4. Bölüm

4. Bölüm

Melodiyazar🎶
okurumsuokur_1

Albay ile konuştuktan sonra bahçeye çıktım benim timim çardakta oturuyordu Alparslanların timi de hemen yanlarındaki çardakta oturuyordu bizimkilerin yanına doğru gittim beni görünce ayağa kalktılar

 

"rahat arkadaşlar"

 

"komutanım çay getireyim mi?"

 

"sağolasın Bekir birazdan çıkacağım zaten bi beş dakika soluklanayım"

 

"komutanım yaranız nasıl oldu ?"

 

" daha iyi Durmuş. bugün biraz zorladım onun ağrısı var şimdilik"

 

"iyi bundan kötüsü olmasın"

 

"insallah Osman abi"

 

"ee komutanım izniniz uzamış"

 

"evet maalesef uzadı bir süre yokum sizlede bir türlü eğitim yapamadık "

 

"aman komutanım boşverin "

 

Aras'ın kafasına bir tokat attım

 

"ulan katıksız hıyar neyi boş vereyim , sizi Alparslan'a emanet edeyim en iyiysi"

 

karşı çardaktaki gözler üzerindeydi onlara hitafen konuştum

 

"hayırdır beyler bi sıkıntı mı var?"

 

"ne anlamda Umay yüzbaşım"

 

"sabahtan beri bakıyorsunuz o anlamda Deniz yüzbaşım"

 

" yok bir sorun "

 

"iyi peki, hadi ben kaçtım gençler Allah ısmarladık"

 

ayağa kalkıp karargaha girdim odamda üzerimi değişip dısarı çıktım arabamın yanında biyolojik abileri gördüm

 

"hayırdır bi sorun mu var?"

 

"Yok bir sıkıntı abimler seninle konuşmak istiyorlar, hemde Kayahan seni çok özlemiş annemde perişan bugün aranızda ne varsa çözeceksiniz hadi "

 

tek kelime etmeden arabaya bindik yol boyu sessiz sakin kaldık eve girerken de aynı sessizliğimiz devam etti

 

"hayam deymiiissss"

 

"evett ben geldiiim"

 

bu sefer sorun çözmeye gelmiştik sorun çıkarmaya değil onun için Oğuz'a baktım kafasını onaylar biçimde sallayınca Kayahan'a döndüm

 

"şovalyem çok önemli bir göreviniz var "

 

"göyevim mi vay neyy?"

 

" tabiki de halaya kocaman sarılmak"

 

Kayahanla sarıldıktan sonra kucağıma alıp salona geçtik Kayahan'ı tek dizime oturttum seslerimize Meryem hanım ve Celil bey de salona geldi Meryem hanım gerçektende kötüydü

 

"kuzularım bu yüzlerinizin hali ne?"

 

"küçük sıyrıklar valide sultan sen boşver gel otur hadi"

 

Alparslan'ın sözünü ikiletmeden geçip oturdu Aylin abla gelip Oğuz'un yanına oturunca bir süre daha sessiz kaldık

 

"Umay ben özür dilerim eşseklik ettim o kız bize onları yapınca ben sandım ki sen de aynısın ,sende oğluma zarar vereceksin sandım"

 

"ama baba hayam bana neden zayay veysin ki?"

 

"Kayahan sen koş git bize yeni oyuncak seç oynayalım hadi koş"

 

Kayahan yukarıya koşunca Oğuz'a döndüm

 

" biliyorum albay anlattı neler yaptığını size hak verdim vermesine ama şunuda bilmelisiniz ki en az sizin kadar bende acı çektim çabucak alışan bir insanım fakat bana kötü davranana da pek fazla alışamam kimse alışamaz zaten"

 

"ben daha büyük eşseklik ettim , sana kurduğum o çirkin iftirayı affetmezsen anlarım seni ,valla bak ne oldu nasıl oldu bende anlamadım bi baktım senin yumruğunu yemişim"

 

"güzel yumruktu kabul et"

 

"evet elinin sertliğinden anlamalıydım zaten "

 

" her neyse bizi de abin olarak kabul eder misin ?"

 

"ederim"

 

ikisi de kalkıp yanıma geldiler iki yanımdan da sarıp sarmaladılar kendimi hiç bu kadar iyi hissetmemiştim

 

Meryem hanım sulu gözlerle bana bakıyordu ben daha fazla dayanamazdım

 

"anne niye bekliyorsun gelsene sende"

 

"anne mi? ay bana anne dedi"

 

"ne desin hanım enişte diyecek hali yok kızın"

 

annem koşarak gelip sarıldı basımdan öptü sıcacık olmuştum

 

"biraz daha sarılırsanız şu genceceik yaşta gideceğim ha"

 

gülerek beni bıraktılar

 

"ee buzlar eridiğine göre birazda gerçeklerden bahsedelim değil mi?"

