89. Bölüm

83. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Turan aşağı inip Sıla’nın yanına yöneldi. “Seni odaya çıkarayım, hadi,” diyerek elini uzattı.

 

Sıla hafifçe iç çekti. “Biraz daha burada yatsam olur mu?”

 

Turan’ın yüzü sertleşti. “Yatağında rahatça yat,” dedi, sesi biraz keskin çıkmıştı.

 

Sıla onun niyetini anlamıştı ama karşı çıkamadı. Tam kalkmak üzereyken, Alparslan’ın ağlama sesi duyuldu. Sıla, yorgun bir ifadeyle “Onu getirir misin? Gerçekten çıkmak istemiyorum,” diye serzenişte bulundu.

 

Turan bir an duraksadı, yüzü gölgelenmişti. Sinirlendiği belliydi ama bu kez bir şey demedi. Sessizce Sıla’nın elini bırakıp yukarı çıktı.

 

Sıla sessizce iç çekerek, “Olay ne bilmiyorum ama Turan çok işkillendi. Doğruyu anlamazsa olay büyür,” diye mırıldandı. Tam o sırada Turan kapıda belirdi.

 

“Ne konuştunuz?” diye sordu, bakışlarını Sıla’ya dikerek.

 

Sıla, Alparslan’ı almak için ellerini uzattı. “Oğluma iyi baktınız, değil mi? İkinci olunca ikisini birden bırakacağım,” dedi gülerek.

 

Alparslan, annesinin sesine heyecanla tepki verince Sıla onu yanına yatırıp gıdıklamaya başladı. Küçük çocuğun kahkahaları salonu doldururken, Turan hafifçe kaşlarını çattı ve Sıla’nın yanına oturdu.

“Yalan söylemeyi beceremediğini kabullensen iyi olacak,” dedi ona bakarak.

 

Sıla, yüzünde hafif bir gülümsemeyle, “Söyletme o zaman,”

 

Turan derin bir nefes aldı, ardından gözlerini Eflin Hanım ve Haldun Bey’e çevirerek, “Evet, anlatın bakalım,”

 

Eflin Hanım ve Haldun Bey kısa bir an birbirlerine baktılar. Ardından Eflin Hanım, “Ne anlatalım oğlum?” diye sordu, sesi temkinliydi.

 

Turan sinirle gülerek Sıla’ya döndü. “Ne anlatayım diye soruyor,” dedi, sesi alaycıydı. Aniden gözlerini Eflin Hanım’a ve Haldun Bey’e çevirerek, “Osman Hoca’yla olayınız ne?”

 

Eflin Hanım bir an duraksadı, sonra Haldun Bey’e baktı. Haldun Bey hafifçe iç çekerek, “Oğlum, bu konu çok eski.”

 

Turan kaşlarını çattı, gözleri sertleşti. “Emin misin, baba?” diye sordu, sesi giderek yükseliyordu.

 

Haldun Bey huzursuzca Sıla’ya bir göz attı, ardından başını sallayarak “Anlatmaya değmez,” diye yineledi.

 

Bu cevap, Turan’ın sabrını taşırdı. “Bana öyle gelmiyor!” diye bağırdı.

 

O an, Alparslan korkuyla ağlamaya başladı. Sıla hemen onu kucağına alıp sakinleştirmeye çalıştı. “Turancım, sakin olur musun?” dedi, sesi yumuşaktı ama içinde belli belirsiz bir endişe vardı.

 

Turan, öfkeyle dişlerini sıkarken Sıla gözlerinin içine baktı. “Size odaya gidin demiştim,” dedi, gözlerinde de artık öfke beliriyordu. Sıla, Turan’ı uzun zamandır ilk kez bu kadar sinirli görüyordu.

 

Sıla derin bir nefes alarak “Benimle gelmen gerekiyor, Alparslan’ı ben yukarı çıkaramam,” dedi sakince.

 

Turan gözlerini kapattı, nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Sonra dişlerini sıkarak, “Beni oyalamak için onlara yardım ediyorsun,”

 

Sıla, nazik bir dokunuşla yanağına elini koyup okşadı. “Onlara yardım etmiyorum, sana yardım ediyorum. Bu sinir haline gerek yok, hayatım,” diye fısıldadı.

 

Turan, elini tutup hızla çekti. “Yalan söylüyorlar,” dedi annesine dönerek.

 

O sırada Haldun Bey aniden, “Tamam, uzatmaya gerek yok,” dedi. Gergin bir nefes alıp devam etti, “Eflin, anlatalım. Bunca zaman saklayabilmemiz bile mucizeydi zaten.”

 

Eflin Hanım, başını hayır anlamında salladı. Fakat Haldun Bey kararlıydı.

 

Turan’ın sabrı iyice tükenmişti. Uzayan sessizlikte, sinirle “Osman Hoca’ya gitmemi ister misin, anne?” diye sordu.

 

Eflin Hanım, derin bir nefes aldı. Bir an gözleri hüzünle doldu, sonra yavaşça “Peki,” dedi ve anlatmaya başladı.

 

 

Bölüm : 09.04.2025 12:36 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...