100. Bölüm

100. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

 

" Tiago toplantı da. " Dedi John.

" Ne yapabilirim. Küstüm ona ben trip atıyorum. " Dedim.

Arthur güldü.

" Katarina da bana trip atıyor sigara içemedim diye. " Dediğinde güldüm.

Ayaklandım.

Tiagonun yanına ameliyathaneye gitmeye karar verdim.

Ama içeriye girmeye çektim dışarıda beklemek istiyordum.

- Tiago -

" Kan as. " Dedim.

Hemşire yeni bir kan asarken doktor İgora baktım.

" Sol alt kapakçıktan geliyor kanama. " Dediğinde hemen orayı inceledik.

Ama durdum.

Valencianın dışarıdan gelen cığlık sesiyle durdum.

Ellerim bir anlıgına titreyince eşyaları çektim.

İçeriye bir hemşire girdi.

 

" Valencianın bacağı kırıldı! Sedyede! " Dedi.

 

Hemen üzerimdekileri yırttım ve eldivenle maskeyi cıkartıp dışarıya koşturdum.

 

Sedyede bir kadın yatıyordu ve acıyla bagırıyordu.

 

Hemen yanına geldim.

 

Ama arkadan biri çekince durdum.

 

Boynuma bir şey saplandı ve gözlerim kapandı.

.... 

 

- Louis -

 

" Ağlama. Ağlama Louis. " Dedi Jasmine.

 

Karnına yasladığım kulağımı çekip ona baktım. Başımı salladım.

 

Karnını öptüm.

 

" Lanet kadın gitmeme izin vermiyor! Tiagoyu da bayıltmış. " Dedim annemi kastederek.

 

" Kızını düşünüyor ama... " Dedi ve sustu.

 

Biraz sessiz kaldım ve tekrar öptüm.

 

Tam bu sırada içeriye annem girdi.

 

" Alçıyı da yaptırdım. Şuan iyi. Ağlaması ve bağırması da gitti. Görmek istiyorsan... " Dedi.

 

Hemen ayaklandım.

 

Jasmineye burada oturmasını söyleyip koşarak revire gittim.

 

Yatakta oturuyordu.

 

Bacağına bakıyorken dudakları çok titriyordu.

 

" Valencia. " Dedim ve hemen sarıldım.

 

Sarılmadı.

 

" Nasıl oldu? Biri mi yaptı?" Dedim.

 

Sessiz kaldı.

 

" Ayağı kaymış. " Dedi annem.

 

" Doktor nerede?" Diye sordu etrafa bakınırken Valencia.

 

" Gelmedi işi varmış. " Dedi Annem.

 

" Hayır. Sen bayılttın onu. " Dediğimde Valencia ne dercesine anneme baktı.

 

" Ne yapabilirim kızım. Ben senin iyiliğini istiyorum. O lanet herif sana zarar! Sen unutmuş olsan bile.. " dedi.

 

Ama Valencia birden annesini itti.

 

" Git bana doktorumu getir. " Dedi. " Bôyle hiç yardım etmiyorsun?"

 

" Özür dilerim. "

 

Annem giderken Valenciaya baktım.

 

Yanagını öptüm.

 

O ise bacagına bakmaya devam etti.

 

Yüzünü buruşturdu. Canı mı yanmıştı?

 

" İyi misin? Acıd... " Diyordum ki " Doktoru istiyorum. O gelsin geçer acım. " Dedi.

 

Bana baktı.

 

" Onu getirir misin? Arthur gelmişti az önce. Biraz ağlayınca ona Katarinaya gitmesini sôyledim. Ben iyiyim. Sadece dokturu istiyorum nerede o?" Dedi.

 

Elini bıraktım. " Hemen geliyorum. " Dedim ve koşarak merdivenlerden cıktım.

 

Ama annemle karşılaştım.

 

" Tiago uyanmıyor. Verdiğim bayıltıcı 5 saat etki yapar. Sen git ben Valenciayla kalacagım. " Dedi.

 

Başımı sallasamda pek inanamamıştım.

 

- Valencia -

 

3 saattir gelmiyordu kimse.

 

Hemşireler bana ağrı kesici serum verse de bağırmak istiyordum.

 

Canım acıyordu.

 

" Ben gidiyorum. " Dedim ve serumu kopardım.

 

Hemşirenin biri gelirken umursamadan ittim onu.

 

İnleyerek değneklerimi koltuk altıma yasladım.

 

Kendimi koridora ışınladım.

 

Hızla odama girdim. Yataktaydı. Yatıyordu.

 

Değnekleri fırlatıp kapıyı kapatmadan gelip yanına yattım.

