6. Bölüm

🧡

Nazlı Kerçin
nzlkrcn

 

.. bitirmeye karar verdiğimiz kitaba istek doğrultusunda devam ediyoruz canlar....

 

 

Hizmetçisi olduğum bu evde bir aydır evin hanımıydım. İşin kötü olan yanı arkadaşım gördüğüm insanlar benden uzaklaşmıştı.

 

"Neden söylemedin" diyen Çiğdem sitemliydi.
"Mecburdum. Söyleyemezdim." dediğimde başını salladı.

 

Hava almak için arka bahçeye çıktığımda her zaman ki gibi oturmuşlardı. Beni gören Mert ayağa kalktı "Dilan hanım"
"Mert yeter ama bak kaç kere diyeceğim hanım demeyin diye"
"Savaş beyin emri böyle" dediğinde başını önüne eğdi.
"Nerde o beyin şimdi. Burda mı" dediğimde sinirle ilerledim. "Allah aşkı için onun yanında ne derseniz deyin tamam. Ama o yokken bana hanım demeyin" diyerek yanlarına oturdum. Ben oturmasına oturmuştum ama onlar hala ayaktaydı. Ters bi şekilde hepsinde göz gezdirdim.
"hanımınızım ben öyle mi"dedim sinirle. Hepsi aynı anda başını salladığında. "Ozaman emrediyorum oturun!" diye cırladım. Sonunda beni de zıvanadan çıkarmışlardı. Aynı anda kalktıkları yere çöktüklerinde gülümsedim. "İkinci emrim ise bundan sonra o beyinizin olmadığı yerde bana hanım demeyeceksiniz! "
"Ama" diyecek oldu furkan. Tek kaşımı kaldırarak baktım "hadi bakalım hodri meydan. Hele bi diyin işte sizi o zaman o savaş beyinize nasıl şikayet ediyorum görün" diyerek arkama yaslandım. Hepimiz dik dik birbirimizin yüzüne baktık. Daha sonra kendimizi tutamayıp kahkaha attık. İşte buydu. Onlar benim hizmetçim korumam değildi. Onlar benim arkadaşımdı. Biz kahlahalarla gülerken arkadan gelen boğaz temizleme sesiyle hepimiz o yöne baktık. Sevgili Savaş beyleri ellerini göğsünde bağlamış hepsine ters ters bakıyordu. "Ne oluyor burda?" dediğinde bakışlarımı merte çevirdim.
"Mert söyle patronuna eğer birinize bişey diyecek olursa ben yapacağımı bilirim" deyip geri yerime oturdum.
Mert "abi" dediğinde çocuğu susturdu.
"Duyuyorum Mert." dedi tersçe."madem onlara laf dememi istemiyosun. Sende ona göre davran"diye bana yönelik konuştuğunda bu defa Furkana baktım
"Furkan söyle abine benim ne yapacağıma karışmasın."
Furkan "abi" dediğinde gülmemek için zor duruyordum. Bir aydır asla onunla direk diyaloğa girmiyordum. Birileri aracılığı ile diyeceğimi diyor çekiliyordum. Eğer kimse yoksa ne derse desin muhattap olmuyordum. Bu ise onu delirtiyordu.
"Karışırsam ne yaparmış Mert sor bakalım kendisine" oda benim gibi konuştuğunda mertin bakışları bana döndü.
"Serhat ağayı arar beni burdan almasını söylerim" dediğimde büyük bozguna uğramıştı. Babasını işin içine katacağımı hesaba katmamıştı.
"Sikeyim böyle işin ızdırabını" diyerek yanımızdan ayrıldı. Bende onları daha fazla zora sokmamak için içeri girip odama çıktım.

