9. Bölüm

9. Bölüm (Acı ölüm)

Nur
nurrunuuz

Yeni bölümden herkese selam.

 

Bakalım neler olacak.

 

Keyifli okumalar

 

***

 

YAZARIN ANLATIMIYLA

Bir anda susmuştu her şey. Neşe ile çalan halay şarkıları davul zurna sesleri susmustu. Halayda oynayanlar durmuştu aniden. Havaya sıkılan silahlar susmuştu.

 

Çünkü o havaya sıkılan silahlar nasıl olduysa bir bedene isabet etmişti.

 

Küçük çocuklar korku ile anne babalarının yanına koşmuştu. Anneler korku ile evlatlarının aramıştı. Ya vurulan benim çocuğum, kardeşim, eşim, annem, babam ise demişti herkes.

 

Kimse vurulsun istemezlerdi ama işte insanın kendi canından kanından olan hep daha tatlı olur. Yürekler ağızlara gelmişti. Herkes kendisininkini kontrol ediyordu.

 

İçeriden birinin feryat sesi duyulacaktı az sonra. Çünkü ya bir anne babanın evladı yada bir evladın anne babası yada bir kişinin kardeşi, abisi, ablası vurlmuştu. Vurulmuştu biri..

Ferzan korku ile elini tutmuş olduğu Dilceme baktı. O vurulmamıştı çok şükür. Derin bir nefes aldı ama o nefesi almak için daha çok erken olduğunu bilmiyordu Ferzan. Mecburen Dilçemin elini bıraktı. Gidip kimin vurluduguna bakımlı ilk müdahaleyi yapmalıydı. Vurulan kişinin etrafında oluşan topluluğa doğru koştu. Koşarken de "Diyar koş ilk müdahaleyi yapalım" diye bağırdı. Vurulan kişiyi gördüğü an kanı çekildi Ferzanın.

 

Dilçem olduğu yerde dondu kaldı. Kendi düğününde biri vurulmuştu. Kimdi bu vuran. Ferzan değildi pek ala bunun farkında idi. Ya Avzemse diye düşündü. O an tüm vücudu titredi. Zeryanın ona destek olması ile oturdu. Dik dik olduğu yere baktı. Şoka girmişti.

 

Diyarın gözü ilk olarak Peyizi aradı. Köşede durmuş ne olduğunu anlamaya çalışan güzel eşi görüş alanına girince o yöne gitti. "İyi misin?" Diye sordu karısını inceleyerek. Bir yerinde yara bere varmı anlamaya çalışıyordu. "İyiyim iyim kim vuruldu?" Diye sordu hemen. "Bilmiyorum" dedi Diyar.

 

Kalbi acıdı Diyarın. Eşi buradaydı iyiydi peki neydi bu kalp acısı. Aklına ilk olarak Şiyar geldi. Hayır dedi kendi kendi hayır o olamaz. Olmazdı değil mi? Aceleci bir şekilde etrafına göz gezdirdi Diyar. İkizini bulmadıkça kalbindeki acı daha da büyüdü. "Siyar nerede Burak" diye sordu aceleci bir şekilde.

 

"Bilmiyorum yarım saattir yok" cevabını alınca öldü bitti. Ya oysa dedi. Ya Şiyarsa. O kalabalığa doğru gidemedi korkudan. Ferzanın ona gel demesi üzerine sonunda harekete geçti ve o yöne doğru koştu.

Elini kalbının üzerine koydu Payiz. Diyar nerede dedi kocam nerede, o mu vuruldu yoksa dedi ama ona gelen kocasını görünce ona bir şey olmamış dedi çok şükür. Diyar ağanın onunla konuşması onu rahatlatı ama kimin vurulduğunu merak ediyordu.

 

Kocası yanından ayrılınca ondan gözünü çekmedi. Diyar birini arıyor gibiydi. Payiz buna anlam veremedi. Kocası kimi arıyordu ki? Bir süre Diyarın vurulan kişinin yanına gittiğini görünce o da oraya koştu. Hemşire idi sonuçta bir yararı dokunurdu.

"Ambulansı çağırın" talimatı üzerine Ronahi hemen telefonu alıp aramıştı Ambulansı. O da ne olduğunu anlamamıştı. Her ne olduysa ani bir şekilde olduğu için kimse bir şey anlamamıştı. Kalabalığa doğru adım atmak üzereyken eşinin ona sandalye getir demesi ile oraya gitti Ronahi.

Zerya hiç bir şey yapamamış yanındaki Dilçemin titerdigini görünce o yöne koşmuş destek olmuştu. Ardından gözleri ailesini aramıştı. Ferzan, Diyar ve Payiz kalabalığın arasında vurulana bakmakta idi. Annesi de dedesinin yanında onu sakinleştiriyordu. Babası da kalabalığa doğru yürürken görüş alanına girmişti.

 

Tek bir kişiyi görememişti Şiyar. Kalbi ağzında attı adeta. Ya oysa, ya ona bir şey olduysa.

 

Agit annesinin talimatı ile Dilçem ablasına doğru yürümeye başlamıştı. Annesi Hamiyet hanım da hemen arkasında idi. Gözleri Avzem ablasını aradı. Annesinin bir kez bile olsa sormadığı Avzem ablasını. Masaların birinin orada gördüğü ablası ile derin bir nefes aldı. İki ablasına da bir şey olmamıştı.

Hamiyet hanım ise bir tek Dilçem aklına gelmiş onun yanına koşmuştu. Her zamanki gibi Avzem umurunda değildi.

 

Avzem öyle çok korkmuştu ki bunun tarifi yoktu. Bedeni titrerken yanındaki sesin "Şiyar" diye bağırması ile güçsüz bedenine hakim olamamıştı. Tam bendeni yere yığılacak iken iki kol onu tutmuştu. Ama o kim olduğunu bilmiyordu. Aklındaki tek soru ile bilinci kapanmıştı. "Siyar mi vurulmuştu?.."

 

ŞİYAR BEDİHİ

Kafamda hissetmiş olduğum ani acı ile iki büklüm oldum. Etrafımda sadece uğultulu sesler duyuyordum. Ne olduğunu anlamaya çalıştım ama anlayamadım. Elim yavaş hareketlerle kafama gitti. Ne olduğunu bilmiyordum ama olan şeyin bana olduğunun farkındayım.

 

Ani şekilde koca cüssem yere düştü. Sert ve hızlı bir şekilde yerle buluşan vücudum çok ağrımıştı. En çok da az önce ağrıyan kafamın yere çarpma etkisi ile ağrıyordu. Birisi "Ambulansı çağırın" diye haykırdı ama sesin kime ait olduğunu çözemedim.

Etrafımda sesler geliyordu ama ben anlamıyordum. Ugultulu bir şekildeydi. Üzerimde bir şeyler yapılıyordu ama kapalı olan gözlerimden dolayı ne olduğunu bilmiyordum.

 

Çok uykum geliyordu. Bilincimin kapanmaya başladığını hissediyordum. Uyumamak için kendim ile bir savaş verdim. Sanki uyursam bir daha uyanamayacak gibi hissediyordum. Olduğum yerden kaldırılıp başka bir yere koyulduğumu hissettim.

 

Koluma bir şeyler batıyordu. Gelen siren sesi ile yüzümü ekşittim. Ağrıyan başımı daha da çok ağrıtmıştı bu ses. Uguktulu gelen sesler biraz netleşti sanki. "Şiyar abi aç gözünü" diyen tiz sesle kendim ile savaşa girdim.

Avzem gözlerimi açmamı istiyordu. Ben onu kıyamazdım ki? Savaş verdim ve başardım açtım gözlerimi. Kısık bir şekilde açılan gözlerimin arasından bulanık bir şekilde Avzemi gördüm.

"Bırakma bizi Siyar yalvarırım bırakma beni" diyor ağlamaktan çatalaşan sesi ile. Dilim damagım kurmuştu. "Bı-bırak-bırakmayacağım" dedim zoraki bir şekilde. Konuştuğum için daha çok ağrıyan başımdan dolayı gözümden bir damla yaş düştü.

 

Canım çok fazla yanıyordu. "Söz mü?" Diye sordu umutlu bir şekilde. "S-söz" dedim ve zoraki bir şekilde "ko-korkma" diye eklediğim an gözlerim kapandı. "Şiyar Şiyar uyan. Şiyar" diye acı bir şekilde feryat etti. Ama ben başaramadım. Uyanamadım. Bilincim kapandı.

 

•••

Yine oradaydım. Avzemi ilk kez rüyamda gördüğüm yerdeydim. Ama günden farklıydı bu kez. Yerinde duran bu kez Avzemdi. Koşan kişi de bendim. Canımın çok fazla yandığını hissediyordum.

