
Yaklaşik 3 aydır bu evde hizmetçiydim. Gelin geldiğimi sandığım bu evde kocama ve sevgilisine hizmet ediyorum. Sabah kahvaltılarını hazırlıyor akşam yemeklerini önlerine koyuyorum. Hergün gözümün önünde öpüşüp koklaşmalarını izliyordum. Ve Savaş bundan zerre gocunmuyor aksine benim oldupuğum ortamda daha da çok sırnaşıyordu. Bu iyice midemi bulandırıyordu. Ben hala neden içimdeki bu aşkı söndüremiyordum. Neden hala kalbim onun adı diye atıyordu. Bunca iğrenç şeye rağmen ben neden hala onu seviyordum.
Bu geçen iki ayda tekrar uyarılmam üzerine üzerime daha uygun kıyafetler almak için bir AVM'ye gönderilmiştim. Nesi vardı ki kıyafetlerimin. Tamam belki İstanbul'da ki kadınlar gibi değildi. Ama öyle eski püskü de değillerdi. Zaten bir gün iznim vardı da onda da dışarı çıkmazdım. Çoğunlukla odamda geçirirdim. Bunun için ne gerek vardı bu kadar tantanaya.
Savaş beyin emri ile yanıma Mert verilmiş büyük bir avmye gitmiştik. Be almam gerektiğini bile bilmiyorum ki. Orda çiğdemi arayıp ondan aldığım fikirlerle 3 pantolon 5 tişört 2 gömlek 4 etek bir kaç elbise gibi sözde istanbula uygun kıyafetler almıştım. Bir kaç ayakkabı ve çanta mevsime uygun ince trençkot. Yani dolabım tamamen değişmişti. Ben bunları nerde giyecektim.
Bu sürede izinde olan Ceyda dönmüştü. Elif ve Çiğdem kadar olmasa da onunla da iyi sayılırdık. Fazla sessizdi. Pek bizimle oturup sohbet etmezdi. Daha çok kendi başina odasında takılırdı. Bu bana özel bir tepki değilmiş. Hep böyleymiş. Bu zaman içinde bütün işleri iyice kapmıştım ikinci kattaki misafir odalarının temizliğine giriyordum ara ara.
Sözde ikinci katta yağmur hanımın odası vardı fakat o çoğunlukla savaşın odasında kalıyordu. Nedeni malum!
Bu akşam yemekte Savaşın züppe arkadaşları vardı. Yemek masasını topladıktan sonra hepsine kahve hazırlayıp hepsine dağıtırken bir tanesinin sesi duyduldu.
"Oğlum bu ne lan. Böyle güzel hizmetçin var madem bu zamana kadar neden sakladın"demişti taminen bu Soner olmalıydı. Aralarında en gevşek olanı. Umursamadan kahveleri dağıtıp mutfapa geri geçtim. Elimdeki tepsiyi sert şekilde tezgaha bıraktım. " Piç kurusu "diye söylendiğimde Derya abla bana baktı. " Noldu kızım"
"Bunlar nasıl insanlar abla ya. Edebinle iş yapan insanlara nasıl sarkıntılık edebiliyorlar"
"Soner bey mi"
"Her neyse adı Bılmıyorum ki" dedim. Kahverin boşlarını toplamak için tekrar salona girdiğimde o herifin gözleri hala bacaklarımdaydı. Çekinmeden arsızca bakmaya devam ediyordu bundan rahatsız olduğumu belli edercesine kaşlarımı çattım. Bakışlarım savaşa kaydığında hiç umursamadan yanındaki kadının belini okşamaya devam ediyordu. 