103. Bölüm

103. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

" Küçük Hastam. Güzelim. Karıcım. Bebeğim. Valenciam. " Diye mırıldandı Tiago.

Elimde değişik aletler hissediyordum.

" Gerizekalısın sen biliyorsun değil mi?" Dedi.

Bileğimden bir şey aldı ve elime doğru koydu.

Bu sırada bacağım çok kasılıyordu. Şok aleti takılıydı.

" Güzelim. " Dedi.

Bir kaç dikiş hisettim.

Sonra makas sesi.

Ayıktım evet.

Ama bilerek gözümü açamıyordum.

Bacağımdan bağırmak bile istiyordum.

Eşyaları bırakıp tam yanıma oturuyordu ki onu ters döndürüp yatırdım.

Üzerinde ben yatıyordum.

Gözlerimi onun ki ile buluşturdum.

" Sevişelim. " Dedim.

" Azma. " Dedi.

Ama elini belime koymuştu bile.

" Tamam bir kere sevişelim. " Dedim.

" Olmaz. " Dedi.

" Ama en son düğünden sonra sevişmiştik. " Dedim.

Trip atarcasına baktım.

" 3 gün aralıksız sevişmiştik! Küvet masa yatak koltuk her yer kırıldı! Terli kıyafetler hala yıkanmadı bile! Odanın her yeri sıvı ve senin orgamzınla dolu! Ayağa nasıl kalkcam diye sorguluyordun! Şimdi de sevişelim! Manyak mısın kadın sen! " Dedi gülerken.

Omzunu cimciklediğimde inledi.

" Tamam azıcık sevişelim. " Dedim.

Kaşları havalanıp inerken olmaz diyordu.

" Niye!" Dedim.

" Astımın var. Dudağını bir kez öpsem gebereceksin resmen. Şu kadar sigara ve uyuşturucu içmek zorunda mıydın? Bende zor tutuyorum kendimi. Hatırlatıp durma. " Dedi.

Kucağında bir kez zıpladım.

" Valencia!" Diye uyardı.

Gülümsedim.

Gözlerimi kıstım.

" Sevişelim! Açım ben! Yemek istiyorum. " Dedim.

" Git yemek ye. Az kilo alırsın hem. " Dedi.

" Tiago! Yeter ha! " Dedim.

Güldü.

Nefesimi verdim.

Koltukta oturma pozisyonuna gelip bacağımdaki şok cihazını duvara fırlatıp bozdum.

Tiago bunu yaptığımdan hep kızardı ama bacağım acımıştı.

Sırf bana kızmasın diye bakmadım.

Şımardın iyice Valencia. Kendine gel! Bebek misin sen?

Teonun lafları.

Çok haklıydı.

Yavasça ayağa kalktım ve odadan çıkıp gittin.

Koridorda yürürken arkamdan koşarak Tiago geldi.

Bileğimi tuttu ve beni bir odaya çekti.

Boş misafir odası.

Duvara beni sıkıştırdı.

" Sen yine o gerizekalı Teonun sözlerini hatırladın değil mi?" Derken yüzüme gelen saçları ittirdi.

" Güzelim. Senin yerinde ben olsam asla uslu durmazdım. Bacagım acıyor işe der fırlatırdım senin gibi. Çok haklısın. " Dedi.

Yutkundum.

" Bebeğim. Sen ister bebeğim ol ister güzelim ister karım. Sen sen ol. Gizleme kendini benden. Gitme yanımdan. Olmaz mı hıh?" Dedi.

Dudağına baktım.

" Bir kere öpebilir miyim?" Dedim.

Yaklaşıp öpmeye başladım ama bir saniye bile geçmeden nefes alamayınca geri çekildim.

" Şimdi daha iyi anladın değil mi?" Dedi.

Başımı salladım.

Çünkü nefes alamıyordum.

Bunu fark edince arka cebinden astım ilacı çıkartıp dudaklarıma dayadı.

Uzun bir nefes çektim.

Ardından elini çekti.

" Bak. Bundan sonra benden gizli sigara içmekte yok tamam mı? Alkolde yasak uyuşturucu da. İçme. " Dedi.

