
" Bir kadına asla yenilmem!" Demişti rakibim.
Ringin 30. Dakikasındaydık.
Ve daha başlamadan bunu diyerek beni sinirlendirmişti. Saldırıyı yapan bendim.
Hakem düdük çalınca tekmelemeyi kestim.
" Fuck You!" Diye bağırdım.
Hakem yanıma gelirken bana bir ceza vereceği kesindi.
Rus bir hakemdi ama bunu biliyordu.
Rusça bağırdım.
" Razve ty ne panimayesh ublyudok! Ya ne vybil eti! Ya prosto udaril! Vsegda li nuzho astanavlivat etot chertov match!" Dedim rusça.
Farkında değil misin sikik* herif nakavt etmedim! Sadece yumruk attım her vakit durdurmak zorunda mısın şu lanet maçı!
Ve kırmızı bayrak havada.
Ceza bayrağı.
Daha çok bağırdım.
" Ne aktualo!" Dedim yine rusça.
Ne alaka.
" El competidor dio la orden de parar!" Dedi bayrağı kaldıran hakem İspanyolca konuşup.
Dur emri verdi rakip.
Rakibe döndüm.
Başını sallayınca bir nefes verdim.
Sinir.
Lanet sinir.
Lanet dikkat.
" 5 dakika mola ceza kararı!" Dedi hakem.
Sinirle ringden indim.
Hemen sonra da buradaki dövüşçüler için ayarlanan çadıra girdim.
Eski yendiğim dövüşçüler buradan izliyorlardı.
Davin de buradaydı.
Hepsini geçtim ve yüzümdeki maskeyi sertçe ileriye attım.
Saçlarımı yolmaya başlarken çadıra biri daha girdi.
Tiago.
Simsiyah giyinmişti.
O da maskesini çıkarttı.
Bana yaklaştı.
" Yapman gerekiyordu. " Dedi.
Sinirle " Biliyorum! " Diye bağırdım. " Kahretsin ki ne yapmam gerek biliyorum ama! " Dedim.
" Dikkatin dağıldı. Yine yine ve yine. " Dedi sertçe.
" Öyle bir şey yapmadı ki!" Dedim.
" Yaptı. Ağzı kanadı diye parmağını haraket ettirdi. Onu da bekleme diye anladı hakemler. Senin hatan değildi. Ama ceza yiyeceksin. Kim bilir ne ceza verip canını yakacaklar bir kez de dikkat etse.... " Dedi.
Bağırdım.
" Umrumda değil ki! Ne olduğum ne yaptığım ne yapabildiğim. Hiç biri umrumda değil! Verilecek ceza sikimde bile değil!" Dedim.
" Ama benim sikimde!" Diye öyle bir bağırdı ki korkuyla sustum.
Ellerini göğsüne vurdu. " Bak bu benim sikimde işte! Verilecek ceza hafif bir şey olmayacak! Adam seni orda ölümüne döverken ben ses çıkarmadan izleyeceğim! Neden kimliğin gizli! Valencia sana orda zarar verecekler ve ben hiç bir şey yapamadan boş boş bakacağım. Yanına gelmemek için her türlü şeyi deneyeceğim! Sana o herif vururken sanki benim kalbime geliyor o yumruklar! Sanki benim canım yanıyor! Senin sikinde olmayabilir ama benim sikimde !"dedi.
Bana yaklaşınca korkuyla bir adım geri gittim.
Bağırarak onu ittirdim. " Yaklaşma bana!" Diye bağırdım.
Yaklaşmadı.
Elime hemen kesici bir alet alıp ona uzattım.
Bir bana baktı bir de elimdeki alete.
" Yaklaşma bana. " Dedim yine.
Çevik Bir haraketle elimdeki bıçağı aldı.
Beni sırtımdan tuttuğu gibi koltuğa oturttu.
Şimdi kucağımda oturuyordu.
Bağırıp ittirmeyi denesem de olmadı.
