21. Bölüm

Sezon Finali Misali

695,5
nvuusa

Minho'dan

 

Bugün art arda duruşmalar vardı. Günlerdir bu duruşma için dakika sayıyorduk. Bürodaki herkesin yüzü bugünün şerefine gülüyordu. Ben son kez Han ile konuşmak için erken gelmiştim.

 

Nezarethanede diğer suçlular ile birlikte parmaklıklar ardında bekliyordu. Şu ana kadar Chan hiçbir şey yapmamıştı. Arada sırada kendi etrafında dönüyor ya da duvarları tekmeliyordu.

 

Görevliden anahtarı alıp birkaç dakika etrafta olmamasını rica ettim. Çok uğraştırmadan kabul etmişti. "İyi günler Han Jisung nasılsınız? Umarım sizi iyi misafir etmişizdir. Malum bugün yeni yuvanıza gidiyorsunuz."

 

"Boş konuşuyorsun Başkomiser. Senin aksine nefesimi boşa tüketmeyeceğim. Uza şimdi."

 

“Çok kabasın Jisung. İnsan kırılıyor ama tabii sende kalp kaldıysa. Felix ile sorguda hiçbir şey söylememişsin. Son bir fırsat için geldim. Bildiğin birşey varsa söyle. Her şey aleyhine olacak."

 

Sadece yüzüme tip tip bakmakla yetindi. Gözünü de devirmişti ama görmezden gelmiştim. "Çocuk iyi kiralık aile gelip aldı. Lara'nın dilinden düşünüyordum. Her fırsatta seni soruyordu."

 

"Asıl sorun şu avukat kadın. Umarım sana verdiğimiz kozu iyi kullanmışsındır."

 

"Bir suçlu ile iş konuşacak değilim. Chan hakkında bilgi vereceksen ver vermiyorsan soru sorma."

 

Bir bilgi alamamıştım her zamanki gibi.ok şaşırışacak bir şey değildi zaten. Chan'ın adamları gerçektem de sıkıydı.

 

 

Herkes yavaş yavaş büroya dolmaya başlıyordu. Gün birazdan başlayacaktı. Vegas bütün müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ameliyat başarılı olmuştu ama tedaviye bir tepki vermemişti. Elimizdeki tek koz ise Taejun'du. Onu korumak için ise ekip hazırdı. Hastaneden direkt savcılığa gidecekti.

 

"Chen hastane ekibine söyle geç olmadan çıksınlar. Bizde savcılığa geçelim orada bulunmak istiyorum."

 

Felix elinde simit tepsisi ve çay ile yanıma geldi. Ekibe bir mesaj çekip geri bana yaklaştı. Bu işareti biliyordum.

 

Dedikodu var.

 

Gözlerimi kısarak ona doğru yaklaştım. "Dinliyorum."

 

"Duyduklarıma göre tören yapılacakmış."

 

"Yalandır. Başkomiser olduğum halde bu bilgiler bana gelmiyor. Nasıl bu fikirler ortaya çıkıyor da yayılıyor anlamıyorum."

 

Tzuyu 'sen ne bilirsin sen ayakta uyuyorsun' nidaları atmaya başlamak için ağzını açtı. Gür bir ses bütün alanda yayıldı.

 

"Lee Minho odama gel."

 

"Geliyorum efendim."

 

Yerimden kalkıp büro müdürünün odasına doğru ilerledim. Kapıyı çalıp gel komutunu duyunca içeri geçtim. Girdiğim gibi sandalyelerden birini işaret edip oturmamı söyledi.

 

"Bugün 3 büyük duruşma var. 3 saldırgan da önemli kişiler. Bir aksaklık olmaması için üst düzey bir koruma var. Yine de ihtimaller çok ve öngörülemez. Bunun için sen görevlisin. Bugünü sağ salim kapatmaya çalış."

 

"Emriniz olur müdürüm."

 

Mavi bir dosyayı önüme koydu. Dosyada alınan önlemler, ekipler ve sorumlu kişiler vardı. Artık ezberlemiştim herşeyi.

