39. Bölüm

39.bölüm

Melodiyazar🎶
okurumsuokur_1

Gözlerimi beyaz tavana açtım ardından etrafıma baktım kimse yoktu ağzımdaki oksijen maskesini indirdim tam oturur pozisyon alacakken kapının önünden ses gelince tekrar maskeyi takıp gözlerimi kapattım kapı yavaşça açıldı sonra aynı yavaşlıkta kapandı adım sesleri yatsğs yaklastı

 

"İleri gittim , biliyorum... Ama... Beni de anla be abicim seni uzun zaman sonra buldum ben parmağına iğne batsa dünyadaki bütün iğneleri toplayacakken sen canını hiç umursamıyorsun bana küseceksin bunu biliyorum ki Alp de biliyor ama ben kararımdan dönmeyeceğim "

 

Ardından kapı açıldı sonra tekrar kapandı gözlerimi tekrar açıp maskeyi çıkardım . Tamam haklı olduğu yerler vardı ama beni görevden men etmesi kabul edebileceğim bir şey değil ben hayatımı adadım bu meslek için ve kimse beni alıkoyamazdı bu öz abim de olsa olmszdı.

 

Kendimi biraz yukarı kaldırarak oturdum kapı tekrar açıldı içeri tim girdi Şeyda çok sükür gelebilmişti

 

"Komutanım yasıyosunuz?"

 

 

"Ölmemmi lazımdı Aras"

 

"Estağfurullah komutanım"

 

"Umay nasılsın ?"

 

"İyiyim Osman abi sağol"

 

"Komutanım korkuttunuz bizi "

 

"Merak etmeyin iyiyim Dursun"

 

"Komutanım niye bize haber vermediniz?"

 

"Kusura bakma be Aliş kaçırılırken aklıma gelmedi bidahaki sefere artık"

 

"İyisiniz değil mi komutanım?"

 

"İyiyim Bekir , iyiyim valla için şişti ha yeter sormayın artık"

 

Şeyda oturduğu yerden beni inceliyordu biliyordu bir sorun olduğunu

 

"Umay iki ay Görevden uzaklaştırıldın"

 

Timin yüzü düştü onlar da biliyordu elbet Şeyda devam etti

 

"Başımıza yeni yüzbası geliyor geçici olarak artı birde kılıç timi ile birleseceğiz sen gelene kadar"

 

Sessiz ve tepkisiz kaldım başıma geleceği biliyordum Aras'ın bile yüzü düşmüştü

 

"Asmayın suratınızı ya"

 

"Ne yapalım komutanım, göbek mı atalım yeni komutan geliyor diye ?"

 

"Gerekirse göbek at Bozdağ, ama kendini kendinizi asla ezdirmeyin adı üstünde geçici arkadaşlar geçici siz yüzünüz beş karış gezerseniz ne faydanız olacak? Ha , ben aslanlar gibi bir tim bırakıyorum iki ayın sonunda da aslanlar gibi timini geri almak istiyorum anlaşıldı mı?"

 

"ANLAŞILDI KOMUTANIM"

 

"Hah söyle canlanın biraz "

 

Timle biraz daha konuştuk ardından onlar Askeriyeye gitti ben ise hala dört duvar arasındaydım. Kapım tekrar açıldı Oğuz abim, Deniz abim ve Alparslan içeri girdi kafamı camdan tarafa çevirdim

 

"Timin vermiştir haberi, benim söylememe gerek yok sanırım"

 

Konuşan Oğuz abimdi.Hala cama bakarken kafamı aşağı yukarı salladım

 

"Tahmin ettiğim gibi küssün değil mi bize?"

 

Yine kafamı salladım

 

"Ben çıkış işlemlerini halledeyim"

 

Alp dışarı çıktı

 

"Ben sizle gelmeyeceğim gidebilirsiniz siz"

 

"Ne demek gelmeyeceğim?"

 

"Gelmeyeceğim demek Oğuz binbaşı "

 

"Yok öyle bir şey"

 

"Var öyle bir şey gelmiyorum annemin de böyle görmesin

 

"O zaman hastane de kalıyorsun"

 

Tekrar yatağın içine girip örtüyü kafama kadar çektim . En azından hastaneden kaçmam kolay olurdu lojmana gider kalırdım iki ay .

