9. Bölüm

9. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Turan, havayı biraz yumuşatmak için konuyu değiştirdi: "Filmi izledin mi?" diye sordu.

Sıla, hafif bir gülümsemeyle, "Evet, izledim," dedi.

Turan devam etti: "Nasıl buldun peki?"

Sıla kısa bir duraksamadan sonra, "Bruce Willis çok gençmiş," dedi gülerek. "Ben onu hep yaşlı biliyordum."

Turan, başını yana eğerek merakla sordu: "Kaç yaşındasın sen?"

Sıla, bu soruyla ne diyeceğini bilemeden durakladı. "Otuzu aşmadım daha," dedi.

Turan kaşlarını kaldırarak ciddi bir tonda, "Gün, ay, yıl olarak soruyorum o zaman," dedi.

Sıla, hafifçe iç çekerek, "Yirmi sekiz," diye cevap verdi.

Turan gülümseyerek, "Gün, ay olmasa da yeterli bir cevap," dedi. Ardından ekledi: "O yüzden sen hep son filmlerini biliyorsun."

Bu sefer Sıla merakla sordu: "Sen kaç yaşındasın?"

Turan hafif bir kahkahayla, "Kırkı aşmadım," dedi.

Sıla da gülümseyerek ona baktı. Turan, ciddileşip net bir şekilde, "Otuz sekiz," dedi, "Güzel bilgi alışverişiydi," diyerek çatalını bıraktı.

Sıla, yerinden kalktı. Tabağını alıp tezgaha doğru yürüdü. Ardından arkasını dönüp, Turan’a bakarak, “Yemiyorsan alayım mı?” diye sordu, tabağı işaret ederek.

Turan, “Tabii, yemeyeceğim,” dedi ve tabağını uzattı.

Sıla, kaşık ve bardakları almak için tekrar masaya yaklaştığında, Turan aniden konuştu: “Bebeğin babası…”

Bu sözlerle Sıla bir anda bardağı elinden kaydıracak gibi oldu, ama hemen toparlandı. Panik içindeki hali, Turan’ın dikkatinden kaçmadı. Gözleriyle onu izlerken Sıla hızla arkasını dönüp tezgaha yürüdü.

“Gerçekten öldü mü?” diye sordu Turan, ciddi ve sorgulayıcı bir sesle.

Sıla, nefesini kontrol etmeye çalışarak sert bir şekilde cevap verdi: “Öldü. Gerçekten öldü.”

Turan, onun bu ani tepkisini izlerken, “Peki nasıl öldü?” diye sormaya devam etti.

Sıla, elindekileri tezgaha bırakıp aniden döndü. Gözlerini Turan’a dikerek dişlerini sıktı. “Söylediğim gibi, trafik kazası,” dedi, sesi biraz yükselmişti.

Turan, tek kaşını kaldırarak ona baktı. Ancak, Sıla’nın nefes alırkenki paniği gözle görülür derecede açıktı. Sessizce bir süre onu inceledi ve ardından konuştu: “O zaman neden kaçtın?”

Sıla, yüzünü tekrar tezgaha döndü ve işleriyle meşgul görünmeye çalıştı. Sesi sert çıkıyordu: “Bilmen gerekenden fazlasını anlatmayacağım.”

Turan, masadan kalkarak ada tezgahın önünde durdu. Kollarını göğsünde birleştirip gözlerini Sıla’nın yüzüne dikti. “Trafik kazasında ölmedi, değil mi?” diye sordu, bir kez daha üsteleyerek.

Sıla, cevap vermeden işine devam etmeye çalıştı, ama yüzündeki gerilim belirgindi.

Turan başını hafifçe eğdi, onun göz hizasına inerek tekrar konuştu: “Sen mi karanlıksın, o mu?”

Sıla, iyice gerilmişti. Elleri titriyor, içinde bir fırtına kopuyordu. Turan, gözlerini ondan ayırmadan devam etti: “Senin gerçek adın ne?”

Bu soru, Sıla’nın sabrını tamamen tüketmişti. Sinirle döndü ve Turan’a sertçe baktı. “Sana ne!” diyerek bağırdı ve mutfaktan çıktı.

Merdivenlere doğru yürürken, Turan onun peşinden gelerek arkasından konuştu: “Benim evimde kalıyorsun. Bu beni ilgilendirir.”

Turan, kollarını bağlamış, merdivenlerin ortasında duran Sıla'ya bakarak. Sıla, trabzana yaslanarak aşağı doğru eğildi ve ona sinirle baktı. “Getirmeseydin o zaman!” diye çıkıştı.

Turan alaycı bir ifadeyle, “Git o zaman,” dedi. Ardından arka odaya doğru yürüdü ve kayboldu.

Sıla, olduğu yerde kalakaldı. Gidecek hiçbir yeri yoktu. Sinirle bir adım attı, ama sonra duraksadı. Evinde kaldığı birine karşı haddini aştığını fark ediyordu. Ama özür dilese bile, gerçeği saklamak artık çok zor hale gelmişti. Yalan söylese de bunu daha ne kadar sürdürebilirdi ki?

Merdivenin basamaklarına oturup uzun bir süre sessizce kaldı. İçindeki karmaşayı ve pişmanlığı susturmaya çalışıyordu. Ama bu sessizlik, zihnindeki fırtınaları daha da büyütüyordu.

 

 

Bölüm : 30.12.2024 07:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...