 

"Ayrıca bugün bir tören olacak. Normalde sürpriz olacaktı ama konuşmanı hazırla diye önceden söyleyeyim terfi alacaksın."

 

"Gerçekten mi? Çok teşekkür ederim müdürüm."

 

"Hak ettin Lee."

 

Tekrar teşekkür edip eğilip odadan çıktım. Seke seke Felix'in yanına gittim. "Çok işimiz var sarı kafa."

 

"Ne oldu çok mutlusun."

 

"Dedikodular doğru. Terfi alacakmışım ve güvenlik için görevlendirildik."

 

Güvenlikten biz sorumlu değildik. Ek iş olarak bize kilitliyor gibi düşünmeye başlamıştım ama emir büyük yerden gelmişti.

 

"Sahaya biz iniyoruz. Güvenliği biz sağlıyoruz. Sorguya biz iniyoruz. Maaş isteyince herkes kuyusuna çekiliyor. Yakında narkotikten gelecekler Minho."

 

Dosya ile kafasına vurup susturmayı tercih ettim. Terfi konusu hazır gündemde biraz göze girmek gerekiyordu. Simitleri yiyip odama geçtik. Güvenlik içini halletmem gerekiyordu.

 

 

Ekranda adliyeye giden yollar vardı. Bütün yolları kapattacaktık. Eşit mesafede birlikler de hazır bulunacaktı. Eş zamanlı olarak 3 mahkum da adliyeye gelecekti.

 

Belli başlı gazeteciler dışında sivil kimse olmayacaktı. Görevli polisler ise özel olarak seçilmişlerdi. Hepsine teker teker bakıp bir liste bile çıkartmıştım.

 

"Chan hiçbir şey yapamayacak. Bu sefer biz kazandık."

 

Büyük konuşmayı sevmiyordum. O yüzden bir cevap vermedim. Bir yerde bir açığın olup olmadığını bulmak için birkaç kişi ile birlikte inceleme yapıyorduk.

 

Özel harekattan Solar özel olarak buradaydı. Onun ekibi sahada önemli bir yerde olacaktı. Solar iyi bir lider ve keskin nişancıydı. "Güvenlik açığı yok. Burada kuş bile uçamaz Minho. Ekibime haber veriyorum başlayalım."

 

Önden gönderdiğimiz ekip Taejun'u çoktan savcılığa götürmüştü. Biz hem Jisung'u hem de Nari'yi götürecektik. Aşağıda zırhlı arabalar hazırda bekliyordu.

 

İlk önce Solar telefonda birine bir şeyler söyleyerek odadan çıktı. Ekibime küçük bir konuşma yapacaktım.

 

"Bizim için önemli olacak. Hata istemiyorum. Günü başarı ile bitirirsek günün sonunda ödülümüzü alacağız."

 

Herkes yeterince ciddiydi. Bu görüntüyü seviyordum. Bugün Chan'dan intikam alacaktım. Seungmin için bunu yapmak zorundaydım.

 

Birlikte en aşağı kata indik. Diğerleri mahkumları getireceklerdir. Nari'nin elleri arkadan kelepçelenmiş şekilde soldaki araca bindirdiler. Jisung onun aksine daha sıkı bir şekilde getirildi.

 

Şoför koltuğuna Felix geçti. Sehun ön koltuğa ben, Sana ve Chen ise arka tarafa geçtik. Tzuyu ise merkezde havadan takip yapacaktı. Araçlarda ve mahkumlarda gizli takip cihazları takmıştık. Sinyal ise merkezden net şekilde görünüyordu.

 

Adliye önünde ise kalabalık olmayacak derecede muhabirler vardı. Helikopter ile havadan görüntü almaya çalışan birkaç kişi de vardı. Seri bir şekilde araçtan inip suçluları olduğu araca ilerledik. Askerler hızlı bir şekilde ikisini de alıp içeriye götürdü.

