108. Bölüm

108. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

2 ay sonra

Sevgili Valencia. Duydum ki yöneticisin. Bilmeni istiyorum ki. Bana yönetici bir kadın lazım. Seni kadınım yapacağım ve ülkeden ülkeye seninle gezineceğim. Seni yalvartacağım. Eğer ki sen gelmek istersen İador da klüpte olurum. Stripzcileri izlemek hobimdir. Belki sende bana yardım edersin. Sevgilerle Nick Robert!

Aylar önce 14 yaşında direk dansı yaparken siktiğim yaşlı 40 yaşındaki adam Nick Robert ortaya çıkmıştı.

Zehirleme eylemine kadar her şeyi o yapmıştı.

Şimdi neredeyse tüm Kraliyetler savaş içindeydi.

Birlik olmalıydık.

Saat sabah 8 ve ben yıkılışımı ilk kez gerçekleştirmiştim.

2 ay boyunca canım hiç bir şey yapmak istemiyordu. Yemek yemiyor uyumuyor her şeyimi yöneticiliği ve halkı korumaya adıyordum.

Tiago bu duruma bir şey demiyordu. Onu çok goremiyordum zaten.

Şimdi odamda bir toplantıdaydım.

" Lancelot ile anlaşma imzalayacağım. Kuzey doğu toprakları geçici bir süreliğine onun olsun. Gabriel, Loyal ve Wallace sizler en yakınlarımsınız. Çoküşte birlik olmalıyız. " Dedim.

Gabriel " Lancelot geldi. Anlaşmayi hemen imzalayabilirsin. " Dedi.

" Aklımda Nicolas da var. Wallace, Nicolas senin komşu ülken. Bizim de öyle ama zamanında yaptığımız savaştan dolayı onunla barış antlasmamiz yok. Bir barış antlasmasi yapacağım. Sonra da Laig toprağını kalıcı olarak ona vereceğim. " Dedim.

İçeriye Lancelot girdi.

" Yıllar sonraki antlaşmayı şimdi mi yapıyoruz. " Dedi.

Başımı salladım.

Evrakları hemen hazırladım ve imzaladım.

İmzaladı.

El sıkıştık.

" Toplantı bitmiştir. " Dedim ve odadan çıktım.

Paramparça odama gittim. Bombadan dolayı içeri patlamıstı.

Uğramazdık aslında ama regl olmuştum ve tuvaleti kullanmam gerekiyordu.

Bir ped aldım ve değistirip yüzümü yıkadım. Ağrı kesici kullandım.

Ama ağrım dinmiyordu.

Dinlenme odasına gittim.

İlk defa girdim.

Bir sürü asker kendi kendilerine konuşurken koltuğa yattım ve üzerimi örttüm.

Dizlerimi kendime çektim.

Uyumayı denedim.

- Tiago -

Kucağımda bir kız bir erkek bebek girdim içeriye.

" Annemiz. " Dedim koltukta yatan kadına bakarken.

Bir sessizlik vardı içeride.

" Tiago hiç uğraşamam. " Dedi.

" Ama üzdün şimdi çocuklarını. " Derken yanına oturdum.

" Ne çocugu be. " Dedi.

Getirdiğimden haberi yoktu.

Kızını yüzüne doğru yatırdım.

Başını kaldırdı.

Sonra da kızına sarılıp bana baktı.

Oğluna baktım.

Çok tatlılardı.

Onu da kucağına koydum.

İki çocuğuna da sarıldı. Daha kendi çocuktu oysaki.

Ağlamaya başladı.

Biraz ihtiyacı vardı huzura.

Hıçkırarak ağlamaya başladı.

" Yemin ediyorum yoruldum. " Dedi çocuklarını öperken.

Fısıldasa da duyuyordum ben.

" Özür dilerim gelemedim sizin de yanınıza. " Dedi yine.

Kendini suçlu görmüştü.

" Tanrı sikseydi beni babamı çağırayım dediğimde. Keşke bir şey olsaydı de ben sizin gibi masum birilerini, kendi çocuklarımı.... Ya " dedi ve sustu.

Çocuklarını bana geri verdi.

" Lütfen götür. " Dedi ve uyumaya geri geçti. Aslında sadece dinleniyordu.

Bebeklerini ışınladım.

Regl olmuş ve karnı ağrıyordu.

Karnını sıkı sıkı tutuyordu.

" Kardeşin hayatta. Nicolas onu kullanıyor. Söylemedim ama söylemedim diye ağzıma sıçacaksın. " Dedi.

