
<3°°°
You high baby?
Yeahh...
Yeah?
hahaha..Talk to me...
You want me to tell you somethin?
Uh huh...
I know what you wanna hear...
'Cuz I know you want me baby I think I want you too...
I think I love you baby...
I think I love you too...
I'm here to save you girl,
Come be in shady's world,
I wanna grow together,
Let's let our love unfurl.
You know you want me baby,
You know I want you too,
They call me Superman,
I'm here to rescue you,
I wanna save you girl,
come be in Shady's world...
oh boy you drive me crazy...
Bitch you make me hurl...
They call me Superman,
Leap tall hoes in a single bound,
I'm single now,
Got no ring on this finger now,
I'll never let another chick bring me down,
In a relationship, save it bitch, babysit? you make me sick,
Superman aint savin shit, girl you can jump on shady's dick,
Straight from the hip, cut to the chase,
I'll tell a mo'fuckin slut to her face,
Play no games, say no names, ever since I broke up with what's her face,
I'm a different man, kiss my ass, kiss my lips, bitch why ask?
Kiss my dick, hit my cash, i'd rather have you whip my ass,
Don't put out? i'll put you out,
Won't get out? i'll push you out,
Puss blew out, copin shit,
Wouldn't piss on fire to put you out,
Am I too nice? buy you ice,
Bitch if you died, wouldn't buy you life,
What you tryin to be, my new wife?
What you Mariah? fly through twice,
But I do know one thing though,
Bitches they come, they go,
Saturday through sunday monday,
Monday through sunday yo,
Maybe i'll love you one day,
Maybe we'll someday grow,
Till then just sit your drunk ass on that fuckin runway hoe...
'Cuz I can't be your superman,
Can't be your superman,
Can't be your superman,
Can't be your superman,
I can't be your superman,
Can't be your superman,
Can't be your superman,
Your superman, your superman...
Don't get e wrong,
I love these hoes,
It's no secret,
Everybody knows,
Can't we fuck?
Bitch so what?
That's about as far as your buddy goes,
We'll be friends,
I'll call you again,
I'll chase you around every bar you attend,
Never know what kind of car i'll be in,
[Woman Screaming]
We'll see how much you'll be partying then,
You don't want that,
Neither do I,
I don't wanna flip when I see you with guys,
Too much pride,
Between you and I,
Not a jealous man, but females lie,
But I guess that's just what sluts do,
How could it ever be just us two?
Never loved you enough to trust you,
We just met and I just fucked you,
But I do know one thing though,
Bitches they come they go,
Saturday through Sunday monday,
Monday through Sunday yo,
Maybe I'll love you one day,
Maybe we'll someday grow,
'Till then just sit your drunk ass on that fuckin runway hoe...
I know you want me baby,
I think I want you too...
I think I love you baby...
I think I love you too,
I'm here to save you girl,
Come be in shady's world,
I wanna grow together,
Lets let our love unfurl,
You know you want me baby,
You know I want you too,
They call me Superman,
I'm here to rescue you,
I wanna save you girl,
Come be in shady's world...
Oh boy you drive me crazy...
Bitch you make me hurl.
First thing you said...
I'm not phazed,
I hang around big stars all day,
I don't see what the big deal is anyway,
You're just plain ol' Marshall to me...
Ooh yeah girl run that game...
Haily Jade...I love that name,
Love that tattoo...what's that say?
'rot in pieces' aww that's great...
First off you don't know Marshall,
At all so don't grow partial,
That's ammo for my arsenal,
I'll snap you off that bar stool,
There goes another lawsuit,
Leave handprints all accross you,
Good lordy-wody you must be blown off that water bottle,
You want what you can't have,
Ooh girl that's too damn bad,
Don't touch what you can't grab,
End up with two back hands,
Put Anthrax on a Tampax and slap you till you can't stand,
Girl you just blew your chance,
Don't mean to ruin your plans,
But I do know one thing though,
Bitches they come they go,
Saturday through Sunday Monday,
Monday through Sunday yo,
Maybe I'll love you one day,
Maybe we'll someday grow,
'Till then just sit your drunk ass on that fuckin runway hoe...
I know you want me baby,
I think I want you too...
I think I love you baby...
I think I love you too,
I'm here to save you girl,
Come be in Shady's world,
I wanna grow together,
Lets let our love unfurl,
You know you want me baby,
You know I want you too,
They call me Superman,
I'm here to rescue you,
I wanna save you girl,
Come be in shady's world...
