2. Bölüm

Ben- "R1M'i attığım konuma getirin en ufacık bir çizikte ölü bilin kendinizi."

Telefonu kapatıp konumu attım. Birkaç dakika içinde burda olmuştu. Motora binip yarışın olacağı yere doğru sürmeye başladım. Yarış alanına gelince yerime geçtim. Yarış kızı yarışı başlattı. İlk başta hepsine avans verip başlamadım. Daha sonra gazı kökleyip hepsini geçtim. Son virajı da geçip kazandım. Çok basit olmuştu. Konuşmacı yanıma geldi.

Konuşmacı-"kazanan AZRAİL!!"

Motordan inip insanlara el salladım. Motora binip eve gittim. Tam içeri giricekken koruma mesaj attı. Kimliklerini bulmuştu. Hepsi birer yer altı insanıydı. Aynı taraftaydık. İyi anlaşacağız. İçeri girdiğimde hepsi salonda beni bekliyordu. Abiler sinirli görünüyordu.

Fırat-"Hoşgeldin"

Yiğit-”Oo orospumuzda gelmiş. Yarışta kimin altına girdin."

Beni mi takip etmişlerdi.

Ben-"siz beni mi takip ettiniz?"

Yiğit- "saat 9'da evden çıkıyorsun geç gelirim diyorsun ne bekliyordun oturup evde seni beklememizi mi?"

Ben- "hepinizin gerçek kimliğini biliyorum ona göre davranın ben sizin patronunuzum sen bana sesini yükseltemezsin abim olduğun için saygı duyuyorum abartma."

Batu-"gerçek kimliğinizi biliyorum derken"

Ben- "noldu götünüz mü tutuştu"

Yiğit-"sen kimsin de bizim patronumuz olucaksın yarış kızı"

Ben-"laflarına dikkat et yiğit kayalar ileri gidiyorsun." Balım-"Elvin haklı oğlum önce bir dinleyelim"

Yiğit "ben sözlerimin arkasındayım"

Fırat-"ABARTMA YİĞİT"

Yiğit-"Bana bir yarış kızı için bağıramazsın baba."

Ben-"Ben AZRAİL hani şu yer altındaki azrail aynı zamanda yarışı kazanan azrail tanıştığıma memnun oldum beyler ve bayanlar."

Çok şaşırdıkları yüz ifadelerinden bile belliydi.

Yiğit-” dalga geçiyor bir de bizimle."

güldüm. Yer altında dövmeler önemliydi. Hepsinin bir anlamı ve önemi vardı. Tişörtümü sıyırıp azrail olduğumun kanıtı olan dövmeyi gösterdim.

Ben-ee şimdi de dalga mı geçiyorum?"

Batu- "Sen onun kusuruna bakma. Senin erkek olduğunu düşünmüştük sende ben azrailim diyince inanmadı."

Ben-"Bundan sonraki davranışları umarım yerine göre olur."

Yiğit dövmelerime odaklanmıştı. Tam o sırada telefon geldi. Depo korumalarından biri arıyordu.

Ben-"Efendim"

Koruma-” Silah depoalarından birine baskın yedik. Ormanda olan. "

hızlıca telefonu kapattım. Kapıya ilerledim.

Fırat-"Nereye kızım"

Ben-"Depoma baskın yapılmış oraya gidiyorum eğer yine beni takip ederseniz sizi de araya kaynatır hem karşı tarafa hem size sıkarım."

Burak-Tamam ama dikkatli ol."

Yağız "Gelmemizi istemediğinden emin misin?

Ben- " Evet”

Evden çıkıp depoya gittim. Yanımdaki korumadan silah alıp bende karşı tarafa sıkmaya başladım. Bir süre sonra polislerin siren sesleri gelip tam karşımızda durdu. Bize silah çektiler. Aralarında askerler de vardı. Bordo bereliler. En önde yüzbaşı duruyordu. Ona gülüp silahımı yere bırakıp ayağımla ona doğru attım.

Ben- "Merhabalar beyler ve bayanlar."

Yüzbaşı "Bizimle geliyorsun."

Ben-"Tabii"

Sanırım benim onların tarafında olduğumu bilmiyordu.

Yüzbaşı-"Amirim siz adamları alın kız bizimle geliyor."

Bana kelepçe takıp askeriye arabasına bindirdi.

Ben "Ee yüzbaşım nereye gidiyoruz?"

Yüzbaşı- "Karargaha"