Durdum.

" Ne!" Diye bağırdım.

" Ya Tanrı için bari sen yapma! " Dedi.

" Kardeşim hayatta mı? Ney?" Dedim.

Bana baktı.

" Eva hayatta. Nicolas onu askeri yaptı. Çipledi. Onu kurtaracağıma söz veriyorum ama önce Nicolası bulmalıyız. " Dedi.

Ciddiydi.

" Sanırım.... " Demeye kalmadan bayıldım.

-Valencia-

" Nicolas size bir şey mi yaptı bayan Eva? " Dedi asker bir kıza.

" İyiyim. " Dedi Eva.

Silahımı ateşlemeye devam ettim. " İşte burdasın Eva Trusova. " Diye mırıldandım ve vombanın pimini çekip fırlattım.

Sis bombası her yeri dan yaparken saklandığım yerden koşarak çıktım.

Evanın bileğini tuttuğum gibi koşa koşa onu çektim.

Tırnağımla bileğindeki büyüyü soktum.

Koşmaya devam ettim.

Ormana girdik.

Atıma bindiğim gibi onu arkama oturttum. Hızla ormanın derinliklerine İador Krallığına doğru ilerledik.

İador artık Loyala aitti.

6 saat sonra....

Eva ile bu gece ormanda kalacaktık.

Gerekli eşyalar buradaydı.

Uyku tulumu,ceket,yemek ve bazı ilk yardım eşyaları.

Güvenli bir mağaradaydık.

Ateş yakmıştım.

Eva şuan battaniyenin içinde oturmuş duruyordu.

Saatlardir ağlıyordu ve daha yeni susmuştu.

Battaniyeyi bedenine daha sıkı sardı.

Sessizce bakıyordu. " Teşekkür ederim beni kurtardığın için. " Dedi titrek bir sesle.

" Rica ederim. Benden korkuyorsun. " Dedim.

" Senden değil... Bu sabah... Boşver. " Dedi ve sustu.

Ateşi izledi.

Tır tir titriyordu.

" Üşüyor musun?" Dedim.

Başını olumsuzca salladı.

Korkuyordu.

Tecavüz edilmişti. Bedenini kapatması,sürekli ağlaması korkması titremesi.

Önüne oturup pişen tavuğu tabaklara koydum.

Biraz da içecek katıp ona baktım.

İçeceği eline alıp dudağına götürdü bardağı ama elleri titriyordu.

İçip indirdi.

Tavuğu yemeğe başladığında bende kendimi zorlayarak bir lokma aldım.

Ama midem bulanınca kendi tabağımı da ona verdim.

" Yemeyecek misin sen?" Dedi.

Başımı olumsuzca salladım.

Bir silah sesi patladığında ayaklandım.

Evaya baktım.

" Burada kal " derken elime bir meşale ve silah aldım.

Mağaranın girişine gidip etrafa baktım.

Kimse yoktu.

Ama yine de burada durmaya devam ettim.

10 dakika sonra buraya doğru uzaklardan bir ordunun geldiğini gördüm.

" Geliyorlar. " Derken koşarak Evanın yanına geldim.

Kılıcı ve silahı belime takıp çantaya çakmağı ve tabakları doldurdum.

Ateşi ayağımla ezip üzerine odun kapattım.

Odunun üzerine GÜNEYE GİDİYORUZ yazdım.

Evet Güneye gidiyorduk. Onlara ters psikoloji yapıyordum.

Hemen çantamı sırtıma aldım ve Eva ile birlikte ata gittim.

Ata bindim arkama bindi.

Hızla güneye ilerledik.

Wallacenin Krallığına.

2 saat süren uzun bir yolculuktu.

Bir dere bulduğumuzda durmuştum.

Ve saat sabah 8 olmuştu bile.

Buraya bir kamp yaptık.

Eva biraz uyudu.

Hemen sonra yemek yedik.

Ben lanet ilaçlarımı kullanmam gerektiği saati anlayınca 12 hapı kullandım.

" O kadar hap niye?" Dedi Eva.

" Hastayım Eva. " Dedim.

" İsmimi nereden biliyorsun ve kimsin sen? Asker olduğun belli. " Dedi.

Etrafa bakındım.

" Valencia ben. Ama sen Veronika de. " Dedim.

Veronika olmayı isterdim. Hafızası silinmiş Veronika.

" Askersin değil mi?" Dedi.

" Kraliçeyim. Bir Kraliyetim var. Evrenin yöneticisi de benim. " Dedim.