Koluma dokunuyordu. Sırtıma.
Boynuma.
Ölecektim. Öldürecekti beni.
" Panik atak geçiriyorsun. " Dedi hatırlatmak istercesine.
Bir Natho oluyordu bir Abel oluyordu.
Çıkaramıyordum ve çok korkuyordum.
" Bak. Beni şuan her kime benzetiyorsun bilmiyorum ama ben Tiagoyum. Ben senin kocan Tiagoyum. " Dedi.
Tiago.
Doktor.
Olmuyordu.
Başımı olumsuzca salladım.
" Sen beni tecav.... " Diyordum ki bağırdı.
" Ben seni tecavüz filan etmem! Seni tecavüz eden ve hamile bırakan bir Natho vardı bir Abel! Bak bende zamanında yaptım ama bir daha asla yapmam. Gel bileklerimi kes inanmıyorsan!" Dedi ve elime bir bıçak verdi.
Ama yapamadım.
Sürekli kimlik değiştiriyordu.
" Natho da Abel de Tiago da özür diledi bana. Hepiniz pişmandınız. " Dedim nefes nefese.
Bıçağı bıraktım.
" Kimsin sen?" Diye sordum.
" Kendin tanı. " Dediği gibi kafamı tutup beni dudaklarına çekti.
Dudağına yapıştım.
İttirmedim.
Serrçe emmeye başladım alt dudağını. Sonra üst dudağını.
O ise dilimdeydi.
Bende onun dilini emmeye başladım.
Çünkü o Tiagoydu.
Bu tada sahip tek kişi Tiagoydu.
Yavaşça bıraktı.
Geri çekildiğimde bana baktı.
Tiagoydu.
Nefesimi verip başımı omzuna yasladım.
" Lanet krizler. " Dedim sakince.
" Özür dilerim. " Dedi.
" Niye?" Dedim.
" Bağırdım sana. " Dedi.
" Elinde değildi ki? Sakinleştirmek için bağırdın. " Dedim.
Sustu.
İyi olduğumu düşününce kalktı.
Beni de kaldırdı ve minik bedenime sarıldı.
Huzurdu.
" O cezayı ben duymayayım. Ben görmeyeyim tamam mı? Kıyameti kopartırım hakemi de şike şike öldürürüm. " Dedi.
Güldüm.
" Benim hatamdı. " Dedim.
" O zaman seni sikerim. " Dedi.
" Bekliyorum. " Dediğimde güldü.
Kalçama bir şaplak attı. Ses yankılanınca " Doktor delirme manyak mısın?" Dedim.
Güldü.
Maskemi taktı.
Elime eldivenlerimi giydirdi.
" Rakipler ring alanına!" Sesi duyulunca Tiago koltuğa oturdu.
Kulaklarını kapattı.
Gitmeyi denedim ama yapamadım.
Başıyla işaret edince hemen gittim.
Ringe geldim.
Rakibim de geldi.
" Ceza belirlendi. 1 dakika savunmasız duracaksın. Rakibin sana istediğini yapacak. " Dedi.
İstediğini derken?
Bu tecavüz değil demi?
" Karnını yumruklamayı seçiyorum. " Dedi.
Lanet karnımdan yara almıştım çünkü! Buraya gelirken mal gibi karnıma demir girmişti. Ve spançlar vardı.
Omuz silktim ve yerimi aldım.
Kollarımı ringin iplerine koyup tutunurken hakem düdügü çaldı.
Rakibim geldi ve karnımı yumruklamaya başladı.
Dikişlerim patlayacaktı. Ki patladı bile.
Spanç bile kan olurken ses çıkartmadan kapattım gözlerimi.
İyi misin?
Dedi beyinden sinyalleştiğim Doktorum.
Bilmiyorum.
Biraz sessiz kaldı.
Ceza ne?
Diye sordu.
Ağzıma kan gelmeye başlamıştı.
" Son 30 saniye!" Dediler.
Daha da hızlandı.