Yine mi! Yine mi öğrendi!

" Hayır!" Diye bağırsamda sesimi bastırıp " Hayır yok Valencia! Kendine zarar bu!" Dedi.

Kaşlarımı çattım.

........

" Bagırmak ha! Sikeceğim seni Tiago! Ne demek bana bağırmak! Sıkik herif babamı da buraya getirmiş! Şu hale bak! Kraliyet dibi görüyor!" Diye bağırdım koşarken.

Askerlerle birlikteydim.

Kraliyeti turluyorduk. Resmen 4 kilometre koşmuştuk!

Ama ben dinlenemiyordum bile!

Yavaş yavaş durdum.

Şınav pozisyonu alıp defalarca şınav çektim.

Sonra mekik.

Ve durmadan bizimkilerin yanına spor yerine gittim.

-Tiago-

Pencereden onu izlerken sigaramı içiyordum.

Arthur ve Louis buradaydı.

Arthur sinirliydi babası burada olduğundan dolayı.

" Sikeceğim şimdi!" Diye bağırdı.

Bu sırada içeriye Katarina girdi.

" Babana sinirlisin değil mi? İki saattir yanımızda ağladı adam... " Dedi.

Arthura bağırırken Arthur ayaklanıp Katarinaya bağırdı. " KAP'a çeneni Katarina! Bu herifin yaptıklarından sonra burada yaşıyor olması bile sinir ediyor beni! Nefret ediyorum !" Dedi.

Katarina titrek bir sesle " Bana niye bağırıyorsun?" Dedi.

Arthur elini havaya kaldırıp ona vuracakken elini tutup onu koltuğa ittirdim.

Elimdeki sigara zaten küllükte duruyordu. ( Artık elimde değildi. )

" Katarina. Gel gidelim biz. " Dedi içerideki Louis, Katarinaya birlikte giderken.

Arthura baktım.

" Oğlum ne yapıyon sen? Kendine gelsene. " Derken sigaramı alıp karşısına oturdum.

" Bir bu eksikti! " Dedi.

Kaşlarım çatıldı. " Lan ne diyon oğlum. Kendine gelsene. Kadına vuruyordun lan. Karına vuruyordun. Bebeği var onun. Çocuğun var senin. Bağırıyorsun kadına. O sana ne yaptı? Arthur. Sinirliyken kendine hakim olsana oğlum. Tamam zor ama sonra çok pişman oluyorsun ben sana diyeyim. Zamanı geri almak istiyorsun ama olmuyor. " Dedim.

O da bunu sorguluyordu.

" Katarinaya gitmeliyim. " Derken ayaklanınca onu hemen oturttum.

" O senden korkuyorken yanına gidip onu daha çok korkutma. " Dedim.

Pişmanlığını yaşamaya devam etti.

" Ben ne yaptım?" Dedi kendi kendine.

- Valencia -

Ter içindeyken durmak bile bilmiyordum.

" Sigara yasakmış. Çok komik. " Derken yeni askerlerime bakıp halterden çektim ellerimi.

" Pişt. Hugh ve Derek! " Dedim.

Bana baktılar.

" Kraliçe. " Dediler.

" Kraliçe değil oğlum. Valencia diyeceniz. Kardeşiz biz resmen. Sinir olur Valencia demezsen. " Dedi John.

" Sigaranız var mı?" Dedim.

Hugh sigara Derek çakmak verdi.

" Adamsınız. " Derken dudağıma koydum ve yakıp paketi ve çakmağı verdim.

Biraz ićmeye başladım.

Hemen sigaramın minicik kalmasına izin vermedim. Tadını çıkartarak içtim.

" Tiago çok kızacak. " Dedi John ben öksürürken.

" Sikimde değil. " Derken bir yere oturdum ve gerindim.

- Tiago -

Arthur saat akşam 9 olmasına rağmen halen ağlıyordu.

Valencia ise Kraliyetin boş koşu alanında boks torbası tekmeliyor ve yumrukluyordu.

Pencereden onu izlemeye devam ediyordum.