Oh boy you drive me crazy...
Bitch you make me hurl...
...
...
...
BU KİTAPTA GEÇEN OLAYLAR HAYAL KURGUSUDUR... GERÇEK HAYATTAN BAĞIMSIZDIR...
...
İyi okumalar...
°°°°°
ARSAL AİLESİ GEÇMİŞ;
ARSAL ailesi her zaman ki gibi işleri ile uğraşıyordu. Tabii Tuğra kardeşinin yüzüne bile bakmadığı için hep görev başındaydı. Evden erken çıkar, geç dönerdi. Konağın bütün erkekleri evdeki negatif enerji ile karşılaşmak istemiyorlardı. Hepsi bir iş ile uğraşıyorlardı. Hatta boş gezen Kuzey bile abileri ile şirkette işlere bakıyordu. Hakan ise karısı için bir kaç hafta izin almıştı. O süre boyunca karısını hiç yalnız bırakmamış, hep yanında olmuştu. Konakta ki kadınlar zaten harap içindelerdi.
Doğa kendisini odasına kapatmış, kayınvalidesi Selen gelini için her şeyi yapmakta. Görümcesi İlay onu odadan çıkartıp hava almasını çalışıyordu. Eltisi Erva zaten hep yanındaydı. Doğa bu kadar kötü iken doktorun dediğini nasıl söyleyeceklerini hiç ama hiç bilmiyorlardı.
Hakan'ın izin günü bitmiş, görevin başına geçmişti. Konakta yine tek kadınlar vardı. Bu sefer Erva, Doğa'yı dışarı çıkarmak için uğraşacaktı. Erva elinde kahvaltı tepsisi ile Doğa'nın odasına doğru çıktı. Doğa kaç gündür ne aşağı inip yemek yiyordu ne de getirilen yemeği yiyordu. O yüzden Erva, Doğa yiyene kadar başında duracaktı. Kapıyı çalıp içeriye girdi.
Doğa yine kanapenin köşesine oturmuş dışarıyı izliyordu. Hayret yatağından çıkmıştı. Hatta yüzünde gülümsemesi bile vardı. Erva gülümseyerek "Ooo Doğa Hanım günaydınlar" diyerek yanına oturdu.
"Günaydınlar Erva Hanım" dedi Doğa.
"Bu gün iyiyiz sanki ha?" dedi Erva.
"Eh iyiyiz bugün. Kendimi toplamaya karar verdim."
"İşte Doğa ARSAL! Kendisini toplayacak, yıkılmayacak!"
"Yanımda kocam ve dağ gibi bir eltim olunca Doğa ARSAL kendisini hızla toplar!"
"Eeee kahvaltıyı da inersin değil mi?"
"Off bilmiyorum Erva. Hem Selen anneye ayıp da oldu. Hatta tüm herkese ayıp oldu. Herkes iş başında ben odamda."
"Saçmalama Doğa! Acını yaşayacaksın. Hem annem hep senin ile ilgilendi. Hep sana destek çıktı. Hatta ve hatta aşağıya inersen herkes çook mutlu olur."
"Aşağıda kim var?"
"Kadınlar var tek. Misafir falan yok merak etme."
"O var mı?"
"O kim?"
"Şey işte, Hande."
"Dün akşam gelmedi. Şuan da yok."
"Ohh iyi iyi hadi aşağıya inelim."
"Tamam sonra da biraz dolaşırız."
"Yok-"
"Evet evet çok iyi fikir bence değil mi?"
Doğa sabah kalktığında kendisini düzeltmeye karar vermişti. Sabah erkenden kalkmış odasını toplamış, duş almış özenle kıyafetlerini giymiş dışarıya bakarak bu zamana kadar her şeyi düşünüyordu.
Merdivenlerden indikten sonra yemek odasına doğru gittiler. Yardımcı kızlar mutfakta işlerini halletmiş kahvaltılarını yapıyorlardı. Salonda hiç kimse yoktu, herkes yemek odasındaydı. Doğa derin bir nefes alıp kapıyı açıp içeriye girdi. Arkasından da kardeşi gibi eltisi girdi.
Kapının açılma sesini duyanlar kapıya bakmışlardı. Kapının önündeki kişiye baktıklarında ayağa kalkıp hızla Doğa'ya sarılmaya başladılar. Kayınvalidesi Selen, mutlulukla, gururla kızına bakıyordu. Biliyordu, bir gün kendisini toplayacağını, pes etmeyeceğini. Doğa herkese iyi olduğunu söyleyip annesine doğru gitti. Hızla annesinin elinden öpüp utançla kafasını eğmişti.
