

sabah yine aynı saatte uyandım spor tarzı bişeyler üzerime geçirip telefonumu yanıma aldım ve evden çıktım yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra ormanlık alana geldim ve koşmaya başladım .
bazen insanın nefes almaya ihtiyacı vardır yalnız kalıp kendini dinlemeye ve içindeki sorulara , sorunlara çözümler bulmayı ve bunu oturduğu yerden yapamaz illa bir şeyle uğrasırken yapacak ben bunu kosarak yapıyorum ilk zamanlar boks torbasını yumruklardım ama torba patlayınca çözüm bulamamış gibi hisseder içime çekilmeye başlardım
fakat sonradan koşmaya başladım bu neredeyse benim icin su içmek yemek yemek kadar önemli bir sey haline gelmişti. Canım yanmıştı hemde çok defa ha bu kurşun yarası falan zannetmeyin bu kalp ağrısıydı. sevilmemek , sayılmamak , aşağılanmak , eziklenmek ve daha nicesiydi aslında bunların hepside küçük Umay'ı anlatıyordu . içimde hala büyümemiş kanatlarını özgürce açmaya korkan bir minik cocuk vardı ne kadar zorlasam da bitürlü çıkmamıştı orada öylece duruyor yeri geliyo bana güç veriyo yeri geliyo gücümü çekiyordu...
bir saat boyunca koşup eve döndüm saat 6.00 olmuştu . ılık bir duş alıp üzerimi değiştim ardından ilk defa göreceğim evin bodrum katında olan spor salonuna indim bütün ekipmanlar vardı evin en sevdiğim kısmı olabilecek kapasitede . önce güzelce bir ısındım ardından elime boks eldivenlerimi taktım odadan çıkmadan önce aldığım kulaklıkları mı da takıp torbayı kum yumruklamaya basladım bi 10-15 dakika yaptıktan sonra barfiks çubuğuna geçtim onu da yarım saat yapınca bıraktım en son ağırlıklara geçtim önce küçüklere başlayıp kollarımı ısıttım ardından ağır ve büyüklerine geçtim .
onu da 5 dakika havada tut bırak yaparak bitirdim ve yukarı çıktım bizimkiler uyanmıştı ve masada bekliyolardı ne ara uyanmıştı bunlar?
"kız sen orda ne geziyon bizde uyuyor sanıyoruz"
"antrenman yaptım biraz"
"annecim hemen çık yukarıya duşa gir kıyafetlerinide değiş gel "
"emredersiniz Meryem sultan"
hemen yukarı çıkıp tekrar duş aldım ardından üzerimi giyinip kahvaltıya indim kahvaltıdan sonra abimler işe ben ise okula gittim arabamı park edip indim Çetin ile Çelik beni bekliyor olacaklardı ki görür görmez yanıma ışınlandılar
"Umay abla gelmişin?"
" ya ne yapacaktım ?"
" gelmezsin diye düşündük abla"
"gelmesem niye söz verim oğlum manyak mısın?"
"yalnız tüm öğrencilerin gözü niye üstümde"
"Sey biz bütün arkadaşlara diyince ondan ona duyulmuş "
"hadi neyse götürün beni öğretmenlerinizin yanına "
bir kaç öğretmenle konuşup derslerini öğrendim genel olarak iyilerdi fakat çalışmaları gerekiyordu. toplantıdan çıkınca ikili kollarımdan tutup bahçedeki banklardan birine oturttular
"Umay abla bak şu gurup var ya hah onlarla sürekli kavga ediyoruz"
"siz bunları iki dakikada halledersiniz oğlum ne kasıyosunuz"
"işte Umay abla iki dakikada hallederiz ama abimler de bizi halleder ve bu iki dakikadan az bile sürebilir "
güldüm
"haklısın neyse size bulaşırlarsa hemen çağırın beni gelirim ,şimdi gitmem lazım"
"tamam Umay abla görüşürüz "
"teşekkürler Umay abla görüşürüz"
"hadi güle güle çocuklar"
okuldan çıkıp arabaya bindim . bu veli toplantılarınıda zaten hiç sevmedim. kendi evime doğru yol aldım bir kere kontrol etmem gerekiyordu arabayı park edip araçtan indim bu sefer kapıda İbrahim yoktu bu yüzden kimliğimi göstererek içeri girdim
"komutanım?"
"efendim Dursun"
"komutanım dün siz gelemem diyince biz de yemeği akşama aldık gelebilirmisiniz?"