Karnımı yumrukluyor.
Diyerek cevap verdim Tiagoya.
Kaç saniye yapacak?
Sustum.
Midem feci bulanmaya başlamıştı.
Kan kusacaktım.
1 Dakika süresi var.
" Süre bitti!" Dedi Anons.
Rakip durdu ve geri yerine gećti.
Ringin iplerini tutmayı keserken sağlık ekiplerini görsem de pozisyonumu aldım.
" İYİ MİSİNİZ?" dedi saglık perosneli.
Başımı salladım.
" Bitirelim şu işi" diye mırıldandım.
Hakem başlatınca rakibim belini kavrayıp onu üzerimden geçirdim.
Nakavt!
Kaaandım!
Siktir!
Hayır bende nakavt edildim.
Rakibim de beklemediğim bir anda beni nakavt etmişti! Ringin dışında yerdeydik!
Üzerimde o vardı.
Hakemler düdüğü çaldı.
" Kazandım!" Demek istedim.
Ama nakavt edildim.
Adam da kazandım demek istedi. Ama nakavt edildi.
" Kim kazandı?" Diye sorduk.
Hakem kararı!
Ringe çıktık.
Hakem bizi iki yanına aldı ve ikimizin de bileklerini tuttu.
" Sayın izleyiciler! Dünya Şampionu kim olacak! Heyecanlar artıyor! Kalp atışları yükseliyor!" Derken ekranda az önceki anlar ortaya çıktı.
" Maske maske maske! Goril goril goril!" Diye bagırıslar sürdü.
Goril rakibimin takma ismiydi.
Goril gibiydi ve benden uzun iri ve kaslıydı.
" Hakem kararıyla bu seneki şampion!" Dedi Anons.
Tiago çadırdan çıktı. Ama simsiyah giyinmişti.
Ona baktım.
" Maske!" Diye bağırdı hakem elimi kaldırırken.
Birden ringin etrafından havai fişek patladı. Meşalaler daha fazla yandı ve bir kaç aletten beyaz duman fışkırdı! İnsanlar aynı anda zıplayıp bağırırken Tiago oradaki heriflerle zıplıyor sarılıyordu.
Gülümsedim.
" Tanrıya şükürler olsun. " Derken başımı geriye atıp işaret parmagımı havaya kaldırdım.
Rakibimle sarıldık.
Madalyalar ve şampion kemeri getirilirken izledim.
Hikaye buraya kadardı!
Valencia İgnatova hayallerine ulaşmış iyi bir kick boks dövüşçüsü olmuştu!
Tanrım!
Heyecanla bağırmak istiyordum.
Şampion olmuştum.
Seyircilere bakarken kollarımı havaya kaldırıp pozunu verdim!
Yüzümde bir çok flaş patlıyordu.
Rakibime madalyası takılırken bana baktı.
" Maskenin madalya ve kemerini ben takmak istiyorum. " Dedi.
Madalyamı takıp kemeri omzuma bıraktı.
Onun bileğini tutup havaya kaldırdığımda güldü.
Elini utançla indirdi.
Bir mikrafon getirildi.
O aldı.
" Öncelikle ben bir şey demek istiyorum. Bu şampiyonlukta en zayıf kişi maskeydi. Kadınlıkla ilgili bir şey demek istemiyorum. Çünkü ben hayatımda ilk defa bir kadına yenildim! Çünkü o erkek gibi dövüyor erkek gibi saldırıyor! Bunda bir yalan söylemek istemiyorum ki bu ödülü de en çok o hak etti. Tekrardan tebrik ederim Maske!" Dediğinde insanlar daha fazla bağırdı.
Benim gözlerim doldu mutlulukla.
Tekrar sarıldım.
Sarıldık.
Mikrafonu bana verdi.
" Ne konuşacagımı bilmiyorum. Ama öncelikle. " Dedim ve hakemlere döndüm.
