44.BÖLÜM

Kılıç timiyle biraz daha oturduktan sonra geç oldu diyip kalkmışlardı. Bende bağdas kurduğum sandalyemden kalkıp koltuğa yayıldım ve Tom ve Jerry acıp izlemeye başladım.

Kos koca yüzbasına bile çizgi filim izleten hayat size kim bilir ne yapar.zaten karargaha da gidemiyordum evde bütün gün oturmaktan patladım arkamdan bolca iş çevriliyor ve ben bunların farkında olmama rağmen ne olduğunu bilmiyorum bu da dolayısıyla beni geriyordu .

"Umay ben uyuyorum"

"İyi geceler şimbik"

"Hay şimbik senin"

"Bende seni bende seni"

"Yarabbim sabır sabır "

Şeyda uyumaya gidince bende yerimden kalktım üzerime şöyle bir baktıgımda geceliklerimle duruyordum ve değiştirmeye çok üşendigim için üzerime ceket alıp evin anahtarı ve telefonumu aldım ayakkabılarımı da giyip merdivenlerden inmeye basladım

"Hayırdır yüzbası bu halde nereye?"

Önce üzerimi süzdüm civcivli şort takımım vardı

"Yürüyüse , hem ne varmıs halimde?"

"Senin bu pijamalarına bayılıyorum, çok güzeller"

"Tabiki güzel olacaklar cünkü onları ben giyiyorum "

"Evet"

"Ne?"

"Evet diyorum içindeki de çok güzel"

Dedigiyle bir an duraksadım binbaşının siyah gözlerine bakıyordum o da benimyüzümü inceliyordu gözlerimi çekip kafamı sağ sola salladım ikinci bir hataya yer yok önüme dönüp yürimeye devam edecektim ki kolumdan tutulup çekildim

"Umay"

"Efendim"

"Bu kacmandaki ısrar niye? Benden niye ısrarla kaçıyordun Umay?"

Yutkundum . Ardından gözlerimi gözlerine çıkardım

"Komutanım sizden kaçtıgım yok . Şayet kaçacağım bir durum da yok "

Kolumu elinden kurtardım

"İyi akşamlar komutanım "

Önümü dönüp hızlı adımlarla kendimi lojmandan dışarı attım boğuluyordum kimse ne hissettiğiimi anlamıyordu keza ben bile anlamıyordum ki her şey üst üste gelmişti . Önce görevden uzaklastırıldım ailem arkamda durmadı sonra da başıma bu binbaşı geldi evet binbasına asıktım ama olmazdı olamazdı o defteri ben kapatmıştım bir daha açmaya ne yüregim ne de gücüm yeterdi.

Bir kaç saat yürüdüm .

Sabaha kadar hem yürüdüm hem düsündüm bu olanların mantıklı bir açıklaması olması lazımdı olmalıydı . Sakin olmaya karar verdim zamanı geldiğinde öğrenirdim nasıl olsa herşeyi ve o zaman beni kimse tutamazdı .

Tim bu gün göreve dönüyordu ben ise iki gün sonra dönecektim tabi eğer bana ihtiyacları olmazsa . Lojmana ilerlerken önünde bir kalabalık olduğunu fark ettim iyice yaklaştığımda bizimkileri ve kılıç timini gördüm hepsi hazırlanmış bir şekilde bahçede konuşuyorlardı benj hala fark etmediler derken Şeyda'nın cırlayan sesiyle gözlerim ona kaydı

"Umay sen nerdesin geceden beri ? Hele şu hake bak döndün kesin yüzün de sapsarı olmuş çabuk yukarı ılık bir duş al sonra uyu dinlen"

Gözlerimi devirdim

"Sırtıma havluda koyayım mı?"

