75. Bölüm

69. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Sıla, salona geçip bebeğini nazikçe koltuğa yerleştirdi. İçindeki sıkıntıyı bastırmaya çalışırken aklına Güral geldi. En azından sesini duysam… diye düşündü.

 

Telefonu eline alıp numarayı çevirdi. Parmağı arama tuşunun üzerinde bekledi ama bir türlü basamadı. Derin bir nefes aldı, içindeki korkuyu bastırmaya çalıştı. Ama cesaret edemedi.

 

Telefonu sıkıca tutarak odada bir süre dolaştı. Gözleri, derin uykudaki Alparslan’a takıldı. Onun huzurlu yüzüne bakınca biraz sakinleşti ve yanına uzandı. Ama ne kadar gözlerini kapatmaya çalışsa da Güral’ı düşünmeden edemiyordu.

 

Sonunda, bir cesaretle telefonu tekrar aldı ve numarayı tuşladı. Telefonun çalmasıyla birlikte yüreği hızla çarpmaya başladı.

 

“Alo?”

 

Gelen sesle kalbi duracak gibi oldu. İçinde garip bir ürperti hissetti.

 

“Alo?” Ses tekrarlandı.

 

Sıla’nın içi titredi, nefesi kesildi. Eliyle ağzını bastırıp soluğunu kontrol etmeye çalıştı. Ama olmadı. Dayanamadı, telefonu hızla kapattı.

 

Derin bir nefes aldı ama titremesi geçmedi. Gözleri doldu, kalbindeki özlem acıya dönüştü. İçindeki duygulara daha fazla hâkim olamayarak hıçkırıklarla ağlamaya başladı.

 

Ağlama sesine uyanan Alparslan, huzursuzca kıpırdandı ve minik bir ağlama sesi çıkardı. Sıla hemen kendini toparlamaya çalıştı. Titreyen elleriyle bebeğini kucağına alıp göğsüne bastırdı.

 

“Tamam, geçti… Geçti bebeğim…” diye fısıldadı. Ama aslında sakinleştirmeye çalıştığı yalnızca Alparslan değil, kendisiydi.

 

İçindeki fırtına hâlâ dinmemişti…

 

Akşam olduğunda Turan kapıyı açtığında içeriden yükselen keskin ağlama sesiyle irkildi. Salona adım attığında, Alparslan’ın kriz hâlinde ağladığını ve Sıla’nın yorgunluktan tükenmiş bir hâlde, gözleri dolu dolu Alparslan'ı sakinleşmeye çalıştığını gördü.

 

Hemen içeri girip Alparslan’ı kucağına aldı, hafifçe sallayarak yavaşça “Tamam oğlum, tamam…” diye fısıldadı. Birkaç dakika içinde bebeğin hıçkırıkları azaldı, nefesi düzene girdi.

 

Sıla ise olduğu yerde donmuş gibiydi. Ağlamamak için elini ağzına bastırmış, gözlerini sıkıca kapatmıştı. Turan, koltuğa onun yanına oturdu.

 

“Ne oldu?” diye sordu, sesi yumuşaktı.

 

Sıla derin bir nefes aldı ama konuşmak istemiyor gibiydi. Başını iki yana sallayıp, “Beceremiyorum,” dedi kısık bir sesle. “Bakamıyorum ben… İyi bir anne değilim…”

 

Turan kaşlarını çattı, onun ne kadar zorlandığını görebiliyordu. Hafifçe elini tuttu, “Saçmalama,” dedi yumuşak bir sesle. “Bebekler bazen böyle krizler yaşar, bu senin hatan değil. Sen gayet iyi bir annesin.”

 

Sıla başını omzuna yasladı, bir süre öylece kaldılar. Turan, onun sırtını usulca sıvazladı, varlığının bir güven hissi vermesini umarak.

 

Derin bir nefes alan Sıla, toparlanmak istercesine yavaşça ayağa kalktı ve mutfağa yöneldi. Turan, Alparslan'ı bakıp bebeğin minik yanağını okşadı.

 

“Anneyi çok yormuşsun ha küçük adam?” diye gülümseyerek mırıldandı.

 

Alparslan artık sakindi ama Sıla’nın içindeki yorgunluk hemen geçmeyecek gibiydi.

 

 

Bölüm : 18.03.2025 13:42 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...