'Gavat' dedim sessizce. Bakışlarımı o adama değdirmeden fincanları toplamaya başladım. Tam onun önündeki boşu alırken koltuktan bana doğru eğildi. Saçlarımı kokladıktan sonra. "yasemin" deyip hafiften geri çekildi. "tenine yakışmış" Sert bir bakış atıp önünden çekildim. O arada yanında oturan arkadaşı sertçe koluna vurdu. "Pisleşme soner." dedikten sonra mahçupça bana baktı. "Onun kusuruna bakma" dedi yüzüme bakarken. Hafiften başımı sallayıp salondan ayrıldım. Bu arada Çiğdem ve Elif mutfaktan ikramlıkları hazırlıyordu. Cips kuruyemiş meyve tarzı ikramlıklar büyük tabaklara konmuştu. Bu zenginler daha doğrusu sosyetik zenginler bir garipti. İlk önce kahve ardından da içki içiyordu. Savaşın "Çiğdem" diye bağırması ile hızla mutfaktan çıktı. Tam duyulmayan bir kaç konuşmadan sonra tekrar mutfağa gelip dolaptan Viski bardaklarını çıkarttı. Hepsini tepsiye dizip elime verdi. Kendisi salondaki alkol dolabına ilerleyip üç şişe viski çıkarttıktan sonra orta sehpaya bıraktı. Bende elimdeki bardakları sehpaya bırakıp tekrar mutfağa döndüm. Meyve kasesisini alıp tekrar içeri görürdüm. Bu sıdada o pis herif bir an olsun bakışlarını üstümden çekmedi. Bu defa çerez tepsisini içeri götürüp büyük sehpada hepsinin önlerine dağıttım. Tam salondan çıkmak üzereyken tekrar sesini duydum pisliğin. "Savaş haftaya benim evdeki parti için göndersene bunu bana" dedi ödünç mal ister gibi beni istemişti şerefsiz. "Kes sesini Soner!" diye sonunda konuşmuştu beyefendi. "Çiğdem servise siz devam edin Dilan sen içerde kal" diyerek uyarısını tamamlamıştı. "Tamam lan demedim bişey. Bari göz zevkimizden mahrum bırakma" diye cümlesini tamamlamıştı. "Soner kes dedim?" diye resmen gürlemişti
Ben mutfakta çıkan bulaşıkları toplarken Elif ve Çiğdem hem yiyecekleri hazırlıyor hem de içerdekilere hizmet ediyordu. Elif Gülsüm ablanın çağırması ile yukarı çıkmıştı. Çiğdem ise yeni şişe açmak için alkol dolabına girmişti. Ben mutfakta işimle ilgilenirken arkamda bir nefes duydum. Hızla arkamı döndüğümde o pis herif dibimdeydi. Hızla bir iki adım geri çekildim. "Selam güzelim" diyerek bir adım daha dibime yaklaştı. "S-sen çok güzelsin. Bu kadar güzelken bu evde hizmetçi olmak için çok fazlasın" derken pis nefesini üzerimde hissediyordum. Leş gibi alkol kokuyordu. Bir iki adım daha geri çekilmek istediğimde tezgaha dayanmıştım. "Çekilir misiniz lütfen" dedim sesim ne kadar çıktı bilmiyorum. "Beni sen çekiyorsun ama" diye fısıldadı. "Çekiliyorum sana" Sarhoştu. Pisti. Şerefsizdi. Kendimi iyice geri çekerken o daha çok üstüme geldi. "Lütfen bırakır mısınız" dedim ama duyduğundan bile emib değildim. "Efendim lütfen gider misiniz" diyerek itmeye çalıştım. Ama milim kıpırdamadı. Elini yüzüme doğru uzatıp saçımın ucunu burnuna götürdü. "Kokun beni benden alıyor" diyerek iyice sıkıştırmıştı beni. "BIRAK" diye bapırdığımda "şşşştt güzelim sessiz ol" dediğinde bir anda üzerimden alınmıştı. Arkasına baktığımda onu diğer adamın çektiğini görmüştüm. Sesimi duyduğu halde Savaş gelmemişti. "Levent bırak oğlum ya" diye hâlâ söylenmeye devam ediyordu puşt herif. "Onun adına özür dilerim. Fazla içti sarhoş" diye açıklama yaptı adının Levent olduğunu öğrendiğim adam. O herifi de alıp hepsi evden girmişti. Savaş ve sevgili ise hala salonda içmeye devam ediyordu.
