103. Bölüm

96. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Osman Bey’in gidişiyle birlikte Turan odaya girdi. Sıla, Turan’a bakarak sordu:

“Yarın çıkar mıyım, doktorum?”

 

Turan zorla gülümsedi.

“Çıkarsın,” dedi. Sıla'nın yanına oturdu, bebeğe baktı. “Üç ay sonra bir daha deneyelim,” dedi hınzırca.

 

Sıla bir anda kahkaha attı.

“Odaları ayırıyoruz canım,”

 

Turan şaşkın bir ifadeyle:

“Kim demiş?”

 

Sıla gözlerini devirdi.

“Ben diyorum. Artık doğuramam, yıl geçmeden yine doğuruyorum, bu nedir ya?" Karnını tutarak, "Gariban ne hale geldi,” diye güldü.

 

Turan, Sıla'nın göbeğini sıkıştırıp,

“Olmuş olan, tümden bitir işini işte,” diyerek yanağına eğilip öptü.

 

Sıla gülerek,

“Yok öyle bir şey,” diyerek ayağa kalktı. Yatağa oturup, “Uzak durmakta fayda var,” deyip uzandı.

 

Turan hınzırca,

“Olmaz uzak falan, kalamam ben,” diyerek onun yanına uzandı.

 

Sıla sıkılmış gibi yapıp,

“Üç tane erkek... Birinizden kurtulsam birinize yakalanırım zaten,” deyip Turan’ın yanağını sıktı.

 

Sıla bir süre Turan’ın kalbini dinledi yatarken. Sonra iç çekerek, “Güral’ı özledim,” dedi yutkunarak.

 

Turan, Sıla’ya sarıldı ve fısıltıyla, “Görmek ister misin?”

 

Sıla, “Keşke,” diye cevapladı. Ama bunun mümkün olmadığını biliyordu.

 

Turan gülümseyerek, “Belki bir gün olur,” dedi. “Her şey oluyor hayatta. Belki sen de abinle, annenle tekrar görüşebilirsin.”

 

Sıla gözlerini sımsıkı kapatıp acı bir sesle, “Babamın ölmesi gerek,”

 

Turan, Sıla’nın sesindeki kırgınlığı ve üzüntüyü fark etti. Başını öpüp, “Hayat neler doğurur,” diyerek ona sıkıca sarıldı.

 

Gece, Kaanhan’ın ağlamalarıyla bölündü. Sabahı böyle karşıladılar.

 

Erken saatte Haldun Bey ve Eflin Hanım, kucaklarında Alparslan’la odaya girdiler. Heyecanla yeni doğan bebeği severken, Alparslan’ın neşesini de izlediler.

 

Öğleden sonra eve gidip biraz uzandı Sıla. İki bebeğini de yanına alıp onları izleyerek bir süre geçirdi. Turan odaya girip yanlarına uzandı. İki küçük bebeği seyrederken, sessizce, “Abin evleniyormuş,”

 

Sıla şaşkınlıkla gözlerini kaldırdı. “Kimle? Serap’la mı?”

 

Turan gülerek, “Bilmem kimle ama evleniyormuş. Biraz araştırdım da, nişanlanmış seninki,”

 

Sıla şaşkın ama hafif bir gülümsemeyle, “Gerçekten mi? Göstersene!” diye merakla yatakta doğruldu.

 

Turan, yanağını sıkıştırarak, “Görümcelik damarın mı kabardı?” diye güldü.

 

Sıla sevgiyle, “Yok, sadece merak ettim. Kimle evlenecek benim çapkın yakışıklım?” diye hevesle cevap verdi.

 

Turan hafif kıskanmış gibi, “Çapkın yakışıklım nedir ya? Bana hiç 'yakışıklım' demedin,” dedi muzipçe.

 

Sıla yerinden kalkıp Turan’ın yanına oturdu, yanağını öperek, “Sen zaten çok yakışıklısın... ama o abim, o da yakışıklı,” dedi ve telefonu almak için elini uzattı.

 

Şaşkınlıkla, “Elif bu!” dedi gülerek. “Sonunda gidip Elif’le mi evleniyor bu şapşal?”

 

Ama ardından yüzündeki ifade hafif bir gülümsemeye dönüştü. Annesini görmüştü fotoğrafta. Resmi yaklaştırıp uzun süre baktı.

 

“Annene benziyorsun,” dedi Turan’a sevgiyle.

