68. Bölüm

62. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Filmin sonunda ikisi de şaşkın bir şekilde birbirlerine baktı. Aslı gülerek, "Bu ne alakaydı şimdi?" dedi.

 

Murat kaşlarını kaldırıp hafif bir gülümsemeyle, "Bağlayamamışlar. Devam filmidir belki," diye karşılık verdi.

 

Aslı, Murat’ın yanına dönerek bağdaş kurdu ve heyecanla, "Sana bir hikaye anlatayım mı?" diye sordu. Murat, televizyon kumandasına uzandı, ekranı kapattı ve kolunu koltuğun arkasına atarak Aslı’ya döndü. Hafif bir gülümsemeyle, "Mitolojik değilse dinlerim," dedi.

 

Aslı, hınzır bir ses tonuyla, "Mitolojikse de dinleyeceksin," diye karşılık verdi. Murat bir anda yüzüne ciddi bir ifade yerleştirip, "Çok sıkıcı," dedi alaycı bir şekilde.

 

Aslı kahkaha atarak, "Yok, Mitolojik değil zaten. İçini ferah tut," dedi.

 

Murat hafifçe gülümsedi ve sessizce Aslı’yı dinlemeye hazırlandı.

 

Aslı, ellerini heyecanla birleştirerek anlatmaya başladı:

 

"Bir zamanlar Osmanlı tahtında adalet ve zaferleriyle tanınan bir padişah vardı: Kanuni Sultan Süleyman. Saltanatının parlak günlerinde, bir gece, padişah huzurla uyurken ilginç bir rüya gördü. Rüyasında, gökyüzünden bir yıldız düşüyor ve toprağa değdiği anda kırmızı bir gül bahçesine dönüşüyordu. Bu bahçede bir kadın, gül yapraklarının arasında elini uzatıyor ve "Beni bul" diyor.

 

Sultan Süleyman, rüyadan etkilenerek ertesi sabah sarayında her yere gül bahçesi yaptırmaya başladı. Ancak ne kadar gül ekilse de rüyasındaki gibi büyülü bir bahçe oluşmuyordu. Günlerce bu rüyanın anlamını düşünürken, Osmanlı’ya esir olarak gelen bir köle kadın dikkatini çekti: Hürrem. Kadının gözlerindeki derinlik ve gülüşündeki gizem, rüyasında gördüğü kadını hatırlatıyordu."

 

Murat, Aslı’nın anlatırken ki heyecan ve ifadelerini izlerken gülümseyip içten içe onun heyecanlanması hoşuna gidiyordu.

 

"Hürrem Sultan, zekâsı ve güçlü kişiliğiyle kısa sürede Kanuni'nin ilgisini kazandı. Ona şarkılar söyledi, şiirler okudu, hatta siyasette danışmanlık yapacak kadar güvenini kazandı. İkisi arasındaki bağ, zamanla büyük bir aşka dönüştü. Hürrem Sultan, saraydaki gül bahçelerinden birine sık sık giderek Sultan Süleyman’a rüyasındaki gibi bir ortam yaratmaya çalıştı."

 

Murat "Gülleriin içinden canım koşarak koşarak gel bana gel" diye şarkı söylemeye başladı.

 

Aslı Murat'ın bu şarkısına gülerek "Yaa, yapma dur anlatayım" diye Murat'ın ağzını eliyle kapadı.

 

Murat konuşamıyor gibi yapıp "imdat, boğuluyorum" diye gülerek Aslı’nın elini daha da bastırdı ağzına.

 

Aslı "Sus dinle, boğarım bak" diye gülüp devam etti.

 

"Bir gün, Süleyman ona rüyasını anlattı. Hürrem gülümseyerek, 'O rüyadaki bahçe, benim yüreğimdi. O yıldız ise senin aşkın. Şimdi bir aradayız ve bahçemiz hep çiçek açacak,' dedi.

 

Bu aşk hikâyesi, Osmanlı'da pek çok tartışmayı beraberinde getirdi. Hürrem, padişahın gözdesi olmakla kalmadı; onun yasal nikahlı eşi oldu. Tarihte eşine az rastlanan bu durum, Hürrem Sultan’ı sarayda ve halk arasında etkili bir figür haline getirdi. Bu aşk, yalnızca bir padişah ve bir kadının değil, iki ruhun bir araya geldiği destansı bir hikâyeye dönüştü."

 

Aslı, hikayeyi bitirmenin mutluluğuyla arkasına yaslandı.

 

Murat, hafif bir merakla sordu:“Bitti mi?”

 

Aslı yüzünü asarak, “Evet,” dedi.

 

Murat derin bir nefes aldı "Ohh" dedi.

 

Aslı, sinirle doğrulup koltukta dikleşerek, “Bir daha anlatmayacağım sana, görürsün!” dedi.

 

Murat, onun bu hâline gülümseyerek, “O anlattıklarını çok seviyorum,” dedi. Ardından biraz duraksayıp yutkunarak ekledi, “Aslında anlattıklarından çok, senin onları anlatırkenki heyecanını seviyorum.”

 

Omzunu hafifçe Aslı’nın omzuna yasladı. Aslı şaşkın bir ifadeyle, “Ama anlattıklarımda sıkılıyorsun!” dedi.

 

Murat başını iki yana salladı. “Hayır,” diye karşılık verdi, sesinde ciddiyet vardı. “Anlattıklarını da seviyorum, ama senin onları anlatırkenki o heyecanını daha çok seviyorum. Bu yüzden devam etmeni istiyorum."dedi. Alaycı sesle "Beni o hikayelerden mahrum etme, yalvarırım!”

 

Aslı, Murat’ın yüzüne bakıp kahkaha attı. “Çok kötüsün ya, gerçekten!” dedi ve başını Murat’ın omzuna yasladı.

 

Bir anlık sessizlikten sonra, Aslı yumuşak bir sesle konuştu: “Samimi misin, yoksa yine dalga mı geçiyorsun?”

 

Murat hafif bir tebessümle cevap verdi:

“Ne zaman dalga geçtim ki?”

 

Aslı, alaycı bir bakış atarak, “Neredeyse her zaman,” dedi ve gözlerini devirdi, ama yine gülüyordu.

 

Murat, Aslı’nın saçlarını nazikçe okşadı. “Bu söylediklerim tamamen samimi. Sen bir hikâye anlatırken başka bir dünyaya gidiyorsun. Beni de o dünyaya çekiyorsun, bu yüzden hoşuma gidiyor,” dedi.

 

Aslı, Murat’ın söylediklerini düşünerek gözlerini kapattı ve hafifçe gülümsedi. Ardından başını kaldırıp yüzünde muzip bir ifadeyle konuştu:

“Peki, sıradaki hikaye ne olacak?”

 

Murat, merakla sordu. Aslı ise kollarını göğsünde kavuşturup, “Bu kadarını da hak etmiyorsun! Bir sonraki hikayeyi hak etmek için iyi bir dinleyici olman lazım,” dedi.

 

Murat omuz silkti ve gülümseyerek, “O zaman affedilmeyi beklerim, hayatım. Senin hikayelerinin kıymeti büyük,” diye yanıtladı.

 

Aslı hafifçe gülümseyip "Ayy şapşal şey seniii" diyerek kahkaha attı "Evlilikte bir süre sonra iğrençleşiyor insan demek" diye ekledi.

 

Murat şok olmuş gibi bakarak "Bir süre görüşmeyelim," diyerek gülmeye başladı, Aslı’nın elini tutup hafifçe sıktı.

 

 

 

 

 

Bölüm : 05.03.2025 12:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...