" Hakemlerden özür diliyorum. Benim boşluğuma geldi bir an sinirle dedim o sözleri. " Dedim.
Hakemler de sorun değil alışkınız dediler tabi.
Güldüm.
Sonra da " Bu beni destekleyen herkese! Özellikle şu solda zıplamaktan ve mutluluktan ağlamaktan bir hoş olan kocama... " Dediğimde ekran Tiagoya döndü.
" Lan sen şampion oldun! La bu şampion oldu! Hele sakat bacakla! La benim karım... " Dedi ve zıpladı içerdekilerin üzerine.
Uzun bir kahkaha attım.
" Sonra da kendi aileme. Sevdiklerime. "Dedim.
Simsiyah giyinmişlerdi.
Zıplıyorlardı.
Katarina ve Jasmine sadece bağırsa da.
Annem ve babam gülerek zıplıyorlardı.
" Ve son olarak beni destekleyen herkese teşekkür ederim!" Dedim.
" Kimlik kimlik kimlik kimlik!" Diye bağırmaya başladılar.
" Zaten bir çok kişi biliyor! Aha şu arkadaki Kral Loyal da çocukları da eşi de sonra şu çadırdakiler de. " Dedim.
" Biz de görek!" Diye bagırdı bir kız çocuğu.
Güldüm.
" İyi tamam. " Dedim ve arkamı döndüm.
Krala döndüm.
Maskemi yavaşça çıkartıp fırlattım.
Boks eldivenlerimi de.
Sonra Kral güldü.
" Yapabileceğin en saçma şey buydu emin ol. " Dedi.
Loyal babam gibiydi.
" Babam gibi herifsin var ya. Ama ağzın iyi laf yapıyor. " Derken önüme döndüğümde şampion olduğum andan daha çok bağırış sesi duyuldu.
Cünku beni taniyorlardi.
Ailem de maskelerini çıkardılar.
Uzunca güldüm.
Rakibime baktım. " Sen kimsin ki? Dış dünyayla işi bu sene bıraktım biraz. " Dediğinde kısa bir açıklama yaptım.
" Evrenin yöneticisi benim. Bir Kraliyetim var. Siyah bayrak belki gördün. Tiago. Eşim. 2011 yılı Teakwando şampionu. Ve evrenin en güçlü savaşçısı. 14 yasından beri ülkesini tek başına ayakta tutan biri vardı. Bilirsin. İşte o benim. " Dedim.
Şaşkınlıkla acıldı ağzı.
" Ben yöneticiyi mı dövdüm!" Dedi.
" Rakipler böyle demesin diye kimliğim gizliydi. Yani olay bu. " Dedim.
Tiagoya baktım.
" Gel lan buraya. " Dediğinde ringden kucağına atladım.
Beni tuttu.
Sarıldı.
Zıplamaya başladı.
Koşarak annem babam Louis Arthur Jasmine ve KATARİNA geldi.
Zıplamaya başladık.
Kahkaha attım.
İzleyicilere baktım.
Yavaşça bizimkilerin yanından uzaklaştım.
Çocuklar vardı. Güldüm. 10 yaş katagorisiydi.
Erkek kız demeden bayağı varlardı. Bir erkek simsiyah maske takmış bir kız pankart açmıştı.
Tarihi imzalayan kadın! Maske
Gülümsedim.
" Çocukları salın. " Dedim güvenliklere.
Emrimle saldılar tabi.
Bagırarak üzerime geldiler.
" Abla imza!" Dediler.
Hepsine de bir imza verdim.
Tabi sonra eve gittik. Kraliyette de halkla birlikte kutladık!
En sonunda kendimi banyoya atabildim.
Küvete.
Bu sefer jakuzi gibi olan ve benden 10 tane sığacak kadar büyük jakuziye.
Gözlerimi kapattım biraz dinlendim.
Tiago geldi sonra yanıma.
O da soyunup girdi.
Bir alkol doldurdu. Hem bana hem kendine.
