8. Bölüm

💜

Nazlı Kerçin
nzlkrcn

4 sene olmuştu o evden ayrılalı. Serhat ağa kapıdan çıkmadan önce bütün korumalara sövüp saymıştı. "sizde o patronunuz gibi şerefsizsiniz!. Bu kız sesi kısılırcasına bağirirken ne halt ediyordunuz? Püh sizin vadamlığınıza" Diyerek suratlarına tükürmüş sonra arabaya binmişti.

Mardine döndüğümüzde ailem durumu öğrenmiş ortalık fazlasıyla karışmıştı. Babam delirmişti olanları öğrenince. Annem vücudumdaki izleri görünce kriz geçirmişti. Abim o herifi öldürmek için silahını alıp evden çıkmıştı onu zordurmuştuk. Şilan ise pişmanlığın büyük enkazı altında kalmıştı. Bunlara sebeb kendini görüyordu. Ama onun hiç bir suçu yoktu ki. O beni sevdama kavuşturmak istemişti.

 

Serhat ağa beni aileme geri vermedi. Ki zaten bende gitmek istemedim. Savaş bu konuda çok ciddiydi. Şu dört senede babasının türlü tehditlerine bile boyun eğmemişti. Kim ne derse desin beni boşamıyordu. Keşke mehir olarak talak hakkı isteseydim dediğim günler çok olmuştu. Hem eğer savaş vazgeçse bile bu ağalar heyetine taşınırdı. Ortada berdel vardı. Benim gitmem demek Şilanın baba evine dönmesi demekti. Buda abimle onları ayırmaktı. Ortada daha doğmamış bir bebek vardı. O sabinin günahına girmek istemedim. Zor oldu. Çok zor oldu fakat babamları şkna etmiştim. Tabi bunun için Serhat ağanın önerdiği gibi zamanında gitmediğim üniversiteyi okumayı kabul etmiştim.

 

Sınava az bir zaman kalmış olsa da Serhat ağa özel hocalar tutmuş beni sınava hazırlamıştı. Öyle yüksek bir puanım olmasa da yarı özel yarı devlete ait üniversitede 2 yıllık muhasebe okumuş mezun olmuştum. Ve bir senedir Serhat ağanın şirketinde muhasebe departmanında çalışıyordum. Ben istemesemde ağa gelini torpili devreye girmiş benden çok daha kıdemlilerin yerine departman müdürü konumuna gelmiştim.

 

Savaş bu dört senede inatla vazgeçmiyordu. Ne benden ne de Mardine gelmekten. Ama her defasında önüne Serhat ağa engeli çıkıyor ve geri dönüyordu. Son olaylardan uzun süre sonra magazinin birinci haberi yine SAVAŞ KILIÇOĞLU olmuştu.
"ünlü işadamı ve playboy Savaş Kılıçoğlu uzun süredir ortalıkta görünmüyor. Gece hayatı ve kadınlardan elini eteğini çeken Savaş bey birden köşesine çekildi. Gecelerin aranan ismi Savaş Kılıçoğlu son zamanlarda hiç bir kadınla kameralarımıza yakalanmadı. Aldığımız haberlere göre gece cluplerine uğramaz olmuş. Savaş beyi bu hayattan çekip alanın bir kadın olduğu söyleniyor fakar Savaş bey sessizliğini koruyor" diye anons geçen spikerin arkasında Savaşın boy boy resimleri vardı.

Korumalar arasında en çok sevdiğim yakın hissettiğim Mertti. O günden sonra hepsiyle iletişimini kesmiştim. Fakat mert vazgeçmemişti. Ne yapıp edip gönlümü almıştı. Mert beni küçük yaşta ölen kardeşine benzettiğini söylerdi hep. Hatta o gün müdahale etmek için kapıdan girerken diğerleri onu tutup evden çıkartmışlar. Onlarda haklıydı aslında patronlarına karışamazlardı ki.

 

Mert barıştıktan sonra o evdeki gözüm kulağım olmuştu. Yaşanan onca şeye rağmen hala içimde onun için atan bir kalbim olduğu için en çok kendime kızıyordum. Ne yapıp ettiğini deli gibi merak ediyordum. Ve hakkında çıkan haberler tamamen doğruydu. O günden sonra bir kaç kez gece clubüne gitsede başına üşüşen kadınları tek tek kovmuş. Daha sonra da dışarıda değilde evde içmeye başlamış. Bir gün alkolünde etkisiyle sinir krizi geçirmiş evde ne var ne yoksa parçalamış. O olay onun içinde dönüm noktası olmuş. Artık kendini tamamen işine adamıştı. Daha önceleri öylesine uğradığı şirkette şimdi nerdeyse yatılı kalıyordu. Savaş bey sanırım artık eski hayatını bırakmıştı.

 

Ben ise şirkete kendimi iyice adamıştım. Konak şitkete uzak olduğı için şirkete yakın büyük bir rezidansta daire almıştı Serhat ağa benim için. Ama yine de her hafta sonu yine konakta oluyordum. Bir hafta kendi ailemde bir hafta Serhat ağalarda kalarak her iki tarafında gönlünü yapıyordum.

 

Şimdi ise işe gitmek için erkenden kalkmış kahvaltı için kaseye koyduğum gevreğin üstüne süt dönüyordum. Kahverengi pantolonumun üstüne krem rengi kalın askılı crobumu giymiştim. Pantolonun takımı olan ceketi ise çantamla birlikte koltuğun üstüne koymuştum.