 

Kıvrıldım.

 

Bacagımdaki alcı dardı.

 

Bu daha da çok canımı yakıyordu.

 

Buraya hızlı geldiğimden nefes nefese kalmıştım.

 

Göğsüm hızla inip kalkarken astım ilacı ışınlayıp dudağıma dayadım.

 

Biraz nefes alıp geri çektim.

 

Tiagoya yaklaştım.

 

Basımı omzuna dayadım.

 

Boynunu yavaşça soluyunca agrım hafif hafif geçti.

 

Hep böyle olurdu. Uyuşurdum.

 

" Doktor. Annem ne verdi bilmiyorum ama o lanet jçin senden özür dilerim. " Dedim.

 

Gözlerimi kapattım.

 

Yüzümü buruşturup inledim.

 

Alçı biraz daha geniş olsa bu kadar acı çekmezdim emindim.

 

Ağlamaya başladım ve ona sokuldum.

 

Ellerimle yüzümü kapatıp kendi kendimi boğdum.

 

Daha çok ağladım ve battaniye örttüm üzerimize.

 

" Canım yanıyor. " Dedim.

 

- Tiago -

 

Hafif gözlerimi açıp etrafa bakarken yanımdaki bu tatlı kokunun ne olduğunu sorguluyordum. Valencia gibi kokuyordu. Çilekli pasta ve vanilya gibi.

 

Hemen gözlerimi acıp basımı kaldırdım.

 

Ağlarken uyuya kalmıştı.

 

Hızla oturma pozisyonuna gelip battaniyeyi açtım.

 

Bacağına baktım.

 

Ayağından baldırına kadar bir alçı vardı.

 

Yüzümü buruştururken Valenciaya baktım.

 

Yine dayanamayacaktı.

 

5 kez kırmıştı bacagını.

 

5 kez!

 

Ve bu alçı çok dardı.

 

" Küçük Hastam. " Dedim ve yüzünü kendime çevirdim.

 

Hafifçe gözlerini acıp bana baktı.

 

" Ay uyumuş muyum?" Dedi kedi misali mırıldanırken.

 

" Küçük Hastam. Nasıl becerdin bunu?" Dedim.

 

Cevap vermedi.

 

" Söylemeyeceğim. Kızarsın. " Dedi.

 

Onunla olan eski yıllarımda bacagını kırdıgı her an kızardım.

 

Çünkü saçma sebeplerden dolayı kendi kendine zarar veriyordu.

 

" Kızmayacağım. Biri mi yaptı. " Dedim.

 

Başını olumsuzca salladı ve bacagına baktı.

 

" Şunu cıkartıp yeni bir alçı yaptırsak olur mu? " Dediğinde hemen onu kucakladım.

 

Hızla odadan çıktım.

 

Revire ilerlerken " Bacağım şu dar alcıdan daha çok acıyor. " Dedi.

 

" Tamam dur. " Dedim.

 

" Sen yap. " Dedi.

 

Başımı salladım.

 

Sessizce başını göğsüme yasladı.

 

Bir kez nefes alıp verdi.

 

Bende bu sırada revire gittim.

 

Geldiğimde Arthur,Louis ve Elizabeth buradaydı.

 

" Nerede o! Sahip bile çıkamadınız mı!" Diye bağırıyordu Elizabeth.

 

Louis " Tiagonun yanında uyuyordu anne! Ya Taigoyu bayıltmak nedir ya!" Dedi.

 

Valencia gözleri kapalıyken " Bir susun be. " Dedi.

 

Arkaya geçtim. Koridorda ilerlerken alçı odasına girdim.

 

Solda bir cam vardı ve sol taraftaki odada bir kızın alçısını açıyorlardı.

 

Valenciayı yavaşça masaya yatırdım.

 

Masayı hafifçe dikleştirdim.

 

Şimdi koltuk gibiydi.

 

Nefesini tekrar verdi.

 

Önce dikkatle alcısını çıkarttım.

 

Bacağına baktım.

 

Takmışlardı evet. Ve dizinin olduğu yerden çıkmıştı bacagı.

 

Baldırına kadar alçı yaptım. Yine geniş yaptım.

 

Sessiz sessiz izledi.

 

Üzgündü.

 

Elimdeki alçıyı burnuna sürdüm. " gülsene biraz! Alçı yapıyorum burda. " Dedim.

 

Kıkırdarken burnuna bakıp şaşı oldu.

 

Gecmiş geliyordu aklıma.

 

Onunla geçirdiğim zamanlar.

 

Kulağımda da hep cebimde taşıdığım flaşa çalan Lost On You şarkısı.