 

Sıla gülümseyerek babasını gösterdi. “Aslında babama benzerim,”

 

Turan gülerek Sıla’ya baktı. Başından öpüp, “Kime benzersen benze, sen eşsizsin,” dedi ve sırtını sıvazladı.

 

Sıla’nın gözleri dolmuştu. Telefonun ekranına bakarken Kaanhan’ın ağlama sesi duyuldu. Ardından Alparslan da korkup uyanarak ağlamaya başladı.

 

Turan, Alparslan’ı alırken küçük oğluna, “Söyle küçük oğluna, korkutmasın benim oğlumu,” diye seslendi ve onu sakinleştirmeye çalıştı.

 

Sıla gülümseyerek, “Baba-oğul bebeğimi hemen dışladınız,” deyip Kaanhan’ı alarak emzirmeye başladı.

 

Turan, Alparslan’ı kucağına alıp sakinleştirdikten sonra odadan çıktı.

 

Birkaç gün geçmişti. Artık Alparslan’ın doğum günü kutlamasının yapılacağı gün gelmişti. Sabahın erken saatlerinde hazırlıklarını tamamlayıp evden çıktılar. Mekâna vardıklarında her şey hazırdı. Son kontroller yapılırken, misafirler de yavaş yavaş gelmeye başlamıştı.

 

Yaklaşık bir saat içinde davetlilerin tamamı gelmiş, mekân neşe ve kahkahalarla dolmuştu. Her gelen, sadece Alparslan’a değil, yeni doğan bebeğe de hediyeler getirmişti. Ortamda çocuk kahkahaları, sohbetler ve müzik birbirine karışmıştı.

 

Doğum günü pastası getirilmiş, Alparslan pastayı görünce heyecandan çırpınmaya başlamıştı. Herkes bu anı izlerken Sıla, kalabalığın içinde birinin dikkatle kendisine baktığını fark etti. Işıkların parıltısıyla yüzü net görünmüyordu; ama o bakışlar tanıdıktı.

 

Bir adım geri çekildiğinde, göz göze geldiler. Kalbi sıkıştı. Karşısındaki kişi Güral’dı.

 

Bir an donakaldı. Güral’ın kendisine doğru adım attığını görünce ne yapacağını bilemedi, istemsizce bir adım geri attı. Güral afallayıp etrafına baktı, ne yapacağını kestirememişti.

 

Tam o sırada Turan, sessizce Sıla’nın yanına gelip beline hafifçe dokundu. "Git, abine... Korkma, yanındayım," dedi yumuşak bir sesle.

 

Sıla derin bir nefes aldı. Gözlerini Güral’dan ayıramıyordu. Yavaşça, birkaç adım atarak ona doğru yürümeye başladı. Güral’ın gözleri dolmuştu. Kardeşine doğru hızla yürüdü.

 

“Sılam...” dedi, sesi titrekti.

 

Ve sarıldılar.

 

Güral, kardeşine yılların hasretiyle sımsıkı sarıldı. Sıla da gözleri dolmuş bir şekilde onun kollarında kaldı. Mekânın gürültüsü bir an için arka plana düştü. O anda sadece ikisi vardı; zaman durmuş gibiydi.

 

Bir süre sonra Güral, “Çok özledim,” diyerek geriye çekildi.

Sıla, abisine bakıp zorla gülümsedi. “Ben de özledim… Hem de çok özledim,”

 

Güral, Alparslan’a bakarak, “Dayı olmuşum,” diye gülümsedi.

 

Sıla ise ani bir gülümsemeyle, “Hem de iki kere,” dedi ve elinden tutup onu Kaanhan’ın yanına götürdü.

 

Alparslan’ı da Turan getirmişti. Güral, Turan’a sarılıp minnet dolu bir sesle, “Sağ ol her şey için,”

 

Turan, Sıla’ya dönerek, “Benim her şeyim o,” deyip omzuna dokundu ve ardından arkadaşlarının yanına geçerek sohbete başladı.

 

Güral, yeğenleriyle oynarken ara sıra Sıla’ya bakıyor, onu ne kadar özlediğini ve neler yaşadığını düşünüyordu.

 

Sıla da zaman zaman abisinin yanına gelip ona özlemle sarılıyor, sonra tekrar Turan’la misafirlerin arasına dönüyordu.

Ama aklı ve gözü hep abisindeydi.

 

Bölüm : 29.04.2025 16:40 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...