Kahvaltıdan sonra krem topuklu ayakkabılarımı giyip ceketi üstüme geçirdim. Çantamı elime aldıktan sonra aynada kendime baktım. Bu kıyafetlerle bizim oralara gitsem konaktan içeri giremezdim. Hele babam çırpı bacaklarımı kırardı. Ama sonuçta böyle bir şirkette de çiçekli elbiselerimle çalışamazdım. El mahkum bulunduğun ortama uymak zorunda kalıyordun.

 

Evden çıkıp hazırda bekleyen taksiye bindim. Ehliyetim olmasına rağmen araba kullanmaya hala korkuyordum. Serhat ağanın önerdiği şoförüde ben kabul etmemiştim. Öyle hanımağa falan değildim. Gerek yoktu! Şirketin önünde taksiden inip içeri geçtim. Dönem sonuydu ve toplanması gereken envanter toplanması beyannamelerin hazırlanması işlenmesi derken yoğunluğumuz fazlaydı. Bu sebeble ara ars departman olarak mesaiye kalıyorduk. Dünde bunlardan biriydi.

 

Odama geçtikten sonra asistanım kahvemi masama bırakıp çıktı. Bilgisayardan programı açıp dosyaları işlemeye başladım. Sanırım yakında gözlük kullanmak zorunda kalacaktım. Çünkü ekrana bakmaktan gözlerim ağrımaya başlamıştı. İşlerin yoğunluğundan ne ara öğle arası geldiğini anlamamıştım bile. Asistanım uyarmasa hala devam ederdim sanırım.

 

Aşağı yemekhanehe inip yönetici tarafından yemeklerimi alıp masaya geçtim. Ben yemeğe odaklanmışken mali müşavirimiz Aydın karşı sandalyeme oturdu.
"Afiyet olsun müdürüm" dedikten sonra yemeğine döndü. Müdürüm dediğine bakmayın eşek herif şirkette en iyi anlaştığım kişiydi. Hatta bana işi asıl öğreten kişi de diyebilirim. Benden 6 yaş büyüktü fakat ruhu hala 18lerindeydi. Öyle deli doluyduki insan onun yanında sıkılmazdı. Birde sevgilisi var görseniz bir içim su. Ve huyları birebir aynı. Ben üşenirim her hafta bşr etkinliğe gitmekten bunlar hiç üşenmiyor. İki hafta önce en son bungee jumping yapmak için bir dağa çıkmışlardı. Deliler derken ciddiydim.

 

Aydın ile sohbet ederek yemeğimizi yemiş öğle arası bitmeden bir kahve içmek için terasa çıkmıştık. Serhat ağa öyle bir şirket ağı oluşturmuş ki. Tüm çalışanlar sıkılmadan etmeden istediği çoğu olanağa şirket içinde sahip olabiliyordu. Ben sütlü kahvemi Aydın ise americano aldıktan sonra terastaki masalarda birine oturduk. Tam sigarasını cebinden çıkartmıştı ki eline vurdum. "Yanımda içme şunu. Senin yüzünden benimde üstüme siniyor" diyerek çemkirince paketi geri cebine koydu.

 

Ufak bir ayrıntı daha var sanırım atladığım. Kimsenin haberi olmasa da şuan çalıştığım şitketin %25 ortağıydım. Serhat ağa haberim dahi olmadan ayarlamıştı. İşe ilk başlarken imzaladığım evrakların içinde bunlarda varmiş ben farketmemişim bile. Çok sonra öğrendim. İmza için önüme dosya gelmesiyle. Sanırım her türlü beni güvenceye almadan rahat etmeyecekti. Birde oğlunu boşanmaya ikna edebilse herşey daha iyi olacaktı. 'Peki ben boşanmak istiyormuydum' . İstemeliydim. Bana yaşattığı onca şeyden sonra istemeliydim ama arsız kalbim hala onun gelmesini bekliyordu.

 

Mesai sonunda Aydın ile birlikte şirketten ayrılırken lobinin orda gözüme tanıdık bir sima takıldı. 'Mert' onun burda ne işi vardı. Göz göze gelince kocaman gülümsedi. Aydın'ın yanından ayrılıp ona doğru adımladım ve kollarımı boynuna sardım. "Nerden çıktın sen" derken sıkıca sarılıyordum. O ise çekingendi. Sonuçta hala patronunun karısıydım. Sanki nerden görecekti. "Neden haber vermedin" derken ondan uzaklaşmıştım. Bazen izin alıp gelirdi buralara beni görmeye. Ama hepsinde haberim olurdu. Bu bana süpriz olmuştu. "Süpriz mi yaptın" derken hala gülümsüyordum. Mert ise yüzünde tedirgin bir hal ile arkama baktıktan sonra başını sağa sola salladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken o tanıdık sesi duydum.
"Dilan"...

 

 

Eveeeet bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız.

yayında ve yapımda... diyormuşum 🤣🤣

nasıldı bölüm.

Dilanın yeni hayatını beğendiniz mi?

Savaşın inatla boşanmaması neden sizce?

peki gerçekten elini ayağını herşeyden çekti mi?

 

bu arada arkadaşlar geç gelmesi ve kısa olmasının sebebi annem bir hastane süreci geçirdi. Bizim için zor bir süreçti. Hem hastane hem oğlanın okul işleri derken inanın buraya vaktim kalmadı.

Diğer kurgulara da en kısa zamanda bölüm atacağım.

bu zor günlerde sizlerdr desteklerini esirgemeyin lütfen. Yorum ve oylarınızı bekliyoruum.. 🥰😍❣️

Bölüm : 22.12.2024 22:57 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...