29. Bölüm

XXIV

Nazlı Kerçin
nzlkrcn

Bölüme geçmeden önce küçücük bir duyuru yapmak istiyorum bebeklerim.

Çok yakında yeni hikayemiz TUTULMA ile karşınızda olacağım.

Şimdilik Giriş ve Tanıtım bölümleri ile ufacık merhaba dedik size.

Sakın orda da yanlız bırakmayın bizi olur mu?

Neyseeee daha fazla uzatmdan sizi yeni Bölümle başbaşa bırakıyorum. Bölüm sonu yorumlarında buluşalım.

İyi okumalar 💕💕💕

İstanbul'a döneli on gün olmuştu. Bu süre zarfında Aytaç'a durumu bildirmiştim. Annesi ve teyzesi gelecekti sadece. Onu da rahat olması açısından haftasonu olmasını istemiştik On gündür Gülten annemde bizdeydi. Aylinle aşırı iyi ikili olmuşlardı. Hatta bir ara Ayline örgü örmeyi bile öğretmeye çalışmıştı. Fakat benim canım arkadaşım hem beceriksiz hemde tez canlı olduğu için çok çabuk pes etmişti. Aylinin mezuniyetine de çok kısa bir süre kalmıştı. Son zamanlarda yaşananlardan dolayı çok fazla yanında olamıyordum. Ama o hiç darılmıyor, aksine bana destek oluyordu. Sanırım yakın arkadaş olmak böyle bişeydi.

Hala çekiniyor, kararsızlık yaşıyordum. Gülten annemin bu ısrarını anlamıyordum. Hem merak ediyorum ama bir yandan da geçmişin yorgunluğunu hissediyodum. Neden şimdi mesela bu ısrarları. Bu zamana kadar nerdeydi akılları. Ben yetimhane duvarlarına ağlarken düşünmediler mi yeğenlerini.

Gülten annem ne kadar ısrar etse de Murat her kararımda arkamdaydı. Ne anlatırlarsa anlatsınlar herşeyi silip onlara kucak açabileceğimi sanmıyordum. Yarın akşam yemeği için sözleşmiştik. Onlar dün akşam gelmişlerdi. Aslında hemen bu akşam yemek yemek istediler ama ben hala kendimi hazır hissetmiyordum. Büyük ihtimalle yarın da hissetmeyecektim ama artık kaçışımda yoktu. Gülten annem ve sevgilimle beraber gidecektik. Bana yaşattığı onca olumsuzluğa rağmen iyi ki hayatımda diyordum. Bu günlerde sırtımı yaslayabildiğim en büyük dayanaklarımdan biriydi. Her ne kadar çoğu zaman kafasını kırmak istesem de iyi ki vardı. Birde sık sık yıl bitmeden olacağını düşündüğü düğünü öne sürmese çok daha sevilesi bir varlıktı.

 

Bu sabah uyanmak her zamankinden daha zor gelmişti. Çünkü gün sonunu biliyordum. Aylin Gülten annem ve şimdiden damat yerine koyduğu sevglimle aynı kahvaltı masasındaydık. Adam şu on günde resmen bizim eve çökmüştü. Annem her fırsatta çağırıyor oda birine bile yok demiyordu. Tabi canına minnetti. Eh kıyı köşelerde sıkıştırmasa bide daha iyiydi. Bir kere öptük diye arsızlığı iyice ele almıştı. Her bulduğu fırsatı değerlendirmekten geri kalmıyordu. Çoğu da aniden çaldığı küçük öpücüklerdi. Resmen annem arkasını dönsün diye pusuda bekliyordu. Kadın tuvalete gitse burnumun dibinde bitiyordu. Hani pekte şikayetim yoktu ama onunda bunu bilmesine gerek yoktu.

 

Akşama doğru Murat hazırlanmak için eve gidince bende hazırlanmak için odama geçtim. Ne hevesli gibi süslenecektim. Nede umursamaz gibi olmak istemiyordum. Aslında biraz daha resmi bir görüşme gibi hissettiğim için. Açık kahve yüksek bel bilek üstü kumaş pantolonu krem rengi kalın askılı önü dökümlü dekoltesi olmayan bir bluzla kombinlemiştim. Koyu kahve topuklu ayakkabılarıma uyması için aynı tonlarda kemeri pantolonun kemerine takmıştım. Saçlarımı açık bırakmıştım. Neden Bılmıyorum ama benzediğimizi söyledikleri kadının da açık saçla geleceğini düşünüyordum. Toprak tonlarında yok gibi duran bir makyaj yapıp kirpiklerimi ortaya çıkardım. Dudağıma sürdüğüm bordo ruj ise bu akşamın en iddalı olanıydı.