"iyi hadi geleyim , bana konum gönderin"
"tamam komutanım iyi günler"
"hadi iyi günler"
evime girip ilk olarak odaları kontrol ettim ardından bi duş alıp uyudum.
gözlerimi karanlığa açtım saate baktığımda 18.00 olduğunu gördüm kalkıp evden çıktım . arabaya binip diyer eve geçtim üzerimi değişip anneme de haber verdim ardından Ali'nin attığı konuma gittim .
"oooo komutanım hoşgeldiniz"
"hoşbuldum"
" e hadi o zaman ,pişt garson "
"buyur abi"
" bizim şu masayı donatsana kardeşim"
" hemen abi "
yemekler gelene kadar sohbet ettik ardından yemekler gelincede eski olayları anlatmaya başladılar ben ise kahkaha atmaktan yemek dahi yiyemiyordum
"komutanım şimdi bu Bekir daha yeni gelmiş gittim yanına tekmil ver asker diye emir verdim -"
"sus abi lütfen sus"
"sen sus lan anlatacam . iste buda başlamasın mı Allah'u ekber diye "
tekrar bir kahkaha saldık fakat yan masamızda oturan dört adam kalkıp yanımıza geldiler
"kardeşim biraz sessiz olunsana burada bir siz yoksunuz biraz saygı"
" kusura bakmayın kardeş rahatsızlık verdiysek"
"yok sorun yok da .. şu hanımefendiyle işiniz bittikten sonra bize de gönderin be"
anında ayağa kalktık hepimiz
"sen ne diyosun lan" Osman abi
"ulan seni bir gönderirim daha bulamazlar" Dursun
"sana burdan bi koyarım o ağzını burnunu kırarım" Ali
ben ise bu şekilde ağzımı yormaktansa direk bana laf atan adama kafamı geçirdim ve kavgayı başlatan kişi oldum adamları bayağa bi dövmüştük hatta bir ara Osman abinin adamı kaldırıp yere vurduğunu Aras'ın ise masanın üzerinden adamın üstüne dalış yapar gibi atlamasını görmüştüm.
eveet işte nezarethane .
"oğlum hadi ben vurdum size ne oluyo siz niye vuruyonuz lan"
"ne yapalım komutaniım pezevenk gibi orada duralım mı?"
"sus Aras sus"
müşterilerden biri polisi aramıştı ve bizim ise cüzdanlarımızdan kimliğimizi bile almamıza izin vermeden hemen içeri almışlardı
"merak etmeyin komutanım yarım saate çıkarız"
"bende ondan korkuyorum ya ya çıkarsam burdan"
"nasıl yani komutanım"
"ula oğlum üç abi bir albay "
"komutanım kusura bakmayın ama gerçekten boku yemiş gibi duruyorsunuz"
önde müdür arkasından Albay , oğuz abim , Aybars binbaşı, Deniz abim ve en sonda Alparslan olmak üzere içeri girdiler
"ac bakalım kapıları oğlum"
"AÇMAĞGG"
"ac sen aç "
"açma "
"açıyormusun yoksa ben mi gelip açayım "
yapma albayım amcam yapma be öldüm ben bittim ben, dışarya doğru çıktık
"albayım isterseniz benim odama çıkalım kamera kayıtlarını izleyin"
"olur düşün önüme "
pıtı pıtı albayın önünde yürüdüm bir ara kaçmayı düşündüm fakat iki binbaşı yanıma gelip anlamış gibi durdular
odaya girince ben ve timim ayakta durduk diyerleri ise kamera kayıtlarını izlerken müdür bilgi veriyordu
"birinin kaburgası, birinin kalçası çıkmış biri komada diğeri ise hala hastanede burnunda üç kırık var"
yanıma döndüm
"Osman abi sana dedim ben adama öyle vurma diye komalık etmişsin"
" Umay yüzbası komada olan adam sizin dövdüğünüz adam"
"eyvah eyvah, şey ben tekrardan içeri girebiliyor muyum ?"
"yüzbaşı geçen yediğin ceza az geldi herhalde ?"
"yok komutanım o cezaya ceza demek saygısızlık işkenceydi o"
"sen görürsün canım ikizim işkenceyide cezayıda "
iste siz bu cümlede ne görüyorsunuz?
ben gelecek görmüyorum da hani , bu sefer fena baltalamıştım Allah bana güç karşımda oturan Mahşerin beş atlısına da merhamet duygusu versindi. elimi yüzüme sürdüm çokca amin diyerek...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 42.76k Okunma |
4.84k Oy |
0 Takip |
44 Bölümlü Kitap |