 

"Ben gideyim amcam ile konusayım da hastaneye bir tim göndersin bu deli kesin kaçacak"

 

Örtüyü kafamdan indirip şaskınlıkla Oğuz abime baktım . Yuh ama artık , bu kadar da olmaz . Abim dışarı çıktı Deniz abim bana yaklaşıp saçlarımdan öptü

 

"Her şey iyiliğin için"

 

"İyiliğimi düsünüyorsanız bunun bana iyi gelmeyeceğini iyi bildiğiniz halde neden yapıyorsunuz?"

 

Deniz abim de cevap vermeden çıktı iyiliğimi düsünüyorlarmış

 

"Siz düşünmeyin ya mümkünse "

 

Sıkılıyordum burada duvarlar üstüme üstüme geliyordu kapı tekrar açıldı

 

"Mübarek hastane değil han kapısı gelen bir uğruyor"

 

"Bir şey mi dedin yüzbaşı?"

 

"Yok komutanım ne haddime"

 

"Tuğra , yüzbaşı, Tuğra . Sivildeyken komutanım yok"

 

"Tamam komutanım "

 

Bana yapma der gibi baktı

 

"Ne? Ne bakıyosun öyle birden bire nasıl alışayım?"

 

"Tamam tamam , albay beni basına dikti bir bekcin olmadığımız kalmıştı o da oldu"

 

"Maalesef elimizde başka kalmadı beyefendi, beğenmediyseniz kapı orda lütfen cıkarken kapıyıda kapatın ceyran yapıyo biliyormusun gece soğuk oluyo he-"

 

"Kızım bir dur motorun soğsun hararet yapacaksın, bu ne çene arkadaş"

 

"Bana araba mı dediniz ?"

 

"Yok ne haddime "

 

"Off beni burdan çıkar"

 

"Emriniz olur "

 

"Çıkar"

 

"Hayır"

 

"Çıkar"

 

"Hayır"

 

"Cıkar"

 

"İstersen bin kez tekrar et cevabım değişmiyecek hoş sendeki bu çeneyle bin değil on bin kere daha söylersin de neyse"

 

"Ben mi?"

 

"Evet sen"

 

"Görürsün sen ağzımı açarsam Aslan esir alınmışken eli kolu bağlıyken kıcı kasınsın"

 

Tuğra bana değişik değişik bakıyordu ne bakıyon demek vardı da şimdi . Kıç kasıntısı da fenaydı yani kollarımı birbirine bağlayıp camdan dısarı baktım aradan bir saat geçti karsımdaki saat 12 oldu Tuğra ayağa kalktı

 

"Hastane yemekleri tatsızdır şimdi ne istersin alıp geleyim"

 

Cevap vermedim

 

"Gerçekten mi?"

 

Yine cevap vermedim

 

"Neyse ben de timinden birini arar sorarım"

 

Telefonunu cıkardı birkaç tuşa bastıktan sonra hoparlörde konuştu

 

"Durmuş Umay komutanınızın en sevdiği yemek ne?"

 

"Valla komutanım şimdi net bir şey söyleyemem önüne ne verirsen onu yer yani yemek seçmez ama siz bir de Alparslan yüzbaşına sorun o bilir"

 

Kaslarım sinirle havaya kalktı Tuğra yüzüme bakıp tekrar telefona döndü

 

"Neyse koçum iyi adamdın sevmiştim seni"

 

"Neden öyle diyorsunuz komutanım?"

 

"Ben şimdi söyleyemem zamanı gelince görürsün hadi sana geçmiş olsun"

 

"Sağolun komutanım"

 

Telefonu kapattı ardından Alparslan'ı aradı

 

"Yüzbaşı?"

 

"Buyrun komutanım?"

 

"Umay'ın en sevdiği yemeği soracaktım"

 

"Haa komutanım lahmacun ama bol acılı ve yanında iki ayran iki ayransız yiyemez "

 

"Tamam sağol yüzbaşı "

 

"Siz sağolun komutanım bu kadar işinizin içinde bizim deli kıza bakıyorsunuz eyvallah "

 

"Benim için hiç sıkıntı yok yüzbası eyvallah"

 

Telefonu kapattı ardından bana döndü

 

"Alparslan seninle ilgili her detayı biliyor, Oğuz desen senin için ölmeye hazır , Deniz de aynı şekilde nedeni ne?"

 

Az buçuk kardeş olabiliriz . Demek vardı şimdi ama gel gör ki büyük söz söyledik burdan ölmek var dönmek yok artık gazamız mübarek olsun

 

"Ha yani ciddi ciddi konuşmiyacaksın?"