John, Arthuru susturmayı denerken Katarinanın bebeği aldırmak istediğini duymuştum.

" Seni daha çok ağlatacak bir şey diyeyim mi Arthur. Vuracağın kadın senden o kadar korkuyor ki. Bebeği aldırmak istiyor ona da zarar verirsin diye. " Dediğimde Arthur konuşmadı.

Ağladı.

Valenciayı izlemeye geri döndüm.

İçeri feci sıcaktı. Şömine odunla doluydu. Ve dinlenme salonunu büyültmüştük. 5 koltuk bundan sonra 6 olmuştu. Ve 2 tekli koltuk olmasına rağmen gelen 6. Koltuk L koltukdu.

Masalar silah,sigara ve şarap doluydu. Yeni gelen Hugh ve Derek de buradaydı.

" Valencianın ölümcül astımı var. Duymamışsınızdır çünkü yayılmasını istemedi. Halk da bilmiyor. İsterse vermeyin. " Dedim.

John " Biliyor muydun? " Dedi.

" Sabahtan beri kesintisiz izliyorum götüm pencerede kala kala uyuştu. " Dedim ama arada Arthurla ilgilenmeye kalkıyordum.

Jasmine ve Elizabeth de Katarina ile ilgileniyorlardı.

Martina da öyle.

" Esneme haraketlerine başlıyor şimdi. " Dedim.

Yere oturmuş sıfır bacak açıyorken bir sol bacağına bir sağ bacağına yattı.

Acı çekiyordu. Bacağı sakatken bunu yapması zordu.

Teakwando da sıfır bacak zorunluydu. Biz savaşçılara bu da öğretilmişti. Ama yine de aramızda en iyi sıfır bacak açan Valencia ve Elizabetdi.

Elizabeth dinç bir kadındı. Yaşına rağmen o da spor yapıyordu.

Valencia ellerini öne doğru uzatıp alnını yere dayayınca bakışlarım kalçasına kaydı.

Islık çaldım. " Kasaya bak. " Diye mırıldanıp sigaramdan bir nefes çektim.

" Bu ne yapıyor ya? Valencianın götünü mü kesiyorsun sen?" Dedi Louis.

Bakmaya devam ettim.

Biraz daha esneklik çalıştı.

Tek sorun sıfır bacağı tam açamıyor olmasıydı.

Havada kalıyordu.

Farkındaydı.

Dizliği çıkartmadığından oluyordu ama akılsızın aklına gelmiyordu.

Sigarayı söndürüp ağzıma bir sakız attım. Sprey sıktım ve yanına indim.

Tekrar aynı pozisyondaydı.

Haberi yokken gelip dizliği büyüyle çıkarttığımda başını kaldırdı.

" Tripçi seni. " Derken kalçasına oturup onu yere tamamen sabitlediğimde inledi.

Bacağını tuttu. " Tiago bıraksana. " Dedi.

Kıkırdadım. " Bana trip atmanın cezası. " Dedim.

İnledi ve alnını zemine yasladı.

" Lanet sıfır bacağı açamıyorum. Ne uzun olmuş estetik çalışmayalı. " Dedi inlemeleri arasında.

Hemen sonra eline bir sigara ısınladı ve dudağına koydu.

Hemen alıp fırlattım.

Bir büyü yaptığımda eline sigara ışınlayanayıp bana baktı.

" Delirdin mi sen?" Dediğinde ayaklandım.

" Hava buz gibi sütyenle esneklik çalışma" derken içeriye ilerledim.

Odaların olduğu katta yürürken arkamdan koşarak geliyordu.

Üzerine bir tişört giymişti.

" Arthur babasına sinirden Katarinaya bağırdı. Tokat atıyordu az kalsın. Katarina bebeği almak istiyor. Yanına gidiyorum sende gelebilirsin. " Dedim.

Onların odasına girdiğimde bağırdı " Ha tabi o yüzden de senden izin alayım! Oldu efendim var mı başka isteğiniz!" Diye bağırdı.

Pencereye gittim.

Durdum ve duvara yaslanıp ona baktım. Ellerimi kenetledim.

Bağırmaya devam etti.

