7. Bölüm
Nur / Ağa'nın Rüyası / 7. Bölüm (O kızdan uzak dur)

7. Bölüm (O kızdan uzak dur)

Nur
nurrunuuz

Yeni bölümden herkese selam.

 

Keyifli okumalar.

 

***

 

YAZARIN ANLATIYLA

 

Bedihi konağında büyük bir telaş vardı. Herkes bir yerlere koşuşturup bir şeylerle uğraşıyordu. Asıl hazırlık Mervani konağında yapılmasına rağmen burası da karışıktı.

 

Konak şimdiden çok kalabalıktı. Zerya her işe koşup duruyordu. Bir yandan da Şiyar ile konuşmak için fırsat kolluyordu. Çünkü Şiyarı yaptığı bir yanlış konusunda uyarmak zorundaydı.

 

Ronahi de sanki bu evin damadı değil de oğlu gibi davranıyordu. Her işe atlıyor yardım ediyordu. Hiç bir şekilde yabancılık çekmiyor yıllardır bu evde yaşıyormuş gibi hareket ediyordu.

Ferzan çok heyecanlıydı. Bir yandan işleri hallederken bir yandan da Diçem ile konuşuyor onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Dilcem heyecandan bayılmak üzereydi. Bir saat sonra Ferzan gidip nişanlısını konaktan alıp kuaföre götürecekti.

 

Şimdiden onu görmeyi dört gözle bekliyordu. Her ne kadar bundan sonra yan yana olacak olsalar da hemen özlüyordu sevdiği kadını. Ferzanın elinde olsa düğün falan yapacağı yoktu direk nikahı basar Dilçemi hemen yanına alırdı ama maalesef elinden bir şey gelmiyordu.

Diyar ve Payiz ise o kadar gürültüye rağmen hala uyumaya devam ediyorlardı. Normalde Diyar ağanın uykusu hafifti bir çıtırtıya bile uyanır. Ama iki gece üst üste uykusuz kalınca onu davul zurna sesi bile uyandırmaya yetmezdi.

 

Payiz kocasının kollarında halinden memnun huzurlu bir şekilde uyuyordu. Zaten uykusu ağır olan kadın daha da ağır uyumaktaydı. Bomba patlasa anca uyanırdı. Çok yorgun düşmüştü çünkü.

 

Şiyar artık zıvanadan çıkmak üzereydi. Bir haftadır kendini köle gibi hissetmeye başlamıştı. Sanki hiç yorulmuyor muş gibi herkes ona yüklenip duruyordu. Keşke dedi bir daha keşke izin almasaydım dedi. Hastaları ile ilgilenirken bu kadar yorulmuyordu.

Nasıl yorula bilirdi ki işine aşık bir insandı. Kimileri bu meslekten tiksinir ağız kokusu çekilir mi derlerdi. Ama çok yanlış düşündüklerini bilmiyorlardı. Aksi takdirde çok eğlenceli ve güzel bir mesleği vardı.

Telefonun çalma sesi ile elindekileri bırakıp cebinden telefonu çıkardı. "Efendim" diyerek telefonu açtı. "Nasılsın Şiyar" diyen ses ile kim olduğunu anladı. Telefonu açmadan önce kimin aradığına bakmamıştı bile.

 

"İyiyim Adar abi sağol sen nasılsın?" Dedi hem soruyu yanıtlayıp kendisi de soru sorarak. "Sağol Şiyarım" dedi ve durdu. Ardından devam etti. "Biz akşam nereye geleceğiz?," diye sordu bu kez de.

 

"Kadınlar Mervani konağına geçecek abi. Sizin geleceğiniz yeri de ben konum atarım" dedi. Adar Canbeyli aşiretinin büyük oğlu Ferza abinin da okul arkadaşıydı. Geçenlerde talihsiz bir şey olmuş Adarın bir küçüğü olan Mirhan ağa berdel yoluyla evlenmek zorunda kalmıştı.

 

Bu evlenme kararının hükmünü veren ise Şiyarin dedesinden başka biri değildi. Her ne kadar kimse onaylamasa da karar verilmiş dedesi son sözünü söylemişti. Ama Şiyar geçenlerde iznini uzatmak için gittiğinden hastanede görmüştü Mirhan ve Azra çiftini. İçinden araları çok iyi görünüyor umarım ödedir demişti. Ama aile içini kimse bilmez diye geçirmişti. "Sağol Şiyar o zaman akşama görüşürüz Allaha emanet" diyerek telefonu kapattı Adar.

