84. Bölüm

77. Bölüm

Gelip geçen biri
okurdayazarda

Murat, yukarı bebeğin yanına çıktı. Camın önünde durup başını soğuk cama yasladı. İçindeki acıyı bastıramıyordu, gözyaşları süzülmeye devam etti. Aslı’nın bebeğin cinsiyetini öğrendiği anı hatırladı.

 

"Özgür olsun adı," demişti heyecanla.

 

Bu anıyı düşündükçe göğsü daha da sıkıştı. O anki gülümsemesi, gözlerindeki parıltı gözünün önüne geldi. Acı dolu bir tebessümle başını cama dayadı, sonra yavaşça dizlerinin üzerine çöktü.

 

"Benim yüzümden…"

 

Sesi titredi, boğazına düğümlenen kelimeleri zorla çıkardı.

 

"Benim yüzümden oldu…"

 

Başı cama yaslıyken, derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. Ama acı o kadar yoğundu ki dayanamıyordu. Bir an sonra başını cama vurmaya başladı. Önce hafifçe, sonra giderek daha sert.

 

Koridordaki hemşireler ve hastabakıcılar sesleri duyup hızla kapıya koştular. Onu sakinleştirmeye çalıştılar ama Murat hiçbirini duymuyordu. Ne sesleri ne de ellerini tutmaya çalışanları hissediyordu. Sadece içindeki o dayanılmaz suçluluk ve acı vardı.

 

Bedenini saran güçlü elleri ancak bir süre sonra fark etti. Direnmeye çalıştı ama artık takati kalmamıştı. Hemşirelerden biri yumuşak bir sesle, "Lütfen kendinize zarar vermeyin," dedi ama Murat onu bile duyamadı. Gözleri boşluğa bakıyordu.

 

Sonunda sakinleştirici iğne yapıldı. Göz kapakları ağırlaştı, bedeni uyuştu. Ve derin bir boşluğa düşerken aklında sadece Aslı vardı.

 

Akşam olmuştu…

 

Murat gözlerini açtığında başucunda oturan Selçuker’i gördü. Gözleri kıpkırmızıydı, içinde öfke ve acı vardı. Hiçbir şey söylemeden, derin derin Murat’a bakıyordu.

 

Murat’ın bilinci tam yerine oturmamıştı, ama Selçuker’in o bakışlarından neyin geleceğini hissetmişti. Daha kendini toparlayamadan Selçuker aniden yerinden fırladı ve Murat’ın boğazına yapıştı.

 

"Ne yaptın kardeşime?!"

 

Sesi titriyordu ama sıkışan boğazından çıkan kelimeler bıçak gibiydi. Gözlerini Murat’ın gözlerine dikmiş, öfkesiyle onu nefessiz bırakıyordu.

 

Murat karşı koymadı. Direnmedi. Sadece Selçuker’in öfkesiyle boğulmaya razı olmuş gibi gözlerini ona dikti.

 

Harun, Selçuker’i geriye çekmeye çalıştı. "Abi dur, yapma!" diye yalvardı ama Selçuker’in elleri Murat’ın boğazına daha da sıkı kenetlenmişti.

 

Harun tüm gücüyle araya girip Selçuker’i geriye savurdu. Murat, zorla aldığı bir nefesle derin bir öksürükle doğruldu. Ama ne Selçuker’in öfkesi ne de Harun’un telaşı umurundaydı.

 

Daha fazla duramadı. Yataktan hızla kalktı, sendeleyerek kapıya yöneldi ve hiç durmadan yoğun bakıma doğru koştu.

 

Ayak sesleri koridorda yankılanıyordu. Kalbi çarpıyor, ciğerleri yanıyordu ama duramadı. Tek bir şey görmek istiyordu.

 

Aslı’yı…

 

Ama kapıya vardığında içindeki korku her şeyin önüne geçti.

 

Ellerini kapıya dayadı ve bir an nefes bile almayı unuttu.

 

Murat derin bir nefes aldı, elleri titreyerek kapıyı tıklattı. İçinde büyüyen korkuyla boğuşuyordu. Kapıyı açan hemşire onu görünce bir an duraksadı, sonra hızlıca dışarı çıktı ve kapıyı arkasına kapattı.

 

"Aslı…" dedi Murat, sesi titriyordu.

 

Hemşire gözlerini kaçırdı. "İçeri giremezsiniz."

 

Murat bir adım ileri attı. "Nasıl durumu? Ne oluyor içeride?"

 

Hemşire bir an tereddüt etti, ne diyeceğini bilemiyordu. Tam o sırada arkasında bekleyen Selçuker ve Harun’u fark etti. Derin bir nefes aldı, kelimeler boğazında düğümlenmişti.

 

"Kötü…" dedi sonunda. "Gittikçe de kötüleşiyor."

 

Son cümleyi söylediğinde sanki hastane koridoru bile daha sessizleşti.

 

Selçuker’in dizlerinin bağı çözüldü, duvara yaslanıp sendeleyerek bir koltuğa oturdu. Gözleri donuktu, duydukları ona da ağır gelmişti.

 

Murat ise kapıya dayandı, içeriye bakmaya çalıştı ama perde çekilmişti. Yine de içeride gölgeler vardı, bir hareketlilik hissediliyordu.

 

Dayanamadı, kapıyı tekrar çaldı. Hiçbir yanıt gelmedi. Hemşireler hızla içeri girerken Murat kapıya daha sert vurmaya başladı.

 

"Açın kapıyı! Açın!"

 

Ama kimse açmadı. Tek duyduğu, kulaklarında yankılanan kendi nefesiydi.

 

Selçuker, hâlâ olduğu yerde şok içindeydi. Sonunda mırıldanır gibi bir sesle, "Onu da kaybedemem," dedi ve derin bir nefes alıp ayağa kalktı. Kapıya doğru yürüdü, Murat’ın yanına geldi.

 

İçerideki hareketlilik daha da artmıştı.

 

Ama onlar kapının arkasında, çaresizce içerideki koşuşturmayı izlemekten başka bir şey yapamıyorlardı…

 

Bölüm : 26.03.2025 12:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...