 

"bahsedelim baba , ben askerim , rütbem de yüzbaşı, o dağlarda bahsedilen Aslan kod adlı asker de benim"

 

"şimdi sıra bende kızım ben emekli albayım "

 

"ay biz aile boyu asker miyiz?"

 

"evet"

 

"çok güzell"

 

"eveet hadi şimdi sıraya dizilin pansimanlarınızı yapayım"

 

"anne boşver bizi ya bir iki küçük sıyrık"

 

"kendi adına konuş Deniz Umay'ın karnında iki koca kara delik var"

 

annemin sözüyle hepimiz kahkaha attık. ardından hepimize pansuman yaptı ardından Kayahan ile beraber oyun oynamaya basladık

 

"savunun kaleleri Kayahan geliyor"

 

"keyyeniji uçuyacam kaçmayın deyin buyaya"

 

"olamaz beni yakaladı , affet beni Kayahan komutan "

 

" damam affediyoyum ama şadece bu sefeylik"

 

"emredersiniz komutanım"

 

"askey beni uçur çabuk "

 

"emredersiniz komutanım "

 

Kayaha'nı boynuma oturturup ellerinden tuttum evin içinde koşmaya basladık Kayahan aynı zamanda gülerek bağırıyordu

 

"çekiyinn f-16 geyiyooy "

 

" oğlum in halanın tepesinden , Umay sende suna yüz verme bırakmaz peşini "

 

" olsun Aylin abla bende eğleniyorum "

 

"anne çekiy F-16 şana çaypıcak kenaya geç"

 

Alparslan salona girdi bize gülerek baktı

 

"amca beni döyebiliyo muşun ?"

 

"aa bu ses de nereden geliyo hiç bişey göremiyorum"

 

Alparslan da oynumuzu devam ettirdi

 

"tabi döyemezsin akıyyım f-16 uçağını nası göyecekşin"

 

o sırada Oğuz abim geldi ve oyunu devraldı

 

"uçak pilotu Kayahan komutanım bu kadar ucuş yeter iniş talep ediyorum"

 

"iniş tayebiniz kabuy edildi haya f-16 inice geçiyoyuj"

 

"hay hay efendim"

 

Kayahan'ı aşağı indirdikten sonra kendimi Alparslan'ın yanına attım kolunu omzuma atıp beni kendine doğru çekti başımın üzerine öpücük bıraktı

 

"Alparslan"

 

"hımm"

 

"albayla konuşsan ben yarın tekrar başlasam işe"

 

"olmaz"

 

"niye ya?!"

 

"yaralısın kızım"

 

"cık sende iş yok"

 

kalkıp Deniz abimin yanına gittim

 

"abicim"

 

"söyle abim"

 

"diyorum ki albayla konussan-"

 

"olmaz!"

 

"ya daha lafımı bitirmedim"

 

"işte o kadar kesin ki önceden söylüyorum"

 

"off sende de iş yok"

 

kalkıp Oğuz abimin yanına gittim

 

"abii"

 

"efendim güzelim "

 

"diyorum ki albayla konuşsan da yarın işe başlasam"

 

"olmaz"

 

"oofff "

 

hiçbirinden izin çıkmayınca hiçbirinin yanına oturmayıp tekli koltuğa oturdum sonra aklıma babam geldi tam ağzımı açtım ki

 

" olmaz"

 

diyerek reddetti . evet Umaycım seni dört olmazla uğurluyoruz. kollarımı birbirne dolayıp küskünce oturdum . kapı çalınca hizmetlilerden biri açtı iceriye ben diyim 20 siz diyin 30 kişi daldı daldı derken ciddiyim bi ara silahımı alacaktım da sonradan bizimkilerle selamlaşınca bu fikrimden vaz geçtim yan yan en yakınımda olan Alparslan'a doğru gittim

 

"baskın mı yiyoruz ne oluyo?"

