36.Bölüm

Sabah erken saatlerde uyandım ve spor yaptım iki gün izinliydik bela timi olarak Şeyda zate izinliydi göreve de gelmemişti eski karargahında sıkıntı çıkmıştı. Sporumu bitirdikten sonra odama çıkıp duş aldım henüz kimse uyanmamıştı.bu bir fırsat diyip yatağıma atladım başım yadtığa değer değmez uyudum.

Tepemden gelen seslere uyandım

"Abi bence yapmayalım"

"Amma korkak çıktın Alp"

"Abi ağzımıza sıçar yapmayın"

Neyi yapmayın diyordu Alp ve neyi yapacaktı Deniz abim ben bunları düsünürken üstüme dökülen suyla yattığım yerden hızla kalktım bir üstüme bir Deniz abime baktım bir süre sessiz kaldım ıslanmaktsn nefret ettiğimi söylemiştim ama ben

"Abi ben tırsmaya başladım"

"Bı dur be Alp amma zırladın ha"

"Abi"

"Efendim güzelim"

"Ben olsam ülkeyi terk ederdim"

"Neden ki"

"YAKTIM SENİ ABİ GEL BURAYA BEN NEFRET ETTİĞİMİ SÖYLEMİŞTİM BEKLE SEN"

avazım cıktığı kadar bağırarak hızla aşağı kaçan Deniz abimin peşinden koştum merdivenleri iki üc atlayarak iniyordum herkes zaten uyanmış masada bizi vekliyorlardı sinirle soludum

"Nerde o"

Oğuz abim ağzına bir salatalı atıp çayını yudumlarken gözüyle masanın altını işaret etti hızla eyildim abimle göz göze gelince geri geri sürünerek cıkmaya çalıştı acele ettiği için de kafasını masaya vurdu aynı şekilde ben masanın köşesine vuracakken daha yumuşak bir şeye çarptım baktığımda oğuz abim elini koymuştu kafamı carmayayım diye

"Bak gör Deniz bey ben bunun intikamını nasıl da alıyorum diken üstünde otur "

"Baba şu kızına bir sey söyle"

"Kızım ne derse o "

"Anne"

"Sen kasındın"

"Abi"

"Tarafım belli"

"Alp"

"Seni uyarmıştım"

"Valla ben üveyim ha , ne bu böyel kül kedisi gibi "

"Hadi gelin sofraya kahvaltınızı yapın"

Yerime oturdum ardından oğuz abime döndüm

"Abi"

"Efendim güzelim"

"Bu yeni gelen binbaşı benim hakkımda rapor yazacak"

"Neden ?"

"Görevde yaptıklarımla ilgili"

"Görevde ne yaptın ki?"

"Şey aslında hiç bir şey yapmadım deli işte kendi kendine yazıyor"

"Yazdırmam yazdırmam da altında hiç hoşlanmayacağım şeyler cıkarsa işte o zaman elimden çekecegin var"

Ee şimdi sen naneyi yemedim mi Umay sesimi çıkarmadan önüme döndüm

Hep beraber kahvaltımızı yaptıktan sonra odama çıktım tam tekrar uyuyacaktım telefonum çaldı arayan Dursun'du

"Komutanım "

"Efendim Dursun "

"Komutanım biz maça gidecez de adam eksik , şeyda komutanımı aradık o da bugün olmaz uyuyacam dedi . "

"Tamam konum at geliyorum'

"Aslan komutanım be"

"Hadi Dursun hadi"

"Emredersiniz komutanım"

Teldonu kapattım ardından güzelin yatağımdan kalkıp eşofman ve askılı bluz giydim üzerine de geniş bir gömlek geçirdim ardından saçlarımı tepemde at kuyruğu yapıp telefonumu ve anahtarımı aldım kimliğimi de cebine atıp aşağı indim

"Ben çıkıyorum"

"Nereye kızım?"

"Maça annem"

"Ay kızım ne maçı ya milletin kızı alışverise gider benimki maça gidiyo he Allah'ım"

Annem söylene söylene mutfağa döndü ardından Alp geldi

"Nereye ?"

"Maça"

"Bende geliyorum"

"Nereye ?"

"Maça"

"İyi gel "

"İzin almdım zaten Umay"

"Offfffffffffff"

"Hadi yürü"

Beraber arabaya yürüdük . Tam binecekken Alparslan'ın telefonu çaldı

"Efendim abi "

"..."

"Odamdaki çekmecede mavi dosyanın içinde"

"..."

"Nasıl yok oradaydı"

"..."

"Off tamam abi , Allah'tan bir izin aldık ikizimle vakit geçirecektim"

"..."

Telefon kapanıp cebine koydu ardından bana baktı

"Güzelim özür dilerim ama gitmem gerek , bu günü sonra telafi edeceğim"

"Tamam sorun yok can parçam hadi koş abim sinirlenme den "

Yanıma gelip yanağımı öptü ardından kendi srabasına binip gitti bende kendimi kime binip Dursun'un gönderdiği konuma sürdüm .

Geldiğimde tüm tim buradaydı

"Selam millet "

"Oo komutanım hoşgeldiniz "

"Hoşbuldum Aliş"

"Hadi bakalım , Umay al giy şunu hemen başlayalım"

Osman abinin fırlattıgı formayı aldım gönleği cıkarıp askılı buluşun üzerine giydim ardından sahaya girdik . Karşıma baktım bunun burda ne işi var daha dün eziyetten kurtardım bu adamı eş oranla onun da gözleri gözlerimi buldu

"Oha lan bizim kurtardığımız tim değil mi?"

