
Turan, Meral’le olan konuşmadan sonra sinirle bacağını sallamaya başladı. Gözleri uzak bir noktaya dalmış, kaşları çatılmıştı. Salondaki konuşmalar onun için bir uğultudan ibaretti artık.
Sıla, bir süre onu izledi. Sessizce yanına biraz daha sokuldu. Sonra hafifçe eğilip, sallanan bacağını yavaşça tuttu.
Turan, bir an duraksayıp Sıla’ya baktı.
Sıla, yüzünde sakinleştirici bir gülümsemeyle, "Sakin ol," dedi, sesi neredeyse fısıltı kadar yumuşaktı.
Turan, derin bir nefes aldı. Gergin çenesini gevşetip başını hafifçe salladı. "Tamam," dedi, o da fısıltıyla.
Sıla elini usulca geri çekerken, Turan biraz daha rahatlamış görünüyordu. Salondaki gerilim yerini huzurlu bir sessizliğe bırakmaya başlamıştı.
Gece kahkahalar ve eğlenceli sohbetlerle devam etti. Hale ve Sevim’in muzip atışmaları, Halit’in yaptığı espriler salondaki atmosferi daha da neşeli hale getiriyordu. Ancak Turan, diğerlerine kıyasla oldukça sessizdi.
Gerilmiş bir şekilde koltuğunda oturuyor, çevresindeki konuşmaları yalnızca dinliyordu. Arada bir hafifçe gülümseyerek sohbetlere dahil olmaya çalışsa da, zihnindeki düşünceler onu konuşmalardan koparıyordu.
Sıla, Turan’ın sessizliğini fark etti. Ona kısa bir bakış attı, ancak bir şey söylemedi. Sohbet devam ederken Turan, derin bir nefes alıp sırtını koltuğa yasladı, gözlerini kısa bir süreliğine kapatarak sakinleşmeye çalıştı.
Sıla, Turan’a hafifçe eğildi. "Kalkalım istersen," dedi, alçak bir sesle, gözlerini ona dikerek.
Turan, derin bir nefes alıp bir an düşündü. "Çok iyi olur," dedi sonra, "ama ayıp olmasın?" diye ekledi, tereddütle.
Sıla, hafif bir tebessümle başını salladı. "O zaman böyle durma," dedi üzgün bir tonla. "Biraz neşelen, niye bu kadar gerildin?"
Turan, onun bu endişeli haline bakıp kısa bir süre sustu. Sonra hafifçe gülümseyerek, "Tamam," dedi. Elini kaldırıp nazik bir şekilde Sıla’nın sırtını sıvazladı.
Sıla, bu dokunuşla rahatlamış gibi arkasına yaslandı, yüzünde sakin bir gülümsemeyle. Aralarındaki bu küçük ama anlamlı an, dışarıdaki kahkahaların ve sohbetlerin gürültüsünde bile kaybolmuyordu.
Turan, çok keyif almasa da kendini zorlayarak sohbete katılmıştı. Ancak saat ilerledikçe sabrı tükenmeye başladı. Hafifçe Sıla’ya eğilip, “Kalkalım mı?” diye fısıldadı.
Sıla, başıyla onayladı. Turan, topluluğa dönüp, “Bize müsaade gençler,” dedi gülümseyerek. Ardından Sıla da arkasından kalktı.
Kabanlarını giyerken Hasan ve Hale’ye kısa bir veda ettiler. Evden çıkıp arabaya doğru yürürken, Turan kolunu açarak Sıla’yı kendine yaklaştırdı. Sıla, onun koluna tutunarak yürümeye başladı. Ancak birkaç adım sonra Sıla, merakını bastıramadı ve başını hafifçe çevirerek sordu: “Neden Meral’le o tartışmaya girdin ki?”
Turan, bir an durup derin bir nefes aldı. “Kaç kere kışkırttı zaten,” dedi, sesi hala hafif öfkeliydi. “Yine sana şükretsin, Yaren’in de konusuna başlamadım daha anlatmaya.”
Sıla, Turan’ın ses tonundaki gerginliği fark edip bir şey söylemeden yürümeye devam etti. Sessizliği bozmadan, Turan’ın sinirini yatıştırmasını bekledi. Gece soğuğu, ikisinin arasındaki bu kısa konuşmayla bile bir nebze dağıldı.
Arabaya bindiklerinde Sıla, koltuğuna yaslanıp rahat bir şekilde radyoyu açtı. Birkaç kanal gezdi ama istediği gibi bir şey bulamayınca, kapattı.
Turan, telefonunu çıkarıp uzatarak, “İstediğini aç,” dedi, hafifçe gülümseyerek.
Sıla, bir an şaşırıp sonra gülümseyerek telefonu aldı. “Teşekkürler,” dedi, telefonu elinde tutarken, telefona bağlayıp ekrana dokundu. Hareketli bir parça açıp neşeli şekilde şarkıyı söylemeye başladı.
Turan, Sıla’nın şarkıya eşlik edişini gülümseyerek izlerken, Sıla birden fark edip ona baktığında, nakarat kısmına gelince sesini biraz daha yükselterek işaret parmağıyla Turan’ın omzunu itip şarkıyı söylemeye başladı.
Turan kahkahasını tutamayarak, "Neşelisin," dedi, gözleri Sıla'nın neşesine takılırken.
Sıla, muzipçe karşılık vererek, "Gergin mi olayım, ne istiyorsun?" dedi.
Turan, "Yok, neşeli ol, böyle daha iyi," dedi, şarkının ritmiyle birlikte keyifli bir şekilde gülümseyerek.
Birkaç şarkı daha dinleyip, eşlik ettikten sonra siteye geldiklerinde, Sıla telefonu kapatıp Turan’a verdi. Eve girmeleriyle birlikte, Turan kapıyı hızla itti ve yanlışlıkla Sıla'ya çarptı.
Sıla şaşkınlıkla, "Yavaş," dedi, hafifçe gülümseyerek.
Turan, biraz duraksayarak, "Pencereyi açtım galiba, cereyan yaptı bir an," dedi, durumu savuşturmaya çalışarak.
Sıla, gülerek, "Kıvır hemen"
Turan gülerek, "O taraflarda bezim yok"
Sıla gülümseyerek, "Çok şapşalsın" deyip merdivenden çıkmaya başladı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 32.25k Okunma |
3.13k Oy |
0 Takip |
110 Bölümlü Kitap |