Annesi Selen kızının çenesinden tutup "Eğme o kafanı, güzel yüzünü harabeye çevirme kızım." dedi. Doğa annesinin dediğini yapıp kafasını kaldırmıştı. Şimdi tam dimdik idi.
Herkes mutlulukla sofraya oturup kahvaltılarını etmeye başlamışlardı. Sohbetlerle, gülmeler ile eşliğinde kahvaltılarını yaptıktan sonra konağı toplamaya başlamışlardı. İlay odasına çekilmiş ders çalışıyordu. Yardımcı kızlar zaten çoğunu halletmişlerdi.
Bütün işler bittikten sonra Erva, Doğa ve İlay bahçeye oturup konuşuyorlardı. İki elti yine görümcelerine bulaşıyorlardı. En son bahçe kapının önünde bir ses duymuşlardı. Hande arabasından inip konağa girecekti. Ama bahçede gördüğü kişiler yüzünden durdu. Çünkü yine bir şey yapacaktı.
"Vay vay hanımlar ne bu keyif?" dedi Hande.
"Vay vay Hande Hanım nereden geliyorsunuz acaba?" dedi İlay.
"Acaba sana ablan ile nasıl konuşmanı öğretmedim mi ben?" dedi Hande.
"Yok sen ona ablalık yapmadığın sürece sana da saygı yok!" dedi Erva.
"Offf yine boş laflar boş bilgiler. Yorulmuyor musunuz?" diyerek yüzünü buruşturdu Hande.
"Kendisini anlatıyor gariban." dedi Doğa.
Hande boş bir kahkaha ile "Sen nasıl konuşa biliyorsun acaba?" dedi. Doğa da boş bir kahkaha ile "Niye konuşmayacakmışım?" dedi.
"Sen daha bilmiyor musun?"
"Hande kes sesini!" dedi Erva.
"Gerçekten bilmiyor mu?" dedi Hande.
"Ablaa yeter!" dedi İlay.
"İlay sesini alçat! Hem niye kadına söylemediniz? Yazık şimdi daha çok acı çekecek!" dedi Hande
"Hande seni buraya gömmeden önce siktir ol git!" dedi Erva.
"Aaa ne ayıp ama!"
"Neyi bilmiyor muşum ben?" dedi Doğa.
"Doğa-"
"Erva, İlay! Ben neyi bilmiyorum?" diyerek İlay'ın sözünü kesti.
"Ben söyliyim. Senin bir daha çocuğun olmayacak.!" dedi Hande.
"Ne" dedi kısık sesle Doğa.
"Aynen. Hep senin suçun! Bir bebeği koruyamadın. ARSAL ailesinin de soyu gelişemeyecek hep senin yüzünden! Birde burada gülüp konuşuyor! Yazık." dedi Hande.
Doğa bir süre boyunca sadece Hande'ye baktı. Aslında hepsi o kızın suçu. Hande hep Doğa ile uğraşıyordu, hep onun yüzündendi...
Doğa hızla ayağa kalkıp Hande'nin önüne gelerek "Hepsi senin suçun hepsi senin yüzünden şeytan!" diyerek tokat attı. Hande kendisini yerde bulmuştu. İlay tiz bir çığlık atmıştı, Erva saşkındı ama memnuniyet ile izliyordu.
Doğa Hande'nin saçından tutup tekrar tokat attı. Sonra üzerine çıkıp peş peşe yüzüne vurmaya başladı. Herkes bahçeye çıkmıştı bile. Annesi Selen durdurmak için ilerleyecek ken "Bırak anne kız haklı. Sinirini alsın" dedi Erva.
Hiç kimse Doğa'yı durdurmuyordu. Çünkü Hande her yönden haksızdı ve hakediyordu. Doğa her vurduğunda 'Senin yüzünden' diyordu. Doğa artık bitik haldeydi. Hande'nin yüzü ise berbat bir haldeydi.
Doğa artık bilinci gidiyordu. En son kendisini yere bırakmıştı. Tek gördüğü şey ona doğru koşan kocasıydı.
Gerisi saf bir siyahtı...
...
...
...
•••••
Artık o gözlerde daha çok pişmanlık görecektim...
