80. Bölüm

74. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Gece yarısı aniden çalan kapı ziliyle Sıla ve Turan uykularından sıçradı. Turan gözlerini ovuşturarak saati kontrol etti, sabaha karşıydı. Zil ısrarla çalmaya devam ediyordu. Sıla, Alparslan’ın uyanıp ağlamasından endişe ederek yatakta doğruldu.

 

"Kim bu saatte?" diye mırıldandı Turan, ayağa kalkıp aşağı indi. Kapıyı açtığında apartman görevlisi Mehmet’i soluk soluğa buldu. Adamın yüzü endişeyle gerilmiş, gözleri uykusuzluktan kızarmıştı.

 

"Turan Bey, kusura bakmayın ama acil bir durum var," dedi Mehmet, telaşla.

 

"Ne oldu?" diye sordu Turan, sesi hâlâ uykulu ama tedirgindi.

 

"Üçüncü kattaki Nihat Bey... Kalp krizi geçiriyor galiba. Eşi, perişan halde. Ambulansı aradık ama siz de bir bakabilir misiniz? Kadıncağız çok korkmuş, ne yapacağını bilmiyor."

 

Turan tereddüt etmeden ayakkabılarını geçirip Mehmet’in peşine düştü. Üçüncü kata ulaştıklarında kapısı açık olan dairenin önünde Nihat Bey’in eşi Ayten Hanım’ı gözyaşları içinde buldular. Kadın titreyerek "Nefes alamıyor, rengi morardı," diye hıçkırarak anlatıyordu.

 

Turan içeri girip durumu anlamaya çalışırken "Ambulans geliyor değil mi?"

 

Mehmet başını salladı. "Aradık, yoldalar."

 

Turan, yerde yatan Nihat Bey'in nabzını kontrol ettikten sonra hiç düşünmeden kalp masajı yapmaya başladı. Elleri ritmik bir şekilde inip kalkarken Ayten Hanım dualar mırıldanarak gözyaşlarını siliyordu. Saatler gibi gelen kısa bir sürenin ardından apartmanın dışından siren sesleri yükseldi. Sağlık görevlileri hızla içeri girerek Turan’ın başlattığı müdahaleyi devraldılar. Turan birkaç adım geriye çekilip nefes nefese olanları izlerken, Ayten Hanım sakinleşmeye çalışıyordu.

 

Ambulans çalışanları Nihat Bey’i sedyeye yerleştirip hızla binaya çıkardıkları gibi aynı hızla aşağıya indirdiler. Turan da onlarla birlikte merdivenlerden inip ambulansın hastaneye doğru uzaklaşmasını izledi. Ardından derin bir nefes alarak başını iki yana salladı ve eve geri döndü.

 

İçeri girdiğinde Sıla’nın salonda kucağında Alparslan’la dolaştığını gördü. Bebeği hafifçe sallayarak yumuşak bir ninni mırıldanıyordu. Turan sessizce yanına yaklaşıp Sıla’nın beline sarıldı.

“Ne oldu?” diye sordu Sıla endişeyle.

 

Turan iç geçirerek “Hastaneye götürdüler ama…” dedi, gözlerini Alparslan’ın huzurlu yüzüne dikerek. Bir süre sessizce bebeğin uyuyuşunu izledi, sonra başını eğip onu usulca öptü. “Hadi yatalım,” diyerek Sıla’ya baktı.

 

Sıla başıyla onaylayıp yukarı çıkarken Turan’ın içinde hâlâ bir huzursuzluk vardı. Uykusu kaçmıştı.

“Ben biraz oyun oynayayım. Uzun zamandır sahalardan geri kaldım,” dedi hafif bir şakayla.

 

Sıla, Alparslan’ı beşiğine yatırırken gülümseyerek “Ben de geleyim mi?”

 

Turan kaşlarını kaldırarak hafifçe gülümsedi. “Aslında hayır demem,” dedi umut.

 

Sıla, Turan’a yaklaşıp kollarını boynuna doladı ve başını omzuna yasladı. “Sen de oynamasan,” diye fısıldadı huzurlu bir sesle.

 

Turan derin bir nefes alarak “Uyursam sersemlerim ama,” dedi hafifçe gülümseyerek.

 

Sıla başını kaldırıp gözlerinin içine baktı, sonra hafifçe gülümseyerek “Tamam, uyuma o zaman,” diyerek yatağa döndü.

