75. Bölüm

75. Bölüm

Emine Ekin Yavuz
okurveyazarolankiz

-Valencia-

Saat kaçtı.

1 mi? 

Hemen etrafıma baktım.

Odamdaydım.

Bulanık görsemde inleyerek ayaklandım.

Bacağımdaki dizliği çıkarttım.

Hafif hafif basıp banyoya yürüdüm.

Üzerimi çıkartıp kapattım kapıyı.

Hemen şohbeni açıp altına girdim.

Suyu soğuğa alıp hemen yıkandım.

Saçlarıma baktım.

Kesebilir miydim?

Tiagoya sormalıydım. Titanic miydi? Tiago Hah.

Her neyse.

Saç bakımlarımı yaptığıma göre çıkabilirdim.

Hemen suyu kapatıp bir bornoz aldım.

Giyip yüzüme maskemi yaptım.

Dişlerimi fırçalayıp hafif bir parfüm sıktım.

Hava soğumuştu.

Bu yüzden şort ve sweat giydim.

İkisi de pembeydi.

Dizliğimi taktım. Yatağıma geri yattım.

Yemek yiyesim yoktu. Yarın yerdim ama şimdi aç değildim.

Biraz korkuyordum.

Kapım açılınca geriledim ve sıçardım.

John. 

" Ah Kraliçem. Size bakmaya gelmiştim. Bir isteğiniz var mı?" Dedi.

" Tiago nerede?" Dedim sadece.

" Onunla kavga ettiniz. Biraz bağırdınız. Tiago da hastalarını bu saatte ameliyat etmeye başladı. Aslında ameliyat 8 de başladı. Ama uzun. Bir kaç saate çıkar. " Dedi.

Başımı kırgınlıkla salladım.

" Peki. Onu arayabilir miyim? Ameliyatta ki telefondan arasam ne der ? Kızar mı?" Dedim.

" Hayır. Hayır elbette. Masadaki 8. Telefon ameliyata bağlı. " Dedi.

Başka bir şey istemediğimi belirtip gitmesini söyledim.

Gittiği gibi ayaklandım.

Ama birden midem feci bulanınca tuvalete son anda yetiştim.

Kustum.

5 dakikadan fazla içeride kaldıktan sonra kendime gelmek ićin yüzümü yıkadım.

Hemen sonra karnım ağrımaya başladı.

Ayakta duramadan yere düştüm.

Yavaşça ayağa kalktım.

Bir agrı kesici içip mutfaktan sıcak şu torbası aldım.

8. Telefonu alıp yatağa yüz üstü yattım.

Karnıma su torbasını koydum.

Telefondaki numarayı çeviremeyecek kadar halsizdim.

Ama inleyerek başardım.

Kulağıma koydum telefonu.

Bir kaç saniye sonra açıldı.

Martinanın sesi geldi.

Onunda 2. Çocuğu şuan karnındaydı. Ama 4 aydan sonra işe ara vereceğini söylemişti.

" Efendim Valencia. " Dedi.

" Tiagoyla konuşabilir miyim? " Diye mırıldandım.

" Sesin niye kötü senin? Neyse. Tiagoya veriyorum haberin olsun ameliyatta şuan " dedi.

Bir kaç hışırtı sonrası Tiagonun sesini duydum.

" Efendim Valencia" dedi.

Telefonu uzaklaştırıp inledim.

Biraz kendime gelmeyi denedim ama midem daha fazla bulanınca yine ayaklandım.

Bu sefer odamdaki çöpe yetişebildim.

Eğilip kusmaya geri başladım.

Ama bu sefer kan kustum.

Feci durumdaydım.

Kan kusmayı bırakınca çöpe tükürdüm.

Peçeteyle ağzımı sildim.

Telefondan " Kusuyor musun sen?" Sesi geldi.

Duvara tutunarak yatağa geri geldim.

Torbayı karnıma koydum.

Telefonu aldım.

İnledim.

Sonra da elimi ısırdım.

Gerçekten çok ağrımaya başlamıştı karnım.

" Valencia. " Dedi bu sefer Tiago.

Sonra da " Martina telefonun sesini fulleyip şuraya koyar mısın? Bir şey oluyor. " Dedi.

Dediği yapılırken " Grefti kapatıyorum makas. " Dedi.

Kendime gelince telefonun sesini bende acıp yatağa bıraktım.

" Ameliyat... Ne zaman biter?" Dedim.

" Sesin niye böyle senin?" Dedi.

" Kan kustum. " Dedim rahat bir tavırla.

" Ameliyattan çıkamam doktorlar zıbarıyor. Louis ayaktaydı. Jasmine ile birlikte. Onların yanına git. " Dedi.

Yüzümü buruşturdum.

Midem.

Feciydim. Çok feci durumdaydım.

" Sakın bayılma benimle konuş. " Dedi.

Gözlerimi kapatmakla yetindim.

" Biz kavga mı ettik? John öyle dedi. " Dedim.

" Önemsiz bir şey. " Dedi.

Ben ise " Hakaret ettiysem özür dilerim. " Dedim.

Sustu.

Bir kać alet sesi geldi.

Kalp atış sesleri.

" Dileme. " Dedi.

Demek ki hakaret ettim.

" Hem. Saat kaç uyusana sen " dedi.

Omuz silktim.

" Uykum yok. Midem bulanıyor. Üşüyorum. Ayağa kalkamıyorum. Feci kusuyorum. Çift görüyorum. Tansiyonum fırlıyor. Başım çatlıyor. " Dedim.

Torbayı biraz daha bastırdım karnıma.

" Sıcak şu torbası koy kasığına. Dikişlerinde erken düşecek. Ağrı kesici iç. " Dedi.

" Yaptım. " Dedim.

Sustu.

Bir kaç eşya istedi.

İşi vardı. Onu oyalamamalıydım.

" Kapatıyorum. " Dedim.

" Sakın! Valencia konuş. Kapatırsan daha da korkarım. " Dedi.

Biraz durdum.

" Sanırım yine kusuca... " Dedim ve dayanamadan bu sefer yere kustum.

Bu azdı.

Ama yine de kandı.

Ayaklandım.

Hemen yeri sildim.

Ağzımı da sildim.

Sonra da geri geldim.

" Lansoprazol veriyorum kendime. " Dedim.

Çekmeceyi açtım.

" 2 şırınga ver. " Dedi.

İki tane çektim ve aynı anda koluma sapladım.

Damar yolumu patlatmayı becersemde umursamadan enjekte ettim.

Geri çekip yatağa yattım.

Biraz nefeslendim.

Mide bulantım geçmeye başlarken biraz daha iyi olduğumu düşündüm.

Sweatime sarıldım.

Üşüyor hatta titriyordum.

Kasığımda ağrımaya başlamıştı.

Ellerimi karnıma dolayıp biraz bastırdım.

" Konuşsana. " Dedi Tiago.

Yutkundum.

" İyi misin şimdi?" Dedi.

Göz kapaklarım ağırlaşıyordu.

Başım telefonun hemen yanına düşerken tamamen kapandı gözlerim.

Ayık kalmayı denedim ama yapamadım.

Bir kaç dakika baygın kaldım sanırım.

-Tiago-

Ameliyathanede 5 dakika çıkma izni almıştım.

Valencianın komşusu bile olmayan bir Kralın kalp ameliyatındaydım. Yukardaki camda beni izleyen 9 kişi vardı. Genel olarak Krallardı. Bir kaç tane de gazeteci.

Ameliyathanede 5 görevli vardı.

2. Si sadece hemşireyken 3 kişi doktordu. Biri asistan diğeri de Martina.

Valencianın yanında doktor kıyafetlerindeydim.

Siyah geniş bir doktor pantolonu ve siyah yakalı bir tişört.

Solda bir cep.

Valencianın yanındaydım.

Bayılmıştı.

" Valenciam. " Diye mırıldandım onu kucaklarken.

Yatağına geri yatırdım.

Ateşine baktım.

40 derece.

Havale geçiriyordu.

" Louis uyumuş. Ben seni kime emanet edeceğim. " Dedim.

Sweatini çıkarttım.

Altındaki kalın eşofmanı da çıkarttım. " Sen uyumuşken dikişlerini alayım olur mu?" Dedim.

İç çamaşırını da çıkarttım.

Bacaklarını iki yana açtım.

Eğilip elime bir kaç alet ışınladım.

Spekulumu rahim ağzına yerleştirip yavaşça genişlettim.

Bir makas alıp dikişlerini çektim. Zaten düşmüşlerdi.

Ve vajinası hala param parçaydı.

Bu beni üzmüştü.

Yeni bir dikiş attım.

Hemen sonra spekulum aletini çektim.

Yavaşça baş parmağımı U şeklinde gezdirdim rahminde.

Hafif hafif masaj yaptım.

Baygın olsa da kasılıyordu.

Bu onu rahatlatabilirdi.

" Şşt. Valenciam. " Dedim.

İç çamaşırını giydirip bir şort giydirdim.

Üzerine de crop.

Bedeni soğuktan titriyordu.

" Valencia. Karnındaki dikişleri mi yırttın sen?" Dedim.

Evet tırnaklamıştı.

Ordaki dikişi alıp oraya da bir dikiş attım.

Bu sefer üzerine beyaz bir spanç yapıştırdım.

" Tiago " diye mırıldandı.

" Burdayım. " Derken ellerini tuttum.

Eldivenim de olsa soğuktu elleri.

" Tiago " dedi yine.

" Gitmeyeceğim. " Dedim.

Yutkundu.

Kan vardı ağzında emindim.

" Yanımda kal. " Diye mırıldandı.

" Söz. Söz veriyorum seni de yanıma alacağım. Hadi bakalım. " Dedim ve onu kucakladım.

İnledi.

Hemen ameliyathaneye geri geldim.

Ameliyathane soğuktu elbette.

Ama onunda sıcak ortamda kalması ateşini yükseltirdi.

İçeriye girdiğimde herkesin bakışları buraya döndü.

Kenara bir koltuk ışınladım.

Valenciayı yavaşça yatırdım ve üzerine minik bir battaniye bıraktım.

Alnına ıslak bir bez koydum.

Sonra da bir serum demiri çektim.

Demire bir serum taktım.

Tam bu sırada başını yere eğip kusmaya başlayınca önüne geçtim.

Kan kustuğu belki yerden belliydi ama zaten sadece 3 saniyelik sürdü.

En son tükürdüğünde ağzını peçeteyle sildim.

Ayaklarıma kusmuştu.

Bembeyaz ayakkabım onun kanıyla dolmuştu.

Başını sola yatırırken soluk borusuna kadar kan doluydu.

Nefes alamıyordu.

Hemen bir laringoskop aldım.

Boğazına ayarladım ve boru alıp boğazına ittim.

Yanagına bantla yapıştırdım.

" Tamam. " Dedim.

Ateşine bir kez daha baktım.

39. 

" Ateşin de düşüyor. Havale geçirmeyi bıraktın. " Dedim.

Yüzüne baktım.

Yanağını öptüm.

Ameliyathanedeki hemşirelerin yanına gittim.

Beni hemen giydirdiler.

Eldivenini de kendim giyip bonami taktım.

Geri yerime gelip aletleri aldım.

Ameliyat 40 dakika daha devam etti.

Sona gelirken Valenciadan bir ses çıktı.

Ona baktım.

Ellerim kan doluydu.

" Dikişi at October. O zaman ne diyelim geçmiş olsun. " Dedim.

Saat 2 olmuştu.

Alkışlar geçerken " Yorulmuş olmasınız Tiago Bey. Gerçekten uzun bir tatili hak ettiniz. " Dedi Yukardaki Wallace.

" Emin ol Wallace. 1 yıldır uyuyamıyordum. Ama geçen 4 gün en uzun uykumu çektim. 1 yıl daha uyumadan geçirebilirim. Hem şimdi de başka biriyle ilgilenmem gerek. Aslında bu benim ihtiyacım. " Derken bakışlarım Valenciadaydı.

Üzerimdeki her şeyi cıkartıp hemen ellerimi yıkadım.

Eldivenlerini giyip yanına geldim.

Büyük serumu bitmişti.

Yavaşça kolundan çekip pembe bir yara bandı yapıştırdım.

" Martina bir ateş ölcer verebilir misin?" Dedim.

Hemen verince alnına dayadım.

36 derece.

İyiydi.

Gülümserken tenine baktım.

Bembeyaz değildi.

Birden öksürmeye başladı ama borudan dolayı sesi çıkmadı.

Hemen boruyu boğazından alıp çöpe attığımda başını kaldırıp uzun uzun öksürdü.

Geri yattı.

Sonra da gözlerini açıp bana baktı.

Ama göremedi.

Gözlerini ovuşturdu.

" Gözlüğüm nerde benim. " Dediğinde hemen taktım.

Bana baktı.

Sonra etrafına.

Kralları görünce " Ne oldu ölüm saatim mı verildi?" Dedim.

Tiago kıkırdarken kendi lafıma güldüm.

" Hayır. Bayıldın ve Louis uyuduğundan seni buraya getirdim. " Dedim.

Başını kaldırdı.

" Sen bir bok yaptın demi bana " dediğinde önce kaşlarımı çattım.

" O ne demek ?" Dedim.

Bakışlarıyla aşağ8yı gösterdi.

" Haaa! Dikişlerini alıp yeni dikiş attım. " Dedim.

Gözlerini kırpıştırdı.

" Emin misin?" Dedi.

Başımı salladım.

" Hiç bir şey hisettmiyorum. " Derken rahattı.

Ellerimi ve parmaklarımı kütletirken " sen duymadın mı? Tiagonun dikişleri acı yaratmaz!" Dedim kendimi ôverek.

Ayaklarına baktı.

" Off pembe ojelerim de yakıyor ama " dedi.

Kahkaha attım çünkü ojesi soyulmuştu.

Güldü ve bana baktı.

Ona bakarak daha çok güldüğümda aynısını o da yaşadı.

Biraz sustu.

Ve hemen oturdu.

Böyle hızlı olmasına şaşırdım.

" İyi misin?" Dedim.

" Acıktım. Sabahtan beri bir şey yememiştim ama şimdi canım pizza çekiyor. " Dedi.

Gülümsedim.

Artık yemek yemesini seviyordum.

" Acaba kaç kilo oldum ben ya. " Dedi.

Hemen bir tartı ışınlayıp ayaklandı

Tartıya çıktı.

53 kilo.

" Lan ben ne ara 1 kilo aldım!" Dedi.

Ama sonra " Çokta sikimde değil banane ya. " Dedi.

İndi.

Kucağıma atladı.

Bacaklarını göğsüme kollarını kafama bağlarken epey yukarıdaydı. " Gel pizza yapalım." Dedim.

O ise etrafa bakınıyordu.

" Buraya gelmeyeli epey zaman oldu. Acaba uzmanlık sınavına mı girsem?" Dedi.

" Şuan asistan doktorsun. Bence uzman olabilirsin. " Dedim.

Gülümsedi.

" Sen nerden biliyorsun demeyeceğim. " Dedi.

Ellerimi beline sardım.

Onu hızla kendimden uzaklaştırıp çevirdim.

Yere oturttum.

Bir an bunu nasıl yaptığımı düşündü.

" Oha!" Dedi ve başını kaldırdı.

Aramızda bayağı mesafe vardı.

" Öküz !" Dedi.

Ayağıma vuracakken kanı gördü.

" Ben senin ayağına mı kustum?" Dedi.

" Evet. Ve kalk hadi pizza yapıcaz. " Dedim.

Ellerinden tutup onu kaldırdım.

Ameliyathanede çıktık.

 

 

 

Bölüm : 28.11.2024 22:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...