 

Ben odada çıkarken Gülten annem çoktan hazırdı. Siyah eteği üzerine kırık beyaz uzun kollu bluzünü yine siyah eşarpla kombinlemişti. İkimizde huzursuzduk. Yüzümüzden belliydi. Fakat birbirimizden gizlediğimizi sanıyorduk. Tam Muratı aramayı düşündüğüm sıra kapı çalmış oda gelmişti. İçeri girmesine fırsat tanımadan askıdan ince hırkalarımızı alıp evden çıktık. Aylin ise evde heycanla bizi bekliyordu.

 

Aytaç'ın konum attığı yere geldiğimizde daha lüks bir mekan beklemiştim. Ama aksine sıcacık aile ortamı gibi hissettiren bir yerdi burası. Sahile yakın deniz kokusunu hissedebileceğimiz orta hallice bir restorandı.

Murat Gülten annemle ikimizin ortasında ikimizide koluna takmıştı. Girişte üzerimizdeki ceketleri verdiğimiz için daha rahattık. Adımlarım geri gitmek istese de koluna girdiğim adamın dimdik yanımda duruşu cesaret veriyordu. Sonunda cam kenarındaki masalardan birinde Aytaçı görünce oraya doğru adımladık. Bu sırada Gülten annem Muratın kolundan çıkmıştı. Oda kolundaki elimi avcunun içine almıştı. Masaya yaklaştığımızda gözüm bana bakan iki kadına kaydı. Biri Gülten annem gibi tesettürlüydü. Üzerinde koyu yeşil bir elbise vardı. Hafif balık etli gibi duruyordu ama elbise bunu gizlemişti. Başinda annemin ki gibi siyah bir eşarp vardı. Diğeri ise.. Beni şoka sokan asıl şeydi. Tahmin ettiğim gibi sarı saçları açıktı. Ama benim gibi uzun değildi anca omzunu geçiyordu. Dalga dalga omzuna düşüyordu. Masmavi gözleri uzaktan bile belliydi. Ve sanırım Aytaçın dediği gibi tek benzerliğimiz fiziksel özelliklerimiz değil, kişiliğimizdi de. Yoksa şuan onun üzerinde. Kahverengi pantolon ve krem bluz olmasının başka açıklaması olamazdı...

 

Masaya geldiğimizde önce ayak üstü sadece tokalaşmakla yetindik. Aytaçın annesinin adı. Selimeydi. Teyzesi ise Feride. Aytaç sanırım babasına benziyordu. Hafiften annesini andırsa da öyle çok bir benzerliği yoktu. Gelen garsona yemek sipariş ettikten sonra kısa bir tanışma geçmişti aramızda.

 

Özellikle Murat'a fazla şaşırmışlardı. Aytaç hiç bahsetmemişmiydi. Tabi onun komiseri olması da ayrı bir konu olmuştu. Yemekte sadece günlük konular konuşulmuştu. Tadımız kaçmasın diye asıl mevzu açılmamıştı. Yemekten sonra tatlı ve kahvelerimizi içmek için terasa çıkmıştık. Havanın serinliğini göz önüne alan sevgilim daha çıkmadan şal istemişti. Hem bana hemde anneme. Ben ikisinin ortasındaydım. Murat masa altından elimi bir saniye bile bırakmıyor, parmak uçlarımla oynuyordu. Aytaç ise iki kadının ortasına oturmuştu. Kahvelerimizde gelince sessizliğü bölen Feride hanım olmuştu.

"Zeynepçim. Bu akşam neden burda olduğumuzu biliyorsun. Kabul ettiğin için çok teşekkür ederiz. Gerçekten çok mutlu olduk... Aytaç anlatmıştı ama benzerliğimizin bu kadar olduğunu tahmin etmemiştim"

"Haklısınız. Beni de şaşırttı bu benzerlik."