 

Şu ana kadar herşey güzel gidiyordu. Chan hâlâ görünmemişti. Anlaşılan eli kolu bağlıydı. Askerler ikisini de ayrı ayrı odalara götürdü. İlk önce Taejun sonra ise Nari vardı. Jisung ise bilerek en sona konulmuştu. Önemli olan oydu. Diğerleri hızlıca ayak altından çekilmesi gerekiyordu.

 

Duruşma salonu garip bir şekilde ferahtı. İçeri geçip oturmamız gereken yerlere geçtik. Formalite olarak Taejun'a bir avukat atanmıştı. Savunma yapmayacağını biliyorduk. Çoğu suçu kabul edip hakimin işini kolaylaştıracaktı.

 

Hakimin gelmesi ile duruşma başladı. Taejun iki asker ile içeri alındı ve kelepçeleri çıkartıldı. Avukatının yanına oturdu. Kısaca iddianame okundu ve söz avukata verildi.

 

"Sayın hakim müvekkilim iddianamede geçen suçları itiraz etmeyip kabul etmiştir. Kendisinin örgütte aktif bir rol oynadığını ama sadece emir aldığını kabul etmiştir. Söz konusu merhum Vegas'ın örgüt lideri olup bütün emirleri ondan almaktadır."

 

Tabi ki hepsi yalandı. Taejun hiçbir şekilde konuşmamıştı. Avukat şuanda formalite için iki üç süslü cümle kuruyordu. Hakim ciddi bir şekilde davaya devam etti. Taejun mahkeme sonunda ömür boyu müebbet cezası almıştı.

 

Sana, "Adalet yerini buldu."

 

Chen, "Bu daha hiçbir şey asıl dava birazdan başlayacak."

 

Diğer dava için ise yarım dakika ara verilmişti. Salondan çıkıp koridora geçtim. Taejun cezaevine götürülecekti. Solar'a kısa bir mesaj atıp hazır olmalarını bildirdim.

 

Haber kanalları son dakika olarak bu haberi alt yazı olarak veriyordu. Kolay olan duruşma bitmişti. Nari için bu kadar yumuşak bir dava olmayacaktı. Avukatı güçlü biriydi ve onun adını temizlemek için her şeyi yapacaktı.

 

 

Jang Nari için daha kalabalık bir ortam vardı. Ailesi, arkadaşları ve bürodan birkaç kişi gönüllü olarak izlemeye gelmişti. Aynı şekilde iddianame okundu ve duruşma başladı.

 

"Sayın hakim müvekkilim sadece işini yapıyordu. Bahsi geçen örgüt ile hiçbir bağlantısı yoktur. Bulundukları evde yapılan incelemede müvekkilime ait hiçbir iz bulunamamıştır."

 

Avukatı iyi yerden oyunuyordu. Savcı ise elimizdeki deliller ile karşılık verecekti. Bizde boş değildik dersimize iyi çalışmıştık.

 

"Sanık Jang Nari belirli tarihlerde bahsi geçen örgütün evine giriş çıkış fotoğrafları vardır. Avukat olarak müvekkillerinin ne yaptığını bildiği halde bunu bildirmemesi, birçok olayın üstünü kapatıp dava açılmasını engelleme gibi suçları vardır."

 

Savcı birkaç fotoğraf çıkartıp Hakime doğru uzattı. Liman olayından sonra çekilen fotoğraflar vardı orada.

 

"Liman baskınından sonra Jang Nari örgüt ile görüşmeye katılmıştır. Resmi bir makama ise bilgi verilmemiştir."

 

Nari'nin avukatı bu sefer söz aldı.

 

"Müvekkilim sadece işini yapmak için gitmiştir. Olayı ise oraya gititğinde öğrenmiştir. Avukatımın işbirliğini sonlandırmak için bir dilekçesi vardır. Gelen tehtitler ile dilekçesi taslakta kalmıştır."

 

Sanık olarak annesini çağırmışlardı. Hakim izin verince annesi kürsiye çıktı. "Kızımın fikrinden sonra hem bana hem de oğluma saldırılar düzenlendi. Kamera kayıtları mevcuttur. Konuyla ilgili polise ifade bile vermiştik."