En son " Sigarayı yasakladın alkolü yasakladın uyuşturucutu yasakladın! Eee ne kaldı! Ne yapayım ben intahar mı edeyim! Haberin olsun resmen intahar sürüklüyorsun Tiago! Senden nefret ediyorum!" Diye bağırırken bana yaklaştı.

" İstediğimi yaparım duydun mu beni! Ve sen hiç bir şey diyemezsin! Ben seninkileri yasaklamıyorum! Sende benim.... " Diyordu ki yüzünü avuçlayıp sertçe onu öpmeye başladım.

Sertçe ellerini göğsüme koyup beni ittirdi.

Tekrar bağırdı. " Bir şey diyorum şurda beni sustura.... " Diyordu ki " Valencia. " Dedim.

Durmadı bağırmaya devam etti.

" Valencia. " Dedim bir kez daha.

" Ney Valencia ne! Ben sana bırak desem sanki sen bana bu tepkiyi vermeyeceksin!" Diye bağırdı.

Üzerine yürüdüm.

Geriye adımlar attı.

Duvara sırtı gelince yutkundu.

Ellerimi duvara koyup onu sıkıştırdım.

Korkuyordu.

Korkutuyordum.

Başımı omzuma yatırıp ona baktım. Nefesi daralmış olacak ki hırıltılı nefesler alıyordu.

Nefes alması gittikçe zorlaşıyorken cebimden aştım ilacını çıkarttım.

Dudağına dayadım ve sıktım.

Gözlerini sıkıca yumup uzun uzun nefesler çekti.

Bırakınca bende çekip cebime koydum.

" Trip atma bana. " Dedim uyarırcasına.

" Ama delirtiyorsun sende! Siktiğimin herifi!" Derken beni yine ittirdi.

" Gidicem başka heriflerle yatıcam ve neler kaçırmışım görücem!" Diye bağırdığında kendime hakim olamadan bağırdım. " Oldu oldu!" Diyip kolundan tutuğum gibi onu çektim.

Yanımızdaki yatağa sertçe fırlattım.

Yataktan değişik bir ses çıkarken korkuyordu.

Üzerimdeki sweati çıkartıp fırlattım ve üzerine bedenimi bıraktım.

Nefesini verdi ve bacaklarını belime doladı.

Ellerini de enseme doladı.

Ellerimi beline doladım.

Sertçe dudağıma yapıştı.

Sertçe öpmeye başlarken kalçasını sıkıp okşamaya başladım.

Elleri karın kaslarıma inip okşarken bende sertçe tişörtünü yırttım ve sütyenden çıkan göğüslerini okşadım.

Özlemiştim.

Bunu yapmayı bile.

Ama daha çok yapmadım.

Dudağından ayrıldığım gibi ayaklandım.

Sweatimi alıp geri giyerken bana bakıyordu.

Kafama bir yastık fırlattı. " Amına kodumun çocuğu! Gelsene şuraya!" Diye bağırdı.

Güldüm.

" Git giyin. Seni sikmeyeceğim. " Dedim.

Bir başka yastık daha fırlattı.

Tuttum ve kafasına attım.

Kıkırdadı.

" Ne yiyelim biz acıktım ben ya. " Dedim.

Saçımı boy aynasına bakarken düzelttim.

" Bende bilmiyorum ama acıktım valla. " Dedi.

Gülerken aynadan ona baktım.

Bana tersten bakıyordu.

Göğsüne kaydı bakışlarım.

Orta parmak çekince kıkırdayıp işime döndüm.

" Tişörtüm gitti ya. Pislik Doktor!" Dedi ve üzerine bir sweat giydi.

Yanıma geldi ve sırtıma atladı.

" Makarna yapalım. Kremalı soslu. Offf " dedi.

Kesinlikle.

" Aynen. Koş makarna yapıcaz. " Dediğimde sırtımdan indi ama gerizekalı karım yeri boyladı.

Nasıl düştüğünü sorguladı. Hemen sonra ayaklanıp odadan çıktı.

Tam gidiyordum ki içerde bazı kişiler olduğunu gördüm.