"Peki bundan sonra nasıl bir yol izleyelim"

"Ben en başta dediğim gibi. Testmiş ya da başka bişeyi asla kabul etmiyorum. Doğruyu söylemek gerekirse burda olmktan da çol memnun olduğun söylenemez. Daha çok annemin ve Aytaçın ısrarlarıyla burdayım." Derin bir nefes aldım. Bu sırada Murat daha çok sıktı elimi burdayım der gibi. Onların araya girmesine izin vermden devam ettim. " Bana kalsa yıllarca aramayan sormayan akrabalara ihtiyacım yok. Bunca zamandır hayatlarında yoktum. Bundan sonra da varlığım yada yokluğumun bişey değiştiteceğini sanmıyorum. Ama dediğim gibi annemin ısrarı üzerine geldim."

"Haklısın.. Çol haklısın. Ama yanıldığın bir konu var" Konuşan çoğunlukla Feride hanımdı. Selime hanım dolu dolu gözlerle beni izliyordu. "Haklısın çünkü en başta sana sahip çıkamadık. Hatamız burdaydı. Fakat biz seni o kadınla birlikte sanıyorduk. Aramak istesekte babam izin vermedi. Birazda öfkemize yenildik sanırım." Burda da o durup nefes aldı. Devam etmesini beklediğim için sessiz kaldım. "Hata ettiğimizi yıllar sonra öğrendim. Hemde çol acı şekilde. Tesadüf mü dersin kader oyunumu bilmiyorum ama o kadınla çok uzun yıllar sonra şans eseri bir davette karşılaştık. Oda bende şaşkındık. Yanında o zamanlar 14 15 yaşlarında bir kız vardı. İlk sen sandım. Daha büyük olman gerektiğini düşünüyordum ama emin de değildim. Aynı annesi gibiydi. Karşıdan bile kibri kendini beğenmişliği belliydi. Yine de dayanamadım. Karşısına çıkıp 'o mu' diye sordum. İlk afallasa da çabuk topladı. 'Hayır abini de kızıyla birlikte terk ettim' dedi. Kızım değil kızı dedi. Ben o zaman anladım nasıl bir hata ettiğimizi. Sonra araştırdım. Yemin ederim araştırdım. Kimsenin senden haberi yoktu. Bir umut bulunduğunuz çevredeki yetimhaneye gittim. Ama hiç bişey yoktu. Yetimhane bile yoktu. Yerine belediye ek binası yapılmıştı. Ordan taşınalı 3 4 sene oldu dediler. Yeni yerini buldum. Gittim soruşturdum. Ama senden bir iz bulamadım. Çoğu dosya taşınma esnasında kaybolmuş. Senden bir haber bulamadım. Allah şahit ya evlatlık verildiğini düşündüm. Müdür değişmiş o kadın yeni gelmişti. Seni bilmiyordu. O da fikrimi onayladı. Bir aileye verilmiştir dedi. " Uzun uzun anlatırken bölmeden dinledim. Feride hanım da Selime hanımda artık göz yaşlarını tutamıyordu. "Dedim ki bir ailesi var sanırım dosyası kayıp. Karışma dedim kendi kendime de ablamada. Bozmayalım huzurunu dedim.. Yine vazgeçtim. Ama yemin ederim seni aradı kızım. Çok geç kaldık biliyoruz ama. " Masadan bir yudum su içti. "Eğer izin verirsen bundan sonra yanında olmak istiyoruz. Haklısın. Kırgınsın, kızgınsın. Ne desen kabulümüz. Ama sende bizi kabul et lütfen"

O susunca konuyu ablası devraldı.

"Aytaç ilk bu konudan bahsedince sadece bir benzerlik olduğunu düşündüm. Ama böylesine olacağına inanmazdım. Seni aramadığımız o dönemde bile her namazdan sonra dua ettim sana. Koru onu Rabbim. Biz sahip çıkamadık. Sen çık diye. Affet bizi kızım. Çok zor anlıyorum. Ama kardeşimin de dediği gibi geçte olsa aradık seni. Bulamadık ama yine de... Sana hemen affet demiyoruz zaten. Yapamazsın olmaz biliyoruz. Kolay değil. Birden ortaya hiç olmayan bir aile çıkıyor.. Ama en azından deneyemez misin kızım."