 

Turan, onun gidişini izleyip kısa bir an duraksadı, sonra yüzüne yayılan bir tebessümle yanına uzandı. Sıla’yı arkasından sarıp kendine doğru çekti. “Madem uyumayacağım, sende uyuma,” diyerek dudağına hafif bir öpücük kondurdu.

 

Sıla gözlerini kapatıp gülümsedi, derin bir nefes aldı, Turan’ın sıcaklığı içinde huzur buldu. Dışarıda yaşanan telaşın ardından, odanın içinde sadece ikisinin paylaştığı bu anlar vardı.

 

Birkaç gün sonra Hale, Sıla’yı arayıp dışarıda buluşmayı teklif etti. Sıla, kararlaştırdıkları saatte hazırlanıp Turan’a haber verdi ve taksiye binerek kafeye gitti. Hale, onu orada bekliyordu.

 

Alparslan’ı bebek arabasında gören Hale, onu bir süre sevdi. Gülümseyerek, “Az büyüsünler, Elif’le birlikte ortalığı karıştırırlar,”

 

Sıla hafifçe gülümseyip, “Canları sağ olsun, yeter ki mutlu olsunlar,” diye karşılık verdi.

 

Bir süre havadan sudan konuştular. Ardından Hale, aniden konuyu değiştirerek, “Kız, Hasan’ın kardeşiymiş,”

 

Sıla, şaşkınlıkla elindeki kahve fincanını masaya geri koydu. “Anlamadım?” diye sordu, Hale’ye dikkatle bakarak.

 

Hale, kaşlarını kaldırıp Sıla’yı süzdü. “Gerçekten bilmiyor muydun? Turan sana söylemedi mi yani?” diye sordu, sesi hafif bir sorgulama tonuyla.

 

Sıla, ne diyeceğini bilemez halde kısa bir duraksama yaşadı. Sonra sadece “Yok,” diyebildi.

 

Hale, ona inanmamış gibi gülümseyerek başını salladı. “Sıla, Turan senden hiçbir şey saklamaz,” dedi. Ama sesi hâlâ sorgulayıcıydı.

 

Hale, sinsice gülümseyerek Sıla’ya yaklaştı. "Eve geri geldi, görümceciğim. Abisi olduğunu bilmiyormuş. Meğer babasının başka kadından peydahladığı çocukmuş. Annesinin de haberi yok ama kızdırırsa söyleyeceğimden korkuyor şimdi," dedi alaycı bir ifadeyle.

 

Sıla, Hale’nin bu tavırlarından hoşlanmamıştı. Eskisi gibi neşeli ve samimi değildi; artık her şeyi bir pazarlık konusu haline getirmiş gibiydi.

 

Hale değişmişti.

Ve bu, Sıla’nın hiç hoşuna gitmemişti.

 

Alparslan’ın ağlama sesi, Sıla’yı anında harekete geçirdi. Hızla bebek odasına geçerek onu kucağına aldı. Yumuşak hareketlerle beslerken bir yandan da Turan’ı aradı. Sesi alçak, ancak kararlıydı.

 

“Beni birazdan ara ve eve dönmem gerektiğini söyle. Öyle bir şey uydur ki, kalkmak istediğimi anlamasın.”

 

Turan, ne olduğunu sorgulamadan kabul etti. Sıla, Alparslan’ı sakinleştirdikten sonra odadan çıkıp yeniden Hale’nin yanına döndü. Sohbet kaldığı yerden devam etti, ancak Sıla’nın zihni hâlâ biraz önce duyduklarıyla meşguldü.

 

Birkaç dakika sonra, Turan’dan beklediği telefon geldi. Sıla, ekrandaki isme kısa bir an baktıktan sonra telefonu açtı. Turan, planladıkları gibi ciddi bir ses eve dönmesini söyledi. Sıla, yüzüne hafif bir endişe ifadesi yerleştirerek telefonu kapattı ve Hale’ye döndü. “Evde halletmem gereken bir şey çıktı, kalkmam lazım,”

 

Hale, onu şüpheli gözlerle süzdü ama bir şey söylemedi. Sıla, hafifçe gülümsemenin ardından vedalaşıp kafeden çıktı. İçine sinmeyen bir şeyler vardı, ancak şimdilik en doğru olan, oradan uzaklaşmaktı.

 

 

 

Bölüm : 25.03.2025 11:18 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...