 

" Şaşı bakma. Öyle kalır gözlerin. " Dediğimde gözlerini düzeltti.

 

Başını sol omzuna doğru yatırıp dudak büzdü.

 

" Bakma öyle. " Derken ellerimi kenarda yıkadım.

 

Bacagına baktı.

 

Tekrar nefeslendi.

 

" İyi misin?" Dedim.

 

Cebimden astım ilacını çıkartıp dudaklarına yasladım.

 

Uzun bir nefes çekti. Sonra ittirince çektim.

 

Başını salladı.

 

Astım ilacı bitmişti.

 

Bir su alıp gargara yaptı ve tükürdü.

 

Hemen sonra bana baktı.

 

" Gidelim mi?" Dedi.

 

Başımı salladım.

 

Onu yavaşça kucakladım.

 

Yerini sabitlerken " Hoppala " dedim.

 

Güldü.

 

Yeni çıkan sakallarıma baktı. Uzamışlardı.

 

Sonra da başını eğdi.

 

" Doktor. Bir şey söyleyeceğim. Sanırım.." dedi ve kulağıma yaklaştı.

 

" Regl oldum. " Dedi.

 

Durdum.

 

Ona baktım. " Haberin var mıydı? " Dedim.

 

" Şimdi oldu. Sen kucaklayınca. " Dedi suç gibi söylerken.

 

Ağlamaya başladı.

 

Uzun bir kahkaha attım.

 

Elleriyle yüzünü kapattı.

 

Onu kenardaki koltuğa oturttum.

 

Ağlamaya devam ettiğinde dizlerim üzerine çöktüm.

 

" Güzelim. Ağlama. " Dedim.

 

- Valencia -

 

" Ama... Ya... " Diye nefes nefese konuştum.

 

" Karnın mı ağrıyor ne oldu? " Diye sordu.

 

Biraz ağrıyordu ama kendi kendime ağlıyordum.

 

Başımı olumsuzca salladım.

 

" Tamam odamıza gidelim. Panik atak geçiriyorsun sen ağla. Rahatla. " Dedi beni tekrar kucaklarken.

 

" Gel bakalım. " Derken ilerledi.

 

Yine annemlerin olduğu yere gelince ona " Ayağım kaydı senin yanına gelirken sülük gibi yapıştım yere. " Dedim.

 

Önce sustu ama sonra güldü.

 

Durdu.

 

" Ne ?' dedim.

 

" Birinci bacağını kırma sebebin Nathoydu. Onun alçısını ben yaptım. İkincisi okuldaki kavgadan olmuştu. Üçüncüsü merdivenden uçmuştun. Dördüncüsü tuvallette olmuştu. Şimdi beş bu. Ayağının kayması. " Dedi.

 

" Ama kızma bak. " Dedim.

 

" Ya niye kızayım ben sana. Saçma salak şeylerden bacağını kırıyorsun diye kızıyordum." Dedi.

 

Beni biraz havaya kaldırdı.

 

" Senin şu işi halledelim. " Derken merdivenlerden çıktı.

 

Odaya girdik.

 

Beni direkt tuvalete götürdü. Oturttu, hemen sonra da altımdakileri indirdi.

 

İç camaşırım kan olmuştu.

 

" Bekle. " Dedi ve gitti.

 

Bende iç çamaşırımı çıkarttım.

 

Kanı silip çamaşır makinesine fırlattım.

 

Bacak bacak üstüna atıp Tiagoyu bekledim.

 

Geldi.

 

İç çamaşırıma bir ped sabitlemişti.

 

" Sikeceğim ama! Tiago tamp... " Diyordum ki " Yok tampon! Enfeksiyon kapar vajinan görürsün! " Dedi.

 

Bacaklarımdan geçirdi.

 

Sonra da kapıyı kapatıp sırtını yasladı.

 

Beni izlemeye koyulurken işimi hallettim.

 

Hafifçe kalkıp iç çamaşırımı çektim.

 

Dün düğünden hemen sonra banyo yapmıştım ama hiç bir sınır filan hisetmemiştim kendimde.

 

Kıyafetlerimi düzelttim.

 

Hemen sonra inleyerek ellerimi yıkadım.

Tiago da ayaklandı.

Beni kucaklayıp kapıyı açtı.

Yatağa beni yavaşça yatırdı.

Ben ise arkama yaslanıp onu izledim.

Bacağımı düzeltti.

" Ve yemek zamanı. " Derken yanağımı öptü.

Önlük giydi. " Usta şef Tiago Trusova bize bugün ne yapacak sayın seyirciler! " Dedim.

Düşündü.

