
" maske kazanır!" Diye bağırıyordu herkes.
Son turdu.
Lanet Davin ile dövüşüyordum.
Bir yerinde bıçak vardı.
Emindim.
Ki bunu bildiğimden dolayı Benedict hemen ringin yanındaydı.
Ben cagirmistim.
Gerekirse kelebeği alacaktım.
Yüzüme bir yumruk geliyorken eğildim ve karnına bir yumruk attım.
Durmadık.
Beni en köşeye sıkıştırdı.
Bedenime yaklaşıp yüzüme yumruk attı.
Tam bu sırada karnımdan bıçakladı.
Bıçağı daha derine soktu.
" Kaybeden sensin. Maske. " Dedi.
Çevirdi.
Bıçak arkamdan çıkmıştı.
Karnımdan çekip tekrar sapladı.
Hemen sonra çevirip sırtıma da.
Bedenim uyuşuklukla yere düştü.
Kahkaha attı.
İleri gidip bağırırken gözlerim kapandı.
Neydi bu sıcak sıvı?
İNsanlar bağırırken hakem kıpırdayamıyordu.
" İşte bu kadar!" Diye bağırdı.
İşte bu kadar?
İşte bu kadar.
Değil. Değildi. Son adım hep bende olacaktı. Kazanan hep ben olacaktım.
Haberi dahi yokken gözlerimi açtım.
Yerden kalktım.
Benedicte elimi uzattığımda kelebeğimi verdi.
Elimde çevirip rakibimin karnına sertçe sapladım.
Hemen sonra geri çekip Benedicte verdim.
Benden akan kanlar yere kadar ulaşıyordu. Bacaklarım bile kandı.
Pozisyonumu tekrar aldım.
" Şartlar eşitlendi. " Dedim kaşlarım inip kalkarken.
Ayakta dahi durmıyordu.
Bedeni sağa sola gidip duruyordu.
Tam yere düşecekken yakasından kavradığım gibi onu havaya kaldırdım.
Yüzünü yumruklamaya başladım.
Ama etrafa birden hakemler geldi.
Durmadım.
Duramazdım.
Gözlerim bile simsiyah olduysa delirmişim demektir.
Hakemler bir yandan koştururken beni tutmayı denediler.
Ben ne yapıyordum.
Ben adamı öldüresiye dövüyordum.
Zamanında bana yapılanı yapıyordum.
Can yakıyordum.
Ben katil değildim.
Gerçekten değildim.
Yavaşça bıraktım ve geriye adımlar attım.
" Finale yükselen diğer isim Maske!" Dedi Anons.
İnsanlar alkışlarken ben sevinemiyordum.
" Valencia. " Diye mırıldandı biri.
Sola baktım.
Tiago.
" Götür beni şurdan. " Derken ringden indim.
Kendimi ona bıraktım.
Kucakladı.
Çantamı hemen aldı.
" Gabriel toplantıyı sende yapalım dedi. 1 saat sonra gelecekler. " Dedi.
Gözlerim kapanmaya başlıyordu.
" Ayık kal. " Dedi.
Korkmuyordu.
O da biliyordu bir kaç bıçağa Kaan bir kaç litre kana gebermeyeceğimi biliyordu.
At arabasına bindiğimizi hisettim.
Hepsi at arabasıyla gelmişti.
Arthur ile Katarina yan yana otururken korkuyorlardı.
Sonrası boşluktu.
.....
Bir sarsıntı hisettim.
" Bana dikiş seti kan serum tampon ve bir çok şey getirin. " Dedi Tiago.
Dinlenme salonundaki koltukta oturuyordu.
" Küçük Hastam. Aç gözlerini bak korkuyorum. " Dedi.
" O iyi mi?" Diyen babamın sesini duydum.
Louis cevapladı " Bu onun için hiç bir şey emin ol. " Dedi.
Annem hep korkuyordu.
Arthur artık qliskindi ama yine de korkuyordu.
En çok korkan Tiagoydu.
Kolumda bir turnike hisettim.
Sonra da Tiagonun parmaklarını.
İğne yapacaktı.
Yavasça kolumu kaldırıp onun elini ittirdim.
" Dur. " Dedi.
Koluma bir iğne yapacakken kolumu çektiğimde bir şey fışkırdı.
" Valencia!" Diye bağırdı.
Bağırdı.
Bana.
Koluma bir şeyler bastırırken doktor İgorun sesini duydum.
" Bekle. Ellerin titriyor ben bulayım damar yolunu. " Dedi.
Geldi.
Kolumda bu sefer farklı parmaklar hisettim.
" Off. O kadar zayıf ki bulamıyorum. " Dedi Doktor İgor.
Koluma yavaş yavaş vurdu.
Başını salladı.
" Elinin tersinden bak. Kelebek serum yaparız. " Dedim.
Elimin tersinde hisettim parmaklarını.
Tunikeyi bileğime aldılar.
Ve kolum uyuşuyordu.
Gözlerimi yavaş yavaş açtım.
" Valencia. " Dedi Tiago.
Ona bakmadım.
" Buldum. " Dedi Doktor İgor.