Çiğdem ve Elifi odasına gönderip onlara benim hizmet etmemi söylemişti. Bu kadarı gerçekten çok fazlaydı. Çiğdem "efendim daha ı daha alkollere hakim değil" desede "öğrenmiş olur" diyerek onları yollamıştı. Ben ortalıktaki dağınıklığı toplayıp istediği kadehleri onlara götürmüştüm. Kendis dolaptan gidip şarap aldı. Sevgilisinin ve kendi kadehini doldurup kızı iyice kucağına doğru çekti. Resmen sanki bana inadına yaparmış gibi kızla gözümün önünde oynaşıyordu. İçerden belli belirsiz öpüşme seslerini duyuyordum. Artık her ne yapıyorsa kız resmen kucağında inliyordu. Kapının arasından onları izlediğimde kızı kucağına aldığını gördüm. Kız bacaklarını beline sarıp kollarını boynuna doladı. Savaş kucağına kızla merdivenleri çıkmaya başladı. Artık gözlerim iyice dolmuştu. Resmen kocamın evinde kocamın arkadaşı tarafından taciz edilmiştim. Bu onun umrunda bile olmamıştı. Üstelik gözümün önünde resmen kızla sevişmişti. Bundan da hiç rahatsız olmamıştı. Artık gerçekten onu sevdiğim her andan pişmandım. Onunla evlendiğim belki birgün sever dediğim o günden köpek gibi pişmandım. Eğer bunları yaşayacağımı biraz bilseydim aşkımdan ölsem dahi buraya gelmezdim. Şimdi gidemiyorsam eğer abime ve arkadaşıma kıyamadığım içindi.
Şimdi odama çekilmiş yatağa uzanmış yastığıma sarılmıştım. Akan göz yaşlarım için kendimden nefret ediyordum. Hala onun için ağladımdan dolayı ondan da kendimden de nefret ediyordum. İçimdeki dürtüye daha fazla engel olamadan sessizce odamdan çıktım. Çıplak ayaklarım ile parmak ucunda merdivenleri tırmanmaya başladım. Çıkmanın yasak olduğu çatı katına çıktıktan sonra nefesimi tutarak inleme seslerinin geldiği aralık olan kapıya doğru adım attım. Adam o kadar rahattı ki kapıyı bile kapatmaya tenezzül etmemişti. Gördüğüm manzara ile ağzım açılmıştı. Savaş çıplak şekilde yatakta yatarken Yağmur adamın üzerinde zıplıyordu. Onun da çıplak olduğunu belirtmeme gerek yoktu sanırım. Bu gördüklerim ile midem ağzıma geldi. Ufak ufak adımlarla arkaya giderken bir anda arkamdaki büyük bibloya çarpmamla biblo yeri boyladı. Hızla bibloyu kaldırıp iki tarafıma baktım. İçerdeki sesler kesilmişti. Aşağı inecek olsam kesin yakalanırdım. Merdivenleri inmeden beni görürdü. Bir anlık panikle soldaki odaya daldım. Burası çalişma odasıydı. Hızlı adımlarla bütük çalışma masasının altına girip nefesimi tuttum. Yaklaşık 2 3 dakika sonra çalışma odasının kapısı açıldı. Daha sonra ışığı açıldı. İçeride hızlı hızlı bir nefes vardı. Bir kaç saniye sonra önce ışık sonra kapı kapandı. Ama yine de yerimden kalkmadım. Yakalanmak istemedim. Diğer odadan tekrar gelen zevk sesleri ile işlerine döndüklerini anladım. Parmak ucumda büyüterek odadan çıktım. Hızlı hızlı merdivenleri inip odama girdim. Kendimi banyoya atıp iyice ağzıma gelen midemi klozete boşalttım. Ağzımı yüzümü yıkayıp yatağa yattım.
Sabah kahvaltı sofrasını hazırlayıp masayı kurdum. Merdivenden kol kola inen adamla kadını görünce yeni yatışan midem tekrar bulanmaya başladı. Burdan çekip gitmek istiyorum. Kimseyi düşünmeden kaçıp gitmek istiyorum.
Kahvaltıdan sorna Yağmur hanım arkadaşları ile buluşmak için evden ayrılmıştı. Savaş ise dosya inceleyeceğini söyleyip çalışma odasına girmişti. Aradan geçen yarım saatten sonra Gülsüm hanımı arayıp kahve istemişti. Ama garip olan şey kahveyi benim götürmemi istemişti. Bizim o kata çıkmamız yasaktı. Neden benden istemişti. Dün gece beni görmüş olabilir miydi.