" Kemik suyuyla çorba!" Dedi.

" İğrenç. " Dedim.

Güldü.

" Tamam. O zaman tavuk çorbası!" Dedi.kahkahka attım.

... 

Dövüşe 2 gün kalmıştı ve lanet bacağım hala alçıdaydı. Tiago 1 hafta da çıkar demişti. Kırık tek bir yerde demişti.

Ve ilk o imzalamıştı alcımı.

Regl bitmişti. Ama hafif kasıklarımda ağrılar vardı.

" Doktor. " Dedim yanımda yatan TİAGOYA.

1 haftadır uyuyamıyordum.

Uykum yoktu da.

" Gözlerim mosmor biliyor musun? " Dedim.

Uyuyordu.

Ama onunla uğraşmak güzeldi.

Saçlarını karıştırdım.

Sakallarına baktım.

" Sen uyu ben keseyim. " Diyip traş köpüğü sıktım.

Jiletledim.

Her tarafı sonra silip onu öptüm.

Ruj sürdüm ve yine öptüm.

Yine yine yine.

" Ya Doktor uyansana sıkıldım!" Dedim.

- Geçmiş -

" Valencia çocuk gibi davranıyorsun. " Dedi Teo isimli sevgilim.

Sessiz kaldım.

" Sürekli çocuk gibi davranmaktan vazgeç! Olgun davran artık! Bebek misin sen! Salıncakta sallanıyorsun. Ben gidiyorum. " Dedi.

- Şimdi ki Zaman -

Gözlerimi kapatıp bende sessizce yan yattım.

Çocuk gibi davranıyordum.

Tam bu sırada arkadan belime bir kaç el dolandı. Tiago çenesini omzuma yasladı.

Yanagımı öptü. " Oynamayacak mısın biraz daha. " Dedi.

Gülümsedim ve kolunu öptüm.

Öpmeye devam ettim.

Sonra da ona dönüp yanagını ısırdım.

Güldü.

Geri çekilip ona baktım. " Ne oldu birden? " Dedi.

" Çocuk gibi mi davranıyorum? Olgun değil miyim?" Dedim.

Kaşlarını çattı.

" O ne demek ya. Valenciam. Sen çocukluğunu yaşayamamış olgun bir kadınsın. Çocuk ruhlusun sen. Ama sen çok zeki ve olgun birisin. Bazen kendi çocuğum olarak seni görüyorum ya! " Dedi gülmeye başlarken.

Karnımı kıdıkladı.

Güldüm.

Bacağımın kırık olduğunu unutup Tiagonun beline koyunca susup inledim.

" Aptal kadın!" Derken bacağımı yavaşça bıraktı.

Dudaklarımı büzdüm. Canım yanmıştı.

" Doktor ben kalkmak istiyorum! Götüm acıyor yat yat otur otur!" Dedim.

Elini sweatimin altına koyup gôğüslerimi okşadı.

" Saat sabahın 5 i Küçük Hastam. Biraz uyu olur mu? " Dedi kendisi uykuya dalarken.

Gülümsedim ve uyumayı denedim.

Ama uykum yoktu!

Zıplamak hoplamak istiyordum.

2 saat sessiz sessiz mırıldandım.

Sonra da yavasça ayaklandım.

Değneklerimi alıp gardolaba gittim. Sütyen giyip Louisin odasına gittim.

Ama burada yoktular.

Sonra Arthurunvodasına gittim. O da yoktu!

Annemin odasına gittim! Yok!

" Ama yeter!" Diye bağırıp düşündüm.

Nerede olabilirlerdi.

Dinlenme salonu!

Günde 5 saat oradalardı resmen!

Oraya gittim.

Buradalardı.

" Sıkıldım!" Dedim ve oturdum bir yere.

Arthur Katarinaya sohbet ediyordu.

Louis de bebekle.

Annem ise Jasmine ile.

Bana baktılar.

" Uyumadın mı sen bu ne hal?" Dedi Arthur gülerken.

Göz altlarım. Sikeyim.

" 1 haftadır uykum yok!" Dedim.

Ellerime ve tırnaklarıma baktım.

" Off! " Dedim.

" Tiago nerede?" Dedi Louis.

" Zıbarıyor! 1 haftadır zıbarıyor yemek yemek yemek diyip duruyor! Gizli gizli tek bir uyuşturucu alıp 2 dal sigara içebildim sadece! Sinirimden gebercem!" Derken kendimi yere atmıştım.

Yüz üstü yerde yatarken Louis ve Jasmine güldü.

Onlarla birlikte Katarina ve Arthur da.

İçerde Alex ve Martina da vardı.

