43. Bölüm

43. Bölüm

Melodiyazar🎶
okurumsuokur_1

"Eee böyle birbirimize bakmaya mı geldik ? Konuşmayacaksanız gidiyorum ben"

 

"Otur otur"

 

Bir restorana gelmiştik ve geldiğimizden beri kimseden ses çıkmıyordu biraz daha konuşmazlarsa yüzlerinin ortasına yumruğumu yiyeceklerdi

 

Aynen Umay abilerin de asker salak

 

He doğru her neyse kollarımı göğsümde birleştirdin ve sırayla ücüne de baktım

 

"Umay, ben senin için yaptım bunu-"

 

"Senin için ,senin için. Abi , benim için yaptığınız hiçbir şey yok . Ha beni üzmek için ise elinizden geleni yaptınız ama bu nedense benim iyiliğimmiş gibi görünüyor "

 

Oğuz abim tekrar konuştu

 

"Abicim neden anlamak istemiyorsun ? Yıllar sonra seni bulmuşuz biz seni korumaya çalıştıkça sen ben ne yapsam da kendime zarar versem diye düsünüyorsun"

 

"Abi ben size anlatamıyorum galiba . Ben bu işi sizden önce de yapıyordum sizden sonrada yapıyorum. Ben bir askerim kücücük bir kız çocuğu değil. Şimdiye kadar bu hep böyle oldu şimdi kimse bunu değiştiremez"

 

"Canının hiç mi önemi yok?"

 

Deniz abime döndüm

 

"Yok , canımın hiçbir önemi yok . Ben şuanda olduğum konuma tırnaklarımla kazıya kazıys geldim. Çektiğim zorlukları bir ben bir Allah bilir . Bu yüzden benim işime karışmayın . Kendinizi bende bitirmeyin"

 

Ayağa kalktım yeter bu kadar konuştuğum . Küs değildim fakat kırgındım. Ve de sinirli.

 

"Ha unutmadan söyleyeyim, amcam Sinem'in yanında öyle konuştu ya ben o zaman anladım aslında benim arkamda kimsenin olmadığını"

 

"Umay, amcam senin için neleri göze aldı haberin var mı ? Sırf sen yanımızda kal diye üslere kafa tuttu. Sen kafana göre davrandığın ićin onlarca ceza aldı . Bunlardan haberin var mı? Tabiki yok çünkü benim canım kardeşim kafasına edeni yapıyor bir arkasına dönüp ben ne yapıyorum ? Kime ne oldu? Demiyor"

 

Deniz abimin bir nefeste söyledikleri ile tekrar yerime oturdum. Amcam benim yüzümden ceza mı almıştı? Kafam hiç iyi değildi. Bu süre zarfında Alp ağzını açmamıştı sadece bakıyordu . Oğuz abim yine konuştu

 

"Zamanı gelince her şeyi anlayacaksın abicim "

 

"Bu zaman gelene kadar ben paramparça olmam umarım "

 

Alparslan dolu gözlerle ilk kez konuştu

 

"Can parçam , küsme be bize valla ne istersen yaparım ama küsme "

 

"Ben size küs değilim ki Alp , kırgınım . Sizden beni anlamanızı istedim . Çok birşey de değildi aslında ama kimse anlamadı beni ."

 

Sakince sandalyemi çektim ardından sakince konuştum

 

"Sizden sadece bir şey istiyeceğim, timim. Bir hafta sonra timim göreve dönünce baslarında Sinem olmasın ve benim timine kimse karışmayacak . Eğer söylediğimin tam tersi olursa and olsun ki hiç açıklama dinlemeden tainimi isterim"

 

Restorandan aynı sakinlikle çıktım yağmur yağıyordu . Off şimdi sırılsıklam olacaktım . Nefret ediyorum yağmurdan . Abimlerle gitmeyecek kadar kırgın , yağmurda ıslanacak kadar salağım Etrafa bakındım taksi de yoktu . Tabanlara kuvvet kızım . El mecbur yürüyeceğiz .

 

Lojmana gelene kadar sırılsıklam olmuştum hemen içeri girdim bizim dairenin kapısına gelince alacaklı gibi kapıyı çalmaya başladım . Çünkü ultra zeki olduğum için evin anahtarını almamıştım Şeyda kapıyı bir asır sonra açar açmaz içeri koştum

 

"Umay ne bu halin ?"

 

"Ne o beğenmedin mi? Yeni imajım "

 

"Allah Allah bu imajın adı neymiş?"