Bir an şok oldu.

" 14 yaşındaki kızı biliyor musun?" Dedim.

Başını salladı.

" O benim. " Dedim.

Yine bir şoka girdi.

" Kötü bir insan diye bilinsem de ben iyi biriyim. Severim ben. 20 yaşındayım. Hobilerim elektro gitar piano çalmak. Yeni diller öğrenmek ki bilmediğim dil yok. Sonra bu sene ki dünya şampionuyum kick boks da. " Dedim.

Sustum.

Biraz şokunu atlatmayı denedi.

" Sen.... " Dedi.

" Abin ile evliyim. Abin benim 13 yaşından beri doktorum. Bacağım sakat benim. Her zaman sakatlarım. Kesemedi bir türlü. Her neyse. Abin... Seni arıyor Eva. Ve ben seni ona götüreceğim. " Dedim.

" Abim hayatta mı? Tiago hayatta mı?" Dedi.

Başımı salladım.

" Beni hemen ona götür abimi istiyorum!" Dedi.

" Sakin ol. Peşimizde bir sürü biri varken... " Dedim.

" Abimi istiyorum!" Dedi.

Sustum.

Bağırıyordu.

Ayağa kalktım ve etrafta biraz gezindim.

" Nereye gidiyorsun?" Dedi.

" Tuvaletim var. " Dedim.

" Şu yerde bir kabin var. Eski bir dükkan olmalı. " Dedi.

Oraya gittim.

Tuvaletteyken ped değiştirip işimi hallettim.

Çıktım ve Evanın yanına geldim. Elimi derede yıkadım.

Bir sandiviç çıkarttım ona.

Yemeğe başladı.

Yere oturup elimi karnıma koydum.

Karnım... Kötüydüm.

Regl 3. Günüydü.

5 günde bitiyordu.

" Karnın mı ağrıyor?" Dedi.

" Regl oldum. " Dediğimde sustu.

Ama tekrar konuştu.

" Regl ne?" Dedi.

" Olmadın mı?" Dedim.

Başını salladı.

" Ergen olduğunda rahminden kan akar. O kan iç zarındır. Hamilelik hazırlığı gibi bir şey. " Dedim.

" Her kadın mı oluyor?" Dedi.

" Ergenliğe giren her kadın ölüyor" dedim.

" Yaşın kaç?" Dedi.

" 20. Abinin 29 " dedim.

Başını salladı.

Biraz daha sessiz kaldık.

Ağrılara karşı sessiz kalmayı denedim.

" Nicolas seni tecavüz etti değil mi?" Dediğimde durup bana baktı.

Başını olumsuzca salladı ve yemeğini yemeğe döndü.

" Yalan kötü bir şey Eva. " Dedim.

Sessiz kaldı.

" Doğruyu söyle. " Dedim.

" Evet. " Dedi.

Daha hızlı yemeğe başladı.

Bana baktı.

" Kimseye söyleme olur mu? Abime de söyleme nolur. " Dedi.

" Neden?" Dedim.

" Normal karşılamaz. " Dedi.

" Karşılar bende karşıladı. " Dedim.

Durdu.

" Sen de mi?" Dedi.

" 2 çocuğum var. Biri kız biri erkek öldü ikisi de. Tecavüz... 9 kişi belki de daha fazla... Kötü bir şey. Hele de sana baban mı yoksa çocukların mı diye sorulması daha kötü. " Dedim.

Olayları anlattım.

" Hala ayaktasın. Korkmuyorsun. " Dedi.

" Korkuyorum ama belli etmiyorum. Zavallı görünmek istemediğimden. Sana öyle demek değildi amacım. " Dedim.

" Anladım ben seni. Sende beni anladın. Teşekkür ederim. " Dedi.

Bir bağırış duyunca ayaklandım.

" Neler oluyor?" Dedi.

Oturmasını söylerken ileriye gittim.

Kimse yoktu.

" Veronika!" Diye bağırdığında ona baktım.

Bir Kürt ona koşuyordu.

Hemen kurda dönüşüp gelen kurda atladım. Yüzünü parcalarken karnıma sert bir pençe attı.

Onu fırlattım.

Kafası kopunca gelemedi.

Bende insana dönüştüm ama karnım parçalanmıştı.

Yerde yatıyorken yanıma koşarak Eva geldi.

Karnıma baktı. " Veronika! İyi değilsin!" Dedi.

Öksürüp dikleşmeyi denesemde yapamadım.

