
Toplantı bitmişti. Lanet toplantıya eşofman ve tişörtle girmiştim.
Şimdi ise bunalmış durumdaydım.
1 saate toplantı kapanmıştı.
Her şeyi yapan herifi bulmuştuk da.
Ve kısa sürede bir savaş başlayacaktı.
Sevgili iç ses. Herifi öğreneceğinde şok olabilirsin.
Ama bunu Tiagoya söylediğimde öğren.
Çünkü şuan buzlu havuza gireceğim.
Her ay. Hava buz kestiğinde bunu yapardım. Hep de bugün bu tarif olurdu. Bu yüzden görevliler bana bir havuz hazırlamışlardı bile.
Ve bura spor alaniydi.
Geçenlerde Tiagonun beni izlediği yer.
Yine izliyordu ve dövüyordu belki de.
Ama siklemiyordum.
Sinirliydim. Neden bilemiyordum. Toplantı iyi geçmişti oysaki.
Umursamadan suya geldim.
Önce tişörtümü sonra da altımdaki eşofmani çıkarttım.
Suya atladım.
-Tiago-
Onu prncereden izlerken sigara ve biraz da alkol içiyordum.
İçeride Elizabeth ve Victor vardı.
Louis Arthurun yanındaydı. Jasmine de Katarinanın. Bu yüzden burada değillerdi.
" Ben yine özür dilerim. " Dedi Victor.
Elizabeth ses çıkartmadı.
Victor " Elizabeth. " Dedi.
" Affettim. Eğer ki hepsi zorla olsa bile affettim. Yine yüreğimde bir iz bıraktın ama sen isteğinle yapmadın. Valencia bunu asla affetmez ama ben affettim. " Dedi.
" Valencia affeder. " Dedim suyun altında 5 dakikadır duran kadınıma bakarken.
" Ne?" Dedi Victor.
" Valencia benim gibi hayvanın tekini affetiyse seni de affeder. Gerekli olan tek şey zaman. " Dedim.
Sessiz kaldı.
" Onunla tanışman. Benim verdiğim emirdi değil mi? Yani Natho istedi onu da. Ćipledim ben seni evlat. Özür dilerim senden de. " Dedi.
Bu tecavüz ettiğim kadınların acılarını dindirecek miydi?
Hayır.
Sustum.
5 dakika daha sessizlik sardı etrafı.
Valencia sudan hala çıkmadı.
Bir şey demeyecektim.
Aslında yine kendi iyiliğineydi.
Buz bedenindeki şişleri de azaltırdı. O soğuğu ve dinç olmayı severdi.
Hep yapardı.
Ama dışarıda yapmasını istemiyordum.
Yine de sessiz kaldım.
" Sen Valenciaya ne yaptın? " Dedi.
Ne yaptın?
" Her şeyi. " Diye kısa bir cevap verdim.
Sarhoştum.
Ve duymak istiyordu.
Sarhoşlar yalan söyleyemezdi.
" Dövdüm onu. Sinirim kendimeydi. Gittim onu dövdüm. Tecavüz ettim onu. Diğer 4 kadını ettiğim gibi değil ama. Diğerlerini resmen.... Valencia... " Dedim ve sustum.
Derin bir nefes alıp tekrar konuştum. " Yanağında tokat izi vardı bana ait. Bedeninde morluklar. Sonra geçti onlar. Büyü gibiydi. Bilmiyorum. Ama eminim ki o onun kalbinde kalan bir iz. " Dedim.
Ellerime baktım.
Titriyorlardı.
" Tanrı sikseydi beni de vurmasaydım ona. Onu hiç korkutmasaydım. Bağırmasaydım. Zarar vermeseydim keşke. " Derken indirdim ellerimi.
Yeni bir sigara yaktım ve izlemeye devam ettim.
Biraz o da sessiz kaldı. Kızına neler yapmıştım...
" Annen baban abin ablan kardeşin? Yok mu?" Dedi.
" Yok. " Dedim.
" Bana da sadece böyle dedin. Kazada mı öldüler. Yani anlatmak isteme... " Dedi Elizabeth.
" Sadece Valencia biliyor. Bir tek ona anlattım ben her şeyimi. O bilir. Bende onu bilirim. Mesela kızın en çok siyah ve pembe rengini sever. En sevdiği yemek kendi tarifiyle bir yumurta. En sevdiği cikolata bitterli. " Dedim.
Burukça gülümsedim.
İçkimden bir yudum aldım.
" Kızınla evliyim. Mutluyum. Mutluyuz. " Dedim.
" Neden birbirinize küçük hastam ve doktor diyorsunuz?" Dedi Elizabeth.
Gülümsedim.