Elizabeth, Martina, Katarina, Jasmine ve Victor.

" Siktir. " Diye mırıldandım.

Elizbeth " Alıştık alıştık git haydi. " Dedi.

Gülerek gittim.

2 saat sonra.

Küvet tamir edilmişti.

Ama Valencia şohbende duş alıyordu.

Bir kaç dakika önce onu eski odası olan ama şimdi depo olarak kullanılan odada görmüştüm. Bir şey alıp çıkmıştı. Aldığı şeye bakıyordum.

Günlük.

Bembeyaz kapaklı bir günlüktü.

13 yaşından beri kullanırdı.

Ama kapak Beyaz olmasına rağmen o kadar karalanmış,toz ve kan olmuştu ki resmen günlükten çıkmıştı.

İçine yeni şeyler yazmıştı. Ama günlüğünü başan sonra kadar okumak istiyordum. Hiç okutmamıştı.

Görmesin diye aldığım yere geri koydum.

Banyoya girdim.

Girmemle gördüğüm şey yüzünden bağırmam bir oldu. " Valencia!"

" Ne? " Dedi Valencia ortada bir şey yok gibi.

Saćlarını kesmişti ve her yer kızıl saç doluydu. Neyseki toplayıp kesmişti. Yani bir tutam kızıl saç vardı.

" Saçlarım yere değiyordu Tiago. Zamanı gelmişti. " Dedi.

Saçını aldım.

" Tabloya koyar mısın?" Dedi.

Bıraktım.

" Niye yaptın?" Diye sordum.

" Dedim ya. Uzamıştı. " Dedi.

Yalandı.

Üzerimi çıkartıp yanına geldim. Geldiğim gibi soğuk suyunu bana göre sıcağa aldı.

Hasta olacağını bildiğinden de yapmıştı.

Kafamı şampuanlarken ona baktım.

" Değişmek istiyorum. " Dedi.

Gülümsüyordu.

Canı yansa da gülümsüyordu.

" Oflamadan puflamadan. Hem yönetici,hem Kraliçe,hem dövüşçü,hem lord,hem cerrah hem de iyi bir eş güçlü bir kadın olmak istiyorum. Çocukluğumu da yaşamak istiyorum. Hayatımı değiştirmek istiyorum Doktor. Önce kendimi değiştiricem. Sonra davranışlarımı. " Dedi.

Saçını tekrar şampuanladı.

Bende banyomu yapmaya devam ettim.

Birbirimize çok yakındık.

Valencia bazen bacağına ve bedenindeki izlere bakıyordu.

Nefesini verip tekrar banyo yapmaya devam ederken içten içe titriyordu.

" Sadece nasıl yapacağımı bilmiyorum. " Dedi en sonunda gözleri dolarken.

" Doktor ben sinir hastasıyım deliyim, şizofren tanısı var sürekli ilaç kullanıyorum. Ya ben deli gibi kendime mastürbasyon yapıyorum ya. Canım yanmıyor. Hissetmiyorum artık. Kalbim kırılıyor susuyorum. Çıkmaz sokak gibi bir şey bu. Üzüntüm öfkeme yansıyor. Öyle de kendime ve sevdiklerine zarar veriyorum. Ne yapacağım ben?" Dedi.

Sessiz sessiz ağlamaya başladı.

Başını göğsüme dayadı.

Bedenine sarıldım.

Omzuna kadar kestiği saçlarını okşarken " Şşt. " Diye mırıldandım.

" Geçicek Küçük Hastam. Her şey geçti. Bu da geçecek. " Dedim.

Ağladıkça nefesi daralıyordu. Nefes alamıyordu.

" Ağlama. " Dedim bu sefer. Ağlama.

" Hep ağla içine dök derdin ne oldu?" Dedi.

" Korkuyorum. Ağladıkça nefesin daralıyor nefes alamıyorsun. Bir şey olacak diye korkuyorum ağlama. " Dedim.

Yavaş yavaş sustu.

Nefes alıp verdi.

" Bende keseyim mı saçlarımı? " Dedim.

Makineyi elime aldım.

Yavaş yavaş saçlarımdan az tutamlar kestim.