" Yardım edeyim!" Dedi.

Çantayı aldı ve içindekileri çıkarttı.

Gazlı bezleri karnıma bastırdı.

Her bez kan olurken gerçekten ölmek üzereydim.

Kendime gelmem gerekiyordu.

" Ne yapacağım?" Dedi.

Gazlı bezleri çekti.

" Biraz tutacak bir dikiş atacagım. " Derken dikişe başlamıştım.

Yara biraz kapanınca dikişi kesip sargı bezi sardım.

Ve kapandı gözlerim.

.. 

" Veronika! Uyan lütfen! Lütfen ölme! Ben ne yapacagım burada! Beni tecavüz ederlerse ve ben kendimi koruyamazsam ne olur?" Dedi.

" Eva. " Diye mırıldandım.

Gözlerimi yavaşça açtığımda bir kulubedeydik.

" Gece saldırı oldu. Seni buraya getirebildim! Gabriel diye birinin Kraliyetine gelmişiz. Ama ormandayız! Lütfen uyan!" Dedi.

Basımı kaldırdım.

Siktir.

Hemen dikleştim ve ayaklandım.

" Burası Tiagonun eski evi!" Dedim.

" Abimin mı? " Dedi.

Etrafa bakındım.

Hala eşyaları vardı biraz.

Şomine de yanıyordu.

" Lütfen koltuğa yat dinlen. " Dedi.

Dediğini yaptım.

Dolapları karıştırdı.

Her yer doktor eşyası doluydu.

Burada kendime bir şeyler yapabilirim.

Bir sürü şey getirdi.

Karnıma kalıcı şekilde dikişler attım. Sargılar sardım.

Yanıma oturdu.

Bana baktı.

" Ben özür dilerim benim yüzümden" dedi.

" Kendi üzerine mı alınıyorsun Eva. Sen bir şey yapmadın. Kurt yaptı. Ve o kurt aslında bir askerdi. Büyüyle kurt olmuştu. " Dedim.

Sessiz kaldı.

Bacağına ve koluna baktı.

Pantolon ve kazak giymişti.

Ama bir şey vardı sanki.

" Nicolas sana zarar mı verdi?" Diye sordum.

Başını salladı.

" Çıkart " dedim.

Başını olumsuzca salladı.

" İyi acımaya devam etsin o zaman. " Dedim.

Kazağını titrerken çıkardı.

Onun da göğüsleri büyüktü. Aynı hastalığa sahiptik.

Tam karnında ve omzunda morluklar vardı. Ve bunlar işkence aletiyle yapılmıştı.

Titremeye devam ederken çıkarttı pantolonu da.

Bacağı da öyleydi. Mosmor durumdaydı.

Bir krem alıp sürmeye başladım.

Üfledim.

Sürdükten sonra omzuna bir sargı sardım.

Bacağına da.

Karnında küçük morluklar vardı zaten.

Üzerini giydirdim.

Titremeye devam etti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Valencia ve Eva tam 2 ay ormandan ormana dolaştılar. En sonunda Nicolas ve ordusuna yakalandılar. Defalarca Valenciaya işkence ettiler. Tecavüz ettiler. Evaya yapacakları her şeyi bana yapın dediğinden her şey ağırdı. Ama ölmedi Valencia. Onca şeye rağmen yine direndi. Direnmek zorundaydı. Ama en son Kraliyetten ayrıldığında ona vuran Tiago için değil. Halkı,kardeşleri,ailesi ve Eva için yaşadı.

​​​​​Nicolas 2 hafta ona işkence ediyor ve doktor çağırıp açılan yaraları kapattırıyordu. Yemek sadece ekmekdi.

Devam etti bunlar.

Ve Valencia yine kendini kurtardı. Bu sefer kimse gelmedi yanına. 3 hafta sonra onlar başladı işkencelere.

Evayı buldu. Ama Eva, Valenciayı iyi bulamadı.

Delirmişti Valencia. Panik atakları her daim vardı. Ama yine korkmuyordu.

Bıkmıştı çünkü. Hamile kalmıştı belki. Evet hamile kalmıştı. Ama onun çocugunu elinden almışlardı. Yine yine ve yine.

Peki Tiago gelmiş miydi? Hayır.

Yİne de kanlı bedeninde takılıydı yüzük.

YIlbaşı geliyordu. 1 hafta sonra yeni yıl.

Ama güzel olmayacaktı.

Her şey kötüydü.

 

Bölüm : 02.01.2025 18:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...