
"Dilann"
Arkamdan duyduğum adamın sesiyle gözlerim Mertte takılı kaldı. Oda mı bana ihanet etmişti. Oda mı arkamdan oyun çevirmişti. Gözlerimde ne gördü bilmiyorum ama başını olumsuzca salladı.
"Yemin ederim haber verecektim ama.. "
"Ama ne mert. Sende mi sırtımdan vuracaktın?" dedim kırgınlıkla
"Hayır! Hayır dinle. Biliyomuş. En başından beri seninle irtibat halinde olduğumuzu biliyormuş. Buraya gelmeden önce telefonu herşeyi aldı elimden arayamadım"
Nasıl biliyormuş? Bile bile mi susmuş. Merti de kendine alet mi etmiş. Ne halt yemeye geldi bunca sene sonra?
"Dilan"
"Dilan"
Arkamdan iki kişi aynı anda adımı seslendi. Biri oydu. Biri Aydın. Ona hiç bakmadan Aydına doğru döndüm.
"Gidelim mi?" Başını olumlu anlamda salladığında yanına doğru gidip şirketten çıktık. Birkez bile ona dönüp bakmadım. Ama sırtımda delici bakışlarını hissediyordum.
"Serhat ağanın oğlu değil mi o? "
"Ta kendisi"
"Duyduğuma göre Mardin'e girişini yasaklamış babası. Neden gelmiş ki?"
"Bilmiyorum Aydın"
Şirketteki bir çok kişi onunla aramızdaki husumeti biliyordu. Yani Serhat ağanın geliniysem tek oğluda o olduğuna göre. Onun karısı olduğumu herkes biliyordu.
"Husursuzsun" dedi Aydın içimi okuyarak.
"Öyle" dedim derin bir nefes çektim içime. "İçimde sıkıntı var. Rahat durmayacak"
"Aranızda nasıl bişey geçti de bu hale geldiniz bilmiyorum. Ama ben yanındayım. Bir abin gibi. Bir arkadaşın gibi nasıl görmek istersen."
"İyi ki varsın Aydın. Çok teşekkür ederim"
Aydın beni eve bıraktıktan sonra kapıyı üç kere kilitledim. Balkon kapısı camlar hepsini tek tek kontrol edip kendimide odama kilitledim. Yüzünü görmesem bile sesi yetmişti korkumu göz önüne çıkarmaya
🍀
🍀
Kendine bir kez bile gözlerini değirmeden elin adamı ile şirketten ayrılan kızın arkasından bakakalmıştı Savaş.
"kim bu herif" Diye sordu dişlerinin arasından
"Aydın" dedi mert.
"Nedir necidir bu Aydın denen piç"
"Aynı departmanda çalışıyolar bildiğim kadarıyla abi"
Savaş yavaş yavaş başını sallayarak şirketten çıktı. Arabasına binince "eve" dedi sadece
"Abi" diye atıldı mert bişey diyecekmiş gibi.
"Eve Mert. Tek kelime daha duymak istemiyorum"
"Emredersin abi."
Savaş yıllardır gelmedi evin bahçesine girince göğsünü şişirecek bir nefes aldı. Buraya kadar babasından gizli idare etmeyi başarmıştı. Eğer şirketten biri haber uçurmadıysa şuan öğrenecekti. Kapıda Savaş ağayı gören korumalar ilk şaşkınlığını artıktan sonra saygıdan düğmelerini ilikledi. Serhat ağanın en iyi adamı Memduh Savaşı görünce içeri doğru hızla adımlamıştı ki "dur Memduh abi. Babama ben diyeceğim geldiğmi" diyince olduğu yerde kaldı.
Savaş salona ağır adımlarla girdiğinde anne ve babası akşam yemeği için sofradaydılar. "Hayırlı akşamlar. Afiyet olsun" diyerek onlara doğru yürümeye başladı. Gözleri evin içini tarıyor göremediğini arıyordu. "Ne işin var senin burda?" dedi serhat ağa.