" Alkolü neden yasakladım? Sana astımında zararı yokken. " Dedi.
Gülümsedim gözlerim kapalı.
Hemen içmeye başladım.
Uzun uzun içtik ve sohbet ettik.
" Annem sana... Saçma sorular sormuş. Onun adına özür dilerim. Doktor ben şimdi böyleyim diye uzulmuyor musun?" Diye sordum.
" Ailen var. Neden üzüleyim. Benim yok diye mi? " Dedi.
Annesini kendi gömmüştü. Mezarını unutmuştu.
Babası zaten şerefeizin tekliydi.
Küçük kız kardeşi... Ondan 12 yaş büyüktü. 16 yaşındaydı şuan.
Ama kayıptı?
" Kardeşin.... " Dedim.
" Ölmüştür. " Dedi.
" Ya hala hayattaysa ve biz bilmiyorsak. " Dedim.
Omuz silkti. " Seni ilgilendirmiyor. Yorma kendini bunlara. " Dedi.
Sustum.
Sadece suyla oynadım.
Zaten karnımdan akan kanlar bile durmuştu. Su kan olmuyordu.
" Seni ilgilendirmiyor derken... Yanlış anlama. Ben bile.. " dedi.
Gülümsedim ve ona yaklaştım.
" Sevişelim mı? Gerçekten... Çok ihtiyacım var. " Dedim.
Gülümsedi ve kalçamı kavradığı gibi beni küvetin mermerine oturttu. Şimdi yukarıdaydım.
Bacaklarımı iki yana açtı...
Ama kapattım.
" Ne oldu?" Dedi.
Sessiz kaldım.
Anladı.
" Ha sen daraladın diye... " Dedi gülerken.
Önce orta parmagını işime soktu. Sonra da onun yanındakini.
Yavaşça serçe parmagını da soktu.
Sonra durdu.
İçimi okşadı. Çıkartıp geri soktu.
Saçlarını yoldum.
Sonrasında bacaklarımı açtığımda dilini soktu.
Isırmaya başladığında hafif inledim.
Kalçamı ve göğsümü okşadı.
Sonra da beni kendine çekti.
İçime girdiğinde uzun zamandır tatmadığım bu duygudan inledim.
Kasıklarımda bir acı oluştu.
Resmen sevişmeyi unutmuştum. Duruyordum!
Güldü bu yüzden.
Dudağına yapıştım. Önce yavaşça sonra sertçe öpüştük.
" Astım krizine girene kadar sevişiceğiz. " Dedi.
Gireceğim zaman duracaktık.
Kaslarını okşadım.
Kalcamı sallamaya başladığımda bir şaplak attı.
" Lanet twerk kadını!" Dedi.
İçinden çıkıp ellerimi küvetin mermerine koydum.
Kalçamı sertliğine doğru salladığımda kalçamı tutup beni kendine çekti.
İnledim.
" Lanet doktor. " Dedim.
İçime girdi.
Saat 5 oldu. Sevişmemiz dinmedi.
Astım krizim tutmadı da.
En sonunda küvet çatladı. Hemde tamamen kırıldı.
Ayaklandık.
Etraf su olurken güldüm.
Beni kucağına aldı.
İçeriye gittik. Yatağa yattık.
Tekrar tekrar seviştik.
O içimde daha çok sertleşirken dudaklarım fazla acıktı.
Korkumdan bacaklarım kapanıyordu ama geri açıyordu.
" Beni kendinden saklama. " Dedi göğsümü bırakırken.
Ona baktım.
İçimde yine haraket etmeye başladı.
Kalçamı salladım ve onu öpmeye başladım.
Tam bu sırada bir orgamz patlaması yaşayınca bağırmak istedim ama inledim.
Bacaklarıma bir şeyler aktı.
Ve mükemmel bir şey daha oldu.
Yatak kırıldı.
" Siktir! Yatak gitti. " Dedim dudağından ayrılıp.
Ayaklandık yine.
Ben üzerime bornoz giydim.