 

"Sudan çıkmış Umay"

 

Şeyda büyük bir kahkaha attı ben ise çok beklemeden hemen odama girdim duş alıp kıyafetlerimi değiştirdim üzerime ayıcıklı pijamalarımı gıdım altı şort üstü de kapşonlu ve şapkadında iki ayı kulağı vardı pijamanın üstünde kücük kahverengi ayılar vardı .ardından saçlarımı kurutup mutfağa gittim açlıktan şuracıkta bayılacaktım şimdi.

 

Yemek masasına oturdum Şeyda bir sürü yemek yapmıştı çatalımı alıp zeytinyağlı yaprak sarmasına batıracakken elime bir tokat indi

 

"Dokunma ona"

 

"Dokunmadan nasıl yiyebilirim?"

 

"Dur biraz tim de gelecek ayıp olur"

 

"Olmaz olmaz onlar komutanlarını tanıyor"

 

"Umay dur dediysem dur binbaşı ve timini de çağırdım , ya da onlar kendini zorla davet ettirdi . Her neyse kalk bana yardım et"

 

"Ne ! Ben hiçte yerimden kalkamam madem yemeğe geliyorlar gelsinler yardım etsinler"

 

"UMAYYYYY ÇILDIRTMA BENİ"

 

"Ne ya banane ahan da şuradan şuraya kalkmam"

 

Sandalyede bağdaş kurup oturuyordum. Nasıl yaptığımı sormayın bı anlık grev moduyla yaptım

 

"Te Allah'ım sen sabır ver"

 

"Amin Şimbil amin"

 

Elindeki bıcağı bana salladı

 

"Şeyda . Benim adım şeyda "

 

"Yooo kimlikte şimbil yazıyor"

 

"Umayy"

 

"Neydi anlamı.... Hah cennetteki çeşmeni. Contasının ismi "

 

Gülmeye basladım. Şeydanın babası ismi anlamlı olsun diye tutturup bunu koymuştu ben ise ona Şeyda demiştim

 

"Her neyse . Kalk üstünü değiştir"

 

"Neden?"

 

"Ne demek neden ? Umay sen beni deli mi edecen?"

 

"Akıllı olduğun söylenmez, hem ben niye rahatımı bozuyorum senin misafirlerin, "

 

Şeyda sabır çekerek işine döndü. Nerde kaldı bu lar ya ben ölecem açlıktan telefonu elime alıp bekiri aradım

 

"İki dakika içinde gelmezseniz sizi eve almam yemekleri ben yerim "

 

Diyip telefonu kapattım. Kronometreyu de acıp masajın üzerine koydum Şeyda'nın Ciddi olamazsın bakışları altında beklemeye başladım. Kraonometre bir dakika otuz saniye olmuşken kapı hızla çalmaya basladı Şeyda işini bırakıp kapıys giderken bana söyleniyordu

 

"Senden korkulur valla"

 

İki saniye sonra ise hurra içeri giren timi gördüm

 

"Komutanım yetiştik"

 

"Komutanım yemediniz değil mi bizsiz"

 

Arsın kafasına Osman abi tokat attı

 

"Ah abi ne vuruyorsun ya"

 

"Hadi oturun "

 

Hepsi oturdu ardından yine beklemeye basladık

 

"Ulan bunlar fizandan geliyorda benim mi haberim yok nerde kaldılar bunlar?"

 

"Of Umay amma da sızlandın ha kes sesini otur bekle iki dakika daha ölmezsin"

 

"Sana söylemesi kolay tabi sabahtan beri su da dahil ağzıma bir şey girmedi"

 

Diyip boğazım işaret ve başparmağımla vurdum

 

"Bak help help diye bağırıyor resmen"

 

Şeyda göz devirdi ve sonunda kapı çaldı Şeyda gidip açtı bu sefer de içeri kılıç timi girdi

 

"Ooo efendim hoş geldiniz, fizandan buralara kadar zahmet ettiniz kusura bakmayın kırmızı halımız yoktu , artık bir dahaki sefere"

 

Kılıç timi bana anlamsız gözlerle bakarken Şeyda arkadan geldi

 

"Oturun siz arkadaşlar , onun açlık başıns vurdu"

 

Kılıç timi de oturdu binbaşı da gelmişti o sessizce tebessüm ediyordu anca iki elimi birleştirdim hintliler gibi

 

"Efendim yüksek müsadeniz ile yemeğime baslayabilir miyim?"

 

Bu sorumu binbasına yöneltmiştim yanımdakj Şeyda ise uyarmak için ayağını salladı fakat masanın ayağına çarptı

 

"Lan senin ayağın nerde?"