" O benim eskiden hastamdı. Hep hastamdı. Yaralarını hep ben sardım. Ve bana hep büyüdüm der dururdu. Ama o hep küçük hastamdı. O da bana doktorum derdi. Çünkü onun doktoruyum. " Dedim.
Sigaradan uzun bir nefes çekip üfledim. " Astımı çok kötü. Ringde girdiği krizden çok korkuyordum. Bir daha da olmasın. " Dedim.
Valenciaya döndüm.
Sudan çıktı.
Biraz nefeslendi ve hemen pencereye baktı.
Bakıştık.
Göğsünü sudan çıkarttı.
" Aptal kadınım sapık. " Dedim.
Güldü.
Sudan çıkıp kenardaki havluya büründü.
Kıyafetlerini aldı.
Hemen sigarayı söndürdüm.
Pencereleri açtım.
Bedenime biraz parfüm sıkıp ağzıma yeni bir sakız attım. Sigaramı hemen çöpe döküp içkiyi bitirdim.
Koltuğa yattım.
İçerideki sigara kokusu gidince pencereleri kapattım. Şömineleri yaktım.
Üzerime bir yorgan aldım.
Valencia içeriye girdi.
Ona baktım.
Tersten bakıyordum.
Giyinmişti.
Bana ait mavi bir sweat ve kendine ait beyaz eşofman giymişti.
Saçları ıslaktı.
Gülümsedi ve mutlukla zıpladı.
" Sonunda dinlenme salonu tenha!" Dedi.
Güldüm.
" Gel buraya. " Dedim.
Geldi ve yanıma yatmaktansa üzerime yattı.
Bana baktı.
Baktı baktı ve baktı.
" Sarhoş koca seni. " Dedi yanağımı sıkarken.
Sonra da kendi kendine güldü.
" Sakız mı o? Bende istiyorum. Neyli o?" Dedi.
Masadaki naneli sakızdan bir paket alıp açtım. Ağzına uzattığımda dişleriyle çekiştirdi.
" En büyük balonu yapan kazanır. İddasına var mısın?" Dedi.
" Varım. " Dediğimde baldırıma oturdu.
Bedenimi dikleştirdim.
" Nesine?" Dedim.
" Sevişmesine. Önce dur. " Dedi ve ellerini enseme sarıp bana yaklaştı.
" Bir antlaşmam var. Şimdi sen bana sigara alkol ve uyuşturucuyu yasakladın ya. " Dedi.
Başımı salladım ve ellerimi beline kenetledim.
" Bende diyorum ki. Ben bu kurallara hep uyucam. Yemin ediyorum yemek yiyeceğim. Kilo alacağım. Her şeyi yapıcam valla. Ama bir karşılığı olucak. Küçük bir şey. " Dedi.
Başımı omzuma yatırdım.
" Küçük Hastam. Yasak indirimi bekleme benden. " Dedim.
" Ya yasak indirimi değil. Ben bunları yaparsam sen bana ödül verceksin. Yapmazsam vermeyeceksin. " Dedi.
" Ödül ne? Çikolata mı istiyorsun?" Dedim.
" Yooo seni istiyorum. " Dediğinde sustum.
" Ne?" Dedim.
" Bu dediklerini yapacağım ama sende sevişeceksin benimle. Banane yoksa yapmam. " Dedi.
Uzun bir kahkaha attım.
" Ama ne ya? Özledim sevişmeyi. En son duğundan sonra seviştik. Kaç hafta oldu bak! " Dedi.
" Tamam. Antlaşmayı imzaladım. Şimdi gel şuraya saçını kurutalım. " Dedim.
Onu önüme oturttum.
Elime bir makine ışınlayıp saçlarını kurutmaya başladım.
Hemen kuruttum ve sonra makineyi geri ışınladım.
Yavaşça yattık.
Yorganı onun üzerine örttüm.
Uyurken nedense hiç sevmezdim sıcak olmayı. Ama Valencia sıcak ortam olmazsa uyuyamazdı.
Bana doğru bakarken yatıyordu.
" Masal okuyacak mısın?" Dedi.
Gülümsedim.
Elime bir çocuk kitabı ışınladım.
Kuğu Prenses.
" Eski zamanlarda bir Krallık vardı bir büyücü bu krallığı almak istiyordu kralın askerleri büyücü saraydan kovdular ancak büyücü uçan ejderhaya dönüşüm saraya saldırdı kralın yaraladı ve saraydan attı prensin evlenmiş düşündüğü kızı kaçırdı Prens Avdan dönüyordu babasını gördü Kral olanlara oğlunu anlattı ardından öldü kraliçe prenses ölmüştür dedi ama öyle değildi. Prenses en beklenmedik bir anda doğmuştu. En istenmeyen kişi olarak. " Diyip devam ettim.
Kitap bitene kadar okudum.
Bitince kapatıp yerine koydum.
Valencia uyumuştu bile.