 

Tek kasımı kaldırıp kafamı hafif sağa eğdim yerse aslanım dedim tabi sesim çıkmadı

 

"Keçisin kızım sen aslan değil keçi inatcı keçi"

 

Sinirlenip dısarı cıktı binbasını da delirttik vesselam.

 

"Kutup ayısı , ne olacak, bide bana keçi diyor ayı hemde en kutubundan"

 

Cünlem bittiği gibi kapı açıldı Tuğra gülerek içeri girdi

 

"Kusura bakma keçi ama duydum seni maalesef aslan esirken kıçı kaşınacak duydum seni"

 

Oflayıp kollarımı çözdüm

 

"Lahmacunum nerede?"

 

"Geliyor, geliyor"

 

Koltuğa oturdu bu adama bir neşe gelmişti

 

"Demek abilerin "

 

"Kim?"

 

"Kim, kim?"

 

"Öff Tuğra yemeğimi getir"

 

"Bu da tamam"

 

"Ulan adam ben sana yemek diyorum sen bana garip garip şeyler söylüyon bir de bana deli derler zır deli kutup ayısı"

 

"Bence de yemeğini gidip alayım ben asağıdan yoksa ne bende kafa kalacak ne de sende susma isteği"

 

Arkamdaki yastığı yüzüne doğru fırlattım ama dısarı kaçtı

 

Umay canım benim serum kafa mı yaptı canım ya da bayılırlen kafanı bir yere mi çarptın salak kadın Binbasına kutup ayısı dedin hadi onu geçtim koskoca binbasına yastık attın lann

 

Harbi lan ben ne yaptım bence de ben kafamı bir yere çarptım adama ayıp ettim ya la ah salak Umay ah . Yataktan kalktım camın önüne geçtim acaba camdan mı atlasam böylece görmemis olurum nasıl fikir

 

"Umay ne yapıyorsun dur"

 

Tuğra'nın telaşlı sesini duydum .

 

"Camdan atlıyorum bir sorun mu var?"

 

" Yok canım ne sorunu , Kandine gel Umay geç yatağına "

 

"Yok ben böyle iyiyim"

 

"Umay geç şuraya dedim "

 

"Bende yok dedim"

 

"Ee o zaman çıkıyorsan oraya işini tam yapacaksın benden günah gitti "

 

"Ne ? Ne gü- Aaaaaaaa binbası delirdin mi ne yapıyordun be adam indir beni düsecem simdi"

 

Belimden tutmuş camdan aşağı sallıyordu

 

"Sen değil mıydın atlamak isteyen ? Yardım ediyorum işte"

 

"Ulan adam iki üç hadi bilemedin dördüncü katta olsak hadi neyse de ulan 14. Kattayız 14 bir elinden kaysam amele sümüğü gibi yere yapışacam bırak ulan beni"

 

"Emin misin bırakıyorum?"

 

Ellerini hafiften kaydırdı

 

"BİNBAŞII SENJ ÖLDÜRÜRÜM ADAM ORAYA DEĞİL ORAYA DEĞİL ÇDK BENİ İÇERİ"

 

" E bırak dedin"

 

Off bu adam iyice manyadı ya en sjn çare diye inledim telaşla konuştu

 

"Ne? Ne oldu?"

 

"Manyak adam elin tam yaramın üzerinde "

 

Hızla içeri çekildim işte bu yaramı gerçekten acıtmıştı

 

" İyi misin ben özür dilerim fark etmedim doktor çağırayımmı?"

 

"Lahmacunum nerede?"

 

"Ne? .. sen ... Oyun oynadın değil mi?"

 

"Ooo Einstein hoşgeldin gel otur yemek yiyelim,"

 

Sinirlenmişti çokta birtatafımdaydı yani gidip poşeti aldım yatağıms gectim bağdas kurdum yaralı bacağım sızladı ama yine de bozmadım lahmscuns gömüldüm

 

Nerede adab nerede edep edep yahu edep binbası orda aç sana baksın sen gözünün önünde lahmacun göm

 

He doğru ya onu unuttum ben ayıp oldu değil mi? Kafamı kaldırıp Tuğra'ya baktım o da bana bakıp sırıtıyordu

 

"Yer misin?"

 

Allah'ım ne olur yemesin

 

"Yok teşekkürler ben tokum"

 

"Oh şükür yarabbim, olsan da vermezdim zaten"

 

Kıkırdaması kulaklarıma geldi yavaşça kaldırdım kafamı

 

"Ben onu dısımdan mı söyledim"

 

Kafasını salladı bende karsılık olarak kafamı salladım

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 28.07.2025 21:30 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...