115. Bölüm

108. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Hastaneye vardıklarında Sıla, Asude’yi kanguru taşıyıcıya yerleştirdi, Kaanhan’ı bebek arabasına oturttu. Alparslan ise bebek arabasının kenarından tutarak birlikte hastaneye doğru yürüdüler.

 

Kapıdan içeri girer girmez Kaanhan sevinçle bağırmaya başladı:

"Babaa!"

 

Sıla hemen eğilip uyardı:

"Oğlum sus biraz, insanlar bize bakıyor," dedi ama Kaanhan daha da coşkuyla bağırmaya devam etti.

 

Kadın Hastalıkları ve Doğum bölümüne yaklaşırken kapıdan çıkan Turan, gülümseyerek onlara doğru geldi:

"Hayatım, hayırdır?" diye sordu.

 

Kaanhan kollarını uzatarak "Babaa!" diye tekrar seslendi. Turan onu hemen kucakladı.

"Sana kapıdan itibaren baba diye sesleniyor. Nerdesin sen?" dedi Sıla, şakayla.

 

Turan, gülerek Sıla’ya sarıldı, yanağından öptü.

"Hoş geldin hayatım."

 

Sonra uyuyan Asude'ye eğildi:

"Miniğimin haline bak, büzülmüş böyle," diyerek yanağını okşadı.

 

Alparslan’a da sarılıp alnından öptü:

"Aslanım, hoş geldin!"

 

Bu sırada Kaanhan, bebek arabasında ayakta zıplayıp bağırıyor, Sıla ile Turan'ın konuşma çabası ortalığı gürültüye boğuyordu.

 

Sesi duyan Ece kapıdan başını uzattı:

"Bu seste ne? Ne var böyle?" diyerek şaşkınlıkla gülüp hemen Kaanhan’ı kucakladı.

"Bu canavar olay çıkartıyor! Hemen odama alıyorum bunu," dedi şakacı bir sesle ve Kaanhan’ı ısırarak kahkahalar attırdı.

 

Sonra Alparslan’ın göz hizasına eğilip:

"Tatlım, hoş geldin sen de!" diyerek onun da yanaklarını sıktı.

 

Çocukları kısa sürede sevgiye boğduktan sonra Sıla’ya döndü:

"Sılacım, hoş geldiniz! Özledim sizi."

 

Asude'ye bakarak:

"Bu güzel şey muayene olmaya mı geldi?" diye sordu.

 

Sıla gülerek, "Aslında gelmişken çok iyi olur," dedi. "Üçünü de muayene etsen harika olur!"

 

Ece kahkahayla cevap verdi:

"Hiçbirini vermem ama sonunda kabul ediyorsan!" dedi ve oğlanların ellerinden tutup odasına götürdü.

 

Sıla, Turan’a döndü:

"Hayatım, Osman Baba’yı ziyaret edeyim diyorum. Sen de gelir misin?"

 

Turan kapıya göz atıp başını salladı:

"Öğle arası olmadan zor hayatım. Benim dönmem gerek," diyerek Sıla’yı öptü.

"Sen git, ben işim biterse uğrarım."

 

Turan odasına dönerken Sıla, biraz arkasından bakakaldı. Ardından Asude’yle birlikte Ece’nin odasına uğradı.

"Ece, ben biraz Osman Hoca’nın yanına çıkayım," dedi.

 

Ece kıkırdayarak çocuklara sarıldı:

"Sen rahat ol tatlım! Bunlar zaten burada kalmak istiyor. Akşama bulursan götürürsün!"

 

Sıla gülerek başını salladı ve Asude'yle Osman Bey’in yanına çıktı. Koridorda hemşireler onu görünce hemen Asude'yi sevmek istediler. Gülüşmeler eşliğinde Osman Bey’in odasına ulaştı.

 

Osman Bey onu görünce hemen toparlandı:

"Hoş geldin kızım!" diyerek ayağa kalktı.

Kapıya bakıp sordu:

"Çocuklar nerede?"

 

Sıla gülerek yanıtladı:

"Kapıda yakalayıp götürdüler. Şu an hiçbirinin nerede olduğunu bilmiyorum."