"Evime yuvama döndüm baba. Dilan nerde"
"Ne demeye döndün. Ben sana ne dedim Savaş. Ne zaman gideceksin"
"Senin dediğini senelerce dinledim zaten. Temelli döndüm. Artık geri gitmeyeceğim. Dilan nerde"
"Ne demek temelli lan. Ne diyosun sen" diye kükreyerek masadan kalktı Serhat ağa. "Şirket ne olacak"
"Sen dert etme baba orasını. Onuda halletti oğlun. Dilan, Karım nerde! "
"Nasıl hallettin lan. Sen ne işler çeviriyosun savaş!! "
"Size karım nerde dedim. Neden sofrada sizinle değil!! "
"Dilan burda kalmıyor çünkü"
"Baba nerde karım"
"Geri dön Savaş. Geldiğin yere geri dön"
"Artık kabul etsen iyi olur baba. Ben burdayım bir yere gitmiyorum. Şimdi Dilan nerde. Karım nerde? "
"Yanındayken kıymetini bilseydin karının"
"Yanımdan çekip almasaydın beni bunca sene uzak tutmasaydın bilebilirdim karımın kıymetini"
"Ben sana o şansı iki defa verdim Savaş. Kıymetini bilemedin. Karının kalbini kazanacağına sen ona zorla sahip olmaya kalktın."
"Haklısın! Yaptım! Şerefsizin önde gideniyim! Ama artık ben bu hatamı telefi etmeye geldim. Şimdi bana söyle KARIM NERDE!"
"Madem o kadar heveslisin ara kendin bul karını!! "
Serhat ağa herşeyin farkındaydı. En başından beri. Dilanı o evden çekip aldığından beri oğlundaki değişimin farkındaydı. Kaç kez mardin sınırlarından geri döndürmüştü. Kaç kez dilanın karşısına çıkmasına engel olmuştu. Savaş buraya adım atmadan geleceğinden haberi vardı. Kuzeni Asaf ile yaptığı iş birliğinden aralarında yaptıkları hisse Değişiminden hepsinden haberi vardı. Bu defa sessiz kaldı. Gelininin hala oğlunda gönlü olduğunu bilmese yine engel olurdu. Fakat kız ne zaman onların evine gelse Savaşın odasına nasıl baktığını resimlerine nasıl baktığını görüyordu. Oğlu gelininin canını bunkadar yakmasına rağmen kız hala onu seviyordu. Kendisine bile itiraf etmese de bekliyordu. Serhat ağa o yüzden sessiz kaldı bu defa. Eğer Savaş çok istekliyse karısı için çabalamalı kendisi kazanmalıydı kızın gönlünü.
Savaş sinirle evden çıktıktan sonra arabaya bindi.
"Sen biliyor muydun burda kalmadığını" diye gürledi Merte.
"Evet abi"
"Neden söylemedin o zaman piç"
"Abi söyleyecektim ama susturdun"
"Ulan başka zaman durmaz çenen bu defa mı susasın tuttu. Nerde Dilan"
"Şirketin yakınında bir rezidanstan Serhat ağanın aldığı dairede kalıyor abi"
"Sikeyim amına koyim boşuna mı geldik o kadar yolu. Beni oraya götür."
"Abi"
"Ne var lan"
"Bu gece gitme bence"
"Senden icazet mi alıcam oğlum"
"Estağfurullah abi ama. Korkmuştur şimdi Dilan yani yenge. Eğer şimdi gidersen ters tepki alırsın"
Savaş uzun uzun düşündü.
"Otele bırak beni. Sonra gir o rezidansta boş daire varsa bul."
"Emredersin abi"
Dilan bütün geceyi korkarak geçirmişti. Bir yanı hala onu beklerken diğer yanı deli gibi korkuyordu. Akşam telaştan aklına gelmese de sabah Serhat ağayı aramıştı. Kayınbabasının şirkete geleceğini öğrenince içi biraz daha ferahlamıştı.
Sabah erkenden acil olarak düzenlenen toplantıya bütün departman müdürleri toplanmıştı. Serhat ağanın habersiz baskını. Savaş beyin gelişi şirkette kaosa sebeb olmuştu. Herkes bi yerlere bişeylere koşturup duruyordu. Şuan bütün müdürler toplantı salonunda bekliyordu. Açılan kapıyla içeri Serhat ağa ve Savaş birlikte girdi.