"Evet evet onlar"

"La bunlar daha dün yaralılardı"

"Neyse beyler hadi başlayalım "

Binbaşı ve timi bize doğru geldiler tam kardımda durdu

"Yüzbaşı ne işin var burada?"

"Aynı soruyu size sormak lazım komutanım, daha fün esaretten kurtuldunuz ne işiniz var burada?"

"Bana hesap mı soruyorsun yüzbaşı?"

"Estağfurullah komutanım "

"Güzel, e madem buradayız bir maç yaparız değil mi bela timi "

"Nasıl isterseniz komutanım "

Diye cevapladı tim

"Hakem kim?"

O anda sahanın kapısından içeri Şeyda girdi

"Ben olurum"

Binbaşı tek kaşını kaldırdı

"Sen kimsin?"

Şeyda da bu kim anlamında bana bakınca ihale bana kaldı

"Üsteğmen Şeyda Coşkun, Şeyda bu da Binbaşı "

Şeyde hemen esas duruşa geçti

"Kusura bakmayın komutanım"

"Rahat şuan sivildeyiz, tamam hakem sensin"

Şeyda kafasıyla onayladı

"Ee komutanım bir idda koyalım değil mi ortaya "

Bekiri kafamla onayladım

"Bozdağ doğru söylüyor komutanım bir idda koyalım "

"O zaman kaybedenin komutanı herkese yemek ısmarlar"

"Kabul"

Binbaşının timinden biri konuştu

"Umay komutanım, şimdiden söyleyeyim bizimkiler çok pisboğaz paranıza yazık olacak"

"Sen gül şimdi Teğmen Eren maçtan sonra görüselim koçum"

Maça basladık ilk gol onlardan geldi sınırla time döndüm

"BELA EĞER BU MACI KAYBEDİN ALLAH ŞAHİDİM OLSUN İKİ GÜN BOYUNCA KARAGAHTAKİ TAŞLARIN ARASINI KULAK ÇÖPÜYLE TEMİZLERİRİM"

Bu tehtidimden sonra hepsi daha iyi oynamaya başladı bizim için ilk golü ben attım ardından tıp onlardayken binbaşı kaleye doğru şiddetli bir vuruş yaptı Ali bunu yakalayamaz diyerek yukarı zıpladım top göğsüme çarpıp önüme düşerken göğsümde şiddetli ağrı oluştu ama pek takmadan topu diyer kaleye sürdüm diyer takım ise topu durdurduğum için alık alık bana bakıyorlardı sadece .

...

Sonuç ne mi biz 3-1 kazandık ve şuan restoranda yemek yiyorduk

"Binbaşı bela timi tabiri caizse hayvan gibi yer kusura bakmayın, "

Bu lafımı üstüne almadı bizmkiler her şeyi silip süpürdü resmen,iki dakikada binbası iflas etti.

Garson geldi Osman abi garsona döndü

"çok yedim kesene bereket binbaşı, koçum sen bide bize sade soda getir"

Garson hepimize soda getirdi . Sodalarıda içtik binbaşı hesabı istedi hesap gelince binbaşı besmeleyle açtı açar açmaz geri kapattı

"Yanlış ketirmişler ya "

"Hayır efendim doğru"

"Yanlıs yanlıs"

"Efendim doğru"

"Komutanım"

"Efendim yüzbaşı?"

"Mutfak şu tarafta"

Biz kahkaha atarken binbaşı renk değiştiriyordu

"Kılıç"

"Emredin komutanım"

"Bittiniz oğlum siz , izin biter bitmez bahçedeki palamuta selam durup tekmil vereceksiniz"

Timden hiç ses çıkmadı binbaşı hesabı ödedi ardından restorandan cıktık . Akşam olmuştu çok eğlenceli bir gündü ama tabi dağda kelle vurmanın yanından geçemezdi. Telefonum çalınca gözler bana döndü cebimden cıkardım oğuz abim arıyordu

"Efendim abim"

"Neredesin?"

"Timleyim, bı sorun mu var?"

"Yok bir sorun, evdekilere haber vermemişsin geç geleceğim diye ondan aradım"

"Unutmuşum abi"

"Hmm tamam dikkat et"

"Abi bı sorun olmadığına emin misin?"

Telefon yüzüme kapandı bir şey olmuştu emindim zaten olaysız bir günüm geçmezdi

"Umay bir sorun mu var?"

"Bilmiyorum binbası"

Ardından binbaşını telefonu çaldı aramaya baktı ardından gözlerime baktı

"Efendim Oğuz binbaşım"

"..."

"Timleydim bir sorun mu var?"

"..."

"Anladım,tamam"

"..."

"Eyvallah"

Telefon kapandı ardından time döndü

" kılıç gidiyoruz"

"Hey nereye?"

"Sanane yüzbaşı"

"Oğuz binbası ne dedi?"

"Binbasıyla benim aramda , şimdi izninle "

Yanımdan geçip gitti öylece

"Ulan bir boklar dönüyor ve ben bunu bilmiyorum"

Arabamın tekerine tekme atıp arabama bindim eve gitmeye başladım az ilerde Alparslan'ın arabasını gördüm kapıları açık camları tuzla buz halindeydi arabamı yolun kenarına koydum hemen Alp'in arabasına koşsum içine baktım boştu telefonunu çıkarıp aradım kapalıydı. Benim can parçamı kaçırmışlardı. Arabayı icelerken ensemde kücük bir sızı hissettim ardından közlerim kapandı tek duyduğum tanıdık birinin

"Abi kızı da aldık"

Demesiydi.