 

Şeyda'nın dehşetle söylediği seg ile hepsi masanın altına eyilip ayağıma bakıyordu ardından hepsi bir kafasını çıkardı

 

"Komutanım cin misiniz sandalyenin üzerjnde bağdas nasıl kurdunuz?"

 

Arsın sorusuyla ona döndüm

 

"He Aras cinim ben , tövbe estağfurullah çarpılacaz şimdi "

 

"Yüzbaşı, pijaman çok güzelmiş"

 

Binbaşının söylediği ile dondum kaldım ardından kafamı salladım yemeğime geri döndüm

İçindeki varlık güzel hayatım

Masadan bir öksürük sesi ile kafamı kaldırdım dehşet içinde bana bakan bir gurup insan ile karsılaştım dudağümın kenarını ısırdım

 

"Ben onu dısımdan mı söyledim ya"

 

"Biraz öyle oldu komutanım"

 

Binbaşı gülmemek için kendini tutarken konuştu

 

"İçinden bana hayatım mı diyorsun yüzbaşı?"

 

Evet helvam cevizli olursa sevinirim şünkü ben utançtan camdan atlayacam az sonra

 

"Ne- AA yok öyle birşey,şey oldu ondan şey dedim yoksa şey yapmazdım yani "

 

Binbaşı tek kaşını kaldırarak

 

"Tamam"

 

Öcü görmüş gibi bakılma sırası ondaydı fakat o hiç takmadan yemek yiyordu

 

"Ney tamam binbaşı?"

 

Evet bu mantıklı soruyu ben sorma cesaretinde bulundum

 

"Dedin ya bir dalgınlığıma geldi ondan dedim yoksa demezdim diye"

 

Masadakiler şokla ona baktı buna ben de dahildi kafamı kaşıyarak

 

"Öyle mi dedim?"

 

"Hıhım"

 

Sonrasında kendine içinden sövmeye basladım tabi dikkatli olarak yemeğimi bitirdim şimdi de masayı topluyorlardı . evet dı cünkü ben hala pozisyonumu bozmadan oturuyorum. Kılıç toplarken arada bana laf atıyordu onlarla da tanısmıstım sonunda

 

"Ya yemin ederim ben Umay komutanımdan daha hamaratım"

 

"Sus ve işine bak Emre"

 

"Harbiden komutanım, sizi alan adama Rabbim sabır versin"

 

"Sanane Mert, ben evde kalacam, kimse almasın beni"

 

Emre kıdemli üsteğmen

Mert üsteğmen

Ahmet kıdemli başçavuş

Kadir başçavuş

Cafer asteğmen

 

Evet bunlardı

 

"Komutanım"

 

"Söyle Cafer"

 

"Ben soracam sormaya çekiniyorum ama dayanamadım ellerinize ne oldu?"

 

Kafamı elime indirdim tekrar kaldırdığımda Şeyda ve binbaşının bakısmasını yakaladım

 

"Boşver be Cafer"

 

Durmuş elinde çay tepsisi ile içeri girdi tek tek dağıttı eline çayımı alınca biraz dalga geçtim

 

"Eveeet sebebi ziyaretimiz malum , oğlunuz.."

 

Hepsinin üzerinde göz gezdirdim ardından Ahmette durdum

 

"Oğlunuz Ahmet'i kızımız Durmuşa istiyoruuuzz"

 

Hepsinden kahkaha koparken Ahmet ve Durmuş bana ters ters baktılar . Beraber bir kaç saati daha devirdik arad binbasının bakışlarını yaklaıyordum fakat hemen ben çekiyordum . Ne oluyordu böyle ikinci bir aşk vakası çekemem hiç o defter bende kapanalı çok olmuştu .

 

Öğrendiğime göre binbaşı ve timide bu lojmandaydı ve onlar da izinliydi ee ben bunları yarın sabahın köründe zillerine basıp kaçsam nasıl olur? Vavvvv mükemmel bir fikirdi sinsice gülümsedim binbaşı gülüsüme bakıp ardından gözlerini kısarak bana baktı

 

"Aklından ne geçiyor yüzbaşı?"

 

"Hiiiçç"

 

"Valla da boku yedik billa da boku yedik ben bu ses tonunu nerde duysam tanırım"

 

Bekirin isyanına koca bir kahkaha attık . Bugün asırı eğlenmiş ve gülmüştüm keyifli bir gündü tabi sabahı saymazsak.

 

 

Bölüm : 01.08.2025 21:15 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...