Ona bakarken mayıştım.
Yaklaşıp yanağını öptüm.
" Kabus süz rüyalar. " Dedim.
Kapattım gözlerimi.
.....
- Valencia -
Bir titremeye uyandım.
Kısık gözlerle etrafa bakındım.
Gelen titreme Tiagodandı.
Kabus goruyordu.
Başımı kaldırıp onu dürttüm.
Uyanmadı. " Doktor. " Diyip daha sert dürttüm.
" Anne. " Diye fısıldadı.
Hemen oturma pozisyonuna gelip yüzünü avuçladım.
Akan terlerini sildim.
" Doktor kabus o" dedim.
Başını olumsuzca salladı.
" Mezar? Nerede?" Dedi.
Daha çok bağırıp " Tiago!" Dedim.
Sıçrayarak uyandı.
Bir bardak su doldurup ona verdim.
Bana baktı.
" Kabustu. " Dedim.
Suyu içti.
Masaya koydu.
" Dün içtim ben demi?" Dedi.
Başımı salladım.
" Ben içmiyim tamam mı? Sende bana bunu yasakla. " Derken dikleşmeyi kesip uzandı.
" Saat kaç?" Dedi.
Baktım.
12.
" Siktir!" Diye bağırdı.
Bana baktı. " İlaç saatin geçti! Yemek yemedin! Ring saat 2 de. Kalk lan çabuk!" Dedi.
Ayaklandı ama sersemlikle yere yapışınca kıkırdadım.
Ben geri yatarken o kalktı.
Hızla mutfağa geçti ve yüzünü yıkadı.
Hemen bir şeyler yaparken geri uyukladım.
Ama bağırıp " Valencia!" Dedi.
" Ne?" Diye mırıldandım.
" Lan kalk git giyin geç kalcan!" Dedi.
Umursamadım.
Gelip bacağımdan yere ittirdi.
Yere çakildim.
İşine geri gitti.
Yerde uyumaya devam ettim.
Yine uyandırdı.
Ama bu sefer tişörtümden tutup beni kaldırdı.
Koltuğa oturttu.
Suratıma şu sıksa da uyanmamak istedim.
" Lan uyansana!" Dedi.
Sertçe salladı.
" Uykum var uykum!" Diye bağırdım.
" Lan git giyin başlayacam uykuna saat 1!" Dedi.
1 saat mi gecmisti.
Gözlerimi kendimi zorlayarak aćtım.
Tiagoya baktım.
Sakince " Günaydın. " Dedi ve yanağımı öptü.
" Siktir krep yandı!" Diye bağırdı ve koşarak mutfağa gitti.
Ona çevirdim başımı.
Krep yapıyordu.
Oturma pozisyonuna geldim.
Dizlerim üzerindeyken ona baktım.
Gözlerimi kırpıştırdım.
Hemen bir krebe Nutella sürüp yanıma geldi. Ağzıma sokunca gülümserken yedim.
Kendi ağzına da bir tane koydu.
Yaparken onu izledim ama sonra yine uykum geldi.
Yattım.
" Manyak kadın! Uyansana!" Dedi.
Uyudum.
Yanıma oturdu.
Altımdakini çıkartıp bir şort giydirdi.
Sonra da üzerime-sweat varken- sütuen giydirdi. Sweati çıkartıp bir crop giydirdi.
Ellerimi tutup beni kaldırdı.
Uyuyordum ama.
" Valencia!" Dedi yine.
Sinirle gözlerimi açıp ona baktım.
İttirdim.
" Valencia Valencia Valencia! Ne var lan Valencia da. Yeter ha! " Diye bağırdım.
Sinirle yerdeki çantamı aldım.
Mutfağa geçip bir krep aldım.
Gidiyorken ayağımda ayakkabı olmadığından ayağım acıdı.
" Gerizekalım. " Derken gelip eğildi.
Ayakkabımı giydirdi.
Ağzıma bir krep daha soktu.
Bende onun ağzına 2 krep aynı anda soktum.
Çiğnemem bitince " Doydum. " Dedim.
" Ne? ³ kreple mı? " Dedi.
Omuz silktim.
Ağzıma bir tane daha soktu.
Midem bulanacaktı ama...
" Onu bitirince doyabilirsin. " Dedi.
Çantamdan ilaçlarımı çıkarttı.
Nefesimi verdim.
Bir su getirdi.
Elimdeki suyu tutarken onu bekledim.
Ağzıma bir sürü hap soktu.
Hepsini tek tek suyla yuttum.
Sonra da derin bir nefes verdim.
Panik atak ve antidepresan kaldı.
Geçen...
Sus.
Onu ben alıp ağzıma attım.
Yuttum ve biten bardağı masaya koydum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.83k Okunma |
350 Oy |
0 Takip |
112 Bölümlü Kitap |