78. Bölüm

72. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Turan’ın kapıdan girdiğini gören Hale, arkasına yaslandı ve hızla Sıla’ya döndü. “Hemen mi çağırdın?” diye sinirle sordu.

 

Sıla, anlamadan arkasına döndü ve Turan’ın masaya yaklaştığını gördü. “Evet, gelmesini istedim Hale. Ama Hasan’a haber göndereceksen kendin söylemelisin, ben değil.” diye sakin bir şekilde cevap verdi.

 

Turan masaya geldiğinde Alparslanı kontrol etti. Sıla’yı yanağından öptü, sonra Hale’ye doğru bir adım attı. Ancak Hale, elini kaldırarak durmasını işaret etti. “Gerek yok.” dedi, gözlerini ikisine de sinirle dikerek.

 

Turan, hafifçe iç çekip Sıla’ya baktı, sonra sandalyeye oturdu. “Ee hanımlar, ne yapıyorsunuz bakalım?” dedi, sesi şakayla karışıktı.

 

Sıla, Hale’ye kısa bir bakış attı, ama Hale sinirle etrafa göz gezdiriyordu. Turan, garsona seslenip bir çay söyledi, sonra eğilip Alparslan’a baktı. “Bugün ağlamıyor bakıyorum.” dedi, göz kırparak.

 

Sıla hafifçe gülümsedi. “Dışarıda olunca pek eziyet etmedi.”

 

Hale, sabırsızca “Ee, ne anlatacaksın?” diye araya girdi.

 

Sıla bir süre Hale’ye baktı, ama Turan, Alparslan’la ilgilenmeye devam ediyordu. Çayları geldiğinde, Turan nihayet Hale’ye döndü. “Ben bir şey anlatmayacağım. Sen anlatacaksın, ben dinleyeceğim Haleciğim.” dedi, sesi sertti.

 

Hale, öfkeyle kollarını kavuşturdu. “Ne anlatacağım? Her şey ortada işte.”

 

Turan, kaşlarını çatarak “Gece neden çekip gittin? Çocukları nasıl öyle bırakıp gittin? Bunu anlat önce.”

 

Hale, dişlerini sıkarak “Hasan gitmedi.”

 

Turan, elini masaya koyup gözlerini kıstı. “Hasan nereye gitsin Hale? Hasan kime gidecek, bir söyler misin?”

 

Hale, sesini yükseltti. “Ben nereye gittiysem, o da gidebilirdi!”

 

Turan, sabrını zorlayarak “Sen zaten nereye gittin Hale? Neredeydin?”

 

Hale, gözlerini kaçırarak “Otele gittim.” diye mırıldandı.

 

Turan sinirle güldü, sonra Sıla’ya dönüp başını iki yana salladı. “Otel diyor ya… Kızım sen aptal mısın? Ne oteli?” diye çıkıştı. “Git evine, çocuklarının başına! Hasan’la konuş, boşanacaksanız da doğru düzgün boşanın! Ortalığı karıştırıp sonra ‘O gitsin, ben gittim’ diyerek bu olay çözülmez Hale!”

 

Hale, sinirle yerinden doğrulup “Gittiğimde onun orada olmasını istemiyorum.” diye sertçe cevap verdi.

 

Turan kaşlarını çattı. “Ne yapayım Hale? Adamı evinden sürükleyerek mi çıkartayım?”

 

Hale masaya öfkeyle vurdu. “Sen onun tarafındasın!”

 

Turan, Hale’nin bu çıkışına sinirlenerek adını sert bir şekilde söyledi. “Hale! Görüntüleri izledim. Bizim oğlan biraz aptal, evet, ama Hasan’da art niyet yok. Onu yıllardır tanıyoruz, seni aldatacak bir adam değil.”

 

Hale, gözleri öfkeyle parlayarak “O yüzden mi o kızın evde arkasında, önünde dolaşıyordu?” diye çıkıştı.

 

Turan bir şey söylemek üzereyken, Sıla elini kaldırıp bileğinden tutarak onu durdurdu.

 

Hale dişlerini sıkarak konuşmaya devam etti. “O kıza bakışları değişikti, fark ettim. Yaşı küçük olduğu için abilik yapıyor sandım ama sonra sürekli mutfağa yanına gitmeye başladı. Çocuklarla oynarken hiç katılmazdı, ama o geldikten sonra oyunlarına dahil olmaya başladı. Hasan değişti.”

 

Sıla ve Turan kısa bir an birbirlerine baktılar. Hale, gözlerini silerek devam etti. “Şüphe düştü içime. Bir gece uyandığımda Hasan yanımda yoktu. Evde onu ararken oturmuş telefonda o kızın fotoğraflarına bakıyordu. Gördüm. Ben gelince panikle kapattı ama gördüm. O an anladım.”

Hale derin bir nefes aldı ve sesi titreyerek devam etti. “Sonra o düşme mevzusunu sebep ettim.”

