32. Bölüm

28. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Sıla, ilaçların etkisiyle bir süre sonra tekrar uyumuştu. Turan da onun huzurlu uykusunu görüp rahatlamış, kendisi de uykuya dalmıştı. Sabaha karşı, serum şişesini değiştirmek için içeri giren hemşirenin sesiyle Turan gözlerini açtı.

 

Hemşire gülümseyerek, “Günaydın hocam,”

 

Turan da gülümseyerek karşılık verdi: “Günaydın. Ultrason makinesini getirir misiniz?”

 

Hemşire, “Tamam hocam,” diyerek odadan çıktı. Bu sırada Turan, Sıla’ya dönüp hafifçe omzuna dokundu. “Uyan hadi,” dedi yumuşak bir sesle.

 

Sıla gözlerini açtı ve biraz sitemkâr bir şekilde, “Hiç sabah olmuyor,” diye mırıldandı. Yavaşça doğrulurken yüzünde uykunun izleri vardı.

 

Turan gülerek, “Ne sabah olmayacak? Hava kapalı sadece,” dedi. Dikleşen Sıla’ya bakarak, “Hemşire ultrason makinesini getirecek. Bir kontrol yapalım, sonra ben eve gidip birkaç eşya alırım. Seni çıkartırız,” diye ekledi.

 

Sıla, kaşlarını kaldırarak, “İzin mi aldın?” diye sordu.

 

Turan, gülümseyerek, “Yok. Seni bırakıp işe dönmeliyim,” dedi ve yataktan kalktı. Turan, banyoya geçtiği sırada ultrason makinesi odaya getirildi. Hemşire, cihazın ayarlarını yapmak için Turan’ı beklerken birkaç rutin test yaptı. Turan geri döndüğünde, makinenin başına geçip Sıla’ya döndü.

 

“Bakalım bizimki ne yapıyor,” dedi gülümseyerek.

 

Kontrolü bitirdikten sonra cihazı kenara çekti ve bir süre daha durup Sıla’ya baktı. “İkiniz de iyisiniz. Ben çıkıyorum, bir saate kalmaz dönerim,” dedi ve kapıya yöneldi. Sıla, Turan’ın arkasından bakıp gözlerini tekrar kapattı.

 

Turan, hastaneden çıkıp eve gitti. Sıla’ya birkaç parça kıyafet hazırladı, kendi üzerini değiştirdi ve hastaneye geri döndü. Geldiğinde, Sıla’nın yüzünde bir canlılık vardı. Neşeliydi, hem de oldukça. Odaya girerken bu değişimi fark eden Turan, gülerek, “Ne oldu, kendine bir arkadaş kitlesi mi oluşturdun?” diye sordu, hemşireleri kastederek.

 

Hemşire, “Görüşmek üzere, kendinize iyi bakın. Geçmiş olsun,” diyerek odadan çıktı.

 

Sıla gülümseyerek Turan’a döndü. “Kimlerle çalıştığını kontrol ediyorum diyelim,” dedi hafif bir alayla.

 

Turan kahkaha attı. “Güvenlik mi, yoksa kadınsal içgüdü mü?” diye sorarak çantayı yatağın ucuna koydu.

 

Sıla hafifçe omuz silkerek, “Sen ne dersen de,” diye cevap verdi. Çantaya uzanmak için yatağın ucuna doğru kaydı ve kıyafetleri çıkarmaya başladı. Bir an duraksayıp Turan’a baktı. “Çıkmayacak mısın?”

 

Turan omuz silkerek, “Yardım edeceğim,” dedi rahat bir şekilde.

 

Sıla, kaşlarını kaldırarak, “Saçmalama, kendim giyinirim,” dedi keskin bir sesle.

 

“Peki,” dedi Turan, gülümseyerek. “Banyoya geçeyim en azından. Seslenirsin, olur mu?” diye ekledi ve banyoya yöneldi.

 

Sıla, Turan’ın odadan çıkmayışını şaşkınlıkla izledi, sonra üzerini değiştirmeye başladı. Birkaç dakika sonra Turan, banyodan başını uzatıp, “Gelebilir miyim artık?” diye sordu.

 

“Kal orada biraz daha,” dedi Sıla, gülerek.

 

Turan, aynaya bakarak, “Yakışıklılığım karşısında banyo daha fazla dayanamaz. Yıkılır burası!” dedi alaycı bir tonla.

 

Sıla kahkaha atarak, “Bu kadar egoistlik! Gel hadi, sağlam kalsın oralar,” diye cevap verdi.

 

Turan, Sıla’nın kabanını eline verip oda kapısına yöneldi. “Çıkalım hadi,” dedi, kapıyı açarak.

 

Sıla kabanını giyerken Turan’ın ardından yürüdü ve odadan çıktı. Turan, hemşire bankosuna gidip dosyayı aldıktan sonra geri dönerek, “Kolay gelsin,” dedi hemşirelere. Sıla’nın yanına gelip beline hafifçe dokundu ve “Hadi,” diyerek asansöre doğru yönlendirdi.

 

Sıla, asansör beklerken büyük pencereden dışarıyı görmek için birkaç adım attı. Turan, onun elini tutarak, “Asansör geliyor, hastanede fazladan vakit geçirmek istemezsin,” diyerek nazikçe çekti.

 

Sıla gülümseyip omuz silkerek, “Merdivenden inerdik,”

Turan, çocukça bir ifadeyle, “Kendimi yoramam,” diye cevap verdi.

 

Birlikte asansöre bindiler. Zemin kata inerken birkaç kişi daha asansöre bindi. Çıkışa doğru yürürken, Turan Sıla’nın beline hafifçe dokunarak yön verdi.

 

Hastane acilinin önündeki park alanına geldiklerinde bir ses arkasından seslendi:

“Turan!”

 

Turan duraksayıp dişlerini sıktı, ardından dönerek, “Hocam,” dedi, gülümseyerek.

 

“Günaydın, oğlum,” dedi Osman Hoca, yaklaşıp.

 

“Günaydın hocam, nasılsınız?”

 

“İyiyim oğlum, sen nasılsın?”

 

“Teşekkür ederim hocam,” dedi Turan.

 

Osman Hoca, Sıla’ya dönüp, “Çıkış yaptınız, geçmiş olsun,”

 

Sıla, hafif bir tebessümle, “Teşekkür ederim,”

 

Turan, Sıla’ya dönerek, “Hava soğuk, istersen arabaya geç,” dedi ve aracın kilidini açtı.

 

Sıla, “İyi olur,”

 

Turan, Osman Hoca’ya dönüp mahcup bir ifadeyle, “Eve bırakıp hemen geri döneceğim,”

 

Osman Hoca kaşlarını kaldırarak, “Bırakıp döneceksin? Peki ya yine bir şey olursa?”

 

Turan şaşkınlıkla, “Ama hastalarım var,”

 

Osman Hoca, omzuna dokunarak, “Aranır, iptal eden eder, etmeyen diğer hocalara gelir. Kızı dün gördük, bugün ilaçlarla iyi ama etkisi geçince sıkıntı olabilir. Yalnız bırakma,”

 

Turan, bu sözler karşısında rahatlayarak, “Sağ olun hocam,”

 

Osman Hoca, gülerek, “Ama cuma günü davete geliyorsunuz,” dedi ve uzaklaşmaya başladı.

 

Turan, “Anlaşıldı hocam,” diye seslendi, gülerek.

 

Arabaya bindiğinde, Sıla’ya dönüp, “Şanslısın,”

 

Sıla, merakla, “Ne oldu?”

 

“İzinliyim,”

 

Sıla gülerek, “Benim şansım nerede? İzinli olan sensin,”

 

Turan, alaycı bir ifadeyle, “Benim gibi yakışıklıyla bir gün daha geçireceksin, çok şanslısın,”

 

Sıla gülümseyerek karşılık verdi.

 

Turan bir anlık kahkaha atarak, “Bizden olmaz,” dedi ve arabayı çalıştırarak park alanından çıktı.

 

Eve vardıklarında, Sıla kapının önünde bir an duraksadı. Gözünün önüne dün yaşanan Serhat’la olan olay geldi. Turan, onun duraksamasını fark etti ama bir şey demedi.

 

Sıla toparlanarak mutfağa geçti ve dolaptan sürahiyi alıp, “Su içer misin?”

 

Turan, “İçerim de o soğuk değil mi?”

 

Sıla, gülerek, “Soğuk ve harika,” dedi ve bir bardak su içti.

 

Turan, şaşkın bir ifadeyle, “Ciğerlerin üşüdü! O nasıl bir içiş?”

 

Sıla, “Soğuk bir şeyler istiyorum. Galiba ilaçların etkisi,”

 

Turan, endişeyle yaklaşarak, “Ateşin mi var senin?” dedi ve alnına dokundu.

 

Sıla, “Sıcaklamışımdır,” dedi geri adım attı, bardakları bırakıp, mutfaktan merdivenlere yöneldi.

 

Turan, gülerek, “İlaçlar fazla gelmiş sana,”



 

Bölüm : 20.01.2025 15:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...