"Ko- Umay beni delirtme bide benle dalga geçiyor"

Seydayı sallayıp diyerlerine döndüm

"Bela timi"

Hemen hazır ola geçtiler . Timini seviyordum şuan görevimde olmamama rağmen hala varmısım gibi davranıyorlardı . Üzerimdeki civcivli pijamalar ile ne kadar ciddi olabilirsem o kadar ciddi oldum

&

"Emredin komutanım"

"Komutanınız kim?"

"Yüzbaşı Umay Karatay"

"Güzel . Sizin komutanınız benim ve bu Allah'ın izniyle değişmeyecek . Bu bir emirdir Albay dışında hiç kimseden emir almamanızı emrediyorum "

&

"Emredersiniz komutanım"

"Rahat , hadi bakalım dikkat edin kendinize Allah'a emanetsiniz"

"Sizde dikkat edin kkmutanım"

Ali'ye ufak bir baş sallamasıyla teşekkür ettim ardından eve girdim . Her ne kadar Şeyda'yı bir tarafıma takmamış olsamda biraz haklıydı ve benim bugünkü planımda da zaten hiç yataktan kalkmak yoktu güzel bir ılık düşümü aldım hemen bir kaç bir şey atıştırıp kendimi yatağıma attım henüz uykuya dalmadan annemi ardım babamla beraber oldukları için ikisiyle de konuştum hatta Kayahan'ın da sesi geldiğinde biraz da onla uğrasıp telefonu kapattım bir güzel uçak moduna aldım ardından kendimi de uçak moduna alıp gözlerimi kapattım.

TUĞRA 'DAN;

Gece Umay ile karşılaşmamızdan sonra yine benden kaçmıştı . O çıkınca arkasından bende çıktım normalde fark ederdi fakat kafası çok doluydu o güzel gözlerine keder hiç yakışmıyordu . pijamalarıyla o kadar güzel duruyor ki alıp içime saklayasım geliyordu seviyordum hemde çok seviyordum hislerimden emindim fakat karşılıksızdı veya ben öyle sanıyordum.

Sabaha doğru lojmana döndü soğuk havaya rağmen inat etmiş eve dönmemişti bahçeye girdiğinde civcivli pijamalar ile ne kadar ciddi olduğunu sansalarda çok sevimli ve tatlı görünüyordu time emirler yağdırıp içeri girdi bende bahçeden içeri girdim

"Kılıç siz gidin "

"Emredersiniz komutanım"

Hıızla merdivenleri tırmanıp daireme girdim hazırlanıp çıktım karargaha geldiğimde tüm çardakta oturuyordu bela timi de bir diğer çardakta oturuyordu fakat Sinem yüzbası baslarındaydı onlara bağırıyordu fakat hiç bir gınlamıyordu dudakalrım iki yana kıvrıldı bizim hırçın civciv sözünü tutturuyordu. Yanlarına gittim

"Hayırdın yüzbaşı bi sıkıntı mı var?"

"Komutanım bu tim emirlerime karşı geliyor?"

"Yüzbaşı henüz öğrenemedin sanırım "

Şaskınca sordu

"Neyi komutanım?"

"Onlar bela timi yüzbaşı, bela. Onlar kimseden emir almazlar sadece komutanlarından alırlar "

"Bende komutanlarıyım"

"Cık cık onların sadece bir komutanları var o da timin adı gibi bela birisi yüzbaşı. Onların komutanı yüzbaşı Umay Karatay.onun için time boşuna dil dökme "

Sinirle soluyup içeri doğru gitti . Bu kadın hain di . Planı başta aslan olmak üzere bela timini ortadan kaldırmak istiyordu . Fakat bilmediği bir şey var aslan sandığından daha güçlü

Arkadaşlar merhaba çok uzun zamandır bölüm gelmiyordu kızmakta haklısınız fakat yazacak zamanım yoktu ki onca zaman sonra uygulamaya ilk defa girdim o kadar yorum yapmısınız hiç birini görmemişim kusuruma bakmayın keyifli okumalar ✨🩷🫶