Hazırlanan kahveyi alıp üst kata çıktım. Çalişma odasının kapısını çalıp "gel" komutundan sonra kapının kolunu çevirip içeri girdim. Başımı kaldırıp ona bir kez bakmadan kahveyi masaya bırakıp çikmak için arkamı döndüm. "Çıkabilirsin demedim" dediğinde olduğum yerde kaldım. "Buraya gel" Diyince arkamı dönüp karşısına geçtim. "Bu tarafa gel" diye emrini yenilendiğinde masanın etrafından dolaşıp diğer tarafa geçtim. "İzle" dedi bilgisayar ekranını gösterip. Bir tuşa bastığında hafif karanlık koridor göründü. Bir kaç saniye sonra merdivenlerden çıkan ben. Gözlerim kocaman olmuş şekilde ekrana bakıyordum. Kamera mı vardı?. Aralık kapıdan onları izlediğim bibloyu devirdiğim korkup çalişma odasına saklandığım her anı izledim. Sonra kamera değişdi. Çalişma odasında masanın altına saklandığım an ayan beyan ortadaydı. Daha sonra kapı ışıklar açıldı. Savaş üstünde sadece boxer ile içeri girdi. Etrafı kolaçan edince kameraya doğru baktı. Dudakları küstahça yukarı kıvrılıp göz kırpıp odadan çıktı. Ondan yaklaşık 5 dakika sonra da brn usul usul ben çıkıp gittim. Herşeyi izledikten sonra ekranı kapattı. Bakişları bana döndü. Benim bakışlarım hala kapanan bilgisayardaydı. "Bana bak" diyen sesi ile gözlerimi ona çevirdim. "Ne halt etmeye çıktın by katın yasak olduğunu bilmiyor musun" dedi cevap vermedim. "Yoksa kıskandın mı" dedi ukalaca. Canım yandı ses etmedim. "Yoksaaa" dedi oturduğu koltuktan kalkarken. O kalkınca bende iki adım geri çekildim. Bakışlarım tekrar odanın içinde gezmeye başkadı. "Kocanın nasıl seviştiğini mi merak ettin" dediğinde öfkeli bakışlarım ona döndü. Dudakları iki yana kıvrıldı. Ellerini cebine sokup baştan aşağı beni süzdü. Bir anda üstüme gelip elini belime attı ve beni kendisine çekti. "İstersen sana da gösterebilirim" dedi kulağıma doğru. Bütün hücrelerim öfkeyle doldu. Hızla göğsünden ittim. "Sen hep bu kadar aşağılık mıydın?" en sonunda kendimi tutamayarak. "Yoksa ben mi seni hiç tanıyamadım." dedim gözümden bir damla yaş akarken. "Kocan diyosun ya hani. Sen karının olduğu evde sevgilince sevişecek kadar şerefsiz miydin" Hızla gözümdeki yaşları sildim. Sinirden gözleri kararmıştı "haddini bil!" diye tısladı dişlerinin arasında. Kolumu bir anda kavrayıp sıktı. "Unutma sen bu evde hizmetçiden ötesi değilsin. Ağzından çıkanlara dikkat et ki canın yanmasın". Hızla kolumu çektim. " Daha nasıl yakabilirsin ki"dedikten sonra arkamı dönüp hızla odadan çıktım. Hiç mi görmemişti ona olan aşkımı. Arsızca bana bu teklifi nasıl yapabilmişti. Daha dün o kadını yatağına almışken bugün bana bu teklifi nasıl yapardı. Ben daha fazla burda nasıl kalacaktım. Hızlı hızlı merdivenleri inerken birden başımın döndüğünü hisettim. Elimi tutunmak için trabzablara attım ama yetişemedim. Gözlerimin kararması ve yerin ayaklarımın altından kayması aynı anda oldu. Son hissettiğim bedenimdeki acı ve birinin adımı bağırmasıydı....
.
.
.
.
.
. Bölüm sonu.
yeni bölümü nasıl buldunuz.
Dilan daha ne kadar katlanacak bu olanlara.
Savaş daha fazla ne kadar düşebilir.
Onunda cezasını çekeceği günler gelecek elbette.
Savaşa sövme butonunu buraya bırakıyorum 👊
Oy ve yorumlarınızı lütfen eksik etmeyin.
Destek olan herkesr teşekkürler ❤
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |