109. Bölüm

109. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

-Valencia-

" Veronika iyi misin?" Dedi Eva ellerimi tutarken.

Atı o sürüyordu.

Bedenim uyuşmuş durumdaydı.

" Devam et. " Dedim.

" Hayır dinlenmelisin. 2 gündür yoldayız. Nicolas nereye getirdi bizi hala anlayamadım! " Dedi.

Durdu.

Önce kendi indi ve sonra zorlayarak beni indirdi.

" Yaran açılmış iyi değilsin!" Dedi göğsüme bakarken.

Göğsümden bıçaklandım. Ama ölmedim.

Gerçekten kalpsizdim.

Ona baktım.

Güldüm.

" Gülme de otur. " Dedi beni yere oturturken.

Göğsümde bağlı sargıları açtı.

Göğsüme baktı.

" Çok kötü olmuş. " Dedi akan kanlara bez bastırırken.

Elimizdeki tek çantadan yeni bir sargı çıkarttı.

Göğsüme bağladı.

" Tanrım lütfen ölme. " Dedi.

Güldüm yine.

" Ne? Ölürsen ağlarım bu arada! Aptal Veronika! Canımı kurtardın! Ne yaptılar sana da bu kadar kötü haldesin?" Derken yırtık tişörtümü giydirdi.

" Dereye girelim mı? " Dedim.

Başını salladı.

Dereye girmeden sargıları çıkartıp girdim.

Kan olmuştu dere bile.

Biraz derede kaldım.

" Çantada şampuan var!" Diye bağırdı Eva.

Gülerek yanıma atladı.

O da benim gibi soğuğu çok seviyordu.

Soyunduk.

Ve yıkanmaya başladık.

Tüm bedenimizi yıkadık.

Mis gibi kokana kadar!

Ardından çıkıp kenara geçtik.

" İstersen bacağındaki protezi de çıkaralım. " Dedi Eva.

Bacağıma baktım.

Protezi yavaşça yardım edip çıkarttı.

Bacağımı da yıkadım.

" Ne var çantada giyilebilecek?" Dedim.

Gülen o oldu.

" Nicolas bana biraz acıdı. " Dedi ve 2 sütyen 2 iç çamaşırı 2 eşofman ve 2 yırtık kazak 2 çift ayakkabı ve 2 ceket.

Giydim.

Protezi sıkıca bacağıma bağladım.

" Bacağını... İşkenceleri sorma dedin ama... Ben özür dilerim keşke izin verseydin bana yapsalardı. " Dedi.

" Dayanamazdın Eva. Bacağımı sorma. " Dedim.

Tamamen giyinip ayaklandım.

" Yiyecek sandiviç var. " Dedi.

Ortadan ikiye böldü ve büyüğü bana uzattı. " Delirme ye yemeğini" dedim.

" Sana yemek verdiler mi?" Dedi.

" Verdiler. " Desemde yalandı.

Küflü ekmek.

Yemedim de.

" Ye hepsini. " Derken çantayı kapattım.

Derenin suyu büyülüydü.

2 saatlik iyileştirme gücü vardı.

" Muhafızlar bizi tanımamalı giy şu pelerini. " Dedi bir tane verirken.

Giydik.

Ata bindi. Arkasına bindim.

Yola devam ettik.

" Dayanabilir misin? Yolu bulana kadar?" Dedi.

" 30 kilometre düz git Kraliyetim orada. Abine ulaşırsın. " Dedim.

" Ölmemen için uğuraşıyorum!" Dedi.

Tam 2 saat sonra.

Arkamız muhafız doluydu.

" Veronika! Dayan!" Dedi Eva.

Atı daha hızlı sürdü.

Kraliyete girdi.

Saraya hızla ilerledi.

" Kimliği gizlemeye gerek yok. " Dedim.

" Vuracaklar çok geç!" Derken çantayı aldı.

Beni ve kendini indirirken koşarak saraya girdik.

" Nicolasın adamları bunlar olabilir! Kral Tiagoya haber verin! " Dedi muhafız.

Eva beni dinlemeden hızla toplantı salonuna girdi.

Kapıyı kapatırken içeride neredeyse evrendeki her Kralın olduğunu görmek zor olmadı.

Durdum.

Kapıyı kilitlemeye devam ederken pelerini çıkartıp attım.

" Aptal Eva! Burası benim Kraliyetim!" Dedim.

Durup bana baktı.

" Adamlar bize saldırıyordular! Yaralısın zaten! Gebertmek üzeresin!" Dedi.

" Yoo" dedim.

" Ney yoo! Kalbinden bıçaklandın! Her yerin yüzüldü! 3. Derece yanıklar var! Bir çok yerinde kurşun izi! Zıncir! Nesi yoo Veronika!" Dedi.

Ve devam etti. " Ve bunların hepsi benim suçum! Keşke gelmeseydin beni kurtarmaya! Keşke Nicolas bizi kaçırdığında bana yapılacak işkenceyi kendine almasaydın! Savaş bitti ama sen kendine yeni bir savaş açtın! Kaybettin savaşı! Kqhretsin ki buraya kadar değil! Ölürsen andım olsun kendimi gebertirim! Çünkü bu hayatta olmayan annem oldun! Seninle banyo yaptım seninle uyudum seninle yemek yedim sen öğrettin okuma yazmayı! Daha fazla şey! Şimdi geberirsen!" Dedi.

Güldüm.

" Deli gibi de gülüyorsun! " Dedi.

Daha çok güldüm.

Ve yavaş yavaş sustum.

" Kraliyetim değişmiş valla. " Dedim etrafa bakarken.

Ve onu gördüm.

Tiago.

Gözleri benim gibi kırmızıydı.

" Abi!" Dedi Eva bağırarak.

Umursamadan kapının kilidini açtım.

Odadan gittim işte.

Kendi odama gittim.

-Eva- 

Abimin kucağında oturuyordum.

Başımızdan geçen her şeyi ona 2 gün önce anlatmıştım.

Şimdi banyo yapmış sıcak bir yerde duruyordum. Abimin koynunda uyumuştum.

İçeriye doktor İgor dedikleri biri girdi.

" Veronika nasıl?" Diye sordum hemen.

Bir yere oturdu.

Abime baktı.

Başını olumsuzca salladı.

" Tiago.... O çok kötü. Bacağı kopartılmış. Protez var bacagında. Onları gećtim. Karnı paramparça. Enfeksiyon kapmış. Tüm bedeninde derisini kesmişler. Yanık dolu tek bacağı. Göğsü.... Kalbinin kapakçığını onardık. İçte iyi ama dışta derisi çok kötü. Uyanınca yapmam gereken bazı dikiş işlemleri var. Boynunu kesmişler. Boynu da iyi durumda. Yaşaması zor. Ama iyiyim diyip duruyor. " Dedi.

" Büyülü dereye girdik biz. Ondan öyle diyor. " Dedim söz alıp.

Abime baktım.

Tepki vermiyordu.

Bana baktı.

Ve gülümsedi.

Saçlarıma dokundu.

" Eva. Sana bir şey sorabilir miyim?" Dedi rusça konuşup.

Ben onlar gibi İngiliz değildim. Valencia ôğretmişti bana.

Ben Rustum.

" Sor. " Dedim.

" Ona ne yaptılar?" Dedi.

" Sormamı istemedi. Çok kızıyor. " Dedim.

İçeriye biri girdi.

" Hocam. Valencia uyandı. Ve ne oldu beni akıl hastanesine mı yatırdınız diye deli deli sorular soruyor. " Dedi.

" Normal normal. " Diyerek kalktı Doktor İgor.

Bende güldüm.

Ama abim gülmeyince sustum.

Gitti onlar.

Abim bana baktı.

" Peki sana duygu konusunda bir şey dedi mi?" Dedi.

" Yanında kalmamı istiyordu. Yanlız kalmak istemiyorum diyip duruyordu sadece. " Dedim.

Başını salladı ve yanağımı öptü durdu ve yine öptü.

" Ateşin mı var senin?" Derken elini alnıma yasladı.

" Yok " dedim.

" Var. Otur şuraya " dedi ve beni koltuğa indirdi.

Hemen bir bez alıp ıslattı.

Bir kaç tane hap getirdi. Ama ben hap içemiyordum. Ben şurup içiyordum.

Hap içmediğimi anlayınca bir kaç tane şurup getirdi.

Alnıma bezi bastırırken şurupları açtı.

İçirdi.

Karnıma birden hafif bir ağrı girdi.

Ama ilaçtandır diye düsünüp abime baktım. Yanıma oturdu.

-Valencia-

Doktor İgor göğsümdeki sargıları açmayı bitirdi.

Göğsümü yavaşça sıkarken inceledi.

" Uyuşturucu verdik ama hissediyorsun. " Dedi.

Basımı salladım.

Sarkık olmayan dik ve büyük göğsüme dokunmayı kesti.

Eline bir klemps aldı.

Göğsümün ucunu yavaşça sıkıştırdı.

Yumruğumu ısırdım ve başımı geriye attım.

İğne soktu ve devam etti.

Biraz daha bir şeyler yaptı.

Hemen sonra sargıları sarmaya geri başlayınca ona baktım.

Yumruğumu indirdim.

" İyi misin?" Dedi.

Başımı salladım.

-Eva- 

Tuvaleti kullanmıştım. Ve kan akmıştı.

Elim ayağım titriyordu çünkü sanırım regl olmuştum ve ne yapmam gerektiğine dair bir şey bilmiyordum.

Öylesine giyinip hemen çıktım.

Abimi görünce " Ben bir Veronikanın yanına gideyim. " Dedim.

Başını salladı.

Hızla revire gittim. En alt kat.

" Valencianın odası nerede?" Dedim.

İleri koridoru gösterdiler.

Hızla gittim ve kapıyı çalıp girdim.

Valencia yatakta değil koltukta oturuyordu.

Bir kahve içiyordu.

Bana baktı.

" Merhaba Eva!" Dedi.

Ağlamaya başladım.

Yanına geldim hemen.

Oturup ona sarıldım.

Bana sarıldı.

- Valencia-

Kapıdaki Tiagoya elimle gitmesini söyledim.

Evaya baktım.

" Eva? Ne oldu güzelim?" Dedim minik kıza.

Burnunu çekip bana baktı.

" Ben.... Senin dediğin regl oldum sanırım. " Dediğinde gülümsedim.

" Ağlama. " Dedim.

" Ne yapacağımı bilmiyorum?" Dedi.

Yavaşça kalktık.

Buradaki tuvalete girdim.

2 ped aldım dolaptan.

Kendi altımdaki kıyafetlerimi indirdim. Hasta kıyafeti giymeyecektim tabiki.

Ona baktım ve altını işaret ettim.

Korkarak indirdi.

İç çamaşırı biraz kahverengi renkte kan olmuştu.

Tamamen çıkarttığında ona yeni bir iç çamaşırı verdim.

Giydi.

O da benim gibi dizlerine kadar indirdi.

" Şimdi bu ped. " Dedim elime alıp.

O da eline alınca açtı.

Jelatini cıkarttığımda benim gibi yaptı.

Pedi iç çamaşırıma yapıştırıp kanatlarını da yapıştırdım. Her şeyi yaptıktan sonra ona baktım.

Yapmıştı.

" Eee tamam işte yaptın. " Dediğimde üzerini düzeltti.

" Acık renk eşofman giyme kan arkana bulaşabilir. " Dedim üzerindeki beyaz eşofmanı gösterirken.

Yeni siyah bir eşofman ışınladım ve verdim. Onu giydi.

Bende pedi çıkartıp attım. Üzerimi giyindim.

Ellerimizi yıkadık.

" Teşekkür ederim. " Derken sarıldı bana.

Sarıldım.

" 2 saatte bir değiştir tamam mı?" Dedim.

Başını salladı.

Bana sarılmayı yavaşça kesti.

" Sen nasılsın? " Dedi.

Tuvaletten çıkıp yerime geçtim. O da karşıma oturdu.

Kahve yerine meyve suyu verdim.

Reddetmedi.

" İyiyim. " Dedim.

Gülümsedi.

" Abim... Benim yanımda belli etmemeyi deniyor. Ama ağlamış o. " Dedi.

Banane?

O zaman niye parmağında yüzük?

" Ateşin mı var ?" Diye sordum.

" Biraz. Şurup içirdi abim. " Dedi.

Gülümsedim.

" Git yanına... Seni ćok bekledi. " Dedim.

" Neden ayrı gibisiniz. " Dedi.

" Abin... Sinirlenince kötü biri yaklaşma bile derim. Ben sakinleştirmeyi denerken kurban gidenlerdenim. " Dediğimde durdu.

Biraz düşündü.

" Ne yaptı?" Dedi.

Ona göre ittirmek bile kötüydü.

" Vurdu. Başka bir şey yapmadı. " Dedim.

Boynumu kırmak istercesine vurdu Eva.

Başını eğdi.

" Git hadi. " Dedim.

Lafımı dinleyip ayaklandı.

Cebimden flaş düşünce alıp bana verdi.

Hızla aldım. İçinde benim işkence anlarımın olduğunu biliyordu.

Elinden aldım.

Gitti.

Gece 1 olunca.

Boş boş pencereden dışarıyı seyretmeye devam ediyordum.

Biraz çocuklarımla vakti geçirmiş onlara kardeşlerini koruyamadığımdan bahsetmiştim.

Bir dilek dile dedi Noel Baba.

Bir daha tecavüz edilmemeyi diledim.

Hiç bir şey olarak yazıyorum dedi.

Öyle yani. Kaderim bu.

Boks neyime.

Kendimi koruyamadıktan sonra.

Şimdi biraz alkol içiyor biraz sigara tüketiyordum.

Ama araştırma yaptığım 3. Odadaydım.

Kanepede oturup dışarıyı seyretmeye devam ederken elim karnımdaydı.

3. Can Valencia diye kendi kendime hatırlattım.

3 can almıştım ben.

3 masum bebek.

Ağlamamak için yine zorladım kendimi.

Doktor neredeydi? Neden yanımda değildi? Gerçekten ayrı mıydık biz?

Bir kaç saat önce dinlenme salonunda ailemle oturmuştum. Bana hiç bakmamıştı.

Neden?

Çirkinleşmiş miydim?

Başım eğik durmaya devam ederken aklıma bir şey geldi.

Ben flası orada masada bırakmıştım!

Hızla dinlenme salonuna gittim.

Tanrım!

Kapıyı açıp içeriye girdiğimde Eva bana baktı.

" Al. Sen unutunca kimse bakmasın diye aldım. " Diyip elime verdi Flaşı.

Nefeslendim.

Başımı eğip odama rahatça geri gittim.

Biraz daha kanepede durdum.

Battaniye alıp yattım hafifçe.

Gözlerimi kapattım.

____-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_--_-_-_-_____

Sen beni öldürdün!

Sen bizi öldürdün!

Anne! 

Sen babanı seçtin!

Asla değerli olamadık!

Anlamadın bizi!

Çığlık atarak kalktım.

Kabustu.

Elimi göğsüme bastırmadan koydum ve nefeslendim.

Battaniyeyi geri üzerime aldım ve ağlamaya başladım.

Saat 3 idi.

2 saat uyuyabilmiştim.

Ağlamaya devam ederken ellerimde parmaklar hissettim.

Uzun kaslı parmaklar.

Sıcak bir el.

" Valenciam. " Diye bir mırıldanış.

Buradaydı. Yanımdaydı.

Yanıma oturdu.

-Tiago-

3 saat önce.

Flaşı izlemiştik.

Tecavüz edildiği anları bile videoya almıştı pezevenk.

Ve sonra bir başka olay.

Valencia yerde çırpınırken bir adam ağzını kapatmış karnına ultrason bastırırken bir başka adam bedenini tutuyordu.

Ultrasonda bir bebek görmek zor değilken Nicolas gözüktü.

Geldiği gibi Valencianın karnına tekme attı.

Valencia acıyla bağırırken ellerini karnına koyup bebeğini korumayı denedi.

Yapamadı ki. Ultrasonda kayıp gitti bebek.

Sonra bacağı.

Bacağını kanlı canlı testereyle kesmişlerdi.

Tekrar tekrar tekrar onu dôvüp canını yakmışlardı.

Ve ben ilk defa o kadar çok yıkılmıştım.

Kalbime sanki defalarca hançer girip çıkmıştı.

-Valencia-

Saçlarımı oynadı eskisi gibi.

Ve bende ağladım dizlerinde.

İçim dışım çıkana kadar ağladım.

" Sen korumayı denedin. Nicolasın suçuyken kendini neden suçluyorsun Valenciam. Hıh güzelim. Neden yakıyorsun o tatlı canını. " Derken kolumdaki yanığa krem sürüyordu.

O da ağlamıştı.

Bana ağlamıştı.

Ona baktım.

" Ben seni nasıl iyileştireyim? Yaralarını sarsam içinde açılıyor yaraların. Kapatamıyorum. " Dedi.

" Nerdeydin? Neden gelmedin yanıma hiç? Belki gelseydin.... Yara tamamen kapanırdı hep burda olsan. " Dedim.

Sessiz kaldı ve saçlarımla oynadı.

" Ağladım sana. Bende Evayla ağladım. Ağlayamaz mıyım? Kocan sana kıyamaz mı?" Dedi.

Elimi eliyle kenetledim.

Bir bant alıp sertçe bantladı.

" Bacağın.... Bakabilir miyim bacağına. " Dedi.

Eşifmanı baldırıma kadar sıvazladım.

" Bak bu benim protezim. " Dedim demire dokunup.

Yavaşça bacağımı çıkarttım.

" Ve bu da bacagım..." Dedim.

Bacağım narince dokundu.

Ve o an onun da elleri titredi.

" Valenciam... " Dedi ellerini çekerken.

Bacağımı geri taktım.

" Ben mutluyum deme öyle. Bacağımın kopmasına çok sevindim. " Dedim.

Cevap vermedi.

" Canın acıdı demi ben vurunca. " Dedi.

Sustum.

" Çok yakıyorum ben senin canını. Ne olacak?" Dedi.

Gözlerimi yumdum.

" Evanın yanına yatacağım. " Dedim ayaklanırken.

Benimle ayaklandı.

" Evanın ateşi var bende onun yanından geldim. " Dedi.

" Dinlenme salonunda mı uyuyor" Dedim.

Başını salladı.

Eva yatak sevmiyordu. Koltuklarda uyumaya bayılırdı. Saçma bir alışkanlık.

 

Bölüm : 03.01.2025 22:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...