Elimi hemen çekmeye çalışsamda Tiago elimi sıkıca tutup bunu engelledi.
Diğer eliyle gözlerimi kapattı.
Bileğimi çok sıkıyordu.
İğneyi soktukları an inledim.
İttirmedim onları çünkü Tiago çok sıkı tutuyordu.
İğne bileğimdeyken serumu ve kanı bağladı doktor İgor.
Tiago hala sıkıyordu bileğimi." Bileğim acıdı. " Dediğimde çekti.
" Özür dilerim. " Dedi.
Doktor İgor " Devamını sen yap. ' dedi.
O giderken Tiagoya baktım.
Karnıma dikiş atmaya başladı.
Bacağım ve karnımdaki her kanı temizledi.
İşini bitirince bana baktı.
Kucağına çekerken serumun asılı olduğu demiri biraz çekti.
Midem bulanıyordu ve kusmak istiyordum.
20 dakka sonra kan hemen bitti.
Tiago onu çıkarttı.
Midem bu sırada hep bulanmaya devam etti.
Kafam Tiagonun göğsünde gözlerim kapalı durdum hep.
" Niye sessizsin. " Dedi.
Midem bulanıyor.
Bana bağırdın.
Bileğimi acıttın.
Ee neden konuşmamı bekliyorsun ki?
Sen bana hep zarar verdin.
Hep mi?
Valencia senin suçun! Kolunu çekip durursan adam tabi sıkı tutar bağırır sana.
Onu suçlayamazdım.
Bana baktı.
" Baksana sen bana. " Dedi çenemi tutup kaldırırken.
" Sen bana küstün mü? " Dedi.
Evet.
" Özür dilerim. " Dedi bileğimdeki parmak izlerine bakarken.
" Yine zarar verdim sana. " Dedi bileğimi öpüp okşarken.
Kolumdaki morluğa baktı. Damar patlamıştı.
Oraya da bir buse kondurdu.
Sonra da boynuma.
" Artık çıkaralım maskeyi. " Dedi ama başımı olumsuzca salladım.
" Niye?" Dedi.
" Bok gibi duruyorum. " Dedim.
Güldü.
Hızla maskeyi çıkartınca ellerimle yüzümü kapattım.
" Tiago bakma ya. " Dedim sertçe.
Daha uzun güldü.
Ellerimi tutup çekti.
" Bence hala güzelsin. Patlamış kaşına, morarmış gözüne, şişen dudağına rağmen. " Dese de dalga geçiyordu.
Sertçe ona vurdum.
Sustu.
Yüzümü yine kapattım.
" Siktiğimin herifi. " Dedim beni döven adama.
" Rakipler çok sertti. Biri sakat kaldı. Diğeri geberdi büyük ihtimal. Senin sadece bununla kalman şans. " Dedi.
Ona baktım.
" Şans mı! Midem bulanıyor gebercem burda şans diyorsun ya!" Diye bağırdım.
" Miden mı bulanıyor?" Dedi kaşları çatılırken.
Başımı salladım ve sustum.
Midem feci durumdaydı.
Ve cidden kusacaktım.
Tiago bunu anlamış olacak ki beni hemen dikleştirdi ve eline bir çop poşeti ışınladı.
Başımı sokup kusmaya başladım.
Sadece 10 saniye sürdü. Bu sırada Tiago sırtımı sıvazlayıp durdu.
Kusmayı kestim. Bir kez tükürdüm.
Ağzımı sildi.
Beni yatırıp kendi kalktı.
Çöpe gitti ve döktü kustuğum poşeti.
Biraz yere geldi.
Sadece kan.
" Kan mı küstün?" Dedi.
" Yok orgamzımı. " Dedim sinirle.
Kapattım gözlerimi.
Rahatlamıştım.
Yeri silip geri geldi.
Kucağına yattım yine.
" Şu psikoloji kitabını okumak istiyorum. " Dedim.
Eline ışınladı ve bana verdi.
Kendi eline de dışında pembe bir cilt olan kitabı ışınladı.
" Bu ne?" Dedim.
" Kitap. İsmi kötü olunca pembe cilt koydum. " Dedi okumaya başlarken.
Ben kendi kitabımı açıp okudum.
Daha doğrusu başladım.
" John. Şu lanet olası toplantıyı saat 4 e al. " Dedim.
Hemen birilerini aradı.
Bende okumaya devam ettim.
Sayfa 103 de bir yere takıldım.
10 dakika o paragrafı okudum.
Kendime hakim olamadan ağladım da.
Tiago durup bana baktı.
" Ne oldu?" Dedi.
" Paragraf ağlattı beni. " Dedim.
Gülümsedi.
" Okuyayım mı?" Dedim.
Başını salladı.
" Birisinin hüngür hüngür ağlayarak kurduğu cümlenin, hiç kimsenin gönlüne değmemesi kadar canım yandı o gece. Sonra gırtlağımda hiçbir anlamı olmayan bir cümle ile eve döndüm. İnsan aptal olduğunu bildiğinde eve döner hep. " Diye okudum ve daha çok ağladım.
Tiago bana baktı hep.
