116. Bölüm

109. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Turan gülerek, “Bana benziyor işte… Tutabilene aşk olsun,” dedi.

 

Osman Bey de gülümseyerek, “Haklısın , sende öyleydi,” diye onayladı.

 

Bir anlığına Turan gözlerini kaldırdı ama kimseye bakmadı. Yutkunup Alparslan’ı kucağına aldı ve koltuğa oturdu. Gözlerini Osman Bey’e çevirmeden,

“Emine Teyze gelmeyecek mi şimdi?” diye sordu.

 

Osman Bey, “Bilmiyorum. Telefonlarımı açmıyor,” diye yanıtladı.

 

Turan, Sıla’ya dönüp,

“Babam terk edildi,” dedi.

 

Osman Bey, ‘babam’ kelimesini duyunca bir an durdu, sonra gülümsedi ve Sıla’ya dönerek,

“Maalesef,” dedi.

 

Sıla da gülümseyip sessizce,

“Terk edilmekten mutlu olacağınızı kim bilebilirdi?” dedi, göz kırparak.

 

Osman Bey omuz silkerek,

“Yaa hayat işte…” dedi. Sonra odada koşturan Kaanhan’a bakıp,

“Bunu bir okula verin, hiç durmuyor,” diyerek güldü.

Sıla da araya girip,

“Topluca hepsini bir yere atasım geliyor bazen,” dedi espriyle.

 

Turan, Sıla’ya dönüp şakayla,

“Hayatım, hayırdır? Çocuklarımı sana bırakmam, getirir götürürüm, işe de giderim, hem ana hem baba olurum onlara,” dedi.

 

Sıla gülerek,

“Bir kere getirsene işe, ne olur… Hem ana hem baba olma, sadece işe getir. Üçünü de bir gün, gün sonunda akşam ben hem ana hem baba olurum, söz,” deyince,

 

Turan arkasına yaslanıp,

“Beni korkutamazsın. Kapı önünde bir sürü kız var, her birine birini veririm,” dedi.

 

Sıla gülerek,

“Bir saate kalmaz Asude’yi geri atarlar,” dedi.

 

Osman Bey kahkahalarla,

“Evet, Asude on beş dakikada geri gelir,” diye ekledi.

 

“Bu kız olay çıkartıyor, yarım saat dayanırlar anca. Zorlama şansını hayatım,” deyince,

 

Turan gülerek,

“Tamam ya, bir şey demedim,” dedi ve Alparslan’a sarılıp saçlarını karıştırarak,

“Benim akıllı oğlum,” deyip onu öptü.

 

Sıla, Osman Bey’e dönüp,

“Emine Teyze’yle neden sorun yaşadınız?” diye sordu.

Osman Bey derin bir nefes aldı.

“Boş ver kızım… Onunki artık bir dolmuşluk. Haklı bir yerde,” dedi.

 

Turan araya girip,

“Ona ‘Eflin’ demiş,” dedi sessizce.

Osman Bey gözlerini yere indirdi.

Sıla, şaşkın bir ifadeyle,

“Anladım,” dedi.

 

Sonra Asude’yi Turan’dan alıp bebek arabasına yerleştirirken,

“Gitsek mi artık?” dedi.

O sırada Kaanhan birden,

“Hayııır!” diye bağırarak odadan kaçtı.

 

Sıla, arkasından şaşkınlıkla bakıp,

“Bu çocuk beni delirtecek! Honiyle gezeceğim peşinden artık,” diye söylendi.

 

Turan gülerek yanına gelip sessizce,

“Dördüncüyü hâlâ istiyor musun?” diye sordu ve ardından Kaanhan’ı yakalamaya gitti.

 

Sıla, Osman Bey’in yanına gidip ellerini tuttu.

“Çıkınca bize gelin. Bir süre misafirimiz olun,” dedi.

 

Osman Bey gülümseyerek,

“Eve giderim kızım, sağ ol,” diye karşılık verdi.