 

Osman Bey gülümseyerek başını salladı:

"Fotoğraflarına bakıyordum, çok güzeldiniz," dedi.

 

Sıla kahkaha atarak:

"Evet, temizlemesi de bir o kadar güzeldi," diye takıldı.

 

Sonra ciddileşerek Osman Bey’in yanına yaklaştı, elini tuttu.

"İyi misiniz?" diye sordu.

 

Osman Bey, onun elinin üstüne kendi elini koyarak cevapladı:

"Çok iyiyim. Sizinle ben çok iyiyim, kızım."

 

Tam o sırada Asude’nin yüksek çığlıkları yankılandı.

Sıla hemen kapıya koştu. Bir hemşire endişeyle:

"Sanırım acıktı, bir anda çığlık atmaya başladı," dedi.

 

Sıla Asude’yi kucağına alınca kızının sadece dikkat çekmek için bağırdığını fark etti.

"Ne bağırıyorsun annem, ablayı korkutmuşsun," diyerek güldü.

Odaya girerken şakayla söylendi:

"Kızım olay çıkartıyorsun hemen, olur mu öyle şey?"

 

Asude ise cevap verir gibi ara ara çığlıklar atıyordu.

 

Osman Bey kahkahayla:

"Asudem dedesini istemiş işte!" diyerek kollarını uzattı.

 

Sıla gülerek Asude’yi Osman Bey’in kucağına bıraktı.

Minik kız, dedesinin kucağında bir anda sakinleşti ve sevimli bir şekilde gülmeye başladı.

 

Bir süre daha Osman Bey’in yanında kaldı. Sıla, Asude’yi emzirmek için odadan ayrılıp hemşirelerin odasına geçti. Kızıyla bir süre ilgilendikten sonra odadan çıkarken Turan’la karşılaştı. Öğle arasına girmişti. Turan, Sıla’nın yanına gelip yanağına bir öpücük kondurdu, ardından Asude’yi kucağına aldı.

 

“Ne yaptınız bakalım, güzellerim benim?” diyerek kızını sevmeye başladı.

 

“Babanın yanına girecek misin?” diye sordu Sıla.

 

Turan başını sallayıp kızını severken cevap vermedi. Sıla biraz duraksayıp,

 

“Emine Hanım’ı sor. Ben soramadım, merak ettim nerede?” dedi.

 

Turan kısa bir tebessümle,

“Bizi ilgilendirmez hayatım,” diye yanıtlayınca Sıla şaşkınlıkla,

“Neden yok biliyor musun?” diye sordu.

 

Turan gülümseyerek,

“Çok merak iyi olmaz,” dedi.

 

Sıla usulca yaklaşıp kulağına eğildi.

“Ama ben merak ediyorum... Nerede söyle lütfen,” dedi. Sesinde hafif bir muziplik vardı ama merak ettiği de belliydi.

 

Turan biraz duraksadı.

“Beni aradı ya gece..."

 

"Evet,” dedi Sıla heyecanlandı Turan anlatacaktı ki asansör kapısı açıldı, Alparslan ve Kaanhan’ın çığlıkları duyuldu. Turan gülerek onlara yöneldi. Sıla arkasından sitemle seslendi:

“Ama nedeeeenn?”

 

Turan sadece,

“Az daha merak et,” deyip Alparslan’ın elinden tutarak odaya girdi.

 

Kaanhan da annesinin bacağına sarılarak koşunca, Sıla:

“Oğlum düşeceksin, beni de düşüreceksin,” diyerek zorla elinden tuttu. Ama Kaanhan hala elini kurtarıp koşmak için uğraşıyordu. Odaya girerken Sıla sinirliymiş gibi,

“Bu ne böyle? Bir daha seni bir yere götürmeyeceğim,” dedi.

 

Kaanhan kahkahalarla,

“Götür anne, götüüür!” diye bağırdı. Osman Bey gülümseyerek,

“Ben götürürüm oğlum, annen götürmezse,” deyince Kaanhan,

“Dedeeee!” diye bağırarak koştu.

 

 

Bölüm : 21.05.2025 11:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...