 

(Mirhan ve Azranın hikayesi yayında okuya bilirsiniz) ~saklı bahçe~

 

Şiyar telefonu tekrardan cebine atarken az önce bırakmış olduğu şeyleri alıp gitti. Bir süre sonra sonunda işi bitmişti. Elini beline koymuş bir şekilde salona girdi. Beli epey ağrımıştı. Şiyarı gören Zerya ona doğru bir adım attı.

 

"Şiyar akşam giyeceğin gömleği göster de ütüleyeyim" diyince Şiyar ağa kaşlarını çattı. "Bir saat önce ütüledin ya abla?" Dedi sorarcasına. Zerya kardeşini iterek solan çıkışına doğru yürüttü. "Bir daha bakacağım Şiyar!" Diyen çıkıştı. Hiç kimse ne olduğunu anlamamıştı Şiyar dahil.

 

Ablası tarafından sürüklenerek odaya götürmülmüştü Şiyar ağa. Odaya gelir gelmez "ne kıymetli gömlekmiş ama al bak dolapta asılı" diyerek yatağına oturdu Şiyar. "Boş ver gömleği" diyerek kardeşinin yanına gidip oturdu Zerya.

 

Şiyar ise bu durumu anlayamadı. "Ne diye geldik o zaman abla?" Diye sormadan edemedi Şiyar. "Konuşacaklarım var" diyince Şiyar ağa kaşlarını çatıp ablasına baktı. "Ne?" Dedi konuşmasını istercesine.

 

Zerya önce kafasında kelimleri toplamaya çalıştı. Daha sonra da pat diye "Şiyar sen Avzeme aşık mısın?" Diye sordu. Şiyar bu sual üzerine affladı. Kendi kendine aşığım diyordu ama biri bunu sorunca durup düşündü. Acaba aşk mıydı?

 

"Ne alaka abla?" Dedi Şiyar ağa bir çırpıda. "Ben öyle seziyorum" dedi Zerya kardeşinin yüzünü inceleyerek. "Yanlış sezmişsin abla yok öyle bir şey" dedi ama söylediği şeye kendisi bile inanmadı.

 

"İnşAllah söylediklerin doğrudur" dedi ve durdu Zerya ardından "O kızdan uzak dur" dedi. Şiyar ağa kaşlarını çattı. Ablasını ne söylediğinin farkına miydi acaba? "Sebep?" Diye bildi sadece. Ablasının ondan bunu neden söylediğini merak ediyordu.

"Bak Şiyar o Dilçemin yani yengenin kardeşi ona yan gözle bakamazsın. Aksi takdirde baksan bile o kıza kavuşamazsın" dedi. Şiyar da biliyor du kavuşamayacagını ama ahmak kalbine bir türlü söz geçiremiyordu.

 

"Bizde bir evden sadece bir kız alınır ikincisi alınmaz yada kızı giden evden kız alınmaz pek ala bunu sen de biliyorsun. Ayrıca aranızdaki yaş farkı da malum" Şiyarın bildiği her şeyi tekrar ona hatırlatmıstı Zerya. Şiyar ağa ablasına sadece kafasını sallayarak cevap vermişti.

 

Zerya yataktan kalkıp kapıya yöneldi son olarak da "kendin ve o kızın iyiliği için uzak dur" diyip çıkmıştı. Şiyar her şeyin farkındaydı ve ablasının söylediklerini uygulanacaktı.

Ne kadar başarılı olacaktı bilmiyordu ama Avzemden uzak duracaktı..

Ablasının ardından odadan çıktı Şiyar. Avluya yetiştiğinde ilk görüş alanına giren annesi olmuştu. Zozan hanım oğlunu görür görmez. "Şiyar hemen git Diyarları uyandır kızlar kuaföre gidecek" dedi bir çırpıda. Bu kadın hep hızlı konuşurdu.

"Niye ben anne" diyerek sitem etti Şiyar ağa. "Kimse yok" diyen Zozan hanım evin içine girdi. Şiyar el mecbur ağır adımlarla Diyarın odasına gitti.

Kapıyı bir kaç kez çaldı ama ses gelmedi. Daha da sert vurup "uyan lan hayvan herif" diye bağırdı yine ses gelmeyince odaya girdi. Sanki az önce kapı çalışmamış gibi uyuyordu ikili.

"Diyar kalk" diye bağırdı Şiyar ama ses gelmedi. Siyar gidip ikizini sarstı ama Diyar uyanmak yerine mırlıtlı bir şekilde "dur Payiz uykum var" demişti. Zaten sinirli olan Şiyar daha da sinirlenmişti.

"Kalk lan camış kış uykusuna mi yattın. Uykusu varmış hasbam onca saat uyuyan bendim sanki" diyerek daha fazla sarstı Diyarı. Diyar bunun üzerine hemen gözlerini açtı. Payiz de aynı şekilde uyandı. İkili karşısında Şiyarın sinirli yüzünü gördü.

"Ne oldu" derken Diyar, Payiz ise onun aksine kendinden taviz vermeyerek kafasını kocanın boynuna gömdü. "Elinin körü oldu. Kalk kına başlayacak. Sen de Payiz kuaföre gitmek istemiyorsan uyu" dedi ve sinirle odadan çıktı. Payiz ve Diyar da neye uğradığını şaşırmıştı.

 

AVZEM MERVANİ

Ferzan abinin gelip bizi alması ile kuaföre gelmiştik. Mutluydum şu an ama yanımdaki Meryem abla nedense beni geriyordu. Onu her gördüğümde söylediği sözler geliyordu aklıma. Biz evden çıkmadan önce ablam Meryem ablanın gelmesine izin vermemesine rağmen o gelmişti.

 

Onu pek umursamamaya çalıştım. Şimdi odaklanmam gereken ablamın kınası vardı. Ablam gidip kına elbisesini giyip geldikten sonra makyaj ve saçı için oturmuştu.

 

Ardından da Payiz abla giyinmeye gitmişti. Söylene söylene gelmişti. "Eh be Diyar ben sana bunun hesabını sormaz mıyım?" Diyerek geldi yanımıza. "Ne oldu kız" diye sordu Zerya abla. "Bak sana şu halime. Kına elbiseni ben alacam sürpriz kuaförde aç bak dedi şu halime bak" dedi ve kendini gösterip tekrar konuştu. "Kısa olan boyum bu elbisede daha da aşağıya çekildi. Kalmadım." Dediği an herkes kahkaha attı.

 

"Gülme abla ya bu gün iki kardeşinden de darbe yedim zaten" dedi Zerya ablaya yönelik konuşrak. "Hadi Diyarı anladım da Şiyar ne alak" diye sordu ablam. "Aman aman Şiyarı ne son sor ne ben söylim" dedi yaka silken bir hareket yaparak.

"Niye?" Diye sordu ablam bu kez de. "Bir bizi uyandırmaya geldi terör estiriyor. Uyandık hazırlanıp avluya bir gittik Şiyar bağır çağır herkese emir yağdırıyor tırstım valla" dedi yüzünü buluşturacak.

 

"Şiyar? Hayatta inanmam" diyince ablam bende tepkisiz bir şekilde onları dinliyordum. "He valla Şiyar artık ne olmuş o hale gelmiş bilmiyorum. Dedemin siniri bile hafif kadı" dedigi an üzerimde delici bir bakış hissetim. O yöne dönüp baktığımda Zerya abla ile göz göze geldik.

"Ferzan delirtti çocuğu" dedi benden bakışlarını çekerek. "Niye ne yapmış benim nişanlım" diyerek hemen savunmaya geçti ablam. "Kaç gündür oturtmuyor tabi çocuk yorgunluktan agrasifleşti" diyen Zerya ablanın sesinden hemen sonra duyulan ses herkesi şoka koydu.

"Ya kimmiş bu Şiyar çok merak ettim" heyecanla konuşan Meryem ablaya baktı herkes. "O çocuk sende küçük Meryem abla ayrıca Şiyar değil Şiyar ağa" diyince ablam içiten içe onu takdir ettim. "Tüh ya" diyen Meryem abladan sonra herkes susmuş işine dönmüştü.