" Neyse. Dur bekle. " Derken devam ettim ağlamadan.
O da gülerek kitabına döndü.
Devam ettim.
Kitabın sonunda da bir bilgi vardı.
Deli insanların yaptığı bazı şeyler.
Sürekli kafadından senaryolar kurar.
Sinirleri asla bitmez.
Kendi canlarını yakarlar.
Bir şey karalamayı severler.
Kendilerine zarar verirler.
Halüsinasyon gôrürler.
" Siktir lan ordan!" Diye bağırıp fırlattım kitabı.
Tiago " Ne oldu yine?" Dedi.
" Neymiş deli insanlar kendilerine zarar verirlermiş halüsinasyon görürlermiş bir şey karalamayı severlermiş, sürekli kafadan senaryolar kurarmış sinirli olurlarmış! Ben deli miyim!" Diye bağırdım.
Doktor İgor yeni gelmişti buraya.
" Evet. " Dedi.
Sustum ve gözlerimi kırpıp Tiagoya baktım.
" Ben deli değilim ama. " Dedim.
Gülümsedi.
" Sen bana delisin. " Dedi ve kitabına döndü.
Güldü biraz.
" Neye güldün? Bana da oku!" Dedim heyecanla.
" Okulda aşağılanmam yetmiyormuş gibi yapılan zorbalıktan dolayı kendimi banyoya atmıştım. Lanet banyoda kayıp bir güzel yeri de boylamıştım! Zaten bacağım alçıdaydı ve bir de bu. Ama bilerek Doktoruma söylemedim. Onun yanına gitmeye karar verdim banyo sonrası. O erkeklerin giyinme yerine giyiniyordu. Kapı deliğinden onu izlemiştim ve lanet günlük! Adamın sırtı benden 7 tane vardı! Baklavaları zaten kocaman ve 9 adetti.... Akşam olunca bir güzel yemek yedim. O da doktorumun zoruyla. Hemen sonra da o gidince kustum. Bunu bilse gelip yine yemek yedirirdi. Gizlice Gabriel isimli şerefsizin Kraliyetinden çıkıp kendi lanet Kraliyetime gittim. Geldiğimde bir kaç antlaşma imzaladım. Emin ol lanet Lancelot isimli prensten nefret ettim. Her neyse. Şimdi yine evimdeyim. Biraz kızımla ilgileniyorum. O gerçekten yaşasa benden güzel olurdu. Ama lanet olası siyah giyimli herif onu benden almıstı. Ben bir katıldım. Bunu kendime hep hatırlatacaktım. Çünkü ben çocuğumu oldurtmustum. Belki daha büyük olsaydım. Kendimi korusaydım.... Her neyse siktir et. Yazmaktan elim ağridi. Kafam zaten Kare KÖK dolu! Şimdilik bay bay! " Diye okudu Tiago.
Bana baktı.
Cildi fırlatıp attı.
Benim günlüğüm. Utançla ellerimi yüzüme koydum.
" Devam ediyorum. Sevgili günlük. Boklu sabahlara uyandım ve en son 1 yıl önce yazdım bu günlüğü. Şimdi 16 yaşında bir genç kızım. Bilmen gerek ki regl oldum ve karnım ağrıyor. Acıdan biraz bayıldım. Evimde ped yok ve her yerim kan! Bir kaç saat önce yine doktorum geldi. Bana daha doğrusu bacağıma bir şey yaoacak diye korksam da hiç bir şey yapmadı. Gelip bir kaç ped verdi. Aynı şekilde jelibon ve çikolata da. Ped değilde tampon aslaydı daha iyiydi. Yine de.. regl olduğumu nereden biliyordu ki! Neyse buraya o jelibonun ve çikolatanın birini koyuyorum. Anı kalsın. " Diye okuyup sayfayı çevirdi. Kağıda bir çikolata ve jelibon yapışıktı.
" Sevgili günlük. Ben bir bok yedim. Doktorun saçından biraz kestim. Uğur getirsin diye onu da sayfama yapıştırdım. Bugün doktora yaşını da sordum. Benden 9 yaş büyüktü. 25 yaşındaydı. Bende 16! Ne olur du evlensek? " Dedi.
Kendi kendine güldü ve kitabı kapattı.
" Bu günlük beni bitirdi ya. " Dedi gülerken.
Omzuna vurdum.
" Oku mu dedim ben sana! Özelim o benim!" Dedim.
" Yani benim çüküm hakkında yorum yapman özelin. " Dedi ve bir sayfa açtı.
" Doktorumun çükünü gördüm onu giyinirken izlemek bana iyi gelmemişti yanıyordum! Adamın çükü benim elim kadardı! 30 santim filandı herhalde. Neyse ne! Ben biraz daha hayal kurayım. Düşünsene yanıma geliyor yatıyor filan! Tanrım duamı kabul et!" Dedi.
Omzuna tekrar vurdum.
" KAP'a çeneni doktor ya!" Dedim.
Günlüğü koyup tekrar tekrar güldü.
Sessiz kaldım.
Sadece sinirle ona bakıyordum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.83k Okunma |
350 Oy |
0 Takip |
112 Bölümlü Kitap |