 

 

Akşam yine o zırtapoz arkadaşları eve gelmişti. Ben ise yemeğimi odada yemiştim. Elimdeki tepsiyi mutfağa bırakıp dönerken seslerini duydum.
"Savaş nerde senin şu güzellik"dediğinde kimden bahsettiğini düşündüm.
"Ne güzelliği soner" diyen bıkkın sesini duydum
"Lan yokmuydu şu köylü güzeli taş gibi hatun" Benden mi bahsediyordu.
"Soner sikerim ecdadını"
"Ne var lan hizmetçini mi kıskanıyorsun kardeşinden" diye gevşek gevşek güldüğünde
"KARIM LAN O BENİM" diye bağıran adamla yerimden sıçradım. İçeriden bir kaç şaşkınlık nidası duyduldu.
"Ha? "
"Ne? "
"kim? "
"Duydunuz karım o benim" diye cümlesini tekrar etti.
"Ne zamandan beri. Ne oluyo Savaş" dedi içlerinden biri.
"En başından beri. Bu eve ilk geldiği andan beri!" dedi sertçe.
"Ne demek ilk andan beri" dedi geçen beni soner denen piçten kurtaran adam."lan sen ne dediğinin farkında mısın"diye sesini yükseltti. "Nasıl saklarsın böyle bişeyi"
"Öyle olması gerekiyordu. Karışmayın siz"
"Lan ne saçmalıyosun sen? Oğlum arn karını bu evde hizmetçi gibi mi gösterdin?" "LAN" diye yükseldi bir anda sanırım adı Leventti. "Piç sen karının gözü önünde o yağmur denen kadınla" dedi derin nefes aldığını işittim. "LAAN LAAN LAAN" dedi en son bişeyleri yeni idrak etmiş gibiydi. "Lan bu puşt senin karına senin yanında asılda lan. Lan senin adamlığına sokayım ben. Erkekliğine sıçayım Savaş. Bu amcık herif mutfak köşelerinde o kızı köşeye kıs-"
"Sakın o cümleyi tamamlama!" diye bağırdı Savaş.
"Neden amına koyayım. Gözünle görürken sorun yoktu da duymak mı ağır geldi? "
"Levent sus!. Bak gerçekten yeter. Ya susun oturun yada siktirin gidin"
"Yağmur peki biliyor mu bu olayları?" Defi yabancı bir ses.
"Zaten herşey onun yüzünden patladı" diye cevap verdi beyefendi. Daha fazlasını dinlemek istemedim. Sessizce mutfaktan çıkıp odama geçtim.

 

 

"Kızım" dedi telefonda Hafise sultan.
"Hafise annem"
"Nasılsın kızım var mı bir yaramazlık"
"Yok anne iyiyiz çok şükür"
"Sen hala devam mı konuşmamaya"
"Evet. Kusura bakma anne ama içimden gelmiyor"
"Oh! İyi yapıyosun kızım. Yaptıklarıno çeksin o it. Oğlum falan ama kimseye böyle yapamaz. Sürünsün eşşek sıpası"
"DİLAAAN" Aşağıdan gelen gür sesle irkildim
"Anne senin sıpa aşağıdan anırıyor" dediğime kıkırdayan sevgili kayınvaliceğimle telefonu kapatıp odamdan çıktım. Merdivenlere yaklaştığımda arkadaşlarının gittiğini gördüm. Küçük adımlarla merdiveni inip karşısına geçtim.
"bizim çocuklar seninle tanışmak istiyorlar. Bir yemek ayarlayalım dediler"dediğinde cevap vermek için etrafta birilerini aradım. Onunla birebir diyaloğa asla girmeyecektim. O sıra mutfaktan çıkan Elifi görünce ona seslendim.
" Elif"
"Elif dön mutfağa!" diye gürlediğinde kız yerinden sıçradı.
"Elif buraya gel!" dedim onun gibi yüksek sesle. Yazık kızcağız iki arada bir derede kalmıştı.
"Dilan hanım" diyerek bana acı lütfen der gibi bakıyordu.
"Bana hanım deme" diye tekrar bağırdığımda hızla mutfağa döndü.

 

Karşımda kasılan adamın suratına ters ters baktım. Omuz silkip arkamı döndüm. Madem biri olmasını istemiyo bende cevap vermezdim. Adım atamadan kolumdan tuttu. "Cevap verir misin" dedinde göz devirerek kolumu elinden çektim. Tam iki üç merdiven çıkmıştım ki kapıdan hızlı ve tedirgin adımlarla giren mert "abi" diyerek seslendi. "Dilan hanımın misafiri gelmiş!"dediğinde adım atmayı kestim. Hızla arkamı .döndüm. Beni burda kim ziyaret ederdi ki?