•••

Son olarak yapılan saçımdan sonra ayağa kalkıp kıyafetimi düzelttim. Aynadaki yansımama memnuniyet dolu bir bakış attım. Tam da istediğim gibi olmuştum.

Dizlerimin hemen altında biten koyu yeşil sadece kemer detayı olan yarım balon kol sade saten bir elbise giymiştim. Saçımı da açıp bırakıp altlarını hafif dalgalandırıp yeşil bandana takmıştım.

 

Hazırlığı bitmiş olan diğerlerine baktım. "Abla çok güzelsin" dedim dolu dolu gözlerle. "Sende öylesin bebeğim" diyerek bana sarıldı. "Maşallah benim gelinlerime" dedi Zerya abla görümce olduğunu belli ederek. "Artı Avzeme de" diyerek ekledi. Son olarak Meryem ablaya üsten bir bakış atıp onu dışladığını belli etti.

"Ama en güzel gelinin benim demi?" Diye sordu hevesle Payiz abla. "Tabiki" diye cevap verdi Zerya abla. "Ama bu günün prensesi de benim" diyerek burun kıvırdı ablam. "Tabiki canım" diyerek bu kez de ablamı onayladı. Ardından dönüp bana baktı. "Eee Avzem sende bunlar gibi kendine bir şey bulamayacaksın?" dediğinde herkes kahkaha attı.

 

"O da bu günün en aptalı" diyen Meryem ablanın sesi ile anında yüzümdeki gülümseme kayboldu. "Ben senden başka aptal göremiyorum" diyen ses Zerya ablaya aitti. Meryem ablanın yüzü sinirden kıpkırmızı oldu anından. Ben ise şaşkın ifadeyle baktım.

 

"Meryem abla, abini arayayım ben sen bizimle çekime falan gelme" diyen ablam telefonunu eline adı. Dediğini yapıp Halil abiyi aradı ve o da gelip Meryem ablaya alıp gitti. Herkesin üzerinde bir Meryem abladan kurtulmuş olmanın rahatlığı oluşmuştu.

Biz de hiç vakit kaybetmeden kuaförden çıktık. Ferzan abi bizi alıp çekim yapılacak yere götürdü. Ferzan abi ve ablam çekim yaparken. Ferzan abiyle beraber gelen Diyar abi de Payiz abla ile fotoğraf çekmeye başlamıştı.

 

Zerya abla da kuaförden çıktığımızda eşini aramış onu almasını söylemişti. Eve gidip son hazırlıkları kontrol edecekmiş.

 

Bende çekim alanında köşede durmuş onları izliyordum. Arada Diyar abi ve Payiz abla kıyafet yüzünden atışıyorlar bu da onları çok tatlı gösteriyordu. Çekimin sonuna doğru hep beraber bir fotoğraf çekmiştik.

 

Diyar abi çalan telefonu ile fotoğraf çekmeyi bırakmıştı. "Efendim Şiyar" diyince herkes o yöne dönmüştü. "Yarım saate oradayız" dedi ve durup karşıdaki sesi dinledi. "Ne bağırıyorsun Şiyar geliyoruz dedim ya" dedikten sonra telefonu kulağından çekip bir telefona bir bize baktı. "Yüzüme kapattı şerefsiz" dedi kızarcasına.

"Tersinden kalkmış bu gün galiba" diyerek de ekledi. "Yok sabah gayet iyiydi. Ne olduysa Zerya abla ile yukarıya çıktıktan sonra oldu" dedi Ferzan abi. Şiyar abiyi tanıdığımdan beri ilk kez böyle set olduğunu duymuştum.

 

"Ne konuştular acaba?" Diye sordu Payiz abla. Ferzan abi bilmem dercesine omzunu silkip "yakından çıkar kokusu" diye de ekledi.

 

Biten çekim ile konağın yolunu tutuk. Misafirler gelmiş olduğu için ablamı arka kapıdan konağa koyduk. Ben ve ablam konağa girerken diğerleri de gitti.

 

Yaklaşık yarım saat sonra babam geldi. Ablam babamın kollarında aşağıya indi. Ablamı görenler alkış ve zılgıt çalıyordu. Ablam ve babam konağın ortasında durduklerında dans müziği çalmaya başladı. Bir süre dans ettikten sonra herkes yerine oturdu.