 

"akraba terörü"

 

"niye söylemediniz siper alırdım"

 

"oo Alp bey "

 

arkadaşlar Alparslan da elden gitti ben yine küskün tavrıma geri dönüş yapıp koltuğa oturdum gelenlerde kendilerine yer bulup oturdular ben hala küskündüm çaktırmayın

 

"Umay yavrum bak bunlarda akrabalarımız "

 

ikisi birliktedir herhalde

 

"annecim bizimkiler gelemedi haftaya gelecek onlarla da sonra tanışırsın"

 

ben gözlerimi kocaman açtım içlerinden uzun boylu esmer bi çocuk güldü

 

"aman yenge dur kızın kalbine inecek"

 

hepsi gülüşmeye başladı gördüğüm kadarıyla hic kız yoktu ben sülalenin tek kızımıydım? işte bu daha da korkunç.

 

"kızım tanıştırayım ben"

 

"yok ben size küsüm kendin tanışırım"

 

diyip misafirlere döndüm

 

"Adım Umay 27 yaşındayım askerim "

 

siyah saçlı kısa boylu tontis bir amca söze girdi

 

"memnun oldum kızım ben en büyük amcan Cafer bu eşim yani yengen Asiye bunlarda oğullarım en büyük oğlum Mert kücük oğlum Çelik, Mert Cumhuriyet Başsavcısı 30 yaşında, Çelik lise 3 te 17 yaşında"

 

küçük bir bas selamı verdim onun yanındaki amca söze girdi

 

"ben oratnca amcanım adım Harun bu yengen Esin bunlarda oğullarım Metin ve Çetin " Metin başkomiser 29 yaşında, Çetin lise 3 te Çelikle aynı okulda okuyor 17 yaşında"

 

ona da kafa salladım

 

"beni biliyorsun zaten Aslan kız , bu eşim Kübra bu oğlum Eren beyin cerrahı 28 yaşında , bu oğlum da Yiğit Diş doktoru"

 

ona da kafa salladım

 

"yavrum ben en büyük halan Cemile bu da eşim Ramazan bunlarda oğullarım Burak ve Yılmaz . Burak öğretmen 27 yaşında , Yılmaz yazılımcı 25 yaşında"

 

ona da kafa salladım bugün arabanın önündeki oyuncak köpek gibi anca kafa sallıyordum

 

"yavrum ben de küçük halan Raziye bu da eşim Sedat oğlum Ekin 24 yaşında polis memuru "

 

yemin ederim yoruldum

 

"memnun oldum "

 

" hadi gençler siz bahçeye çıkın , kaynaşın bizde burada oturalım"

 

" yok ben şu ücüyle konuşmuyorum gelmem"

 

"niye yavrum ne yaptılar ?"

 

albay olan amcam sordu ee şimdi desem ne olur?

 

"şimdi amcacım ben bu izin günümde kafayı yerim iznimi bitirmeleri için yalvardım ama hiç biri olur bile demedi ya"

 

"yavrum daha tam toparlanmadın nereye hemen "

 

" banane ben yarın karargahtayım haberiniz olsun sonra şaşırmayın "

 

gençler olarak dısarı çıktık çimlere serildik hepimiz Çelikle Çetin isyan eder gibi konuştular

 

"ya Alparslan abi Allah aşkına şu geçen laf dalaşına girdiğimiz çocuklar sürekli satasıyolar bir kere gelsen mi?"

 

"lan siz milletten korkuyonuz mu?"

 

"yok Umay abla ne korkması aha bunlar izin vermiyor "

 

"ben veriyorum , dalın atış serbest"

 

"Umay ne diyorsun sen"

 

"yav bırakın çocuklar kendini savunsunlar ya "

 

" ya kızım karışma sen , çocuklar sizde sakın"

 

"öylemi Deniz abi , çocuklar kavgaya beni de çağırmazsanınz burada size üç yüz şınav çektiririm "

 

"sen merak etme Umay abla o iş bizde sen ver telefonunu"

 

numaramı ona verirken bütün kuzenler kaydetti sonra telefonumu ellerine verip kendilerini kaydettirdim iki saat onla uğraşamazdım

 

"şimdi gurup kuralım bi hepimizin olduğu"

 

"kur Çelik iyi olur"

 

bahçede kuzenlerle biraz daha sohbet ettik ardından abilerimle arada barıştık saat geç olunca evlerine gittiler . biz de uyumaya çekildik abilerim sıraya koymuşlardı her gün birisi yanımda uyumak için bu arada benim bundan haberim yoktu . bugün sıra Oğuz abimdeymiş . beni iyice sarmalayıp uykuya daldık

🫂🫂💜💜

 

 

 

Bölüm : 16.11.2024 13:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...