Koşarak kaçtım.
Arkamdan bornoz giyip beni kovaladı.
Kendimi dinlenme salonuna attım.
-Elisabeth-
Victor ile sohbet ediyordum.
Katarina ve Arthur karşı karşıya oturmuş sessizce duruyorlardı.
Jasmine ve Louis de gülüşüyorlardı.
Yemek yiyorduk bir yandan.
" Yemeğini ye. " Dedi Arthur, Katarinaya.
" Aç değilim. " Dedi Katarina.
" Bebeği öldürüyorsun. " Dedi.
" Sen öldürdün bile. " Dedi Katarina.
" Özür dilerim. " Dedi.
Tam bu sırada içeriye bağırarak bornozla Valencia girdi.
Etrafta koştururken Tiago da girdi.
" Destur!" Dediğinde Valencia durdu.
At gibi şaha kalkınca Tiago güldü.
" Bak nefret ederim sevişirken kaçan kadınımdan. " Dedi.
Gülerek Valencia etrafta yine dolaştı.
Tiago onu yakalayıp koltuğa fırlatınca Valencia güldü. Yine kaçtı!
Ama Tiago bu sefer onu belinden tutup ortadaki masaya oturttu.
Bornozun içinden Valencianın kadınlığını okşarken Valencia onun kaslarını okşadı.
Öpüşmeye başladılar.
Ama masa birden kırılınca Tiago, Valenciayı kaldırdı.
İkisi de ayakta durdular.
Valencia gözlerini kırpıştırdı.
" Nasıl oldu be o?" Dedi.
Tiago güldü.
İçerde oturan Johna " John. Bize bir yatak bir küvet bulu verin. " Dedi.
" Neden?" Dedi John.
" Kırdık da yanlışlıkla " dedi Valencia.
Tiago " Yoo. Valla o götü sallarken kırılcak demiyordun. " Dedi.
Valencia omzunu cimcikleyince inledi.
Bir baktılar.
" Gelin oturun. " Dedim.
Valencia yemeğe baktı.
Balık.
Hiç sevmezdi.
" Ben almayayım. " Dedi.
Tiago " Biftek yiyelim!" Dedi.
" Biftek biftek biftek!" Diye bağırdı Valencia.
" Dolapta salata var mı? " Dedi Sonra.
" Salata yok malzemesi var. " Dedi Tiago.
Valencia götüne vurdu ve gülerek yine kaçtı.
" Ama delirtiyorsun insanı!" Dedi Tiago.
" Banane!" Dedi ve dolabın üzerine çıktı.
Orada durdu ve ayaklarını salladı.
" İn ordan. " Dedi Tiago.
Başını olumsuzca salladı.
Ama dolap düşünce Tiagonun üzerine uçtu.
İkisi de yere düşerken Valencai hayatı sorguladı.
" Kafam!" Dedi Tiago.
Valencia ise güldü.
Götünü ovuşturdu.
Tiagonun göğsünde oturuyordu.
" Valencia güzelim mal mısın sen hıh?" Dedi Tiago.
Valencia ise gülüyordu.
" Banane!" Dedi ayaklanırken.
Koşmaya başladı.
" Banane banane banane!" Dedi.
Arthur ile Katarinayı görünce durdu.
" Bu arada senin doktorun bana dedi ki. Çocuğun hastalıklı doğacakmış. " Dedi.
- Valencia-
" Ne !" Dedi Arthur ile Katarina aynı anda.
" Evet. Bebeğinizin durumu kötüymüş. Kısa sürede kontrole gidecekmişsiniz. " Dediğimde Katarina " Ben iyi ... " Derken bayılınca Arthur onu kucakladı ve gitti.
Güldüm.
" Küsleri barıştırma yolu hayırlı olsun!" Dedim.
Tiagoya baktım.
Kafasını ovuşturuyordu.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 1.83k Okunma |
350 Oy |
0 Takip |
112 Bölümlü Kitap |