Ama onlar benim gözlerimde nefret ve kırgınlık göreceklerdi...
...
Umarsamadan, boş bir bakışla sadece abisi varlığa bakıyordum. Oda bana pişmanlık, üzüntü ile bakıyordu. Bu bakışmadan sıkıldığım için "Komutanım görev için çağırdınız bizi buraya. Peki görev nedir?" diyerek göz temasını kopardım.
"Şimdi bu görevimiz, her zaman ki gibi dağlarda olmayacak. Bu görevimiz daha da farklı." diyerek projeksiyonun önüne gitti.
"Bu görev daha farklı tamam. Tam olarak ne?" dedi Hakan.
"Bu görevimiz de SİYAH AVCI da olucaktı ama bir takım sorunlar oldu maalesef. O yüzden sadece ikiniz olucaksınız. Tabii görevde başka kişilerde olucak bunu anlattığımızda öğrenirsiniz." dedi Albay.
Hakan ile bir kaç saniyelik bakışmamız oldu. Sonra hemen Albay'a dönmüştük. Albay projeksiyonu açtığında orta yaşlarda bir kadın ve bir adam vardı. Albay kadına ve adama biraz baktıktan sonra görevi anlatmaya başladı.
"Bu gördüğünüz adam ve kadın görevdeki imha edeceğimiz kişiler. Vedat Zar ve Gül Zar yani imha edeceğimiz kişilerin isimleri. Yaptıkları iş fuhuş. Genç kızları farklı yollarla ikna edip pis işlerin içine dahil ediyorlar ve maalesef çoğu ya devam ediyor yada hayatlarına son veriyorlar.Şimdi Üsteğmen Gecem Mona AKAR bu görevde müştereleri ayarlayacaksın. Ama sonrasında görevin biraz zorlaşacak bunu bil. PÖH Hakan ARSAL sende bu görevde önemli rol oynayacaksın. Yani müşteri olacaksın. Hepinizin randevusu ayarlandı." diyerek biraz nefes aldı. Sonra devam etti.
"Gecem Mona AKAR sen artık o değilsin. Sen ALİN HAYA'sın. Bu kimlik ile gideceksin. Hakan ARSAL sen artık o değilsin. Sen KEREM KAYAM'sın. Bu kimlik ile gideceksin. Ve ALACAKARA timi de görevde olucak Üsteğmenim. Onlara ayrı anlatıcağız görevi. Şimdi hazırlanın bu akşam bu iş bitsin!" diyerek projeksiyonu kapattı.
"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!" Hakan ile beraber selam verip toplantı odasından çıktım. Arkamdan da Hakan geliyordu. Biraz daha hızlanarak yürüdüm ama hala peşimi bırakmıyordu. Ben ne kadar hızlansam oda hızlanıyordu.
En son bahçeye çıkıp en uzakta ki banka oturup sigaramı içmeye başladım. Yanıma oda oturmuştu. Sigara paketini uzatıp alıp almamasını bekledim. Bir tane dal alıp cebinden çakmağı ile yaktı. Sigara içtiğini öğrendim şuan. Allah bilir daha neler öğreneceğim.
Bir süre boyunca hiç konuşmadan ileriye bakıyorduk. En son Hakan sigarasını ayağı ile ezip eline aldı. Benim yaptığım gibi yapıyordu. Bunu da öğrenmiş oldum. Bende sigaramı ayağımla ezip elime aldım. Sonra bir sigara daha alıp içmeye başladım.
"Bu kadar çok içme." dedi abisi varlık.
"İki sigara dalı fazla mı?" dedim.
"Bana göre değil ama senin için söylüyorum." dedi.
"Merak etme günde 1-2 paket bitirmişliğim var. Hem sana ne bundan."
"Abinim diyeceğim ama abilik yapmadım sana. Seni tanımak istemedim, seni o kız gibi olduğunu sandım, sana ön yargı ile yaklaştım. Daha ne diyebilirim ki?" dedi üzüntü bir ses ile.
"Daha ne diyebilirsin ki? Ama bunu bil ki o dediğin laflar bana hiç işlemedi. Çünkü alıştım. Bana bu meslek olmaz dediler. Başka imalar yaptılar. Yani artık bana bu laflar boş. Şu da var bende gerçek ailemi önceki ailem gibi olduğunu sandım. Ama biyolojik anne sayesinde bu düşüncem değişti ama maalesef abisi varlıklar yüzünden düşüncem geri geldi." dedim.