Onlar da güldü.

" Sıkıldın mı yani sen ?" Dedi biri ama sesini anlamadım.

Haaa! Yeni gelen asker. Albert. Diyeceğim de 2 ay oldu geleli.

" Evet!" Dedim.

Yere bir yumruk attım.

Tahta kırılırken sinirle sövdüm.

" Amına kodumun yarrak kafalısı moruk Tiago! Uyansa neler yapıcam!" Dedim.

Sonra da sustum.

Nefes alıp verdim cünkü bağırmaktan nefesim daralmıştı.

" Adam beni 1 haftada kaç ilaca boğdu! Gebercem ilaçlardan ya! Ben uyuşturucu istiyorum bu ne diyor!" Derken bunlarda sigara olacagı aklıma geldi.

Louise baktım.

" Sigara var mı lan?" Dedim.

" Yok " dedi yalan atarak.

" Senden isteyen kabahat! Anne sende var mı Arthur da vermez. " Dedim.

Annem elindekini gösterip " Valla söndü bu " dedi.

Doğru sôylemişti.

Tam bu sırada John bir sigara ve çakmak attı.

" Helal lan koçum sana. Git 6 gün izin yap sen. " Dedim.

" Zaten vermiştiniz. Bitmesine 1 gün var. " Dediğinde sigarayı yakmıştım.

Uzun bir nefes çekince öksürük krizine girdim. Ama umursamadan içmeye devam ettim.

" Krize gireceksin. " Dedi Louis uyarı yaparak.

Yavaşça ayaklanıp koltuğa oturdum.

Yan bir şekilde.

Ayaklarımı sallarken " Lanet insanlar! Batsın lanetlerrrrr!" Diye şarkı uydurdum.

Sigaram bitmek üzereyken ayak sesleri duyunca sigaradan son bir nefes çektim.

Ama kapı açılınca göt gibi kaldım.

Lanet Tiago.

Elinde bir tepsi " Va.. " diyordu ki beni gördü.

Sigarayı arkaya fırlattım.

Ama çok geçti. Duman dudaklarımdan çıkmıştı.

" Valencia " dedi Tiago başını omzuna eğerken.

Aynısını yapıp " Doktorcum. Uyuyordun demi sen. " Dedim.

" Rüya bu " dedi ve kapıyı kapatıp gitti.

Üzerime bir battaniye aldım. Hemen kendimi gizleyip cenin pozisyonunda yattım.

Kapı açılırken gözlerimi yumdum.

Tabağın masaya bırakılma sesini duydum.

Hemen sonra da koltuğun büyük bir kısmı boş olan yere birinin oturmasını.

Tekli koltuğa bile benden 3 kişi sığardı.

Rakiplerim bile benimle dalga geçiyordu.

" Küçük Hastam. " Dedi Tiago battaniyeyi açmayı denerken.

Ama izin vermedim.

" Siktir git. " Dedim.

Güldü.

" Gitmiyorum. Ya niye gitmemi istiyorsun ki. " Dedi.

" Kızarsın. " Dedim.

" Kızarım. Valencia tabi kızıcam. Ya sen niye sigara içi.... " Diyip devam ediyordu ki kulaklarımı kapatıp bir şarkı mırıldandım.

Güldü.

Sustum.

" Tamam. Aç ağzını. " Dedi battaniyeden elini sokarken.

Gözlerimi açıp baktım.

Kruvasan.

İttirdim.

" Ya sabır. " Dedi ve nefesini verdi. " Kızıcam ama bak şimdi. " Dedi daha sert bir şekilde.

Bende sinirlenmiştim.

Battaniyeyi üzerimden fırlatıp oturma pozisyonuna geldim.

Yüzüne bağırarak " Kız! Kız banane ya! Her vakit bir bok yasaklıyorsun lanet olası herif! Yok uyuşturucu yasak yok sigara yasak yok alkol yasak! Yemek yemek yemek! Yemek Kusucam artık yemek yemek istemiyorum! Canım hiç bir şey istemiyor! Sıkıldım! Bıktım tamam mı! İstediğini yap sikimde bile değilsin! Ben sigaramı da içerim! Kendime mastürbasyon da yaparım! Direk dansı da yaparım pavyon pavyon gezer yaşlı dedelere bedenimi satarım haberin olsun!" Diye bagırdım.

Battaniyeyi üzerime geri alıp geri pozisyonunu aldım.

Hızlı konuştuğumdan nefes nefese kalmıştım. Astım!

Gözlerimi kapattım.

Ama kahretsin ki nefes alamıyordum!

Sikeyim!

 

Bölüm : 22.12.2024 19:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...