Bedihi aşiretinin kadınlarının da gelmesiyle beraber halay şarkıları çalmaya başladı. Herkes oynuyor gülüşüp eğleniyordu. Annemin talimatı ile bend de konuklarla ilgilenmeye başladım.

 

Konağın girişinde gördüğüm yüz ile gülümsedim. "Hoş geldin Azra abla" dedim sarılarak. Azra abla, ablamın okul arkadaşı İzol asiretinin tek kızıydı. Yanıdakiler de biri yengesi ve annesi diğerleri ise berdel yoluyla gelin gitmiş olduğu Canbeyi asiretinin üyeleriydi. "Sizde hoş geldiniz" diyerek aynı samimiyetle sonrı da karşıladım.

 

DİLÇEM MERVANİ

Bir türlü yenemediğim heyecanım tekrardan tüm bedenimi sarmıştı. Elimi kalbimin üzerine koydum hiç bu kadar hızlı çarptığını hatırlamıyordum.

 

Etrafıma göz gezdirdim. Saymayacağım kadar çok insan gelmişti. Hepsi benim için gelmişti. Kocaman bir şekilde gülümsedim. Kimi halay çekiyor kimi ise oturmuş oynayanları izliyordu.

 

Gözüm Avzeme takıldı yine bir sağa bir sola koşup duruyordu. Annemin yağdırdığı emirleri yerine getiriyordu. Acaba ne zaman anneme karşı gelmeyi başaracaktı.

 

"Bu kadar heyecanlandığını belli etmeye ya" diyen ses doğru döndüm. "Tabiki belli edeceğim benim günüm" diyerek cevap verdim Payize. "Haklısın kız" dedi ve durdu. "Hayde kalak bizde oynayalım" dediğini tam onaylayacak iken araya başka bir ses geldi.

 

"Otur oturduğun yerde gelin hanım. Damat bey geliyor" dedi Zerya abla. Anında gözüm konağın kapısını çevirdim. Gerçekten de oradaydı. Çalan şarkı değişit. Halay çeken insanlar hızlıca yerlerine geçtiler. Zerya abla gelip kırmızı duvak ile yüzümü kapattı.

 

Çalan şarkıyla beraber Ferzan konağa girdi. Arkasında da meşaleler tutup onu takip eden erkekler vardı. Ama benim gözüm tüm ihtişamıyla gelen Ferzada idi. Payizin uyarısı ile ayağa kalkıp olduğum yerde Ferzanı beklemeye başladım.

 

Duvak yüzünden bulanıklaşan görüntü bile Ferzanın yakışıklılığını kapatmaya yetmemişti. Ağır adımlarla gelip yanımda durdu. Ama duvağı açamadı çünkü bunun için önce kına sürülmesi gerekiyordu.

 

Ortaya alından iki sandalyenin birine ben diğerine Ferzan oturdu. Oturduğu gibi elimi tutu ve fısıltılı bir şekilde "çok ağlama kalbim. Yoksa daynamam herkesi sıra dayağına çekerim" diyince kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

 

Kızlar etrafımızda dönerek türküler söylemeye başladılar. Onların sesi ile bende anında ağlamaya başladım. Ağlamam ile Ferzan elimi daha da sıkı tuttu. Ağlıyordum çünkü mutluydum sevdiğim adama kavuşuyordum. Ağlıyordum çünkü ailemden ayrılıyordum..

 

Payiz gelip duağın önünü hafif bir şekilde kadırıp yüzüme baktı. "Gelin hanım ağlıyor" demesiyle türküler sustu. Amcamın eşi gelip önümde oturdu. Anında açık olan elimi kapattım. "Gelin elini açmıyor" diyince Zozan hanım beşi bir yerde çıkarıp taktı. Bunun üzerine kınam yakıldı.

 

Ardından Ferzan'ın sadıcı Sıraç geldi. Oda Ferzana kına yakacaktı. Ferzan beni taklit edip elini acmayınca güldüm. "Oğlum damadın elini açmadığı nerede görülmüş" diye sitem etti Sıraç. "Açmıyorum" diyen Ferzan üzerine herkes güldü.