 

Onları dinlerken benden habersiz benimde gözümden akan yaşlar vardı. Zaten annem yanımda içini çeke çeke ağlıyodu. Murat tek elimi iki avcunun arasına almıştı. Ben ağladıkça çenesini sıkıp Aytaça ters bakışlarını gönderiyordu. Belkide bu yaşananların sorumlusu onu tutuyordu. Oysa Aytaç en az benim kadar masumdu.

 

Deneyebilir miydim?. Bu yaştan sonra ortaya çıkan bir aileyi bağrıma basabilir miydim?. Zannetmiyorum. Kabul etsem bile hiç bir zaman onlarla aramın sıkı sıkı olacağına inanmıyorum.

"Bilemiyorum" dedim uzun zaman sonraki sessizlikten sonra. "Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Ama tek bişey biliyorum. Asla o testi yapmayacağım. Peki siz emin olmadığınız birini kabul edebilecek misiniz? "

"Teste ihtiyaç yokki." dedi Feride hanım.

"Daha karşıdan görünce içimde bişey kaynadı. Test olmasa da ben eminim senin yeğenimiz olduğuna" dedi Selime hanım.

"Vallahi ben benim gibi hafif kırık olduğun için bu kadar sevdim seni sanıyordum ama. Meğersem kan çekiyormuş" diye son noktayı koydu Aytaç.

Aytaçın dediği ile gülümsedim. Selime hanımdan ziyade Feride hanıma daha ilk dakika da kendimi yakın hissetmiştim zaten. Belkide benzerliğimizden kaynaklıdır bilmiyorum.

"Bana zaman verin. Düşünmem lazım. İnanın öyle karmakarışık bir hal içindeyim ki. Doluya koysam olmuyor boşa koysam olmuyor. Şuan ne hissetmem gerektiğimi bile bilmiyorum. Bana sadece zaman verin."

"Zaman senin kızım. İstediğin kadar düşün. Ne kadar versen biz arkandayız. Bizi kabul etmesen de sana darılmaya hakkımız yok. Ama sen istemesen bile biz hep senin yanında oluruz. Her zaman.. "

Sonrasında çok bişey konuşulmadan hepimiz mekandan ayrıldık. Murat bizi eve bırakınca önce Gülten annem girdi içeri. Apartmanın önünde sevgilimin kaslı kolları arasına girince kendimi huzurun içinde buldum. Bütün gün üstüme binen yük şimdi usul usul döküldü omuzlarımdan. Sırtımı sarması, saçlarımı okşaması, ara ara kondurduğu öpücükler beni bu dünyadan soyutlayıp çok daha huzurlu bir yere çekti. Ne yaparsam yapayım bu adamın yanımda olacağını bilmek gücüme güç katıyordu sanki.

"Bence sen bizim düğünden sonra kabul et bunları. Çünkü birde Aytaç itinin kayınbirader tribini çekmek istemiyorum"

Kıkırdadım kolları arasında birde bu vardı. İnatla vazgeçmiyordu. Yaza yeni girmek üzereydik. Ve galiba artık yıl bitmeden beni nikahına alacağına bende inanmaya başlamak üzereydim.

Başımı göğsünden kaldırıp çenemi dayayarak alttan alttan baktım yüzüne. Yakışıklı adamdı vesselaam. Eh bakanı edeni de pek çoktu. Hele birde üniformayı giyince.ayyy fena oluyorum. Sanırım haklıydı da. Parmağına halkayı takıp tapusunu almak gerekirdi. Yoksa bakanı edeni çok olurdu. Sonuçta polis adamın katil karısı olamazdı değil mi?. Yooo kıskanç değilim. Sadece önlem almak gerekli diye düşünüyorum. Haksız mıyım?..

 

 

Heelllooooo.

Oy sayısı okey ama. Yorum sayısı olmadı ama 🥺

Neyse sizi daha fazla bekletmiyeyim dedim.

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya alabilir miyim?

Sizce ne yapmalı Zeynep?

Kabul etmeli mi?

Yoksa hayatına devam mı etmeli?

Peki Murat'ın asla vazgeçmemesi?

Ne dersiniz yıl sonuna kadar yapar mıyız bir düğün?

O zman ne yapıyoruz!? Oyları ve yorumları unutmuyoruz kiii yeni bölüm çabuk gelsin değil mi?

Pamuk eller yıldıza canlar.

Yeni bölümde görüşmek üzere.

 

Bölüm : 26.06.2025 17:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...