" Kimmiş"dedi hemen önemdeki adam. Mert ürkek gözlerle bana baktı. "Azad beymiş abi". Ben duyduğum isimle yüzümde gülücükler açarak çıktığım merdivenleri hızla zıplayarak indim. Kapıya doğru koşacakken " Mert" diyen adamla mert önüme geçerek beni durdurdu. "Ne işi var o itin benim kapımda". Ben onu umursamadan Mertin yanından geçecekken " Dilan hanım"diyerek tekrar önüme geçti.
"Mert seni ayrı hanımını ayrı düzerim çekil önümden. O abin olacak adama da söyle benim misafirime karışmasın. He eğer bidaha bana hanım dersen de başına gelecek şeye hazır ol. Sana öyle bişey yaparım ki içerdeki dışardaki herkese ders olur" diyerek onu ittim ve dış kapıya çıktım.

 

Azad benim çocukluğumdu. Benim Şilandan sonraki Candostumdu. Bir o bir Şilan bilirdi Savaşa olan aşkımı. Savaşların aşireti ve Azadların aşireti arasında anlamsız bir husumet vardı. Kavga dövüş olmazdı. Kimse kimseyi vurup öldürmezdi ama yolda görse selam vermez birbirilerinin olduğu ortamlara girmezlerdi. Eğer Azad şimdi bu kapıya geldiyse tek sebebi bendim. Babamlar bile Savaşın ailesiyle olan yakınlığımlığımızdan ötürü Azada karşı mesafeli olmamı istemişti. Ama ben hiç bir zaman onların arasındaki husumeti Azadla arama sokmamıştım. Bananeydi.

Kapıdan çıktığımda dış kapının orda bekleyen Adama kocaman gülümsedim."AZAAAD" Ne çevredeki korumalar nede Savaş umrumda olmadan ona doğru koştum ve boynuna sarıldım. Oda aynı anda belimi kavradığında beni etrafımda döndürdü. Şuan bütün gözlerin benim üstümde olduğundan emindim. "Canımın içi" diyerek karşılık verdiğinde biraz uzaklaştık. Beni baştan ayağa süzdüğünde kaşlarını çattı. "Ne bu halin senin. Kuş kadar kalmışsın" diye bana yine abilik tasladığında omzuna vurdum. "Hasretinden eridiysem demekki" dediğimde arkamızdan birsürü öksürük sesi geldi. Azad üniversite için yurt dışına gitmişti. Okul bitince de orda yüksek lisans yapıp öyle geleceğini söylemişti. Eğer burdaysa okulu bitmişmiydi. "Cadalooozz" dedi saçlarımı karıştırarak sonra omuzlarımdan tutup tekrar göğsüne çekti beni. "Çok özledim be kızım"diye saçlarıma öpücük kondurması sanırım son nokta olmuştu. Bir anda kolumdan tutan adamla onun kolları arasından çekildim. " Azapoğlu"dedi tok sesiyle. "Kılıçoğlu" dedi Azadda onun gibi.
"Ne işin var senin benim kapımda"
"Sana değil, kardeşime geldim"
"Nerden kardeşin oluyo benim karım senin"
"Senin yeni karın oldu. Ama benim çocukluktan beri kardeşim o kız"
"Azad bir daha seni kapımda görürsem bu kadar anlayışlı olmam. Şimdi var git geldiğin yere."
"Ben gittiğim yerden döndüm Savaş. Ve Dilan istediği sürece ben bu kapıyı aşındırırım."
"Lan siktir git. Unutma. Oda artık bir Kılıçoğlu. Demekki. Oda artık husumetlin" İşte tam burada bende ipler koptu.
"Yooo" dedim öne çıkarak "ben hala bir Bolatliyim. Kılıçoğlu değilim" Bunu dememle yanımdaki adam kasılmıştı. Azad ise şaşkın gözlerle bir bana bir savaşa bakıyordu.
"Ulan nikahta mi kıymadı bu şeref yoksunu sana"
"Lan piç lafını tartta konuş beniö toprağımdansın"
"Sikerim senin toprağını taşını. Ne nikahın var ne bir bokun ne hakla karışıyosun ozmaan" dediğinde ikisinin arasında duran beni hızla kendi yanına çekti. Savaş hızla üstümüze bir adım atınca Azad beni iyice arkasına aldı.
"Bana bak Savaş. Ne halt dönüyor burda bilmiyorum. Ama öğrenirim. Anası babası ardında durmamışsada ben dururum. Dilan benim kardeşim canım ciğerim. Eğer burdan al beni desin ne sen nede aşiretin zerre umrumda olmaz çeker alırım onu burdan"
"O sıkar biraz" dedi dişlerinin arasından. Sonra bana tek kaşı havada baktı. Ben o bakıştan ne demek istesiğini anladım. Yine ailemle susturmuştu beni. Azad bana dönerek gözlerimr baktı.
"Canımın içi. Bana bak kendini hiç bir zorunlulukta hissetme. Eğer burda olmak istemiyosan bana söyle. Bu sik kafalı herif sana hiç bişey yapamaz" Bende gülümseyerek ona baktım.
"Canımın içi beni zorla tutmuyor ki burda. Sen zaten biliyorsun içimi" derken elimi kalbime attım. Gözleri elime kaydıktan sonra tekrar yüzüme çıktı." İnan bana lütfen. Hiç bir sıkıntı yok. Ama ne zaman istersen görüşürüz. İster burda ister dışarda. Eminim Savaşta buna engel olmaz"derken bu defa tek kaşım havada bakan bendim. Biraz daha yaklaşıp fısıldadım. "Sen içini ferah tut ben onun burnunu iyice sürtüyorum" dediğimde bu defa gülümseyen oydu.
"Tamam ozaman. Dediğim gibi istemediğini hissettiğin ilk anda ara beni. Hiç bişey umrumda olmaz" Başımı sallayarak onu onayladım. O sıra Savaş tekrar elini koluma atarak beni kendi tarafına çekti. Pinpon topu gibi bir o yana bir bu yana gidip duruyordum.
"Karımı duydun. Şimdi evimden siktir ol git. Bidaha da gelmeden önce müsade iste" diyerek Azada kapıyı gösterdi.
"Kendine dikkat et kardeşim" diyerek arkasını döndü ve evden çıktı.

Ben kolumu elinden çekerek hızla eve yürümeye başladım. Tam kapıya gelmişken mert yine önüme geçti. Gözleri arkamdaydı. Arkamı dönmedim. "Mert çekil" dedim sertçe. Başını sağa-sola salladı. Dişlerimi sıkarak tekrar "Mert çekil" dedim. "Dilan han-" Cümlesini tamamlamadan bacak arasına sert bir tekme attım. Karşımda iki büklüm olurken elini bacak arasına koydu. "BANA HANIM DEME!!!" diye bağırdıktan sonra arkamı döndüm. "Götü sıkan varsa hanım desin bidaha. Hepinizi hadım etmezsem bende Dilan değilim. Ben uyardım dinlemedi" dedim parmağımla merti göstererek "cezasını çekti. Sıkıyorsa sizde deyin hadi." diye hepsinin yüzüne tek tek baktım. Ama tümünün gözü Savaşın üstündeydi. "A-abi" diyen merte bakışlarımı çevirdiğimde hala yerde iki büklümdü. Gözlerim bu defa Savaşı buldu. Yüzünde gayet memnun bir gülüş vardı. Manyak mı bu adam nerdeyse en yakın korumalarından birini erkeklikten men ediyordum.
"Tamam lan" dedi adamlara dönerek. "Hanım demeyin" Oh be şükür. Derindice bir nefes alayım dedim ama oda yarıda kesildi. "YENGE DİYİN BUNDAN SONRA!"

Af buyur yenge mi?

 

 

canikolarım iyi akşamlar. Nasılsınız.

bir bölüm daha sona erdi.

Bakın ben kitabı bitirmek istiyordum ama devam etmemi isteyenler için devam ediyoruz. Sonra bana neden böyle oldu demeyin. 😀

bir sonraki bölüm büyük dönüm noktası olacak Dilan için.

çokça sövüp edeceğiz. Çokça kızacağız.

ama sonra işler öyle bir tersine dönecekki aman aman.

sizce Azad nasıl biri.

Dilana yardımcı olur mu. Yoksa onunda bir çıkarı mı var?

sizce o büyük dönüm noktası ne olacak?


lütfen yorumlarınızı eksik etmeyin. İnanın hepsini okumak beni çok mutlu ediyor. Deşarj oluyorum resmen.

o zamaaan yeni bölüm görüşmek üzere. Allaha emanet olun

🥰🥰🥰

 

Bölüm : 15.12.2024 21:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...