"Abisi varlık?"
"Boş ver onu sonra anlarsın. Hem sizi öyle bir pişman edeceğim ki ölümden dönsem bile affetmiyeceğim."
"Büyük konuşma bende seni öyle bir affettireceğim ki ölümden dönsem bile senden vazgeçmiyeceğim Mona'm" dedi.
"Hadi bakalım. Ve sen bana az önce ne dedin?"
"Mona'm" dedi gülümseyerek.
"Sen hangi sıfat ile söylüyorsun ve Mona'm ı nereden biliyorsun?"
"Artık abin olarak ve Mona'nın güzel bir anlamı var. Artık bana göre Mona'msın" dedi tekrar gülümseyerek.
"Oğlum bir git! Şimdi yüzüne bir tane çakıcağım" dedim sinirle.
"Kızım düzgün konuş."
Tam yüzüne yumruğu koyucakken arkadan bir asker "Komutanım hazırlanmanız gerekiyormuş." dedi. Askere dönüp "Tamam" diyerek abisi varlığa dönerek "Sıyırdın ama yumruğu çakıcağım sana ABİSİ VARLIK!" diyerek odama geçtim. Arkamdan bir şeyler söyledi ama duymamızlıktan geldim.
Odama girdiğimde görev için kıyafetle. getirmişlerdi bana. Allah'tan elbise değildi. Ama yine de kötüydü. Altıma çok dar olmayan dizlerimin üzerinde yırtmaçlı bir siyah etek. Üzerime keten siyah gömlek vardı. Ayakkabı olarak siyah stelotto siyah bir topuklu ayakkabı. Yani bugün full siyahlara bürünecektik. Valla benim işime gelir açıkçası.
Hızla bir duş alıp kıyafetleri giymeye başladım. Saçlarımı kurutup düzleştirip salık bıraktım. Şuan bana bu kıyafetleri gönderen kişiye sövüyorum. Ben bu etekle nasıl görev yapacağım acaba. Çok merak ediyorum. Siyah tonlarında göz makyajı yaptım. Ve dudağımada kırmızı bir ruj patlatmıştım. Bence iyi oldu.
Odadan çıktığımda kapıda abisi varlığı ve bizim timi görmüştüm. Hepsi çok şıktı. Hele ki Armina çok güzeldi ama kesinlikle zorla giyinmiş. Abisi varlık beni kaşları çatık bir şekilde süzerek "Fakir misin kızım sen bu etek boyu ne? Paran mı yetmedi de kumaştan kestiler!" dedi.
"Sana ne? Sanki ben isteyerek giydim! Zaten bana bu kıyafetleri gönderen kişiyi bir güzel seviceğim! Tövbe Yarabbi!" dedim.
"Şey komutanım o kıyafetleri ben gönderdim" dedi kısık sesle Ayaz.
"Anlamadım" dedim.
"Kıyafetleri ben gönderdim komutanım." tekrarlayarak.
"Ayazcağım sen bu görevden sonra beni bul tamam mı? Ama aferin elbise almamışsın." dedim.
"Biz hiç komutanımızı öyle gönderir miyiz?" dedi Baran.
"Te Yarabbim hadi hadi göreve!" dedim.
...
Görev saati geldiğinde herkes arabalarına binmişti. Hakan müşteri olduğu için kendisine özel bir araba ile tek başına gitti. Diğerlerimiz ise görev aracı ile gitmiştik. Miran, Baran ve Yusef bize komut gerçekleri için araba da kalıcaklardı. Diğer kalanlar ise ordaki güvenlikleri ve korumaları indireceklerdi.
Görev yerine geldiğimizde ben direk kapının önündeki masaya geçerek müşterileri bekledim. Hafiften bazıları gelmeye başlamışlardı. Gelen kişilerin isimlerini listeden bulup kontrol ediyordum. Abisi varlık da bana doğru geliyordu.
"İsminiz beyefendi?" dedim.
"Kerem KAYAM" dedi Hakan.
Listeden ismini bulduktan sonra "Rezervasyonuz var sizi bir arayalım" dedikten sonra bir görevli üstünü aramaya başladı. Temiz çıktıktan sonra tam yanımdan geçerken cebine dinleme cihazını koydum. Çünkü arama olduğunu bildiğimiz için takmamıştık. Önemli kişiler geldikten sonra işim bitmişti. Sadece oturup etrafı iyice izlemem gerekiyordu.