 

Sıla,

“Peki,” dedi ve Alparslan’ın elinden tutarak odadan çıktı.

Bu sırada Turan, Kaanhan’ı yakalamış, pencereyi göstererek onu sakince tutmaya çalışıyordu.

 

Sıla, yanına yaklaşıp omzuna dokundu.

“Hayatım…” dedi yumuşak bir sesle.

 

Turan gülümseyerek,

“Arabaya kadar geleyim. Küçük hanım orada uyusun,” dedi.

 

Sıla başını sallayıp,

“Tamam,” dedi gülümseyerek.

 

Hastaneden çıktıklarında Sıla, Turan’a dönüp,

“Babanı bize getir. Çıkış yaptıktan sonra Emine Teyze de yoksa idare edemez,” dedi.

 

Turan,

“Olur,” diye yanıtladı.

 

Sıla biraz duraksayıp,

“Bir şey mi var?” diye sordu.

 

Turan gülümsedi,

“Sen varsın hayatımda… Güzelliklerin sebebi, kalbimi ısıtan kadın var,” dedi ve Sıla’ya bakıp yanağından öptü.

 

Sıla gülerek,

“Asıl cevap bu değildi ama… Kabul edildi,” dedi, ardından Turan’ın yanağını okşadı.

 

Turan, çocukları arabaya yerleştirdi. Bir süre arkalarından baktı, sonra hastaneye geri döndü.

 

Birkaç gün sonra, Turan telefonda aradı.

Sıla gülümseyerek, "Bekliyorum," dedi. Çocuklar mutfakla antre arasında koşturuyor, neşeyle oynuyordu.

 

Yanlarına gidip onları yanına oturttu.

"Osman dedeniz gelecek ama biraz hasta. Ona dikkatli yaklaşalım, tamam mı?"

 

Alparslan elini göğsüne koyarak, "O gün gördüm... Acıyor mudur dedemin burası?" diye sordu.

 

Sıla gülümsedi. "Muhtemelen acıyordur, o yüzden sarılırken çok dikkatli olalım."

 

Sonra Kaanhan'a döndü. "Sen özellikle dikkat et tatlım, tamam mı?"

 

Kaanhan dudaklarını büküp, "Ama ben onu çok seviyorum," dedi.

 

Sıla onu kucağına alıp öptü. "O da seni çok seviyor ama iyileşene kadar dikkatli olmalıyız."

 

Asude yerde yatıyor, oyuncaklarına çığlık atıyor, heyecanını belli ediyordu.

 

"Tamam, şimdi kardeşinize göz kulak olun. Ben yukarı çıkıp dedeniz için yatağı hazırlayayım," dedi Sıla.

 

Yaklaşık bir saat sonra Turan ve Osman Bey geldiler.

Osman Bey, yavaş adımlarla salona geçerken Turan koluna girmiş, onu destekliyordu.

Çocuklar kapıda durmuş, onları sessizce izliyordu.

 

"Gelin bakayım, çok özledim sizi," dedi Osman Bey, kollarını açarak.

 

Çocuklar annelerine baktı.

 

Sıla hafifçe başını salladı. "Yavaşça sarılın, tamam mı?"

 

İkisi de dikkatlice dedelerine yaklaşıp sarıldı.

Osman Bey gözlerini kapattı, onları kucaklarken sesi titredi:

"İyi ki varsınız çocuklar…"

 

Bu sırada Turan mutfağa geçip Asude’yi kucağına aldı, kızını sevgiyle öptü.

Osman Bey ise koltukta oturmuş, torunlarıyla oyun oynuyordu.

 

Sıla, herkesin yüzündeki gülümsemeye baktı. İçinden derin bir nefes aldı.

Bir parça kırgınlık kalmıştı belki ama…

O gün evin içinde huzur vardı.

Ve bazen, sadece bu kadarı bile yeterdi.

 

 

Bölüm : 22.05.2025 11:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...