
Haldun, derin bir nefes aldı ve gözlerini oğluna dikerek, "Turan, ben senin baban değilim,"
Turan kaşlarını çatıp başını iki yana salladı. "Biliyorum, onu geç," diye karşılık verdi. Odadakiler şaşkınlık içinde ona baktı.
Sıla sessizliği bozarak, "Nasıl yani?"
"Babamla benim kan uyumumuz yok. Oradan biliyorum," dedi Turan. Sonra annesine dönerek sesi sabırsızca yükseldi. "Devam et, anne."
Eflin Hanım’ın gözleri dolmuştu, acı çektiği her halinden belliydi. "Osman… Osman senin baban," dedi titreyen bir sesle.
Turan sinirle gülerek başını salladı. "Osman benim babam, öyle mi?" Sonra gözleri ciddileşti ve boğazı düğümlenir gibi oldu. "O biliyor mu?"
Haldun Bey başını salladı. "Evet, biliyor."
Turan şaşkınlıkla Haldun Bey’e baktı. "Ne zaman öğrendi?"
Haldun Bey derin bir nefes aldı ve yüzünü yana çevirdi. "En başından beri biliyordu zaten. Ama... İlk buraya tayinin çıktığında hastaneyi ve doktorları araştırırken Osman’ın adını gördüm. Sonra onunla konuştum… hatta sana söylememesi için de ricada bulundum,"
Turan babasını dinlerken içindeki öfkeyle baş etmeye çalışıyordu. Boğazı düğümlendi, yutkundu, ama kelimeler içinden çıkmıyordu. Sonunda, "Tamam, yeter," diyerek ayağa kalktı. "Dinlemek istemiyorum artık," dedi ve hızla Sıla'ya döndü.
Alparslan’ı onun kucağından alıp Sıla’nın elini tuttu. "Hadi, kalk," dedi yumuşak ama kararlı bir sesle.
Odalarına çıktıklarında Sıla, Turan’ın yüzündeki acıyı görmüştü. Ona sarılıp başını boynuna yasladı. "Seni seviyorum," diye fısıldadı.
Turan da Sıla’ya sıkıca sarıldı. Bir süre öylece durdular. Alparslan’ın, annesinin saçlarını çekmesiyle Sıla hafifçe acıyla gülümsedi. "Ah, acıdı ama…" diyerek bebeğinin elini tuttu.
Turan da gülümseyerek, "Kıskandın mı anneni?" dedi, Alparslan’ın ellerini nazikçe saçlarından ayırdı ve onu sevgiyle kucağına aldı.
Sıla, Turan’ı izlerken onun içindeki fırtınaları da görüyordu. Dışarıdan güçlü görünse de içinde büyük bir çatışma yaşadığı belliydi.
Turan, Alparslan’ı yatağa yatırıp onunla oynarken sırtında Sıla’nın sıcak elini hissetti. Sıla yumuşak bir sesle sordu, "İyi misin?"
Turan bir an duraksadı, derin bir nefes aldı. "Kim olduğunu bilmiyordum. Osman’ın hareketlerinden şüphelenmiştim ama insan konduramıyor…"
Sonra dikleşti ve gözlerini yere dikti. "Ama baba arayışında olmadım hiç. Hep yanımdaydı babam. Belki Osman’dan bin kat daha iyi bir babaydı bana."
Sıla, Turan’ın arkasından sarıldı. "Sen de harika bir babasın," dedi ve boynuna küçük bir öpücük kondurdu.
Turan, Sıla’nın ellerini tutarak başını ona çevirdi. "Beni hep böyle sev," dedi fısıltıyla.
Sıla gülerek, "Durmadan doğurursam pek böyle sevemem, seni sevmeye vaktim kalmaz." diye takıldı.
Turan kahkaha atarak arkasını döndü. "Eğer doğuracaksan, böyle sevmesen de olur," dedi göz kırparak. Sonra alaycı bir ifadeyle ekledi, "Bir tane daha yapsak, yine yıl atlamadan doğsun."
Sıla kahkahalarla, "Beni veterinere götür istersen! Yavrulatma çaban hiç bitmeyecek galiba,"
Turan, onun neşesini görünce bir an yanağını öptü ve başını Sıla’nın dizlerine koydu. "Siz hep yanımda olun," diye mırıldandı. Alparslan küçük elleriyle babasının elini tutup okşamaya başladığında, o anın sıcaklığı içinde kayboldular.
Alparslan’ın uykuya dalmasıyla Turan onu beşiğine yatırdı. Sıla da olduğu yerde uzanmış, göz kapakları ağırlaşarak uykuya dalmıştı. Turan sessizce yanına sokuldu, saçlarını nazikçe parmaklarının arasına aldı. O anın huzurunu hissederken telefonu çaldı. Hızla yerinden kalkarak odadan çıkıp kapı önünde konuşmaya başladı.
Birkaç dakika sonra içeri döndüğünde, Sıla gözlerini açmadan fısıldadı: “Hastaneye mi gideceksin?”
Sesi yorgun ve uykulu çıkıyordu. Turan, onun yanağını okşayarak hafifçe gülümsedi. “Hayır, gitmeyeceğim. Hatta işten çıkmayı düşünüyorum.”
Bu sözleri duyan Sıla, göz kapaklarını hafifçe araladı. Yanağını Turan’ın avucuna yasladı ve fısıltıyla mırıldandı: “Sen iyi ol yeter ki…”
Sonra gözlerini tekrar kapadı. Turan, bir an ona baktı, yüzüne düşen bir tutam saçı nazikçe geriye itti. İçinde hem huzur hem de derin bir kararın ağırlığı vardı.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 32.25k Okunma |
3.13k Oy |
0 Takip |
110 Bölümlü Kitap |