter ki ömür boyu kalırız konakta" dedi Diyar abi.

 

"Sus Diyar" diye çıkıştı Payiz abla. Geçmiş olsun hamilelik hormonu onu da ele geçirmişti. "Odunsun Diyar onlar hamile her şeye alınıyor biraz altan alıp sus" dedi Şiyar.

 

"Ha ben hamileyim diye her şeyi abartıyorum sende altan alıyorsun öyle mi Şiyar ağa" dedim kaşlarımı çatarak. "Ben öyle mi dedim hatunum. Sadece Diyara daha yumuşak olmasını söylüyorum" dedi Şiyar.

 

"Aklı verenin aklı olsa bari" derken olduğum yerden kalktım. "Kalk eltim biz içeriye gidelim bunların canı mutfağı toplamak istiyor" dedim. Payiz abla lafım üzerine ayağa kalktı.

 

"Ulan Diyar" diye sinir ile soldu Şiyar. "Çay getirirken yanında atıştırmalık da getirin" dedikten sonra Payiz abla ile beraber içeriye geçtim.

 

Biz içeriye geçip otururken Şiyar ve Diyar abi aralarında kavga edip duruyordu. "Ay Avzem bu çok eğlenceli ben hamilelik boyunca Diyarın burnundan getiririm" dedi fısıltılı bir şekilde Payiz abla.

 

"Getir getir. İnsan hep hamile olmuyor" dedim bende kısık bir sesle. Uzun bir sürenin ardından sonunun mutfağı toplayıp çay ve atıştırmalıklarla birlikte içeriye geldiler.

 

"Balım özür dilerim üstüne geldim. Sen ne dersen o valla. Hiç bir şeyde ısrar etmeyeceğim" dedi Diyar abi, Payiz ablanın yanına otururak. "Peki peki affetim" dedi Payiz abla.

 

"Hatunum buna uyup eşeklik ettim" diyen Şiyar, Diyar abiyi gösterdi. "Özür dilerim sevgilim. Sana öyle demek istemedim" diyince kaşlarımı çattım.

 

"Sen bana öyle demek istemedin ama ben öyle anladım. Kafamda kuruyorum ben yani" dedi hemen. Şiyar ben ne yaptım dercesine bakıyordu. "Yok hatunum. Ben anlatmak istediğim şeyi anlatamadım. Konunun seninle alakası yok tamamen benim anlatım yeteneksizliğimden" konuyu nasıl toplanacağını bulamadı.

 

"Özür dilerim" dedi ensesini kaşıyarak. Bu halinin ne kadar tatlı olduğunun biliyor muydu acaba? "Affedeyim bari" diyince kocaman gülümsedi.

 

Geri kalan saate biraz filim izledik. Daha sonra Payiz ablalar yorgun olduğunu söyleyip toplanıp konağa gittiler. Bizde bugün yorulduğumuz için hemen uyuduk.

 

Gözlerimi açtığımda etraf hala karanlıktı. Telefonumu elime alıp baktığımda gece 1 buçuğu gösteriyordu.

 

"Şiyar" dedim Şiyara doğru dönerek. "Şiyar" dedim bir daha. "Hm" gibi garip bir şekilde homurdandı. "Şiyar kalk" dedim hafiften dürterek. Birden kendini uykudan attı.

 

"Ne oldu! Doğum mu başladı! Çocuklar mi geliyor! Neredeler! Ne zaman geliyorlar" gibi saçma sapan sorular sormaya başladı.

 

"Evet Şiyar cinsiyeti belli olmayan çocuklar geliyor. İzmirdeler sabaha karşı burada olurlar" dedim. Gözlerini ovuşturarak bana baktı.

 

"Ne bileyim kızım uykudan uyandırınca. Ağrın mı var hatunum ne oldu" dedi. Sonunda kendine gelmişti. "Ağrım yok" dedim hemen.

 

"Ne oldu o zaman" diye sordu bu defa. "Şiyar benim canım karpuz çekiyor" dedim. Söyleyince bile ağzım sulanıyordu. "Karpuz mu? Bu kışın ortasında" dedi.

 

"Mevsimine göre mi aşereyim Şiyar" dedim hemen. Bu adam uykulu olunca hiç çekilmiyordu. "Yok hatunum öyle demek istemedim. Ben gidip bulup alayım. Sen ve bebeklerim yiyin" dedi yataktan kalkarak.

 

"Tek mi gideceksin" derken bende yataktan kalktım. "Evet hatunum hemen gidip gelirim. Alazı ara Buket ile senin yanına insinler ben gelene kadar" derken üzerini değiştiriyordu.

 

"Gerek yok" dedi hemen. "Var var sen aramazsan ben arayacağım. Ben yokken ağrın falan ola bilir" diyince kafam ile onu onayladım.

 

"Alaz senin ile gelsin bari gece gece tek çıkma. Bukete benimle kalır" dedim. Bir yandan da üzerime sabahlığımı giyiyordum.

 

"Gerek yok sevgilim hemen gidip gelirim" dedi. Ben ne kadar ısrar etsem de kabul etmedi. Alaz ve Buketin yanına gelmesi ile çıkıp gitti.

 

Buket uykusu açılsın diye kahve yaparken sevgili ikizim canım karpuz çekiyor diye benim ile dalga geçiyordu. Bu erkekler bir süreliğine kız olup bir de hamile kalsa keşke.

 

"Alaz sus yeter car car başım şişti zaten uykum var" diye isyan eden Buket üzerine sonunda Alaz sustu.

 

"Şiyar neden hala gelmedi" dedim. Evden çıkalı yaklaşık bir saat olmuştu. "Adam bu kışın ortasında karpuz bulamamıştır diye gelememiştir. Benim tanıdığım Şiyar da almadan gelmez" dedi Alaz.

 

"Ne kadar süredir tanıyorsun da bu kadar huyunu suyunu ezberledin acaba" diyen Buket yine Alazı tersledi. "Ben bi arayayım" dedim telefonu elime alarak.

 

Ben henüz Şiyarin numarasina basmadan başka bir numara beni aradı. "Şiyar mi arıyor" diye sordu Buket. "Yok yabancı bir numara" dedim hemen.

 

"Aç hoparlöre ver" diyen Alaz üzerine telefonu açıp hoparlöre verdim. "Alo" dedim açar açmaz.

 

"Şiyar bey'in eşi ile mi görüşüyorum?" Diye soran ses ile kalbim deli gibi çarpmaya başladı. En son biri bana bunu sorduğunda Şiyarı bıçaklanmış bir şekilde hastanede bulmuştum. "Evet" dedim titreyen sesim ile.

 

"Şiyar bey hırsızlık suçundan tutuklandı" duyduğum şey ile başımdan aşağıya kaynar sular döküldü adeta.

 

Şiyar ve hırsızlık..

 

 

 

***

 

Kestikkk.

 

Hemen yorumlarınızı alayım.

 

Oylarınınızı bekliyorum.

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

 

Bölüm : 27.01.2025 20:48 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Nur / Ağa'nın Rüyası / 43. Bölüm (Tutuklandı)
Nur
Ağa'nın Rüyası

51.41k Okunma

3.63k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...