Bir süre boyunca herkesi tek tek izledim. En son Hakan bir kadını alarak yukarı çıktı. Yani başlamak için işaret veriyordu. Kulaklığımda da "Başlıyoruz" sesi geldi.
Kapıdaki korumaya baktım. Maalesef biraz cilve yapacağım. Korumanın yanına gidip "Yorulmuyor musun böyle ayakta dikilmek?" dedim. Oda bana dönüp "İşim bu" diye cevap verdi.
"Ama kesin yoruluyorsun ama ben senin çözümünü biliyorum. Biraz rahatlaman lazım senin." dedim.
Etrafına baktıktan sonra belimi tutup kendisine çekip "Emin misin bundan?" dedi. "Eminim" diyerek cevap verdim. Kulaklığımda "Ben bunu sikerim!", "Len bu görevde varmıydı?" sesleri geliyordu. Hemen kulaklığımı kapatıp işime odaklandım.
Koruma beni bir odaya götürdü. Bir temizlik odasına. Tam beni öpecekken kafamı geçirdim. Adam inleyerek yere düştü. Bir kaç yumruk attıktan sonra kafasına duvara vurarak bayılttım. Allah bilir belki ölmüştür. Odadan çıkıp üst kata çıktım. Üst kattaki korumalar zaten halledilmişti. Armina'da en son bir adama yumruğunu geçirmişti. Bir üst kata çıktıktan sonra Hakan ile karşılaştım. Elinde silahlar vardı. Galiba diğerlerine dağıtmıştı.
Elinde ki silahı bana doğru attı. Yakalayarak aşağıya indik. Üst katlar benim tim ve Hakan'nın timi temizleyecekti. Aşağı indiğimizde hedefimiz olan çiftin yüzünde endişe vardı. Kürsüye çıkıp elime mikrofonu aldım.
"Evet piçler. Bugün piçliğiniz tuttuğu için eğlenmeye geldiniz. Ama kısa sürecek hatta hiç başlamayacak. Vedat-Gül Zar çiftini ölmeleri için kürsüye davet ediyorum." diyerek kürsüden indim.
Vedat ve Gül kapıyı açmaya çalışıyorlardı. Ama bizimkiler çoktan çıkışları kapatmışlardı bile. Gülümseyerek "Şimdi daha eğlenceli olucak" diyerek bir adama sıkmıştım bile.
Benim bsşlamam ile ortalık karışmıştı bile. Kurşun bitene kadar herkesi öldürüyordum. Tam adama sıkacakken mermim bitmişti. Hemen silahın kabzası ile adamın kafasına vurdu. En son tim de destek olarak gelmişti. Kalabalığın içerisinde Zar çiftini görmüştüm. Önümdeki adamın kafasına cam masaya geçirip koştum. Zar çifti beni gördüklerinde korkudan ne yapacaklarını şaşırdılar.
"Ne oldu lan izmarit? Götün tutuştu!" dedim.
Vedat biraz daha korku içinden baktıktan sonra arkamda ne gördüyse gülmeye başladı. Bir kaç saniye içerisinde şakağımda soğuk bir şey hissettim. Metal bir şeydi. Tabii silahtı. Ama onu tutan kimdi?
"Kardeşim biraz korkak onda katılıyorum. Ama ben hiç öyle değilim Üsteğmen!" dedi arkamdaki metalik ses.
Bir kaç dakika sonra da Vedat'ın şakağında silah vardı. Onu tutan da Hakan yani abimdi.
"Benim kardeşim de cesurdur, siker ananızı!" dedi Hakan yani abim.
Acaba dediğim gibi ölümden dönsem de affeder miydim?
"Affediyor musun beni Mona'm!" dedi abim.
Affediyor muydum acaba???
"Siktir git seni bir süründüreceğim! Aklın şaşar!" dedim.
"Lan kızım affetsen ne olur?" dedi Hakan.
"İyi misiniz siz?" dedi Vedat ve arkamdaki şahıs ayna anda.
"Değiliz!" dedik Hakan ile aynı anda.
Değildik ki?
"Affediyor musun?" dedi tekrardan abim.
Bu sefer sessiz kaldım...
Sessizlik...
...
...
...
•••••
Merhaba canovvvlarımmm,
Naberrr???
Bölüm nasıldııı???
Sizce gerçekten Gecem affedicek mi?
SİZLERİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYORUM CANOVVVLARIMMM...
^o^

| Okur Yorumları | Yorum Ekle |