65. Bölüm

59. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Hastaneye vardıklarında, Sıla’nın durumu daha da kötüleşmişti. Ağrılar içinde kıvranıyor, nefes almakta zorlanıyordu. Doğumhaneye girdiklerinde gözleri endişeyle Turan’a döndü.

"Çık!" diye fısıldadı acıyla.

 

Turan ise hemşirelere gerekli malzemeleri hazırlamalarını söylerken Sıla’nın sözlerini umursamıyormuş gibi görünüyordu. Ancak gözlerindeki gölge, içindeki fırtınayı ele veriyordu.

"Turan, lütfen..." Sıla’nın sesi neredeyse yalvarır gibiydi.

 

Turan, derin bir nefes aldı, ardından kolunu nazikçe kavrayarak onu sedyeye oturttu. "Sadece muayene edeceğim. Gel."

 

Sıla, hemşirelerin hazırlık yaptığını görünce panik içinde başını iki yana salladı. "Neden malzeme hazırlıyorlar?" diye sordu, sesi titriyordu.

 

Turan, ultrason makinesini çekerken kısa bir duraksamayla cevap verdi: "Önlem... Eğer doğum başladıysa, hazır olsun."

 

Ultrason muayenesinden sonra Turan, telaşlı ama hafif bir tebessümle Sıla’nın elini tuttu ve ona kalkması için yardım etti. “Hadi, kucağımıza alalım şu aceleci bebeği.” dedi, yumuşak bir sesle.

 

Sıla, içindeki korkuya rağmen başını salladı. Tereddütlüydü ama başka seçeneği yoktu. Derin bir nefes alarak doğum odasına girdi.

 

Bebek, beklenenden daha erken doğmuştu. Turan ve ebeler hızla harekete geçerken Sıla’nın kalbi yerinden çıkacak gibi atıyordu. Kısa bir süre sonra, minik beden küveze yerleştirildi. Sıla yorgunlukla odasına alınırken sessizce bebeğini düşünüyordu.

 

Aradan biraz zaman geçtiğinde, kapı açıldı. Haldun Bey ve Turan, yüzlerinde hafif bir gülümsemeyle içeri girdiler. Turan yatağın kenarına oturup elini ona uzattı. "Bebeği görmek ister misin?"

 

Sıla hafifçe başını salladı. Turan ona yardımcı olarak sandalyeye oturturken gülümseyerek, "Hem onu görürsün hem de karnını doyurursun."

 

Yeni doğan yoğun bakımına girdiklerinde, Sıla’nın içi titriyordu. Turan dikkatlice küvezin kapağını açtı ve bebeği nazikçe ona uzattı.

 

Sıla, minik bedeni kollarına aldığında şaşkınlıkla fısıldadı: "Bu çok küçük..."

 

Gülümseyerek, bebeğin elini tuttu ve minik parmaklarına yavaşça dokundu. Gözleri dolmuştu ama içinde tarif edemediği bir huzur vardı.

 

Turan, dizlerinin üzerine çökerek bebeğin yanağını parmağıyla nazikçe okşadı. "Gerçekten çok aceleci davrandı. Biraz daha sabretseydi iyiydi ama yine de gayet iyi görünüyor."

 

Sıla, bebeğe bakarak hafifçe gülümsedi. "Burada biraz kalırsa daha hızlı büyür, değil mi?" diye fısıldadı.

 

Turan, başını sallayarak ona güven veren bir bakış attı. "Evet, çok daha güçlü olacak."

 

Sıla, bebeği kollarında tutarken bir süre sessiz kaldı. Minik yüzüne dikkatlice bakıyor, nefes alıp verişini izliyordu. Kalbi yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı. Küçük parmaklarını kavradığında içini tarifsiz bir sıcaklık kapladı.

 

Turan, onu izliyordu. Sıla’nın gözlerindeki ifadeyi fark ettiğinde içinden bir şeyler koptu. Onun böyle bir anda bile hâlâ ürkek olduğunu görebiliyordu. Elini yavaşça Sıla’nın sırtına koyarak hafifçe sıvazladı. “Merak etme, burada iyi bakacaklar. Birkaç gün içinde daha güçlü olacak.”

 

Sıla başını kaldırıp Turan’a baktı. Gözlerinde hem yorgunluk hem de küçük bir umut vardı. Hafifçe başını salladıktan sonra bebeğin yüzüne döndü. “Ona dokunabiliyor olmak bile yetiyor...” diye fısıldadı.

 

Turan bir an duraksadı. Onu böyle kırılgan görmek, içinde garip bir duygu uyandırmıştı. Elini bebeğin minik yanaklarına tekrar dokundu. “İsmini düşündün mü?” diye sordu yumuşak bir sesle.

 

Sıla hafifçe kaşlarını çatıp başını iki yana salladı. “Hayır... Bu kadar erken geleceğini düşünmemiştim.”

 

Turan hafifçe gülümsedi. “Aceleciliğine uygun bir isim mi seçsek?” diye sordu.

 

Sıla, bebeği kollarında daha sıkı tuttu. “Belki... Ama önce biraz düşünmeliyiz.” dedi kısık bir sesle.

 

Turan başını salladı. "Haklısın. Zamanla her şey daha netleşir."

 

Birkaç dakika daha bebeğin yanında kaldılar. Sıla, onu bırakmak istemese de hemşireler bebeğin dinlenmesi gerektiğini söyleyince istemeyerek de olsa geri vermek zorunda kaldı. Küveze yerleştirildiğinde Sıla, bebeğine son bir kez bakıp derin bir nefes aldı.

 

Turan, elini sırtına koyup hafifçe eğildi. "Hadi, biraz dinlenelim."

 

Sıla yorgun bir şekilde başını salladı ve onun yardımıyla odasına döndü. Yatağına uzandığında gözleri yavaş yavaş kapanıyordu ama aklı hâlâ bebeğindeydi.

 

“Birkaç gün içinde daha güçlü olacak.” diye tekrarladı kendi kendine.

 

Turan, yatağın kenarında bir süre oturdu. Sıla’nın uykuya dalmasını izledi. Ardından odanın ışığını biraz kıstı ve sessizce dışarı çıktı.

 

Koridora çıktığında derin bir nefes aldı. Haldun Bey onu bekliyordu. “Baba olmak nasıl bir his?” diye sordu gülümseyerek.

 

Turan, bir an duraksadı. Gözlerini yere indirdi, sonra hafifçe başını salladı. “Garip... Korkutucu ama güzel.”

 

Haldun Bey, dostça omzuna vurdu. “İşte, şimdi gerçekten başlıyor.”

 

Turan, odanın kapısına dönüp hafifçe gülümsedi. Evet, her şey şimdi başlıyordu...

 

Bölüm : 04.03.2025 13:55 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...