 

Turan ve Sıla şaşkınlık içinde Hale’yi dinliyorlar. Turan bu kez daha sakin bir sesle sordu. “Peki neden sormadın Hale? Neden Hasan’la konuşmadın?”

 

Hale gözleri yaşlı halde Turan’a döndü. “Gururumu ayaklar altına aldı. Ona beş çocuk verdim. Ama ben lohusayken başka kızlara baktı. Belki önceden de yapıyordu ama ben fark etmedim.”

 

Turan, Hale’nin elini sıkarak “Bir açıklaması vardır eminim.”

 

Hale gözyaşları içinde gülerek başını iki yana salladı. “Hâlâ onu savunuyorsun ya, yazıklar olsun sana!” diye bağırarak masadan kalktı.

 

Turan, Hale’yi durdurmaya çalıştı ama Hale hızla uzaklaştı. Sıla ve Turan şaşkınlıkla arkasından bakarken, çevredeki herkes de onları izliyordu.

 

Turan, Sıla’nın donup kaldığını fark edince “İyi misin?”

 

Sıla, gözlerini Turan’a çevirip hafifçe başını salladı. “Sanırım… Ama Hale saçma sapan bir şey yapmaz değil mi?”

 

Turan içini çekerek “Bilmiyorum. İnşallah yapmaz.” dedi ve yerine oturdu. O sırada Alparslan’ın uyandığını fark edip kucağına aldı, yumuşak bir sesle onu sevmeye başladı.

 

Bir süre sonra Sıla toparlanmaya başladı. “Kalkalım mı? Çok sıkıldım.”

 

Turan, Alparslan’ı kucağına alıp hesabı ödemeye gitti. Sıla da eşyalarını toplayarak arkasından ilerledi. Arabaya yöneldiklerinde, Hale’nin ilerde bir bankta oturduğunu gördü. Turan’a dönerek “Onu getirmeye çalışayım.” dedi ve yürüdü.

 

Turan, eşyaları ve bebeği arabaya yerleştirirken, Sıla Hale’nin yanına oturdu. Bir süre sessizce etrafı izlediler. Sonra Sıla, Hale’nin elini tutarak “Bize gidelim mi?”

 

Hale başını hafifçe iki yana salladı. “Gerek yok, iyiyim ben. Siz gidin.”

 

Sıla hafifçe gülümsedi. “Öyle olsaydı buraya gelmezdim Hale.”

 

Hale, Sıla’ya döndü, sesi kısık ve yorgundu. “Çocuklarımı özledim.”

 

Sıla başını salladı. “O zaman eve götürelim seni.”

 

Hale sessizce başını ‘hayır’ anlamında salladı ama direnecek gücü de kalmamış gibiydi.

 

Sıla, elini sıkıp “Lütfen Hale. Nereye istersen, oraya gidelim.”

 

Hale bir süre düşündü, sonra derin bir nefes alıp ayağa kalktı. “Tamam… Eve gideceğim. Beni eve götür.”

 

Bunu der demez arabaya doğru yürümeye başladı. Sıla, Hale’yi bir süre izledi, sonra onun peşinden giderek arabaya bindi. Sessiz bir yolculuktan sonra, Hale’nin evinin önüne geldiler.

 

Hale arabadan inmeden önce bir süre evin dışına baktı. Sonra kapıyı açıp “Sağ olun.” dedi ve yavaş adımlarla apartmana girdi. Gözden kaybolana kadar arkasından baktılar.

 

Turan, arabayı çalıştırıp eve doğru ilerlerken Sıla merakla sordu. “O kıza Hasan’ın gerçekten ilgisi var mıydı?”

 

Turan alnını sıvazladı. “O olay başka. Hale’nin haberi yok.”

 

Sıla kaşlarını çattı. “Nasıl yani?”

 

Turan ciddileşti. “Kesinlikle Hale’ye söylemeyeceksin.”

 

Sıla hızla başını salladı. “Tamam.”

 

Turan bir an sessiz kaldı, sonra derin bir nefes alarak “O kız, Hasan’ın babasının başka kadından olan çocuğu. Hasan biliyor ama annesinin haberi yok.”

 

Sıla gözlerini açarak “Ne? Bunu bile bile neden evin içine aldı?”

 

Turan iç çekti. “Kız da bilmiyor. Hasan’ı da, babasını da tanımıyor.”

 

Sıla şaşkınlıkla “Sen ciddi misin?” diye fısıldadı.

 

Turan başını salladı. “Neyse, bu bizim meselemiz değil. Hasan ya evliliği için bu gerçeği anlatacak ya da bu kız yüzünden evliliği bitirecek.”

 

Sıla başını iki yana salladı. “Böyle şeyleri saklamak saçma. Tamam, kız bilmesin ama Hale bilmeli. Sonra olaylar daha da saçma yerlere gidiyor.”

 

Turan uzun uzun Sıla’ya baktı, sonra derin bir nefes alarak başını salladı. “Sır olmamalı… Evet.” diye fısıldadı.

 

Bölüm : 21.03.2025 13:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...