 

"Bu iş sağdıca düşer" diyince Diyar, Sıraç cüzdanını çıkardı ve iki tana iki yüzlük verdi ama Ferzan yine açmadı. Sıraçın yüzü sinirden kırmızıya döndü, elimdeki cüzdanı Ferzanın üzerine attı. Bunun üzerine herkes kahkaha attı. Elini açan Ferzan ile onun da serçe parmağıma kına sürüldü.

 

ŞİYAR BEDİHİ

Ablamla konuşmamızın üzerine Avzeme bakmamak için kendimle savaş veriyordum. Gözüm kayacak gibi oluyordu ki hemen kendimi tutuyordum. Sırf ona bakmak için özel olarak konuklarla tek tek ilgileniyordum.

 

Tabi insan içinde olduğum için yüzüme yerleştirilmiş olduğum sert ifade de ayrı bir mevzuyudu. Az önce yanlışlıkla bana çarpan küçük çocuk yüzümdeki ifadeden olsa gerek bana baktıktan hemen sonra ağlayarak kaçmıştı.

 

"Şiyar" ismimi seslenen babama doğru döndüm. "Efendim baba" dedim en düz sesimle. "Dedenin ilaç saati geldi. İlaçlar Payizin cantasındaymış hele alıp da gel" diyen babamı kafamla onayladım.

 

Gözlerimle Payizi aradığımda ilerideki masaların birinde bir şeylerle uğraşıyordu. Yanında iki kız vardı bunları biri ne yazık ki Avzemdi diğerini de tanımıyordum. Ben bu kızdan kaçtıkça ona doğru çekiliyordum..

İlk kez baktım sadece yarısını göre bildiğim Avzeme. Yeşil elbisesinin içinde bebek gibi olmuştu. Ablamın sözleri aklıma gelince hemen bakışlarımı çektim.

 

Hızlı adımlarla Avzeme bakmamaya özen gösterek Payizin yanıma gittim. "Payiz" diye seslendim arkası bana dönük olduğu için. Payiz ile beraber başka gözlerle de bana çevirildi. Ve ben o bakışlardan birine bakmamak için kendim ile savaşa girdim.

"Dedemin ilaçları sendeymiş" dedim hızlı hızlı konuşarak. Eğer burada kalmaya devam etseydim hiç iyi şeyler olmayacak. "Evet Şiyar ama çantam arabada" dediği an araya başka bir ses girdi. "Öve öve bitiremedikleri Şiyar ağa sensin demek" dedi tanımadığım kız.

 

Payiz anında göz devirken. Dönüp ablamdan bile büyük görünen kıza anlamaz şekilde baktım. Anında elini bana uzatarak "Meryem ben" diyince çatık kaşlarla ona baktım. Kulağımı bu kez ince tiz bir ses doldurdu. "Halamın evde kalmış kızı Şiyar abi" diyen Avzeme baktım.

 

Payiz anında kahkaha atarken ben Avzemin mavilerin de kaybolmak istedim. "Hadi Siyar gidelim" dedi neşeli bir şekilde. Payiz yürümeye başlayınca bende peşinden gittim. Tam bir kaç adım atmıştım ki az önce kendini tanıtan kızın sesi doldurdu kulağımı.

 

"Bunun bedeli ağır olacak Avzem. Bakalım bu kez dayımın elinden seni kim kurtaracak. Dilcem de gidiyor" dediği an Avzemin sert yutkunuşunun sesini bile duymuştum.

 

Elimi anında yumruk yapıp sıktım. Bu kız evde ne yapıyorlardı..

 

***

 

Nasıl buldunuz bölümü?

 

Neler olacak bundan sonra acaba?

 

Sizce Şiyar burhan sonra ne yapacak?

 

Şiyar hakkında neler düşünüyorsunuz?

 

Avzem hakkında neler söylemek istersiniz?

 

Peki diğer aile üyleri?

 

En çok hangi çifti seviyorsunuz?

 

Yorumlarınız bekliyorum.

 

Duyurular için takipte kalın.

 

Oy vermeyi unutmayın.

 

Yeni bölümde görüşmek üzere. 🌼

 

Tiktok; nurrunuzq

 

İnstagram;nurrunuuz

 

Bölüm : 14.12.2024 11:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Nur / Ağa'nın Rüyası / 7. Bölüm (O kızdan uzak dur)
Nur
Ağa'nın Rüyası

51.41k Okunma

3.63k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...