"Herkese merhaba" dedi Savaş omuzları dik kendinden emin şekilde. Bütün gözler üstündeyken birtek karısının gözleri babasındaydı. Serhat ağa Dilanın içini rahatlatmak için gözlerini açıp kapattı.
"Öncelikle neden toplandığımızı belirteyim. Artık Asaf bey İstanbudaki şirketin yönetiminde. Bende buraya geldim. Hisse değişimi yapıldı. Bundan sonra buranın yönetimi bende." dediğinde bütün gözler Serhat ağaya döndü.
"Babamında bundan haberi yoktu. Ona da süpriz oldu. Asafla aramızda yaptığımız bir anlaşmaydı. Artık kendi memletekimde annemin babamın ve karımın yanında olacağım" Son cümlesini söylerken gözleri Dilanın üstündeydi. Fakat karısı inatla ona bakışlarını değdirmiyordu. Zamanında kendisiyle konuşmayı reddeden kız şimdide gözlerinş ondan esirgiyordu. Müdürlerle yapılan tanışma sonrası hepsinden şirketin son durumu hakkındq bir rapor istemişti.
Dilan ve Serhat ağa yemek yemek için beraber şirketten ayrıldı. İstedikleri yere geldiğinde "bu nerden çıktı baba? " diye sordu Dilan.
"Herşeyi el altından yapmış eşek herif. Ben bile sonradab öğrendim. Hepsini kılıfına uydurmuş.. Dün köpürdü eve gelince. Karım nerde Dilan nerde diye"
"Söylemedin demi"
"Ben söylemedim ama onun bulacağındanda eminim kızım. İstersen dön konağa. Hergün şoför getirir götürür seni. Gözümün önünde olursun"
"Gerek yok baba. Geleceği varsa göreceğide var. Karşısınds eski Dilanı bekliyorsa daha çok bekler" Burnunu dikerek konuşsasa kuyruğu çoktan bacaklarının arasına kıstırmıştı. Herkese karşı olan net tavrı arkasındaki ürkek kediyi kimseye göstermiyordu.
"Abi araştırdım. Evlerin çoğu kira değil kendi sahipleri. Bir kaçı kira istersen kiracılarla konuşurum. Ama evler pek iyi durumda değilmiş"
"Gerek yok koçum. Ben kalacağım yeri buldum. Sen git oteldeb eşyalar topla benim iş çıkışı alırsın beni"
Şirketteki tüm müdürler hazırladıkları raporu direk kendileri teslim ederken birtek Muhasebe departmanının raporunu müdür yardımcısı getirmişti. Zaten inatçı olan karısı geçen dört sene de daha inatlaşmıştı demek ki. Peki. Savaş zaten yolun zorluğunu bilerek gelmişti.
Akşam Dilan şirketten tabir-i caizse kaçarak çıkıp kendini eve atmıştı. Kısaca aldığı bir duş sonrası üstüne askılı pijamalarını giyip bişeyler hazırlamak için mutfağa girişti. Kafasını dağıtmak için açtığı müzikle spagettileri kaynayan suyun içine attı. Sosu hazırlamak için tavayı çıkartmıştıki çalan kapıyla tezgaha koyup kapıya gitti. Biranlıl dalgınlıkla delikten bakmadab açtığı kapının ardındaki kişi ile olduğu yerde kaldı.
"Selam karıcım"
Müzik tamda o anda nakarata girmişti.
~Bir güzellik yapsana, gece ben'le kalsana
Kitabına uydur gel uysak da uymasak da
Çekeceğin var elimden, alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen, acil durum, uyansana
Bir güzellik yapsana, gece ben'le kalsana
Kitabına uydur gel uysak da uymasak da
Çekeceğin var elimden, alacaklıyım teninden
Ne dediğimi anladın sen, acil durum, uyansana~
selam güzellerim.
nasılsınız bakalım. Bende işler fazla yoğun..
yeni bölümle karşınızdayım.
bundan sonra bol bol didişen savaş ve dilan okuyacak gibiyiz.
Bakalım onları neler bekliyor.
yeni bölüm hakkındaki yorumlarınını buraya alayım.
oy vermeyi de unutmayın lütfen. 🥰🥰
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |