3. Bölüm

Turan karşıdaki kapıyı işaret ederek, "Banyo orası," dedi. Ardından hafif bir gülümsemeyle, "Özel banyosu yok, maalesef."

Sıla başını sallayarak onayladı. Turan devam etti: "Annemle babam yılda bir kaç kere gelirler, o zaman burada kalırlar. Ama artık burası senin odan."

Odadan çıkarken, Sıla hiçbir şey söylemeden arkasından yürüdü.

Turan, merdivenlerden aşağı inip mutfağa geçti. Buzdolabının üzerindeki küçük bir kutuyu alarak tezgâhın üzerine koydu. İçindeki kartvizitleri tek tek çıkarıp, ada tezgâhının üzerine sıraladı. "Buralar benim özel alışveriş yaptığım, güvendiğim yerler," dedi. "Telefon numaraları var, arayıp benim adımı verirsen siparişlerini kapıya kadar getirirler."

Kutunun içinden bir kredi kartı çıkarıp Sıla’ya doğru uzattı. "Bununla ödemelerini yaparsın," diye ekledi. Daha sonra toparlayarak kartvizitleri yeniden kutuya koydu ve dolabın üstüne yerleştirdi. Sıla’ya dönüp, "Özel ihtiyaçlarını da alışveriş listesine ekle," dedi.

Bir an durdu, sonra Sıla’nın gözlerine bakarak devam etti: "Bu akşam yemekler benden, ama yarından itibaren sen yapacaksın."

Sıla kısa bir tereddütten sonra, "Tamam," diye cevap verdi.

Turan, "Hadi o zaman, gidelim," diyerek dış kapıya yöneldi. Sıla, onun peşinden ilerledi. Portmantodaki dolabı açıp askıda duran anahtarı göstererek, "Yedek anahtar burada. Lazım olursa unutma, tamam mı?" dedi ve dolabı kapattı.

Kapıdan çıkıp asansöre doğru yürüdüler. Sıla kapıyı arkasından çekerek kapattığında, "Kilitlemeyecek misin?" diye sordu.

Turan, hafif bir gülümsemeyle, "Ben değil, sen kilitleyeceksin," diyerek anahtarı ona uzattı.

Sıla anahtarı aldı, kapıyı kilitledi ve asansöre bindi. Sessizce aşağı indiler ve arabaya geçip yola çıktılar.

Arabada Turan, telefonunu uzatıp, "Numaranı yazar mısın?" dedi.

Sıla telefonu alıp yavaşça numarasını yazdı ve geri verdi. Turan, trafik lambalarında durduğunda numarayı kaydedip Sıla’yı çaldırdı. "Bu da benim numaram, kaydet," diyerek telefonu vitesin yanındaki boşluğa bıraktı ve tekrar yola odaklandı.

Bir süre sonra bir restoranın park alanına geldiler. Turan arabayı park edip kapıyı açtı, "Hadi, bir şeyler yiyelim," diyerek dışarı çıktı. Sıla da yavaşça inip onun peşinden yürüdü. Rampadan aşağıya doğru ilerlediler ve restoranın cam kapısından içeri girdiler.

Kapıda onları karşılayan görevli, "Hoş geldiniz, efendim," diyerek Turan’ın kabanını almak için elini uzattı.

Turan, "Kalsın, teşekkür ederim kardeşim," diyerek Sıla’nın beline hafifçe dokundu ve ilerlemesi için teşvik etti.

Biraz daha yürüdükten sonra bir adam büyük bir gülümsemeyle Turan’a yaklaştı. "Kardeşim, hoş geldin!" diyerek elini uzattı.

Turan da adamın elini sıkarak hafifçe sarıldı. Adam, "Nerelerdesin, özlettin kendini!" diyerek tokalaşan ellerinin üzerine diğer elini koydu.

Turan, adamdan biraz geri çekilip Sıla’ya işaret etti. "Serhat, yakın arkadaşım," dedi. Ardından Sıla’yı tanıttı: "Sıla, yeni yardımcım."

Serhat, Sıla’ya elini uzattı. Sıla, "Merhaba," diyerek elini sıktı.

Serhat, restoranın şehri tepeden gören güzel bir manzarasına karşı bir masayı işaret ederek, "Burası müsait, oturun," dedi.