 

Bu kez Azvem benden değil, ben Avzemden yardım istiyordum. Ona beni kurtarması için yalvarıyordum. Ama o sadece olduğu yerde ağlıyordu. Aydınlık yavaş yavaş beni içine çekiyordu.

 

Şiddetli olan ışığa doğru koşuyordum. "Hastanın kalbi duruyor" diye bir ses duydum. Ama sesin nereden geldiğini bilmiyordum. Tek bildiğim bu siddetli ışığın beni yavaş yavaş yutmasıydı.

 

"Maalesef" diye bir ses işittim bu kez de. Sanki ruhumun canımdan çekildiğini hissediyordum. "Siyar gidemezsin bana söz verdin" diye haykıran Avzemin sesi geliyordu. Ama nereden geldiğini bilmiyordum.

 

"Siyar uyan Şiyar " diye bağırdı bu kez de. Tepki vermek istiyordum ona Buradayım gitmedim demek istiyordum ama başaramıyordum. "Seni seviyorum Şiyar. Seni çok seviyorum. Bırakma beni yalvarırım. Söz verdin Şiyar" avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

 

Hiç bir şey yapamıyordum. Sadece bu şiddetli ışığın içinde yok oluşumu bekliyordum. Her şeyin sonuna gelmişim gibi hissediyordum..

 

AVZEM MERVANİ

Korkak adımlar atım. Merdivenlerden ola bildigicen yavaş adımlarla inmeye başladım. Her bir adımımda çığlık sesleri daha çok yaklaşıyordu. Korkudan tüm vücudumun titrediğini hissediyordum.

 

Biten merdivenin ardından birkaç adım daha attım ve avluya çıktım. Anında feryat sesleri doldurdu kulağımı. "Niye beni bıraktın oğlum" diye haykırıyorudu. Bu anın yaşanacağını biliyordum ama canımın bu denli yanacağını değil.

 

"Yüreğim yanıyor Şiyarım" diye bağırdı bu kez. Ellerimle kulaklarımı kapattım. Vurulan Şiyar değildi. O ölmemişti. Hastanede doktor o cümleleri kurmamıştı.

 

Elimi kulaklarımdan çekip hemen topluluğun içine girdim. "O ölmedi. Ağlamayın o yaşıyor. Şiyar burada gelecek birazdan bana öyle söyledi" diye haykırdım. Ama onlar ağlamaya devam ediyordu.

 

"Ağlamayın dedim size" diye bağırdım bu kez. Ama söylediğimin aksine göz yaşlarım tek tek akmaya başladı. "Korkma dedi bana geleceğim dedi. Niye beni korkutuyorsunuz. Siyar gelince hepinizi şikayet edeceğim" dedim parmağımı tehditkar bir şekilde sallayarak.

"Avzem sakin ol" diyerek ablam tuttu beni. "Abla söyle onlara ağlamasınlar Şiyar yaşıyor" dedim az öncenin aksine bittik bir sesle. "Tamam Avzem hadi odaya gidelim." Diyince onun kollarından kurtuldum.

 

"Gidemem abla Siyar şimdi gelir. Onu karşılamamız gerekiyor" dedim konağın kapısına ilerleyerek. "Öldü kardeşim Avzem. Şiyarımız bizi bıraktı gitti. Kabullen bunu" diyen sert ve acı sese döndüm.

 

"Yalan! Yalan söylüyorsun ölmedi o gelecek." Diye bağırdım Diyar abiye. "Yeter Avzem kendine gel. Çocuklaşma öldü iste basma bu insanların yarasına" diyen ses babama aitti.

 

Nefret dolu bir şekilde baktım ona. Ne kadar da kolay öldü işte diyordu. "Yalan!" Diye bağırdım avazım çıkana kadar. Anında yere yığıldım. "Şiyar beni bırakmaz. Ölmedi o" diye haykırdım.

 

***

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Siyar öldü.

 

Sizce bundan sonra nelere olacak.

 

Bizleri neler bekliyor acaba.

 

Üzülerek yazdım bu bölümü. Ama olması gereklerdi.

 

Bakalım Şiyar olmadan nasıl devam edecek.

 

Yorumlarınızı bekliyor olacağım.

 

Oy verip duyrular için takipte kalın.

 

Yorum + oy = yeni bölüm.

 

Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

 

Bölüm : 15.12.2024 09:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Nur / Ağa'nın Rüyası / 9. Bölüm (Acı ölüm)
Nur
Ağa'nın Rüyası

51.41k Okunma

3.63k Oy

0 Takip
54
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...