 

Savcı tam söz alacaktı ki hakim karar verdiğini açıkladı. Felix'in gözleri beni buldu. Güçlü deliller ile gelmişlerdi. Yang Nari ise gülümseyip bana bakıyordu. Hakim tokmağını aldığı sırada kapı iki kere tıklandı. Gel komutu verilince Solar kapıda belirdi.

 

"Sayın hakim az önce ismi belirsiz bir kişi tarafından bu size getirildi. Dava için önemli bir kayıtmış."

 

Solar belleği kapıdaki askere verdi. O da hakime uzattı. Hakim bir şans daha verip bilgisayara taktırdı. Bundan kimsenin haberi yoktu. Seste Vegas ve Nari'nin sesi vardı.

 

"Anladığım kadarı ile işler baya ters gitmiş."

 

"Hemde nasıl ters gitti. Zor kurtardık paçayı."

 

"Polisin yapabilecek birşeyi yok gibi yinede ekibin ağzını yoklarım. Hepsi ölmüş olsun yeter. Kamera kayıtlarını ise hemen sileriz."

 

"Lena Cho ne oldu?"

 

"Deşifre oldu. Lee Minho işi çözdü. Bu sefer kendimiz silmeliyiz görüntüleri."

 

"Her defasında daha dikkatli olun diyorum ama hep daha kötüsi oluyor o yüzden bugün iyi akşamlar diyerek kalkıyorum."

 

Burada ses bitmişti. İkinci bir kayıt olması gerek ki başka bir kayıt daha açıldı.

 

"Günaydınlar herkese pek iyi haberlerim yok maalesef. Polisin eline kamera kayıtları bir şekilde geçmiş."

 

"Ne saçmalıyorsun sen? Sildik o kadar nasıl geçmiş ellerine?"

 

"Ben birkaç polise sordum. Lee Minho bir şekilde bulmuş ama nasıl bulmuş bilmiyorlar. Birazdan gidip kendim soracağım."

 

"Peki ne oyalanıyorsun Nari? Git ve öğren!"

 

Hakim karşı tarafa söz vermeden tokmağını alıp vurdu. "Karar verilmiştir. Jang Nari'nin örgüt üyeliğinden ve delil karartma suçlarından dolayı 26 yıl 6 ay hapis cezasına ve süresiz mesleğinden men edilme cezasına çarptırılmasına karar verilmiştir."

 

Duruşma güzel bir şekilde son bulmuştu. Son anda gelen delili ise merak ediyordum. İçimden bir ses Jeongin'in bir oyunu olduğunu hissediyordum. Bunun için Solar ile görüşecektim. Dışarda ekibine komut veriyor olmalıydı. Nari oyalanmadan cezaavine götürülecekti.

 

Sehun, "Başkomiserim sizin bir fikriniz var mı? Ses kaydını kim getirmiş olabilir ki? İçerdeki herkes öldü."

 

"Bir fikrim yok. Büyük ihtimalle Vegas ile sorunu olan biri vermiştir. Mafyaları bilirsiniz birbirlerini arkadan vurmayı severler."

 

Konuşmayı kısa tutup aşağıya indim. Tamda düşündüğüm gibi Solar aşağıda ekibi ile bir şeyler konuşuyordu.

 

"Merhaba Solar konuşabilir miyiz?"

 

"Tabi ki. Konu sanırım şu son anda gelen delil. Bilinmeyen bir numara aradı. İlk başta açmadım ama sonradan açmak zorunda kaldım. Arka taraftaki kargodan almam gereken birşey olduğunu söylediler. Bir not vardı birde."

 

Notu bana uzattı. Notun üstünde ise benim ismim vardı. Solar notu açmadığını söyleyip yanımdan uzaklaştı.