Valencia yavaşça çıkıp bornozunu aldı. Siyah bornoza bürünüp hapşurdu.

" Benimle yaşa. " Dedim.

" Ay. " Dedi ve bir kez daha hapşurdu.

Kendine güldü.

Aynanın karşısına geçti.

Saçlarına ve yüzüne klasik bakımlarını yaptı.

Bende suyu kapatıp çıktım. Bornoza büründüm.

Yanına gelip saçlarımı düzelttim.

Gülerek yanımdan kaçtı.

Saçını da almıştı.

Yüzünde kelebek maskesi varken sać kurutma makinesi aldım.

Tabloya koydu saçını.

Gülümsedi içi dopdolu olan saçlara bakarken.

Sonra da ocaktaki makarnayı söndürdü.

Krema döktü ve bir çok şey yaptı.

Gardolaptan bize kıyafet seçip yatağa bıraktım bende.

Valenciaya siyah gecelik,iç çamaşırı.

Bana da don eşofman.

" Gel buraya hasta olacaksın öyle. " Dedim.

İkiletmeden gelip yatağa oturdu.

Arkasına geçip dizlerim üzerine çökerken saçlarını kurutmaya başladım.

Boy aynasından bizi izliyordu.

Saçma sapan güldü.

Ama bende güldüm.

Saçını fönlemeyi bıraktım.

Alıp benim kafama tuttu.

Saçlarım sağa sola karışırken suratım yamulunca güldü.

Daha düzgün fönledi.

Kapattı.

" Bizim odada neden giyinme kabini var? " Dedi.

Harbi neden var?.

" Ben deniyeceğim. " Derken kıyafetlerini aldı ve hemen gitti.

Bornozu yukardan qttı.

" Nefret ettim ben bundan. " Dedim.

" Niye?" Dedi.

" Eee giyinirken görmeyeceksem niye evlendik. " Dedim ve yanına gelip bende giyindim.

Benden önce çıktı.

" Oda ne tozlanmış. " Derken yeri süpürmeye başladı.

Bende ıslak bir paspas alıp sildim.

Sonra makyaj malzemelerini boşaltıp düzenledi.

Bende gardolabı.

Gelinliğine baktım.

" Ne güzel olmuştu sana. " Dedim.

Gülümsedi." Kabul etmek gerekirse sende yakışıklıydın. " Derken ben demeden Doktor İgorun verdiği hapları içti.

Bu beni şaşırtmıştı.

Odanın yarısı kadar olan gardolabı halledip Valencianın sütyen çekmecesine GELDİm!

Güldü.

" En sevdiğim en sevdiğim!" Diye bağırdım.

Kahkaha attı.

Sütyenlerini koyudan açığa sıraladıktan sonra kapattım.

Şömineyi yaktım.

İçeri ısınırken armut koltuğa atladı Valencia.

Oturdu.

Masada psikolojik kitabı görünce durdu.

" Bu ne?" Dedi.

Yemeği tabağa koyarken " Hediye. " Dedim.

" Bana mı? " Dedi.

" Bitirmeni istiyorum. " Diye kısa bir cevap verdim.

Çatalları da alıp yanına geldim.

Masaya yemekleri koyup bende yanına oturdum.

Alıp yemeğe başladı.

Onu izledim.

" Yesene çok güzel olmuş. " Dedi.

Alıp bende yemeğe başladım.

Sonra da uyumak için yataklara yattık.

İlaç iç demedim. Zorlamadım.

Ama kalkıp kendisi içti.

Değişmek istiyordu.

Yanıma yavaşça yattı.

Sarılıp uyumaya başladı ama uyumadım ben.

Saçlarını okşadım.

Sohbet ettim onunla.

Ne kadar güzel olduğunu ve güçlü olacağından bahsettim.

Hırıltılı nefesler alıp duruyordu.

Bacağına şok tedavisini yaptım yine.

Arada inledi ama uyumaya devam etti.

" Bebeğim benim. " Derken yaklaşıp yanağını öptüm.

Sonra bende kapattım gözlerimi.

 

Bölüm : 28.12.2024 23:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...