Turan ve Sıla karşılıklı oturdular. Garson, masaya yaklaşıp "Hoş geldiniz, efendim," diyerek menüleri bıraktı ve bir adım geri çekildi.

Yemek siparişlerini verdikten sonra Turan, "Buradan çıkınca sana bir şeyler alalım. Giyecek bir şeyin yok sanırım," dedi.

Sıla, biraz utanarak ve mahcup bir şekilde, "Maalesef pek giyecek bir şeyim yok," diye cevap verdi. Ardından ekledi: "Birkaç parça kıyafetim vardı, onu da kafeden atmışlar."

Turan, "Sorun değil. Yemek yiyip gideriz," dedi.

Bir süre sonra Serhat tekrar masaya gelip Turan’ın yanına oturdu. Omzuna elini koyarak, "Nerelerdesin kardeşim?" diye sordu. Arada sırada Sıla’ya bakarak Turan’la sohbet etti. Yemekler masaya geldiğinde, "Afiyet olsun," diyerek masadan kalktı.

Yemeklerini yedikten sonra Turan, "Hadi, kalkalım," dedi. Serhat’a el sallayarak vedalaştı. Sıla arkasından yürürken Serhat yanlarına yaklaştı. "Hemen gidiyor musunuz?" diye sordu.

Turan, "Evet, işimiz var," dedi. Serhat’la sarılıp, "Görüşürüz, kardeşim," diyerek vedalaştı.

Serhat, Sıla’ya elini uzatarak, "Görüşmek üzere," dedi. Kapıya kadar birlikte ilerlediler ve ardından dışarı çıktılar.

Arabaya doğru yürürken Turan, "Serhat benim çocukluk arkadaşım," dedi.

Sıla merakla, "Hesabı o mu ödeyecek?" diye sordu.

Turan gülerek, "Yemekler şirketten," dedi ve arabanın önünde durdu. "Restoran bize ait, Serhat da burada çalışıyor."

Sıla, "Anladım," diyerek arabaya binmek için kapıya yöneldi.

Büyük bir alışveriş merkezine geldiklerinde Arabadan inip mağazalara doğru yürüdüler. Birkaç vitrini inceledikten sonra bir mağazaya girdiler. Sıla birkaç kıyafet beğendi, Turan da bunları satın aldıktan sonra mağazadan çıktılar.

Biraz daha ilerlediklerinde markete girdiler. Bir süre alışveriş yaptıktan sonra Turan, "Lazım bir şey olursa sonra tekrar geliriz. Ben sıkıldım," dedi.

Sıla, "Tamam," diyerek onayladı. Marketten çıkıp arabaya bindiler ve eve döndüler.

Alışveriş poşetlerini eve taşıdılar. Turan, çantaları merdiven kenarına koyup arka tarafa yürürken, "Ben bir süre yokum," diyerek arkaya odasına gitti.

Sıla, merdiven kenarındaki çantalardan alabildiği kadarını toplayarak yukarı çıktı. Kendi yatak odasına gidip içeriyi inceledi. Oda uzun zamandır kullanılmıyordu ama temiz görünüyordu. Ancak yatakta çarşaf, yastık ya da pike yoktu.

Sıla, odadan çıkıp çamaşır makinelerinin yanındaki dolaplara baktı. Çarşaf ve yastık aradı ama bulamadı. Tereddüt ederek Turan’ın odasının önüne geldi. Bir süre kapıda durdu, girip girmemek konusunda kararsızdı. Tam geri dönüyordu ki arkasında merdivende duran Turan’ı fark etti.

Turan, "Bir şey mi arıyorsun?" diye sordu.

Sıla, onu görünce utandı ve biraz çekinerek, "Çarşaf ve yastık arıyordum," dedi. Hafif bir korkuyla yutkunarak başını eğdi.

Turan hafifçe gülümseyerek, "Korkma, istediğin yere girebilirsin," dedi. Ardından, "Gel," diyerek Sıla’nın yatak odasına yöneldi.

Yatağın altını açıp, "Buradan istediğini al," dedi ve gösterdi. "Ama burayı kendin açma, bana söyle. Ağır biraz," diye ekledi.

Sıla, "Tamam," diyerek ihtiyaçlarını aldı.

Turan yatağı yerine koyup odadan çıktı.