 

Lee Minho

 

Beni çok hafife aldın Lee Minho ve bu senin en büyük hatan olacak. Bundan sonra çevrendeki herkese dikkat et olur mu? Benim bir adamımın canı senin bütün sevdiklerine mal olur. İstersem şu saniye işini bile elinden alırım sevgilim. Senin yerinde olsam izin alırım ve bütün sevdiklerim ile bol bol vakit geçiririm. Bu sana son iyiliğim. Bundan sonra karşında ki kişi Bang Chan değil. Bundan sonra resmen Christopher Bang ile tanışacaksın.

 

Christopher Bang

Bütün nefretim ile

 

"Bütün görevli ekipler içerde şüpheli birşey gören varsa cevap versin. İçeriye girilmiş olabilir. Kamera ekibi rapor istiyorum."

 

Etrafta dört köşede de keskin nişancı vardı. Bütün çıkışlar polis ve asker kaynıyordu. Yinede biri içimize girmişti. İçeriye geçip ekibin yanına gittim. Son duruşma için kapının önünde bekliyorlardı.

 

"Biri Solar ile iletişime geçmiş. Hatta not bile vermişler."

 

Felix'e notu verip okumasını bekledim. Sırada ki hedef kimdi bilmiyordum. Belki Felix belki Sehun ya da ailelerimizden biri. Chan herşeyi yapabilirdi. Merkeze dönünce bir toplantı yapmam gerekecekti. Hedef müdürlerin aileleri bile olabilirdi.

 

Mahkeme için anons sesini duyunca sırayla içeriye geçtik. Tek isteğim olaysız bir şekilde herşeyin bitmesiydi. Han Jisung kelepçeli bir şekilde kürsiye bırakıldı. Hakim gelip iddianameyi okudu.

 

Savcı direkt olarak savunmasına geçti. "Sanık Han Jisung örgütü ile bağlantılı olarak işlediği 138 belirlenen cinat işlemiştir. Devlet malına zarar verme, kamu güvenliğini bozma ve adam kaçırma gibi suçları bulunmaktadır."

 

Jisung çok rahat bir şekilde bekliyordu. Bir savunma yapmayacaktı. Savcı tarafına bakıyordu. Bu açıdan yüzünü göremiyordum.

 

"Evet sayın hakim bütün suçlamaları kabul ediyorum. Ayrıca ortağım Lee Minho'nun hemen yanımda bulunması gerektiğini düşünüyorum. Tabi ki Lee Felix ile de çok iş yaptık sonuçta öyle değil mi? Doğru ya bunu kimse bilmiyor. Chan'ın selamı var Minho."

 

"Ne saçmalıyorsun sen?"

 

"Sessizlik! Han Jisung savunmana devam et."

 

"Lee Minho içinde bulunduğum örgüt ile iş birliği içersinde. Nari davasındaki görüntüler ve ses için ortak olduk. Kayıp kız Lara için örgütüm ile anlaşma yaptı. Sizde basit bir muhbirin bu kadar bilgiye ulaşması normal mi?"

 

Savcı, "Sayın hakim sanık sadece dikkat dağıtmaya çalışıyor. İddiaları ile sadece mahkemeyi manipüle etmektedir."

 

"Chan'ı fazla hafife aldınız. Size bir iyilik yapıp sıradaki hedefi açıklayayım. Sırada ki hedef sizsiniz sayın savcı. Kendinize çok dikkat edin."

 

"Yeterli. Sanık Han Jisung örgüt üyeliğinden, devlet malına zarar vermekten, kamu güvenliğini tehlikeye atmaktan, 138 cinayetten ve adam yaralamadan 36 yıl 6 aydan cezaya çarptırılmasına. Sanığın iddialarının araştırılmasına karar verilmiştir."

 

Hakim kararı verdiği gibi askerler Jisung'u alıp çıkarttı. Chan yine yapmıştı yapacağını. Merkeze gittiğim gibi dosyam başlayacaktı.

 

Felix, "Bir oyun yapacağı belliydi."

 

"Merkeze dönelim yeterince boğuldum."

 

Dedikodular hızlı bir şekilde yayılmıştı. Kimi takmıyordu kimi ise bakışları ile bile çok şey söylüyordu. Birkaç kişi bugün ki törenden terfi alamayacağımı bile söylüyordu.

