
Serhat’ın beklenmedik ziyaretiyle Sıla şaşkınlıkla kapıyı hafifçe geri iterken, Serhat, "Girebilir miyim?"
"Turan evde değil,"
Serhat, "Seninle konuşmak istiyorum,"
Sıla tereddütle kapıyı biraz daha açarak, "Dinliyorum,"
Serhat, "İçeri girmeme izin verir misin?" diye sorarken içeri doğru adım atmaya çalıştı.
Sıla kapıyı itip, "Serhat, içeri girmeni istemiyorum. Ne söyleyeceksen buradan söyle," dedi kararlılıkla.
Serhat’ın yüzü ciddileşti, dişlerini sıkarak, "Bırak, gireyim içeri," diye ısrar etti.
Sıla sakinliğini koruyarak, "Akşam Turan gelince gelirsin," diyerek kapıyı kapatmaya çalıştı. Ancak Serhat, sinirle kapıyı tuttu.
"İçeri girmeme izin ver," gözlerindeki tehditkâr bakışlarla. Bu tavrı Sıla’yı korkutmuştu, ama kendini toparlayarak, "Maalesef, Turan’ın izni olmadan giremezsin," dedi ve kapıyı yeniden kapatmaya çalıştı.
Sıla, kapının aniden elinden kaymasıyla bir an şok olmuştu. Serhat'ın sert tavrı karşısında korkusu iyice artmıştı.
"Serhat, git buradan!" diye bağırarak kapıyı tekrar tutmaya çalıştı, ancak Serhat güç kullanarak içeri girdi ve kapıyı hızla kapattı.
Kapının çarpma sesi, Sıla'yı yerinde sıçrattı. Serhat, hiç vakit kaybetmeden onu portmantoyla duvar arasına sıkıştırdı.
"Ne yapıyorsun, çık git buradan!", panikle elleriyle Serhat’ı uzaklaştırmaya çalışırken.
Serhat, sinirli bir ifadeyle Sıla’ya doğru eğilerek, "Bana bu kadar mı düşmansın? Bir şey konuşmaya geldim, sadece konuşacağız," dedi, sesi soğuk ama tehditkârdı.
Sıla, korkudan sesi titreyerek, "Turan burada değil, konuşmak için onun gelmesini beklemeliydin,"
Serhat’ın yüzü daha da karardı. "Turan’la konuşacak bir şeyim yok. Ben sana geldim," diyerek sesini yükseltti.
Sıla, kalbinin hızla çarptığını hissediyordu. Portmantoya sıkışmış halde çaresizlikle etrafına bakındı, ancak hareket edemiyordu. "Lütfen Serhat, git," diyerek durumu yatıştırmaya çalıştı.
Sıla, Serhat’ın yakın duruşundan rahatsız olmuştu ama sakin kalmaya çalışıyordu. Serhat bir adım geri atmadığı için Sıla, yüzünün yanında duran kolunun altından geçmek için eğilmeye çalıştı. Ancak Serhat, Sıla’nın kolunu tutarak dikkatini çekmek istercesine onu nazik olmayan bir şekilde sarstı.
Sıla, olayın gerginliğiyle hafifçe panikledi ve sesini yükselterek, “Bırak beni!” dedi.
Serhat, onun kolunu bırakmayarak, "Benim arkadaşımla aram bozuldu, şimdi bunu düzelteceksin," diye çıkıştı. Ardından, sert bir hareketle Sıla’yı dolaba doğru itti.
Sıla, başını hafifçe çarptığı için kısa bir an sendeledi ve eliyle başını tutarak, "Ben bir şey yapmadım!" diye kendini savundu.
Serhat, sinirini kontrol edemeyerek, "Senin yüzünden!" diye bağırdı.
Sıla, korkudan başını başka bir yöne çevirdi ve kolunu kurtarmaya çalıştı. Çaresiz bir sesle, "Serhat, lütfen bırak beni! Turan bunu öğrenirse her şey daha kötü olur," dedi. Sesi yalvarır bir tondaydı ve çıkış yolu arıyordu. Korkusu gözlerinden okunuyordu.
Serhat, Sıla'nın yalvarışlarına aldırmadan öfkesini sürdürdü, onu daha sert bir şekilde kolundan tutarak, "Turan öğrense ne olacak?" diye bağırdı.
Sıla, sesinin titremesine engel olamadan, "Lütfen Serhat, bırak beni! Ben bir şey yapmadım, aranızdaki sorun beni ilgilendirmez," dedi.
Serhat bir an için duraksadı, ancak hemen ardından tekrar dolaba doğru yönelip, "Senin yüzünden o bana güvenmiyor artık!" diye çıkıştı.
Sıla, kendini toparlamaya çalışarak, "Serhat, bu böyle çözülmez, lütfen sakin ol!" dedi. Ancak Serhat’ın gözü dönmüş gibiydi, her adımı tehditkâr bir tavır sergiliyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 32.25k Okunma |
3.13k Oy |
0 Takip |
110 Bölümlü Kitap |