 

Herşeyi duymazlıktan gelip toplantı odasına geçtim. Geldiğim gibi bir toplantı olacaktı. Herkes odada bekliyordu. Haberleri hızlı almışlardı. Kısa bir özet geçip gözden kaçan detayları anlattım.

 

"Bir bela olmadan bunu da atlattık. Chan'ın tehtitleri sonrası savcı ve ailesi korumaya alındı. Görevine devam edeceksin Minho ama dosya işlemleri biraz önce başladı. İnanıyorum ki adın temizlenecek."

 

Bir polisin başına gelen en kötü şeylerden biri buydu galiba. Gelip vursalar hiçbir şey ifade etmezdi ama ismimi karalamaları bu çok berbat birşeydi. Bir yanım o törene katılmamam gerektiğini söylüyordu. Bir yanım ise dimdik bir şekilde gitmem gerektiğini söylüyordu.

 

Toplantı kısa kesilip bitmişti ama ben yerimden kıpırdamamıştım. Felix birkaç kez gelmişti ama gitmesini rica etmiştim. Bu sefer tekrar geldiğinde gidip hazırlanmayı önermişti.

 

"Bana geçelim hem yakın buraya en azından iki yüzünü yıka."

 

"Reddetme şansım var mı?"

 

"Tabi ki hayır yürü Lino."

 

 

Fazla büyük olmayan bir organizasyon vardı. Bir sürü gazeteci de vardı tabi ki etrafta. Herkes üniformalarını ve armalarını kuşanıp gelmişti. Emniyet müdürü kürsiye çıkıp kısa bir konuşma yaptı. Ekibim biraz arkalarda oturuyordu. Bulunduğum sırada Solar vardı. Amir ve müdürlerde buradaydı.

 

"Bugün ülkemiz için çok önemli bir operasyon yapıldı ve başarı elde edildi. 3 şuçlu da şu anda adalete teslim edildi. Organize ekibi ayrı bir şekilde tebrik ediyorum. Üstün başarısı için Başkomiser Lee Minho'nun terfisini duyurmaktan onur duyarım."

 

Kursiye davet edilince herkes ayağa kalkıp alkışlamaya başladı. Felix öyle bir alkışlıyordu ki eli kopacaktı. Bir konuşma hazırlamıştım o yüzden doğaçlama gidecektim.

 

"Öncelikle herkese çok teşekkür ederim. Bu sadece benim değil ekibimin ve bu işte olan herkesin başarısı. İşimiz daha bitmedi bu sadece başlangıç. Kayıplar verdik, başarısız olduk. Şimdi sabrımızın meyvelerini alıyoruz. Bu mesleğe ömrünü veren Kim Seungmin'i anmadan konuşmamı bitirmek istemiyorum. En büyük destekçimdi ve bu dosya için elinden gelen herşeyi yapan onurlu bir polisti. Tekrardan teşekkürler."

 

Gerisinde ise madalyam verildi. Artık büro amiriydim. Müdürler, amirler ve diğerleri ile toplu bir fotoğraf çekinip gazeteciler için ayrı bir röportaj verdim.

 

"Amirim bunu size iletmem gerektiği söylendi."

 

Teşekkür edip zarfı aldım. Bir köşeye geçip zarfı açtım. Zarfın içinde fotoğraflar vardı. Birinde ailem vardı. Annemin yüzünde bir çarpı vardı. Benim üzerimde ise bir soru işareti vardı.

 

Diğer fotoğrafta ekibim vardı. Seungmin'in yüzü yoktu orası kopartılmıştı. Sehun ve Sana çarpı işareti vardı. Sehun ise belli başlı yerlerde çizikler vardı. Amir ve yöneticilerde ise resimler vardı. Resimler patlama simgesine benziyordu. Solarda ise boynumda bir çizik vardı. Hepsi kırmızı kalemle çizilmişti. Zarfın içinde ise tek bir isim yazıyordu. Christopher Bang.

 

 

Bölüm : 14.06.2025 11:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...